Savaş Özbey

Sevim Emre en son ne zaman manav gördü?

31 Ocak 2025
İnsanın kendini filtreyle, photoshop’la olmadığı bir tipte, olmadığı bir yaşta göstermesi en hafif tabiriyle “hazımsızlık”. Kendini hazmedememek, yaşını hazmedememek yani.

Fotoğraflarına yaptığı aşırı filtrelerle tanınan Sevim Emre, bu konuda Ece Erken ile girdiği polemiğin ardından yine aşırı filtre eşliğinde bir açıklama yaptı:
“Bütün boş konuşanlara cevabım: Meyve veren ağaç taşlanır. Çünkü biz kötülükle beslenenlerin, olmak isteyip de başaramadıkları, sevgi dolu gönüllerdeyiz...”



Sevim Hanım ne zaman meyve vermiş, onu kaçırmışım.
Bana sorsanız “Değil meyve vermek, yıllardır manavın önünden bile geçmemiş” derdim.
Şimdi bir albüm hazırlığında olduğundan bahsediyor, herhalde onu kastediyor.

Yazının Devamını Oku

Tolga sen bir dur, buralar zaten karışık

30 Ocak 2025
Menajer Ayşe Barım’la ilgili yürüyen hukuki sürece herkes bir yerinden dahil olmaya çalışıyor, eski defterler açılıyor. Bunlardan biri de Türkiye’yi terk edip ABD’de TIR şoförlüğüne başlayan Tolga Karel.

Menajer Ayşe Barım hakkında önce tekelleşme, sonra Gezi iddialarıyla yürüyen süreç, ister istemez birlikte çalıştığı-çalışmadığı ünlülerin de gündeminde.
Televizyondan, dizilerden tanıdığımız, bildiğimiz kim varsa “kırık kalp” emojisi paylaşıyor Barım’la ilgili.



Bunlar genellikle Ayşe Barım’la çalışıp, ona destek olanlar. Yakında “kırık kalp”e zam gelirse şaşırmayın.
Ama konuyla ilgili-ilgisiz herkes bir yerinden sürece dahil oluyor. Mesela oyunculuğu bırakıp Amerika’da TIR şoförlüğüne başlayan Tolga Karel.
“Geç kalınmış bir operasyon” diyor Karel:

Yazının Devamını Oku

Biz takıntının hijyenik, estetik ve komik olanını severiz

29 Ocak 2025
Sanatçı insanın takıntısı da eksantrik oluyor tabii. Senin benim gibi trafiğe, müdüre, ev sahibine takacak değil ya... Mesela Teoman: Kablolu mikrofon takıntısı varmış.

Mikrofonun illa kablosu olacak, onu eliyle kavrayacakmış.

Bu kısmı, sanatçının üslup, duruş, edasıyla alakalı olmalı.

Peki şuna ne dersiniz:

Restorana gittiğinde yuvarlak masaya oturamıyormuş.

Halbuki Teoman için iyi. Yuvarlak olduğunda hiç fire vermez, masadaki bütün kadınlarla flört edebilir böylece.

Bir sebebi vardır herhalde.

Ece Seçkin

Yazının Devamını Oku

Biz böyle kaç genç yetiştirdik?

28 Ocak 2025
Yangın faciasında ölenlerin yakınlarına telefon açıp dalga geçenler yakalandı. Benzer şeyler depremzedelere de yapılmıştı. Bu gençler suçlu. Ama çuvaldızı kime batıracağız?

Bolu-Kartalkaya’daki yangının ardından ölenlerin yakınlarını arayarak dalga geçen üç kişi yakalandı.

Biri Aksaray’dan, 21 yaşında. Diğeri Nevşehir’den, 20 yaşında. Üçüncü Bitlis’ten, 19 yaşında.

Üçü de neredeyse yeni reşit olmuşlar, biri de kız. Aralarından biri yakalanmadan önce “Hızlı olan yakalasın bizi” diye paylaşım yapmıştı. Ölenlerin yakınlarına “Panel” denilen bir veri bankası üzerinden ulaşmışlar. Bu bilgiler, veri hırsızlığı sırasında ele geçirilip, internette paylaşılan bilgilerimiz. TC numaramıza kadar her şeyimize ulaşabiliyorlar.

İşledikleri suçun cezası nedir, bilmiyorum. Ama acılı anne-baba olduğunuzu düşünün, yavrunuza mı yanacaksınız yoksa bu manyaklarla mı uğraşacaksınız?

Peki bu üçünün kabahati var da bizim hiç yok mu?

Bu gencecik beyinlere nasıl olup da empati becerisi kazandıramamışız?

Niçin vicdanlı birer insan olarak yetiştirememişiz?

Yazının Devamını Oku

Hırs-hınç-linç

24 Ocak 2025
Kartalkaya’daki gibi facialar sosyal medyada önce infial, ardından öfke, en sonunda da linç şeklinde ortaya çıkıyor. Bu büyük öfkeden Serenay Sarıkaya gibi paylaşım yapan da alıyor nasibini, yapmayan da. Giray Altınok gibi neye uğradığını şaşırıp hesabı kapatan var. Fenomen Aslı Gürer, kör gözüm parmağına yaptı, hak etti diyelim... Peki Hande Erçel’in eniştesi Caner Yıldırım’ın günahı neydi...

