Biz sıradan anne-babalar da ‘dershaneler kapatılsın mı kapatılmasın mı’ diye kafa patlatıp duruyoruz.
Endişeliyiz. Hem deney tahtasına çevrilen çocuklarımız için. Hem onların istikbali, hem de ülkenin geleceği için.
Gerçi pek soran da yok ama kaygılıyız işte.
*
DÜNYA Ekonomik Forumu, geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yön veren dünya çapında 1500 uzmandan fikir alarak hazırladığı 2014’te öne çıkacak 10 eğilimle ilgili bir rapor yayınladı.
Raporda ilginç saptamalar söz konusu.
ABD’de bir numaralı eğilim olarak gelir eşitsizliği giderek artarken bunun toplumda rahatsızlık yaratması var.
Ancak Türkiye’de başlayan kız-erkek yurdu tartışması, tüm haberlerin önüne geçti.
Ve Türkiye, bir anda yine kendini kadın bedeni üzerinden siyaset yaparken buldu.
Hem tam da başörtüsü sorunu da çözüldü dediğimiz sırada.
Hem de kız çocukları artık daha rahat evden çıkıp, yüksek öğrenim görebilir, hayatlarını kurtarabilir diye düşündüğümüz bir dönemde.
*
HİNDİSTAN, 1.22 milyar nüfusuyla yoksulluğun en sefil yaşandığı ülkelerden biridir.
İnsanlar Hindu inancının verdiği tevekkülle, önceki hayatlarında kötü oldukları için bu hayatta kötü şartlara mahkûm edildiklerine inanırlar. Ya da inandırılırlar.
Bir yandan ülkeyi yıllardır geren bir meselenin hadisesiz bir şekilde sona erdirilmesinin rahatlaması.
Öte yanda ise olduğu yerde durmaya devam eden, hatta yeni yeni ortaya çıkmaya başlayan anormallikler.
*
NORMAL. Latince, ‘norma’ kelimesinden türemiş bir kelime. Marangoz gönyesi anlamına gelir.
‘Normalis’ kelimesi kurala uygun, ölçülü, standartla uyumlu anlamında kullanılmaya başlanmış.
Bu hafta ben de size geçen hafta Norveç Dışişleri Bakanlığı’nın davetlisi olarak gittiğim başkent Oslo’daki izlenimlerimi aktaracağım.
*
900 yıl sonra Türkiye’yi ziyaret edecek ilk Norveç Kralı olan 5’nci Harald ve eşi Kraliçe Sonja’ya kasım başındaki gezilerinde Norveç’ten çoğu iş adamı yaklaşık 120 kişilik bir heyet eşlik edecek.
Gezinin öncelikli hedefi karşılıklı ticaret ve yatırım imkânlarını araştırıp işbirliğini geliştirme fırsatları yaratmak.
Türkiye’nin Oslo Büyükelçisi Şanıvar Olgun’un verdiği bilgiye göre, Norveç, bu gezi çerçevesinde Türkiye ile işbirliği için üç alan belirlemiş durumda. Bunlar yenilenebilir enerji, balık ihracatı, gemicilik ve gemi inşaatı. Ancak Norveç’te yenilenecek altyapı projeleri Türk inşaat şirketleri için de olanaklar yaratabilir.
*
OSLO’da görüştüğümüz hükümet yetkilileri de işadamları da Türkiye’nin son 10 yıl içinde büyük bir ekonomik gelişme yaşadığını, bu nedenle gezinin Norveç’te çok önemsendiğini söylediler.
Aralık ayı sonunda Hıristiyanların Noel yortusu geldiğinde dünya haberlerinde yaprak kıpırdamaz.
Bırakın uluslararası zirveyi, görüşmeyi, futbol maçı bile oynanmaz. Paskalya ve diğer Hıristiyan yortularında da haber akışı yavaşlar.
Ama söz konusu Müslüman bayramları olduğunda nedense diplomatik trafikte böyle bir ağırlık olmuyor. Mesela bakınız bu haftaki gelişmeler.
