Siz istediniz; Finlandiya, Kazakistan ve Karadağ büyükelçileri önerdi! Nereye gitmeli, ne okumalı, ne dinlemeli?
Türkiye’de görevli 11 yabancı büyükelçinin Hürriyet okurlarına kendi ülkeleriyle ilgili seyahat, kitap ve müzik önerilerini eylül ayında yayınlamıştık. O günden beri sizlerden gelen istekler doğrultusunda bu kez #büyükelçileröneriyor2’de Finlandiya, Kazakistan ve Karadağ büyükelçilerinin kapısını çaldık. İşte yanıtları…
Finlandiya Büyükelçisi Paivi Kairamo öneriyor…
GİDİN: Fin takımadası dünyada benzersiz. Sahip olduğu adaların sayısı bakımından en büyük takımada... Takımadanın güzel doğasına bu kadar yakın olduğumuz için şanslıyız. Çoğu kez burası bizlere kısa bir otobüs veya feribot yolculuğu kadar uzakta.
Helsinki çevresindeki takımadaya şehir merkezinden kalkan tekneler veya feribotlarla ulaşmak kolay. Bu adalardan Pihlajasaari, Helsinki halkının yaklaşık 100 yıldır deniz ve güneşin tadını çıkardığı kumsallar ve dinlenme alanlarından oluşuyor. Meşhur Turku Takımadası’nda ise 20 bin kadar ada var. Bunlar Turku ile Åland Adaları arasına yayılmış irili ufaklı adalar. Adalar yer yer koruma altında ve Takımada Milli Parkı sınırları içinde.
Özerk ve silahtan arındırılmış Åland Adaları da, Baltık Denizi’nde çoğunluğu İsveççe konuşan, Finlandiya’ya ait adalar. Özerklik nedeniyle buranın kendi yerel parlamentosu var (tek resmi dili İsveççe) ve sağlık hizmetleri, eğitim ve çevre gibi konularda kendi kendisini yönetiyor. Åland Adaları’nda ana adanın yanı sıra 80’inde yerleşim bulunan 6 bin 500 adacık bulunuyor. Takımadanın doğal güzelliği, yaban hayatı için benzersiz. Burası aynı zamanda popüler bir turist destinasyonu. Buranın harika doğasının yanı sıra lezzetli balıkları ve malt ile şerbet kullanılarak yapılan geleneksel kara ekmeğiyle meşhur.
OKUYUN: İsveççe konuşan Finlandiyalı bir romancı, ressam, çizer ve çizgi seri yazarı olanı Tove Jansson’un hem yazıp hem resimlediği en ünlü eserleri, Mumi (Moomin) kitapları. 1914’te Helsinki’de doğan Jansson, sanatsal bir ailede yetişti. Babası bir heykeltıraş, annesi ise çizerdi. En ünlü eserinde beyaz, biraz su aygırına benzeyen ve Mumi Vadisi’nde yaşayan bohem aile Mumileri anlatıyor. Mumi kitapları 43 dile çevrildi. Türkçede de şu üç kitap yayınlandı: Kuyruklu Yıldız Geliyor (Kometen Kommer), Büyücünün Şapkası (Trollkarlens Hatt) ve Mumi Baba’nın Anıları (Muminpappans Memoarer). Bu kitapların çocuklar için yazıldığı düşünülse de aslında kitaplarda melankoli, doğanın gücü, varoluşçuluk, aile ve toplumsal ilişkiler ve hiciv gibi birçok felsefi tema ve düşünce görülebilir ki bu onları yetişkinler için de çekici kılıyor.
DİNLEYİN: Flow Festivali 2004 yılında başkent Helsinki’de bir sokak festivali olarak başladı ve o günden beri çok büyük, uluslararası alanda tanınan ve müzikseverlere elektrodan folka, indie-rock’tan soul’a farklı türler sunan bir festival haline geldi. Her yıl on binlerce kişi bu festival için yurtdışından Finlandiya’ya geliyor. Festival mekânı, Helsinki’nin merkezinde, deniz kıyısında eski bir sanayi alanı. Ünlü sanatçıların yanı sıra yeni ve çıkış yapan müzisyenleri de burada görmek mümkün.
