Paylaş
Bana bu cümleyi geçen gün Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce söyledi.
Sohbetin konusu alışveriş alışkanlıklarıydı ama aslında çok daha fazlasını konuşuyorduk:
Yaşam tarzı değişimini…
Dünya pandemiden sonra başka bir gezegene döndü.
Bazı şeyler kökten değişti, yerini başka bir ritim aldı.
Restorana gitmek artık bir ihtiyaç.
İyi bir kahve içmek, kısa da olsa bir seyahat yapmak zihni ve ruhu tazelemenin yollarından biri oldu.
Ve artık insanlar sadece kartla ödeme yapmıyor.
Kartla yatırım fonu alıyor, spor kulübü harcamasında avantaj sağlıyor, bir uçak bileti kazanıyor, hatta bazen o biletle doğrudan İstanbul’dan Tokyo’ya gidebiliyor.
İzmir’e geliyor, hafta sonu programlarını yapıyor.
Urla’yı, Çeşme’yi, yarımadayı keşfediyor.
Belki oradan Bodrum’a, Marmaris’e geçiyor.
Bu harcamalar artık lüks değil, bir öncelik haline geldi.
Eskiden eğitim harcaması karta yansımazdı mesela.
Şimdi yüzde 7’lerin üzerine çıkmış durumda.
Giyim ve akaryakıt gerilerken; wellness, gastronomi, kişisel bakım öne geçti.
Bu değişimi sadece ekonominin dinamikleriyle açıklamak yeterli değil, bir kültürel değişim yaşıyoruz.
Yapılan bir analiz şunu gösteriyor:
Son bir yılda 125 milyon işlem, milyonlarca bilet, milyarlarca liralık avantaj sağlanmış.
Bu veriler bize bir yaşam rehberi de sunuyor.
Evet, her şeyin değiştiği gibi bankacılık da değişiyor.
Kartlar sadece cebimizde değil artık.
Seyahat planlarında, akşam yemeği rezervasyonlarında, hafta sonu yürüyüşlerinde bile bizimle.
Kısacası, her anımızın küçük ortağı oldular.
İnsanlar artık sadece ödeme değil, bir his, bir duygu da satın almak istiyor.
Bu hizmetler sadece üst gelir grubu için de değil.
10 bin lira yatıran da 10 milyon lira yatıran da aynı faydaya ulaşmak istiyor.
Kartlar artık birer kimlik.
Siz sadece onlarla ödeme yapmıyorsunuz, nasıl yaşamak istediğinizi anlatıyorsunuz.
Küçük molalar, anlar, deneyimler, galiba eskisine göre çok daha önem kazandı.
Rakamlar yeni tüketiciyi anlatıyor
GEÇTİĞİMİZ günlerde İzmir’de, Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce ile buluştum.
Wings’in verilerinden yola çıkarak bir deneyim haritası çıkardı bana.
Benim için bu tür sohbetlerin en değerli yanı, gözlemin veriye dönüşmüş halini dinlemek.
Çünkü biz gazeteciler bazen hissediyoruz ama onlar ölçüyorlar.
Ve Yüce’nin söyledikleri hayatın nasıl değiştiğini matematikle anlatıyor.
Sadece son bir yılda 125 milyon işlem yapılmış.
Bu işlemlerin toplamında kullanıcılar yaklaşık 1.5 milyar TL’lik finansal fayda elde etmiş.
50 binden fazla uçak bileti alınmış, sağlık ve eğitim harcamalarına avantajlar sağlanmış, günlük yaşamda her işlemde bir kazanım yaratılmış.
Üstelik bu işlemlerin yüzde 96’sı mobil uygulamalar üzerinden yapılmış.
Pandemi sonrası döneme dair MasterCard verileri de net…
Tüm dünyada uçuş fiyatları yüzde 35 artmasına rağmen tüketicilerin yüzde 64’ü gelecek bir yılda keyfi seyahat planlıyor.
Seyahat süresi de uzamış, ortalama 4 günden 6 güne çıkmış.
Bu verileri Burcu Civelek Yüce şöyle yorumluyor:
“Artık insanlar üründen çok deneyime yatırım yapıyor. Bu, büyük bir dönüşüm. Seyahat, restoran, sağlık ve iyi yaşam harcamaları temel ihtiyaç haline geldi.”
Ben bunu kendimize ayırdığımız zamanın bir ifadesi olarak yorumluyorum.
Eğitim harcamaları arttı yüzde 3’lerden 7’ye çıktı
KENDİ hayatımızdan bakalım.
Benim için oğlum Atlas’ın eğitimi, gelişimiyle ilgili kurslar her zaman öncelikli.
Her anne baba için de bu geçerli.
Eğitim harcamalarındaki yükseliş de bunu kanıtlıyor.
3 yıl önce kartlı harcamalar içinde payı yüzde 3’lerde olan eğitim bugün yüzde 7’leri geçmiş.
Eskiden üniversite harcı nakit ödenirdi, şimdi karta yükleniyor.
Burcu Civelek Yüce, burada çok kritik bir ayrıntıya daha dikkat çekiyor:
“Küçük yatırım yapmak isteyen müşterilere özel ürünler geliştiriyoruz. 10 bin lira yatırımı olan da 10 milyon olan da bu sistemin içinde yer alabiliyor.”
Tüketici değiliz artık, deneyimciyiz.
“Bir şey anlat bana” dönemi
HER şey çok hızlı değişti.
Önce alışkanlıklarımız, değerlerimiz, şimdi sıra anlamı bulmakta galiba…
Şu deneyimci olma fikri bana da iyi geldi.
Artık bir kahveyi sırf içmek için almıyoruz.
O kahveyi nerede içtiğimiz, yanımızda kimin olduğu, bardağın neye benzediği, hikayesinin ne olduğunu de önemli.
Şahsen ben öyle bakıyorum.
Eskiden sadece tüketiciydik.
Çünkü artık kim olduğumuz, ne kadar şeye sahip olduğumuzla değil, neleri yaşadığımızla ölçülüyoruz.
Ve artık…
Bir tatil sadece deniz değil, bir yürüyüş sadece adım değil, bir kitap sadece bilgi değil.
Yeni dönem göster değil, anlat çağı galiba.
Nerede yemek yedin değil, neden orayı seçtin?
Nereye gittin değil, neden oraya ihtiyaç duydun?
Artık deneyimlemek peşindeyiz.
Paylaş