Bildiğin ‘pazarları’ varmış oysa.
‘Surungenpazari.com’ adlı sitede aklınıza gelebilecek ve satışı yasal olmayan sürüngenler satılıyor.
Mesela tam 76 çeşit tarantula var... 2 bin liraya da var 6-7 bin liraya da...
Kargolayıp Türkiye’nin her yerine gönderiyoruz diyorlar.
Timsah kategorisinde sadece bir ilan var.
Orada da o timsahın sahibi “acil nakit ihtiyacından dolayı satılık” yazmış.Yılan kategorisi de kalabalık.
Mesela bir boğa yılanı 25 bin liraya satılıyor.
E pardon ama bence araçtan inmenin masumane bir hali olmaz, olamaz.
O araçtan inenin kafasındaki amaç haksız bir eylemde bulunmaktır, bu net.
Bazılarını gördük, anında geri vites yapanlar var. Arabadan iniyor paşam, görüyor ki kameraya çekiliyor, hooop geri biniyor aracına. Aslında neler oluyor, neler yaşanıyor da biz hepsini göremiyoruz maalesef.
O yüzden yurtdışında yaygın olan, arabaların önüne koyulan kameralar keşke bizde de zorunlu olsa.
Böyle böyle bu şehir magandalarının önüne de geçilir inanın bana.
Yani özetle biri arabadan inip sizin arabanıza doğru yürüyorsa, onun amacı saldırmaktır ve her türlü cezayı hak etmektedir.
Bu kadar basit.
Sanat toplum için yapılır
Kulaklar pas tuttu da artık ne gelirse kabulümüz mü diyoruz?
Havlayanlar, miyavlayanlar, tıslayanlar arttıkça bizler de mi kirlendik acaba?
Ece Seçkin de girmiş son günlerdeki tartışmaya.
“Rap adı altında yapılan bu saçmalıklar Türkiye’de rap’in adını kirletti, rezilleştik” demiş.
Doğru da söylüyor.
Hayko Cepkin de benzer şeyleri söylemişti geçtiğimiz günlerde...
Ece gibi, Hayko gibi isimlerin aslında canı sıkılıyor ortalığa böyle kötü işler saçılınca.
Sürekli ilginç bir olayla gündeme gelmeyi bir şekilde başarıyor.
Ama bu son olayı cidden yıllarca düşünsem aklıma getiremezdim.
Horoz saldırmış Esenyurt’ta bir kadına.
Evet evet horoz...
Kadıncağız yolda yürüyor ve yanına gelen bir horoz bir anda kanatlarını açarak saldırıyor.
Sonra kadın pat diye düşüyor yere. Yani insan ilk başta neye uğradığını şaşırır çok normal.
Ama horoz pes etmiyor.
Yapay zekâyla yapılmış bir video tabii ki...
Miami diyorum artık sizin aklınıza neresi gelirse çünkü çok modern bir Gazze videosu izliyoruz.
Elon Musk plajda humus yiyor, dolarlar havada uçuşuyor, lüks arabalar, gökdelenler görüyoruz.
Hatta Trump ile Netanyahu plajda şezlongda uzanmış bir şeyler içiyor videoda.
Resmen orayı alıp yeniden inşa edeceğiz diyor.
Oradaki her yer bizden sorulacak, tapusu bizde olacak mesajı veriyor.
Kafaya takmışlar.
Bir otelde 6 bin lira olan fiyat hemen yanındaki otelde 4 bin lira... İstanbul’un lüks restoranlarında 3 bin lira civarında. Ne diyelim ki? Tam bir alan memnun satan memnun olayı bu...
Ama şunu biliyoruz ki iftar sofralarında çoğu yemek tıpkı serpme kahvaltı gibi ziyan oluyor. Yenmiyor, yiyemiyoruz. E o kadar para vermek doğru mu?
Bence değil. Düşünsenize bir aile iftar yapalım, oruç açalım dediniz ve yolunuz da o Boğaz manzaralı otellerden birine düştü.
4 kişisiniz... Hesap 24 bin lira. Bunun bahşişi o su bu su hiç saymıyorum. Vay vay vay!
Çok net biliyorum ki hiç azalmayacak mekânların müşterisi, aksine artacak. Hep beraber göreceğiz birkaç gün sonra...
Daha bu başlangıç
Dilan Polat çıkmış ‘Hande Yener beni engellemiş’ diye dert yanmış. Bir de diyor ki bizim etkinliklerimize geldi parasını da peşin peşin ödedik. ‘Ne oldu Hande korktun mu?’ diye soruyor.
Ben geçen hafta bir yazı yazdım. “Prof. Dr. Oytun Erbaş’tan her konuştuğunda vergi alınsa” dedim... Hatta ‘konuşma yasağı getirilse’ dedim.
E nasıl demeyeyim, her hafta akla mantığa aykırı açıklamalar yapıyor. ‘Türklere Covid bulaşmaz’ diye girdi hayatımıza, çıkmadı bir daha.
Hafta sonu Türker Akıncı’nın sunduğu Beyaz TV’deki ‘Daha Neler’ programında bana sallamış.
Diyor ki; ‘Kimsin lan sen... Hadi oradan. Keşke Orkun hiç yazı yazmasa.”
Sonra da ‘Türkiye’deki bazı gazeteciler beka sorunudur’ diyor. Vallahi neşem yerine geldi o bana sallarken.
Bol bol güldüm sayesinde.
‘Orkun kim ki bana CV’sini yollasın’ diyor. Hocammm hocam... Sadece ben değil, tüm Türkiye sizin nasıl profesör olduğunuzu merak ediyor.
Galatasaray-Fenerbahçe derbisini yabancı hakemin yöneteceği açıklandıktan sonra “Türk hakem mi kalmadı kardeşim?” eleştirileri geliyor.
Yurtdışında bu ses şöyle yankılanabilir:
“Türklere bak, hakemlerine güvenmiyorlar, o yüzden yabancı hakem getirtiyorlar!”
E iyi de kardeşim sistem çürüdü çürüyecek burada.
Evet, çok iyi hakemlerimiz var ama güven yok burada.
Teslim olmuş o hakemler bazılarına. O yüzden göstermiyorlar performanslarını, sergileyemiyorlar yeteneklerini.
O nedenle pazartesi akşamı ilginç anlara tanıklık edeceğiz hepimiz.