Bir videosunda ayakkabılarıyla döner tezgâhının üzerine çıkıyor.
Çiğ etleri dezenfekte ettiğini söyleyip üzerine süt ve soda döküyor!
Sen iyi bir şey yapmıyorsun arkadaşım.
Bak daha geçtiğimiz gün Kocaeli’nde bir tavuk dönerci yüzlerce kişiyi zehirledi. Ayakkabıyla tezgâha çık sonra oradan döner servisi yap...
Ben mesela böyle bir dönercinin lezzet ustası olduğuna falan inanmam.
Çünkü lezzet böyle hareketler yapmayı gerektirmez. Lezzet kendiliğinden yayar namını zaten.
Umarım kapatılmıştır o işletme, umarım akıllanana kadar döner satmasına izin verilmez...
Yavuz Bingöl buna ek olarak bir detay paylaştı.
İç acıttı o detay.
Bölgede konuştuğu bir kişinin sözleriydi onlar. Çocuk o konuştuğu kişi üstelik.
O çocuk, “Ot yiyoruz Yavuz Abi.
Kuyulardan çektiğimiz suyla otları pişiriyoruz.
Ekmek veya başka bir şey yok” demiş
Bu sessizlik çok ağır geliyor diye de eklemiş Bingöl.
Volkan Konak’a ilk müdaheleyi yapan göğüs cerrahisi profesörü anlatıyordu.
“Keşke şok cihazları yaygınlaşsa, bırakın Kıbrıs’ı İstanbul’da hatta Türkiye’de kaç yerde var allah aşkına?” diye soruyordu...
Bakın bu fotoğraf yurtdışında bir otelden... Belçika ve Hollanda’da otellere koymuşlar AED denen cihazı. Özellikle de spor salonlarının yanında...
AED otomatik harici defibrilatör anlamına geliyor.
Ani kalp durması yaşayanlara yardımcı olmak için kullanılıyor.
Rams Global bölgede Pavilion by Rams adıyla resmen yeni bir şehir kuruyor. Yeni bir şehir diyorum, çünkü deniz getiriyorlar Erbil’e...
2 milyon metrekarelik alanda inşa edilen şehre Zap’tan su geliyor.
Hatta su transferinde 40 kilometre tamamlanmış. Tüm transfer bitince yapay göleti olan yepyeni bir Erbil göreceğiz.
O suyun kenarında bine yakın villa, AVM, spor salonu, hastane, okul ve bilim merkezi de kurulacak.
Ben haberi Rams Global CEO’su Faruk Bülbül ile Burak Özçivit’in fotoğrafını görünce öğrendim.
Duruşuyla, sesiyle, gerektiği yerde sessizliğiyle...
Çok başkaydı. Kendisi de demiş ki, “Ölümün güzeli olsun, bayramda ölenlere çok üzülüyorum.”
Ahhhh... Bayramın ilk günü sahnede gitti Volkan Konak.
Dediği gibi oldu.
En sevdiği yerde, sahnede son nefesini vermiş olabilir ama yok ben etmiyorum kabul.
Keşke kalsaydın.
O da bir açıklama yapmış ve “Toplu ulaşım kullanmam neden hakir görüldü” diye sormuş.
Haklı, çünkü ben birkaç yerde “Otobüs kullandığı ortaya çıktı” başlığı gördüm.
Ünlü bir insanın toplu ulaşım kullanması, metroya, otobüse binmesi bir tek bizim ülkemizde garipseniyor.
Adı üzerinde, toplu taşıma.
“Fakir ulaşımı” ya da “Zenginler binemez ulaşımı” değil ki adı...
E ama işte bazı ünlüler alıştırdı lüks yaşamlarına, insan içine çıkmama huylarına, özel jetlerine, milyon dolarlık arabalarına.
Onları görenler böyle normal ve olması gereken hayatları görünce şaşırıyor.
◊ Genç oyuncunun aşk hayatında yüzü gülmüyor.
◊ Aşkı hızlı başladı, hızlı bitti.
◊ Yeni aşkı bilmem kim...
Ekrana vurasım geliyor.
Ben öyle magazinin en dip çukurlarından anlayan biri değilim ama neyin ne olduğunu da iyi biliyorum.
Tabii ki tanıdığım insanlarla ilgili ağzımı da bıçak açmaz ama o işler öyle değil yahu.
“Yüzü aşk hayatında gülmüyor” dediğiniz kişi zaten aşk istemiyor ki.
“Aşk hızlı başladı, hızlı bitti” denilen kişinin başlayan da biten de umurunda değil.
Masa bulunamayan
en şık yerleri...
Son 1 haftadır ilginç şekilde sinek avlıyor.
İşler hiç ama hiç iyi değil onlar için.
Genellikle ramazan ayının son günleri işletmelerde normale dönerdi hayat. Müşterileri gelmeye başlardı.
Bu sene öyle olmadı.
Yaşanan her olay artık direkt etkiliyor yeme-içme ve eğlence sektörünü.