Çankırı’dan e-posta gönderen okurum R.D., kendisini avukatlık bürosundan aradığını söyleyen ve hakkındaki şikâyetten kurtulmak için on bin lira isteyen dolandırıcılara banka bilgilerini kaptırınca hesabındaki 170 bin lira çalındı. R.D. ne yapabileceğini öğrenmek istiyor. Başta mağdur R.D. olmak üzere okurlarımın dolandırıcılara karşı ne yapabilecekleri ve dolandırıcılıktan nasıl korunabileceklerini Tekirdağ Barosu avukatı Ergün Vardar’la konuştum.
Vardar, “Mağdur olduğunuz böylesi bir durum karşısında derhal şikâyet için en yakın emniyet birimine ya da Cumhuriyet başsavcılığına müracaat ederek suç duyurusunda bulunun. R.D. de Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmalı” dedi ve dolandırıcılıktan korunabilmek için akılda tutabileceğiniz ipuçlarını verdi:
KORUNMANIN İPUÇLARI
“Kişisel bilgilerinizi güvende tutun. Banka şifreleri, telefonunuza ait şifreler, sosyal medya hesaplarınıza ait şifreler ve kimlik bilgileri gibi özel bilgilerinizi kimseyle paylaşmayın. Şifrelerinizi düzenli olarak değiştirin. Rehberden rastgele telefon numaralarını arayarak satış yapmaya çalışan kişilere karşı temkinli olun. Onlara sizi ikna edebilecekleri kadar geniş bir zaman tanımayın.
850’Lİ NUMARALARA DİKKAT
Dolandırıcıların en sık kullandığı yöntemlerden olan telefon dolandırıcılığında insanlar kandırılıp tuzağa düşürülüyor. Dolandırıcıların kullanmakta olduğu belli telefon numaraları bulunuyor. Bu numaralar genellikle geri arandığında ulaşılmayan telefonlar. Numaralar alan kodları ile başlayabileceği gibi ülke kodları ya da 0850 ile de başlayabiliyor.
POLİS, SAVCI PARA İSTEMEZ
Engelli Bireylere Yönelik Sınav Uygulamalarında ve Engelli Kontenjanlarında Aranacak Sağlık Şartlarına Dair 8 Mart 2022 tarihli yönetmelik üç yıllık ertelemeden sonra bu yıl yürürlüğe girdi. Disleksi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bipolar bozukluk gibi tıbbi tanılara sahip ve yüzde 39 engel oranı bandında kalan on binlerce öğrenci, geçmiş yıllarda sahip oldukları bazı haklardan yönetmelik nedeniyle mahrum kalıyor. 21-22 Haziran’da girecekleri 2025 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) ek süre, okuyucu işaretleyici, tek salon, çift kitapçık desteği gibi haklardan yararlanamayacaklar. Bu duruma isyan eden engelli öğrenciler ve aileleri, YÖK’e yazılı başvuru yaptı. YÖK’ten cevap bekliyorlar. YÖK’ün bu hakları YKS’de tanımaması halinde yargının kapısını çalacaklar.
YÖNETMELİĞİN İPTALİ
Avukat arabulucu Burcu Akar Muratoğlu ile bu öğrencilerin durumunu konuştum. Muratoğlu, on binlerce özel gereksinimli öğrencinin kazanılmış haklarını bir anda ortadan kaldıran ve hak kaybına yolaçan bu yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açmaya hazırlanıyor. Son olarak bu hafta içinde YÖK’ün vereceği kararı ve gelecek cevabı bekliyor:
LGS’DE EK SÜRE
“Üç yıldır ertelenen bu yönetmelik bu yıl yürürlüğe girdi. LGS’de ek süre hakkı verilirken YKS’de verilmeyecek. Bu çocuklar bütün öğrenim hayatları boyunca okuyucu, işaretleyici desteği, 30 dakikalık ek süre, ayrı salon ve disleksili bireyler için çift kitapçık hakkından yararlanıyordu. Ancak 2025 YKS başvuru sürecinde bu hakların tamamı geri alındı. Artık sınav başvurusu yapan bu öğrenciler için sadece tek seçenek yalnızca ayrı bir salonda sınava girmek. O da her öğrenci için değil.
KAZANILMIŞ HAK
Yönetmelik ile on binlerce özel gereksinimli öğrencinin kazanılmış hakları bir anda ortadan kalktı. Ayrıca yönetmelik Anayasa’ya, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, BM Engelliler Hakkında Sözleşmesi’ne, Engelliler Hakkında Kanun’umuza alenen aykırı. YÖK’ün bu hukuka aykırı, mesnetsiz uygulamasından geri dönmemesi halinde yargıya başvuru kaçınılmaz. Gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuatlar bu anlamda çok açık ve tartışmaya açık değil.”