Milyonlarca takipçisi olan ünlü bir isim olsaydınız ve Kartalkaya’da yaşanan korkunç faciayla ilgili paylaşım yapmaya kalksanız nelere dikkat ederdiniz?
Her şeyden önce kuyumcu titizliğiyle hazırlanmış olması gerekir.
Hassasiyetleri dikkate alarak kimseyi gücendirmemesi lazım. Asla ajitasyon içermemeli. Ölenler kadar, hastanede yaralı halde olanlar da anılmalı.
Felaket karşısında toplumu bütünleştirici mesajlar vermeli. En önemlisi de içten, samimi olmalı.
Bunun gibi daha birçok kıstas sıralanabilir.
Serenay Sarıkaya’nın yaptığı paylaşımı gelin bu kıstaslar ölçüsünde inceleyelim:
“Bu nasıl bir karanlık, nasıl bir çaresizliktir? Yüreklerimiz yandı. Canlarımız gitti. Bu tedbirsizliğe, bu kadar can kaybına inanmak istemiyorum. Buna alışmak, hayata kaldığı yerden devam etmek mümkün değil. Hiçbir şey normal değil. Çok acı, çok yazık... Yangında hayatını kaybeden herkese Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar ve sabır diliyorum. Dualarımız sizinle...”

Yazının Devamını Oku

İnsan ne diyeceğini bilemiyor

23 Ocak 2025
Bu nasıl bir öfke? Zerre sınıf bilinci olmayan biri, sıra başkalarının felaketine gelince fakir olduğunu hatırlıyor birdenbire... Ölenler zenginmiş, üzülmezmiş... Yahu zengini-fakiri yok, insan bu. Aynı acıyor!

Yangın üzerine kadının biri TikTok’ta yayın açmış, “Ben zenginlere ağlamıyorum. 38 bin lira otele para ver, havanı at, sonra da... Herkes kaderini yaşar!”
Başına felaket gelen bir insan zengin olunca yaşadığı müstehak görülüyor. İlk kez ortaya çıkmıyor bu kafa.
Titanik’in batığını göreceğiz derken oğluyla birlikte denizaltıda ölen Hintli milyarder için de takınanlar olmuştu aynı tavrı. Bu nasıl bir öfke, insan ne diyeceğini bilemiyor.
Zerre sınıf bilinci olmayan biri, sıra felakete gelince fakir olduğunu hatırlıyor birdenbire.
Ölenler zenginmiş!



Yazının Devamını Oku

Bir kefede Celal Şengör, bir kefede Neşet Ertaş

22 Ocak 2025
Ünlü bilim insanı Prof. Dr. Celal Şengör, üç yıl önce kaybettiğimiz, “Bozkırın Tezenesi” lakaplı Neşet Ertaş’ı hiç duymadığını açıkladı.

Celal Hoca’ya kızan da var, durumu normal karşılayan da.

Elbette bir bilim insanı olarak, kültür-sanat alanındaki popüler bir halk müziği ustasını bilmeyebilir. Kişi, öncelikle kendi alanındaki önemli figürleri bilmekten sorumludur.

Bana kalırsa Neşet Ertaş da Celal Şengör’ü bilmeyebilir, en azından bunu bilmediği için kendi alanında yetkinlik kuşkusu doğurmaz.

Ama Celal Şengör sadece bir bilim insanı değil, konuşmalarıyla, TV programlarıyla, sosyal medyasıyla insanlara etki eden bir fenomen.

E böyle bir kişide de en azından genel kültürün Gİ ve K’si olsun beklenir.

Demem o ki, Şengör’ün Ertaş’ı hiç duymamış olması büyük bir eksikliktir. 

Hangi konular ilginizi çekiyor

Yazının Devamını Oku

Sakin ol champ!

21 Ocak 2025
“Yeni Sabancı” 4 yaşında olduğuna göre, anne karnına pandemiyi en şiddetli yaşadığımız 2020 başında düşmüş. Hani sokağa çıkma yasakları... Hacı Sabancı bisiklet sürerken paylaşım yapıyor... Tepki çekince de “Sakin ol champ” (Sakin ol şampiyon) diyerek yalının bahçesinde olduğunu söylüyor. 5 sene sonra anlıyoruz ki asıl “sakin olması” gereken Hacı Sabancı’ymış.

Önce Metin Akpınar’ın kızlarıyla başladık, ardından Uğur Dündar hakkında iddialar gündeme geldi. “Habersiz babalık” ateşinin düştüğü son hane ise Sabancıların evi.
Nazlı Sabancı’yla evli ve bir çocuk babası olan Hacı Sabancı’nın, başka bir kadından 4 yaşında, Uzay adında bir oğlu ortaya çıktı.
Aile öyle büyük bir şaşkınlık içinde ki, ne mesaj vereceklerini şaşırmış haldeler.
Aile büyükleri, soyadlarının böyle bir skandala karışmış olmasından rahatsız.
Hacı Sabancı’nın eşi Nazlı Sabancı, hiçbir şey yokmuş gibi mutluluk pozu paylaştı. Ardından anne Arzu Sabancı da bir paylaşım yaptı: “Bugün babaanne oluşumun yıldönümü...”



Yazının Devamını Oku