Paylaş
Masa bulunamayan
en şık yerleri...
Son 1 haftadır ilginç şekilde sinek avlıyor.
İşler hiç ama hiç iyi değil onlar için.
Genellikle ramazan ayının son günleri işletmelerde normale dönerdi hayat. Müşterileri gelmeye başlardı.
Bu sene öyle olmadı.
Yaşanan her olay artık direkt etkiliyor yeme-içme ve eğlence sektörünü.
Daha önce fiyatlar belini büker işletmelerin diyorduk, artık hem fiyatlar hem yaşanan toplumsal olaylar etkiliyor.
O yüzden çok dikkatli olmalıyız.
Çünkü bir domino taşı etkisi yapar bunlar.
Onca çalışanı, onların ailelerini etkiler...
O yüzden akşamları da olsa dışarı çıkıp etrafa bakalım, bir çay-kahve içelim mekanlarda...
Aman dikkat!
Yılbaşı öncesi başlayan ve maalesef halen devam eden bir sahte alkol krizi yaşanıyor.
Özel günleri fırsat bilen bir dolandırıcı grubu dolaşıyor ortalıkta.
Şimdi de bayram geliyor.
Ve aynı tehlike, şeker, çikolata gibi ürünlerde de var.
Bakanlık tek tek açıklıyor bu firmaları.
O yüzden çok dikkat etmek gerekiyor.
Adamlar Antep fıstığıyla bile oynuyorlar. Bezelye koyuyorlarmış baklavanın içine, şaka gibi değil mi?
Ya da yer fıstığına gıda boyası sıkıyorlarmış.
Ne yapsın vatandaş?
Nasıl anlasın gıdalarının üzerinde oynan oyunları?
Anlamak zorunda da değiliz ayrıca.
Bu sahtekârlar temizlenene kadar pür dikkat kesilelim...
Kime güvenip de yardım edeceğiz?
Nişantaşı’nda arabasına binerken görüntülemişler Cem Yılmaz’ı. O sırada bir amca yardım istiyor kendisinden. Cem Yılmaz arabasına binince, arkasından basıyor bedduayı.
Aldırış etmeden dememe takılmayın, zorunda değil.
Kaldı ki, iyi ki de aldırış etmemiş.
Ne demek istediğin olmayınca beddua etmek, küfür etmek, hakaret etmek?
O yüzden kime yardım edeceğini, destek olacağını bilemiyor insanlar.
O amcaya da geçmiş olsun.
Bence bölge değiştirsin, çünkü o videoyu görenler, onu tanıyanlar artık yardım mardım etmez ona.
Benden söylemesi...
Bu ne saçmalıktır!
Diyorlar ki Bülent Ersoy geçtiğimiz gün önce kuyumcu kapatıp alışveriş yapmış, sonra acıkıp gece yarısı restoran açtırmış.
Eğer doğruysa ve gecenin bir yarısı açıldıysa o restoran, ben olsam bir daha oraya uğramam. Böyle saçmalık mı olur?
Böyle ayrıcalık mı yapılır?
Vallahi artık kimse ne çalışanı düşünüyor ne başkasını.
Varsa yoksa kendi keyfi.
Garson çalışmış, komi koşturmuş, şef mutfakta ter dökmüş, vale kapıda beklemiş...
Kimin umurunda?
Herkesin derdi kendi.
Her şeye pozitif bakan ben bile böyle olaylarda yok artık diyorum. İçimi bir karamsarlık kaplıyor.
Paylaş