Kadir Ezildi adında bir sunucu var. Biliniyor, kadınlar seviyor.
Bir Erzurum’da, bir de İstanbul’da nişan töreni yapmış.
Sürekli nişanlanıyor anlayacağınız.
Hatta “İlk nişanımıza 500 bin lira harcadık” falan deyip ikinci nişandan sonra da tek tek altınlarını saymış sosyal medyada.
Yahu siz ne garip insanlarsınız.
Bu gösteriş merakının sonu hiç iyi değil.
Sonunda öyle bir boşluğa düşersiniz ki, neye uğradığınızı şaşırır kalırsınız.
Daha 26 yaşında gencecik bir kız. Hatırlarsınız ‘kendime uygun damat adayı bulamıyorum’ deyip kendi kendine düğün yaptığı bir video çekmişti.
Son zamanlarda da kilosundan şikâyetiymiş... Daha doğrusu kilo alamadığından...
Belki de bunun zorbalığına uğradı, bilmiyorum.
Çünkü kilo aldın kadar alamıyorsun zorbaları da var etrafta...
Geçtiğimiz akşam arkasından bir not bırakmış ve hayatına son vermiş.
Artık aramızda değil Kübra...
“Herkese iyi geldim ama kendime iyi gelemedim” diye bir not bırakmış. Ve telefon şifresini de eklemiş.
Metin Arolat’ın arkadaşı, “Öldüğü gün evine serumcu çağırmış ve kendine enerji takviyesi yaptırmış” dedi...
Bu bir süredir çok yaygın bir sektör. Azıcık başı ağrıyan bile evine serumcu çağırıyor.
Doktorlar bunun çok tehlikeli olduğunu söylüyor.
“Senin vücudunun neye ihtiyacı var, ne eksik, ne fazla bilmeden serum taktırmak ölüme kadar götürebilir” diyor. Bakın işte Metin Arolat örneği...
Belki de gündüz aldığı serum onun kalbini zorladı...
Belki ne olduğunu bilmeden içine koydurduğu o maddeler onu ölüme götürdü...
“Belki” diyoruz ama yakınındakiler bunun yüksek ihtimal olduğunu söylüyor.
Gülelim hep beraber ya da ağlayalım, artık tercih sizin...
Yeliz Yeşilmen, “Zengin erkek de, fakir erkek de kadını üzüyor. Üzüleceksem lüks arabada üzülmeyi tercih ederim. Lüks hayatın varsa hemen Dubai tatiline gider üzüntünü atlatırsın. Öteki türlü evde çamaşır yıkamaya devam edersin” demiş.
Hahahahah...
E komik...
Ama haksız da diyemeyeceğim...
Şöyle, bir insan kendi konforunu düşünmek zorundadır.
Yani kendi gördüğünden aşağıda bir yaşam istememek son derece hakkıdır!
Bodrum’dan İstanbul’a geliyormuş Dilan Çıtak. Kedisiyle bindiği Türk Hava Yolları uçağında kedisini pusetinden çıkarınca uçak karışmış.
Kedi rahatsızlanabilir, onu kontrollü bir şekilde pusetinden de çıkarabilirsin, buraya kadar sorun yok.
Fakat onu uyaran hostese yaptığı hareketler, ettiği hakaretler tam bir rezalet.
Kıza “Lenslerini oyarım” diyor önce, sonra “Seni döverim” diye tehdit ediyor ve uçağı birbirine katıyor.
Yahu bir kişi de çıkıp “Sen kimsin!” diye sormuyor...
Ben olaylar burada bitti sanırken, bir de uçaktan inince kendisini gözaltına alan polislere benzer davranışlar sergilediğini gördüm.
Polise “Üniformana güvenmeyeceksin” diyor.
Simge kibarca cevap vermiş ve “Ön tarafa gelmeyeceğim. Beni yakından göremeyeceksiniz yaptığınızı ayıptır” demiş.
Ama laftan anlamaz ki böyle tipler. Aksine hoşlarına gider muhatap alındıkları için.
Onların amacı TikTok videosu çekmek çünkü. Arkadaşlarına hava atmak, “Bak ortalığı karıştırdım, beni konuşuyor herkes” demek.
Ben olsam bırakıp giderdim o sahneyi çünkü bazen bir kişi yakmalı herkesin başını.
Yoksa akıllanmaz bunlar.
Bu saatten sonra kimsenin kimseye konser adabı öğretecek hali de olmadığına göre “Haydi yallah” demek lazım bazen.
Günümüz ilişki tarzı
Genellemek olmaz ama yüzdeye vurursak böyle ilişkiler çok yaşanıyor.
Bir yarışma yapıldı... Miss Turkey 2024...
Bu yarışmada doğal olarak bir güzel seçildi.
İdil Bilgen birinci seçilen kızımızın adı.
O seçildikten sonra tartışmalar yaşandı, hâlâ da yaşanıyor.
Mesela Ahmet Çakar’ın yıllar önce söylediği bir söz yeniymiş gibi dolaşıma sokuldu ve Çakar’a hakaretler edilmeye başlandı.
Yok “sen genç bir kızı nasıl eleştirirsin”, yok “sana yakışıyor mu” falan dendi...
Yahu adam o lafı yıllar yılar önce başkası için söylemiş.
Kasideyi irdelersek, altından acayip hikâyeler çıkar eminim.
Fakat günümüzde unutulmaya yüz tutmuştur artık kasideler.
Benim için de öyleydi, ta ki “İnci Taneleri”nin ikinci sezon tanıtım filmini seyredene kadar.
Yılmaz Erdoğan o tanıtım filminde Kırklareli Hızırbey Camii müezzini Necmettin Ötün’ün yorumladığı “Bir Garipsin Şu Dünyada” isimli kasideye yer vermiş. Nefis okuyor Ötün.
Erdoğan’ın sesi ve görüntüsüyle de birleşince, bambaşka bir hava veriyor o tanıtım. İlk yayınlandığı gün ilahi benzetmeleri de okumuştum.
İyi ki “İnci Taneleri” gibi değerlere sahip çıkan diziler var, iyi ki unutulmaya yüz tutmuş olan o değerleri gün yüzüne çıkaran zeki kalemler var. Haydi başlasın artık tamamını dinleyelim, özledik!
Sizlerden bıktık
Hiç tanımam ama ismini sağdan soldan uydum. Özlem Öz diye bir sosyal medya fenomeni var.