Kazakistan Büyükelçisi Abzal Saparbekulı öneriyor
GİDİN: Yüzölçümü 2,7 milyon kilometrekare olan Kazakistan’da her türlü gezi için seçenek sunuyor. Hem doğa hem tarihi mekânlar hem dinlenme tesisleri açısından zengin seçenekler var. Bunların arasında şehirden uzak olması ve ulaşımı zor olması nedeniyle turistler tarafından daha yeni keşfedilmeye başlayan ‘Kayındı Gölü’ bozulmayan güzel doğasıyla çok çekici. Yüz yıl öncesinde yaşanan bir deprem felaketi sonucunda 1800 metre yükseklikte dağlar arasındaki bir ormanlık alan su altında kalmış ve ortaya benzersiz bir göl çıkmış. Yazın kavurucu sıcağında dağlar arasında serinleyip, Kayındı gölünde su altındaki kozalaklı ormanı gezmek ayrı bir keyif.
OKUYUN: Günümüz Kazak edebiyatından Malik Otarbaeyv‘in derleyip Türkçe olarak hazırladığı ‘Hüzün Kuşağı’ kitabı en iyi Kazak öyküleri antolojisi olarak kabul ediliyor. 26 Kazak yazarının seçkin öykülerini okurken en katı keskin gerçekler içinde bile insan yüreğinin evrenselliğini ve dokunaklı teslimiyetini duyabilirsiniz. Modern Kazakistan toplumunun psikolojisini en iyi anlatan öyküler derlemesi olan bu kitap Avrasya Kütüphaneciler Derneği tarafından 2016 yılında yayımlandı.
DİNLEYİN: Kazak kültüründe tüm göçebelik hayat tarzı sürdüren toplumlarda olduğu gibi sözlü edebiyat çok ileri seviyede. Öyle ki bazı dahilere kelimelerle oynamak, onlarca sayfalık şiirleri ezbere bilmek yetmemiş, duyguları ve hatta olayları kelimesiz salt bir çalgının ezgisiyle aktarma yeteneğini geliştirmişler. Bu tür ezgilere ‘Küy’ deniyor. Küyler başta ‘Dombıra’ çalgısı olmak üzere Kobız, Sırnay gibi aletlerle de çalınıyor. Bunların içinde halk arasında en çok sevilen ve Kazak kimliğini en iyi yansıtanlardan besteci Kurmangazi Sağırbayulı’nın başta coşkulu ‘Aday’ küyü olmak üzere tüm bestelerini dinlemenizi tavsiye ederim. ‘Aksak Kulan’ küyünün endişe havasını, ‘Aday’ın çoşkusunu, ‘Könil Tolkını’ küyünün melankolisini yaşamadan “Gerçek Kazak Kazak değil, gerçek Kazak Dombıra’dır” esprisini anlamanız mümkün değil. Ikılas’ın bestesi ‘Jez Kiyik’ küyü ise ‘Kobız’ küylerinden başta gelendir.
Karadağ Büyükelçisi Branko Miliç öneriyor
GİDİN: Karadağ Film Festivali her ağustosun ilk haftasında Herceg Novi’de yapılıyor ve bir hafta sürüyor. Ayrıca dünyanın en büyük müzisyen, ressam, yazar ve oyuncularını bir araya getiren Uluslararası Kotor Art Festivali’ni görmelisiniz. Budva’nın Sea Dance festivali de, efsanevi EXIT festivalinin küçük kardeşi olarak, Adriyatik sahillerini bir hafta sonu boyunca harika bir caz kumsalına çeviriyor.
OKUYUN: Marko Miljanov’dan ‘İnsanlık ve Kahramanlık Örnekleri’ ve Piskopos Vasilije Petroviç’ten ‘Karadağ Tarihi’ ülkemizi ve kültürümüzü anlamak isteyenlerin temel başvuru kaynağı olabilir. Bir Karadağ romanı okumak isteyenlere ise Mirko Kovaç’ın ‘Rahmin Kapısı’ adlı eserini öneriyorum. Ayrıca Camil Sijariç ve Mihailo Laliç’in romanlarını da tavsiye ederim.
DİNLEYİN: Darko Nikçeviç ve Srdan Bulatoviç’in çift gitarla çaldığı ‘Balkan, Mediterranean, Orient…’ Ayrıca Ksenija Cicvariç ve Şukrija Zuti Serhatliç’in halk ezgilerini yaptığı yorumlar ile Nina Strugar’ın ‘Göçmen Kızı’ adlı albümünü öneririm.
Daha önce haberin linki: