Hırs-hınç-linç

Kartalkaya’daki gibi facialar sosyal medyada önce infial, ardından öfke, en sonunda da linç şeklinde ortaya çıkıyor. Bu büyük öfkeden Serenay Sarıkaya gibi paylaşım yapan da alıyor nasibini, yapmayan da. Giray Altınok gibi neye uğradığını şaşırıp hesabı kapatan var. Fenomen Aslı Gürer, kör gözüm parmağına yaptı, hak etti diyelim... Peki Hande Erçel’in eniştesi Caner Yıldırım’ın günahı neydi...

Haberin Devamı

Milyonlarca takipçisi olan ünlü bir isim olsaydınız ve Kartalkaya’da yaşanan korkunç faciayla ilgili paylaşım yapmaya kalksanız nelere dikkat ederdiniz?
Her şeyden önce kuyumcu titizliğiyle hazırlanmış olması gerekir.
Hassasiyetleri dikkate alarak kimseyi gücendirmemesi lazım. Asla ajitasyon içermemeli. Ölenler kadar, hastanede yaralı halde olanlar da anılmalı.
Felaket karşısında toplumu bütünleştirici mesajlar vermeli. En önemlisi de içten, samimi olmalı.
Bunun gibi daha birçok kıstas sıralanabilir.
Serenay Sarıkaya’nın yaptığı paylaşımı gelin bu kıstaslar ölçüsünde inceleyelim:
“Bu nasıl bir karanlık, nasıl bir çaresizliktir? Yüreklerimiz yandı. Canlarımız gitti. Bu tedbirsizliğe, bu kadar can kaybına inanmak istemiyorum. Buna alışmak, hayata kaldığı yerden devam etmek mümkün değil. Hiçbir şey normal değil. Çok acı, çok yazık... Yangında hayatını kaybeden herkese Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar ve sabır diliyorum. Dualarımız sizinle...”
Benim okuduğum, bir yandan isyanını dile getiren ama bir yandan da itidalli bir metin.
Acısını, üzüntüsünü anlatıyor, iyi dileklerini sunuyor.
Hatta yayına girmeden son bir profesyonel gözün okuduğuna, son şeklini verdiğine de eminim ama ispat edemem.
Yine de bu paylaşımıyla kızgın kitlelerin hedefi oldu Sarıkaya.
“Oha ilk kez bir olayla ilgili hemen bir şey paylaşmış” diyen var.
Paylaşsa kabahat, paylaşmasa kabahat.
“Bunlarınki dostlar alışverişte görsün” diye eleştiren var Serenay’ı.
Sanki kendisi, akşam eve gidip atomu parçalayacak.
Bir de başkasına kızarken şu ihtimali göz önünde bulundurmak şart:
Herkes, her an, her konuya dikkat ayırabilecek halde olmuyor.
Mesela o anda yoğun bakımda bir yakınınız yatıyorsa dünyanın en büyük yangını zaten sizin içinizde oluyor.

Haberin Devamı

Kar otelinden kar kombini

İnfial anlarında toplumun hıncına uğrayanların bir kısmı da buna resmen davetiye çıkarıyor.
Mesela fenomen Aslı Gürer. Kartalkaya’da ölü sayısı katlanarak artarken, Erciyes’ten kar oteli reklamı yaptı. Yetmedi, “Haydi kayağa beraber hazırlanalım” diyerek bir de kayak kombini yaptı otel odasından.
İhmal zincirini yapanların yanında onun yaptığı suç bile değil ama bu duyarsızlığından dolayı zılgıtı yedi tabii. Sonradan taziye mesajı yayınladı, kayıpların duyurularını paylaştı ama geçmiş olsun...

Haberin Devamı

Hırs-hınç-linç

Pamuk ipliğine bağlı

Instagram’da 31 milyon takipçisi olan Hande Erçel’in eniştesi Caner Yıldırım’ı bile 1.2 milyon kişi takip ediyor. Yangının ardından o otelde 3 yıl önce çekilmiş videosunu yayınladı Yıldırım ve altına da şöyle yazdı:
“3 sene önce kalmıştık o otelde. Çok da keyifli bir tatildi. Hayat gerçekten çok garip. Pamuk ipliğine bağlı...”
Sen misin bunu diyen? Yapılan yorumlar, “Keyifli diye belirtmese ölecekmiş”ten tutun, “Ben de Bolu’dan 5 sene önce otobüsle geçmiştim, şansa yaşıyorum” diye dalga geçene kadar çeşit çeşit.
Halbuki normal zamanda, normal duygular altında olsak çok da kızacağımız şeyler değil söyledikleri.
Evet, belki daha doğru ifade edilebilirdi anlatmaya çalıştığı durum. Ama daha önce bulunduğu bir yerde böyle bir felaket yaşansa insan hakikaten tuhaf hisseder.
Bahsettiği yer, mesela yurtdışında bir yer olsaydı bu kadar tepki almayacaktı bence. Buna da ne nedir, “afet psikolojisi” ya da “facia sosyolojisi” falan mı, bilmiyorum. Ama hepimizi etkisi altına aldığı kesin.

Haberin Devamı

Hırs-hınç-linç

Hesabını kapattı

Yaptığı yangın paylaşımıyla kriz yaşayanlardan biri de “Prens” dizisinden hatırlatacağınız, son dönemin parlayan oyuncusu Giray Altınok. Önce X hesabından şunu yazdı:
“Yazıp yazıp siliyor insan. Yetmiyor kelimeler, küfürler, beddualar. Kahrolun ya!”
Sonra hesabını kapattı Altınok, ardından da şöyle yazdı: “Bu tweet’i silmişim. Yahu niye sileyim? Sadece bir süre burayı durdurmak istedim, hepsi bu. Yazımı yetersiz bulanlar olmuş. Anlarım. Herkesin acıyla baş etme yöntemi, gücü, dili başka. Suçlu bulmak kolay, suçluyu bulmak zor...”
Böyle zamanlar bunlar. Kimse için yeterince sert, yeterince yumuşak, yeterince duyarlı ya da yeterince doğru değilsiniz. Onu yazsanız bunu, bunu yazsanız şunu eleştirmeye hazır kitleler var.
Herkes için zor.

 

Yazarın Tüm Yazıları