“Maliye’nin yapay zekâ destekli bir sistemi var. Bu sistem, Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS), tapu, banka, PTT, inşaat ve sigorta şirketleri, TOKİ, elektrik, su, doğalgaz şirketleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu gibi farklı kurumlardan alınan bilgilerle çalışıyor. Alınan bilgiler işlenerek kira geliri elde ettiği izlenimi oluşan kişilere SMS gönderiliyor. Örneğin bankadan yapılan ödeme, kira ödemesi diye geçtiyse veya başka bir nedenle kira diye görünüyorsa, SMS otomatik olarak gönderiliyor. Herkesin durumuna tek tek bakılmıyor. Kira geliri olmadığı halde SMS alınması halinde “Dijital Vergi Dairesi/İnternet Vergi Dairesi” üzerinden “Kira gelirim bulunmuyor”, “Gayrimenkulümü sattım” gibi açıklamalarda bulunulabilir.”
ASLINDA GELİR VERGİSİ
- Kira vergisi nedir? Kira vergisi diye ayrı bir vergi türü olmamasına rağmen gayrimenkul sermaye iradı yani gayrimenkullerden elde edilen kira gelirlerinin vergilendirilmesi halk arasında bu şekilde adlandırılıyor. Burada sözünü ettiğimiz vergi aslında gelir vergisi. Diğer taraftan, kira gelirleri yalnızca konutlardan elde edilen gelirlerle sınırlı değil. İşyerinden ya da arsadan elde edilen kira geliri de olabilir. Taşınır mallardan ya da fikri haklardan da kira geliri elde edilebilir. Ancak konut kira geliri çok geniş bir kitleyi ilgilendiriyor.
33 BİN TL’Yİ AŞMIYORSA
- Herkes kira vergisi ödemek zorunda mı? Kira gelirlerinin vergilendirilmesinde konut kira gelirleri ve diğer kira gelirleri arasında fark var. 2024 yılı konut kira gelirleri için 33 bin TL’lik bir istisna var. 2024 yılı boyunca konuttan elde edilen kira geliri toplamda bunu aşmıyorsa beyanname vermek ve vergi ödenmek zorunda değil. Ama burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus var. Eğer kişi ticari kazanç, zirai kazanç ya da avukat, doktor gibi serbest meslek kazancı elde eden biriyse bu tutarın altında kira geliri elde etse de beyanname vermesi gerekiyor.
- 33 bin TL’nin üstünde kira geliri varsa ne olacak? 2024 yılı gelirlerindeki yıllık 33 bin TL’lik istisna herkes için aynı. Bir yalıyı kiraya veren kişi de mütevazı bir daireyi kiraya veren kişi de aynı istisnadan yararlanır. Üstündeki kısım için vergilendirme söz konusu olur. Örneğin eğer kira geliriniz 200 bin TL ise bunun ilk 33 bin TL’si istisna kapsamında değerlendirilir geri kalan 167 bin TL üzerinden giderler indirildikten sonra vergi hesaplanır.
-
* Merkezi Sistem Isıtma Kanunu ve amacı nedir? Enerji Verimliliği Kanunu’na göre, merkezi ısıtma sistemine sahip tüm binaların ısı ölçüm ekipmanları kullanması ve ısınma maliyetlerinin tüketim bazlı paylaştırılması zorunludur. Kanun gereği bina yönetimleri, kat maliklerinin aksi yönde tasarrufta bulunamazlar. Kanunun amacı şöyledir:
* Enerji verimliliğini artırmak, gereksiz enerji tüketimini azaltmak.
* Merkezi sistemle ısıtılan binalarda adil ve ölçülebilir bir ısı gider paylaşımı sağlamak.
* Bireysel kullanım farklarını tespit edebilmek için ısı pay ölçer ve kalorimetre gibi ölçüm cihazlarını zorunlu hale getirmek.
* 15 derece kuralı ile ortak alanları ve komşu daireleri mağdur etmeyecek şekilde minimum ısı seviyesini korumak.
MERKEZİ SİSTEM 15 KASIM-15 NİSAN ARASI
* Muvazaalı işlem ne demek? Tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile gerçek durumu onlardan gizleyerek kendi gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında geçerli olmayan bir hususta anlaşmalarına “muvazaa” ve bu şekilde yapılan işlemlere de “muvazaalı işlemler” denilir.