Dış politika açısından hızlı ve dolu bir haftayı geride bıraktık.
*
AVRUPA Birliği Komisyonu, Ankara’nın tüm itirazlarına rağmen AB İlerleme Raporu’nu tam da bayramın ikinci günü yayınladı.
Türkiye laik bir ülke, böyle bir şeye takılmamak gerekir denebilir.
“Kırık Bakışlar” diye başlık atmışlardı. Evinin kapısı önüne oturmuş, iki eliyle protez sağ bacağını desteklerken, gözleri uzaklara dalmıştı.
Hikâyesini Hayata Destek Derneği’nin proje yöneticilerinden Berna Köroğlu’yla konuştuk.
“Suriyeli mültecilerle ilgili çok hikâye var. Şerife’ninki mesela. Halep’te yaşıyorlar. Şerife, doktor olmak istiyor. İki yıl önce evlerine bomba düşüyor, bacağını kesmek zorunda kalıyorlar. Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde bir evde yaşıyorlar şimdi. Evlerine gittiğinizde büyük kız olarak size çay, kahve ikramı için çabalıyor. Protezi kırık olduğundan, yürürken zorlanıyor. Yüreğiniz burkuluyor.”Şerife henüz 16 yaşında. Uygun bir protez takılsa bacağını daha sağlıklı kullanıp hayata daha sağlam basacak.
Lakin imkânlar sınırlı. Birçok Suriyeli gibi yardım bekliyor.
*
Gizem ve bu notları veren ev arkadaşı Bilge, çıktıkları yolculukları, maceraları, kedileri Momo’ya anlatan mektuplarla birbirleriyle paylaşıyorlar.
Ağustos ayında Amsterdam’dan Arctic Sunrise gemisiyle kuzeye doğru yola çıkan Gizem, Norveç fiyortlarının yakınından geçerken şunları not düşüyor:
“Bu büyüleyici yerlerde, çok büyüleyici bir şey yaşadım Momo! Balina gördüm! Yıllardır en güzel rüyalarımda gördüğüm balinayı, bu sefer gözlerimle gördüm! Nefesim kesildi sanki bir an! Yüzeye çıkıp su püskürtmesini seyrettim. Yavaş yavaş, sakince yüzüşünü. Sonra bir anda kuyruğunu kaldırdı! Suyun dışına çıkardı kuyruğunu ve sonra derinlere daldı... İnanılmazdı. Hayalimdi, çok büyük bir hayal.İçimde o kadar büyük bir yer kaplamış ki, gerçekleşince garip bir boşluk oluştu. Bu boşluk mu yoksa huzur mu, ayırt etmesi zor...”
*
GİZEM. 25 yaşında pırıl pırıl bir genç kız.
Dünyayı daha yaşanabilir, sevgi dolu bir yer yapmak gibi bir hayali var.
Biri dün üçüncü kez başbakan olmak için yarıştığı seçimlerden müthiş bir zaferle çıkan Almanya’nın ‘Demir Leydi’si Angela Merkel.Diğeri ise ağustos ayında İran Cumhurbaşkanlığı koltuğunu Mahmud Ahmedinejad’dan devralan Hasan Ruhani.Ben bugün size Ruhani’nin niye haftanın en çok dikkat çeken devlet adamı olmaya aday olduğunu aktaracağım.
*
BİRLEŞMİŞ Milletler 68’nci Dönem Genel Kurulu açılışı bu hafta New York’ta yapılıyor.
Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün temsil ettiği zirvede salı günü spot ışıkları, bir süredir Batı’ya diyalog mesajları yollayan İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye yönelecek.
Bu Ruhani’nin göreve geldiğinden beri Batılı ülkelerin de dâhil olduğu ilk uluslararası bir buluşmaya arzı endamı olacak çünkü.
*
İRAN, şüpheli nükleer programı yüzünden uygulanan uluslararası yaptırımlar nedeniyle yoğun bir ekonomik baskının altına girmiş durumda.