* Aydınlı okurum M.R.: Biz üç kardeşiz. Babam Antalya’daki yazlığımızı iki kardeşim yerine bana vermek istedi. Tapuda satış yapmış gibi gösterdik. Evin tapusunu bana verdi. Babam iki yıl önce vefat etti. Satış işleminin üzerinden ise beş yıl geçti. Diğer iki kardeşim bu satışa muvazaalı diye karşı çıkabilir mi? Bu işlem hukukta ‘nisbi muvazaa’ olarak adlandırılır. Tarafların aralarında düzenledikleri bir sözleşmeyi kendi dahili iradelerine uymayan ve dışa karşı yaptıkları başka bir işlem ile gizlemeleri ‘nisbi muvazaa’dır. Taraflar görünürdeki işlem arkasında gerçek iradelerine uygun bir işlem yaparlar. Bu sorudaki gibi gerçekte yapılacak bir işlem vardır. Fakat başka bir türde yapılmış gibi gösterilmektedir. Sorudaki gibi babanın ölmeden önce üç evladından birine yazlık evini satmış gibi yapmasıdır. Bu işlem muvazaalı bir işlemdir.
TAPU İPTALİ DAVASIYLA
* İki kardeş dava açarak tapuyu iptal ettirebilir mi? İki kardeş muvazaalı satış iddiasıyla yazlığın tapusu alan kardeşleri M.R.’ye karşı dava açabilirler. Yargıtay’ın bu konuda yerleşik kararları bulunuyor. Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kurulu’nun, 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı kararında; böyle bir durumda diğer mirasçıların dava açma hakkı olduğu kabul edilmiştir. İçtihadı birleştirme kurulu kararında şöyle denilmiştir: “Bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerine.”
* Muvazaa davalarında görevli mahkeme hangisidir? Muris (miras bırakan) muvazaası davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Bu davalarda yetkili mahkeme dava konusu yapılan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Dava konusu yapılan taşınmaz sayısı birden çok ise ve bu taşınmazlar birbirlerinden farklı yargı yerlerinde bulunuyor ise taşınmazlardan herhangi birinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkeme olacaktır. Miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açabilirler.
PAY ORANINDA TESCİL
* Davacılar hangi taleple nasıl dava açabilirler? Davacılar dava konusu taşınmazlardaki davalı adına olan tapu kayıtlarının davacıların miras payı oranında iptali ile davacılar adına tescilini talep ederek dava açabilir. Dava açarken taşınmazların davalı tarafından 3. kişilere devrinin önlenmesi için mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep edilmesi yerinde olacaktır.
*
CEZAEVLERİNDEKİ hükümlü-tutuklular dahil çok sayıda okurum ve yakınlarından Hükümet’in üzerinde çalıştığı infaz düzenlemesine ilişkin soru geliyor.
Yeni paket hazır mı? Denetimli serbestlik uygulamasında değişikliğe mi gidiliyor? Genel af var mı? Kısmi bir af mı geliyor? 2 yılın altındaki suçlarda tutuklama yolu mu açılıyor? Artık bir ceza alan cezaevine girip hapis yatacak mı?
55 MADDELİK PAKET HAZIR
Adalet Bakanlığı kaynaklarından edindiğim bilgiye göre, yeni taslak paket hazır. Bu taslak ilgili bakanlıklara gönderildi ve görüşe açıldı. Önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulması bekleniyor. Daha önceki yargı paketlerinden çıkarılan infaz düzenlemeleri 10’uncu pakette yer alıyor. Pakette, 14 farklı kanunda değişiklik veya düzenleme var. Kanun teklif taslağı yürütme ve yürürlük dahil toplam 55 maddeden oluşuyor.
CEZANIN 1/5’İ YATILACAK
Pakete göre, ilke olarak hükümlülerin denetimli serbestlikten faydalanabilmesi için cezalarının belirli bir süresini yani koşullu salıverilme tarihine kadar ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin en az 1/5’ini mutlaka cezaevinde geçirmeleri gerektiği kabul ediliyor. Bu durumda örneğin 1 yıl ceza alan 2.5 ay, 6 ay ceza alan 1 ay, 3 ay ceza alan 18 gün, 1 ay ceza alan 6 gün cezaevinde kalacak.
1 AY BİLE HAPİS ALAN...
1 yıllık maktu denetimli serbestlik süresi bakımından bir değişiklik yok. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sık sık vurguladığı gibi cezası az olan hükümlüler de dahil olmak üzere bütün hükümlülerin aldıkları cezayla orantılı olarak belirlenecek süreyi mutlaka ceza infaz kurumunda geçirmeleri sağlanacak. 1 ay bile ceza alan mutlaka cezaevine girip hapis yatacak. Böylece, toplumdaki cezasızlık algısının ortadan kaldırılması sağlanacak.
Okurlarım, “Elektrikli şarj istasyonlarını güvenlik riski nedeniyle nasıl söktürebiliriz?” diye soruyorlar. Soruları kat mülkiyeti hukuku bilirkişisi Murat Erdoğan yanıtladı.
ELEKTİRİKÇİYE KABLO ÇEKTİRİYORLAR
- Site ve apartmanlarda ne tür sorunlar yaşanıyor? En büyük sıkıntı bayilerin, elektrikli aracın yanında bir de elektrikli araç şarj istasyonu satması ya da hediye etmesiyle başlıyor. Bu sefer bina sakini, yanına bir elektrikçi alarak doğru siteye gidiyor ve hiç kimseden izin alma tenezzülünde bulunmadan, kendi saatinden metrelerce uzatılan bir kablo yardımı ile ortak alanlarda kolonların, kirişlerin, kapıların aralarından geçirerek kendi belirlediği bir noktaya cihaz taktırıyor. Arabasını her gece o noktaya çekerek sabaha kadar şarjda bırakıp, tüm site sakinlerinin canına kast ediyor! Denetimsizlik ve uygulamada yaşanan zorluklar endişe verici.
15. KATTAN ŞARJA BAĞLIYORLAR
Elektrikli araç sahiplerinin, özellikle yüksek binalarda, 5 ya da 15. kattan dahi kablo uzatmak suretiyle araçlarını şarj etmeleri büyük bir tehlike oluşturuyor. Bu tür eylemler, sadece yangın riski taşımakla kalmadığı gibi aynı zamanda ortak alanların işgali ve diğer sakinlerin güvenliğini de tehdit eder boyutlara ulaşmış vaziyette. Önümüzdeki günlerde sitelerdeki elektrikli araç şarj istasyonları sebebi ile birçok yangın haberi duyabiliriz. Bazı kötü niyetli elektrikli araç sahipleri olayın farkında bile değil. Bu konuda resmi kuruluşların da bir denetimi yok. İhbar durumunda kimse gelip ne olduğuna bakmıyor.
OTOPARKA ŞARJ İSTASYONU OLUR MU
-
Peki, yöneticinin ortak alandaki eşyaları kaldırtma yetkisi var mı? Bazı okurlarım da yangın merdivenlerinin kapılarının kilitli tutulduğunu belirterek, “Açık olmaları gerekmez mi?” diye soruyor. Kat mülkiyeti hukuku bilirkişisi Murat Erdoğan, okurlarımın sorularını yanıtladı.
YÖNETİCİNİN GÖREVİ VAR YETKİSİ YOK
- Yönetici ortak alanlarla ilgili tam yetkili mi? Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) gereğince ortak alanlar ve bina güvenliği konusunda yönetici tam yetkili gibi görünse de sahada işler maalesef böyle yürümüyor. Yargı bu konuda çok hantal, kanunlara uymayan kişilere karşı açılan davaların sonuçlanması en az 4-5 yıl sürüyor. Bu arada bu kişi aynı eylemine devam ediyor. Müdahale ettiğinizde yönetici olarak siz suçlu çıkıyorsunuz. Ülkemizde ceza ve tazminat hukukunun tam manası ile işletilmemesi, birçok yöneticimizin görevini icra edememesine sebep oluyor
- Yönetici ortak alanlara konulan eşyaları attırabilir mi? Ortak alanlar, koridorlar, yangın merdivenlerindeki eşyalar kaçışı engelleyecekleri için olası bir yangın anında büyük risk. Bu alanların boş tutulması gerekiyor. Ancak yöneticiler bu konuda sıkıntılı. Çünkü yangın güvenliğinden sorumlu yöneticilerin ortak alanlardaki bu eşyaları attırma gibi bir yetkileri yok. Yönetici görevini yaparak bunları kaldırmaya kalkıştığı anda hem şiddet görebiliyor. Hem de vatandaş tarafından “Eşyalarım çöpe atıldı” gerekçesi ile savcılığa hakkında suç duyurusu yapılıp yargılanma tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliyor.
EŞYAYI KALDIRMAYANA ‘CANA KAST’
- Bu sorunu çözmek için yöneticiler ne yapabilir? Genel kurulda, ortak alanlardaki eşyaların kaldırılması konusunda karar alınıp yöneticiye yetki verilebilir. Ancak, hassas kararların alındığı genel kurul toplantılarının düzenli ve geniş katılımlı yapılması konusunda da sıkıntı var. Apartman ve site toplantılarında sağlıklı karar almak için toplantılara katılım zorunlu hale getirilmelidir. Gerekirse toplantıya katılmayanlara para cezası uygulanmalıdır. Yöneticiler, KMK gereğince yetkileri olsa da sahadaki uygulamada bu konularda çok büyük sorun yaşanmaktadırlar.
-