Hiç bavul toplamadan Karayipler’de 5 durak

Karayip Denizi’nde yapılan gemi yolculukları, Miami yakınlarındaki Forth Lauderdale Limanı’ndan başlar. Yolculukta sizi önce Miami sahillerindeki evler etkiler. Gemi günbatımında hareket ederken, Karayip Denizi açıklarındaki renkler sizi büyüler.

İlk durak genellikle Key West olur. Burası, Amerika’ın en güney noktasındaki bir adacık. ABD burada biter. Sanatçıların, eşcinsellerin, zenginlerin yaşadığı, Florida’nın en varlıklı kentidir.
Key West aslında Küba’ya Amerika’dan daha yakın. Küba’dan ve diğer Karayip adalarından, hatta Avrupa’dan binlerce macerapereste kucak açmıştır. Bu nedenle de kendine has bir mimariye, mutfağa sahip.

Muz, hindistancevizi, kauçuk ağaçları, çeşit çeşit palmiyeler, dev bambular, rengârenk begonviller, mor çiçekler açmış gündüzsefaları, kentin sokaklarını ve bahçelerini süsler. Ünlü Amerikalı yazar Ernest Hemingway, 1931-40 yılları arasında burada yaşamıştır. İçip içip kavga çıkardığı bar Sloppy Joe’s, turistlerin uğrak yeri.

Maya topraklarında

Gemi karanlık basarken Antil Denizi’ne doğru dümen kırar. İkinci durak, Meksika’nın Cozumel Adası. Burada yolculara iki seçenek sunulur. İsteyen kumsala uzanıp güneşin ve denizin tadını çıkarır. İsteyen Maya medeniyeti kalıntıları arasında asırlar öncesinin büyüsüne kapılır.

Akşamüstü gemi demir alıp rotasını Jamaika’ya çevirir. Bu, bir gün boyunca dur durak bilmeden yolculuk yapacağınız anlamına gelir. Bu etapta tembelliğin tadını sonuna kadar çıkarabilirsiniz.
Bütün gün süren bir yolculuktan sonra, ertesi sabah Jamaika’nın doğu kıyısına, Ochos Rios (Sekiz Nehir) kentine yanaşırsınız.

Reggae ritminde hayat

Reggae, rom ve ganja otu... Bunlar Jamaika’nın vazgeçilmez üçlüsünü oluşturur. Jamaika’yı reggae’siz düşünmek, dünyayı oksijensiz düşünmekle eşdeğer. Ülkenin bütün radyo istasyonlarında, 24 saat kesintisiz bu müzik çalar. Herkes yürürken, yemek yerken, çalışırken, koşarken, sevişirken hep bu ritme ayak uydurur.

Rehberler gemi yolcularını önce botanik bahçesine götürür. Burası oldukça ilginç bir mekân. Ülkede yetişen bitki türlerinden birer ikişer örnekler var. Hayatınızda hiç görmediğiniz ağaçları ve çiçekleri görme olanağı bulabilirsiniz.

İkinci durak ise büyük bir şelale. Kentin ismini oluşturan sekiz nehir bir tepede buluşur, sonra tek bir şelaleye dönüşüp, küçük tepeyi aşarak denize kavuşur. Parka yüksekçe bir ücret karşılığında girilir. İsteyen mayosunu giyip nehrin içinde yürüyebilir, şelalenin döküldüğü tepeye düşe kalka tırmanabilir.

550 banka bulunan ada

Akşam yine demir alma zamanıdır. Dönüş yolculuğu başlarken, son durak Grand Cayman Adası olur. Boyutları küçük olmasına rağmen şöhreti oldukça büyüktür. Söylendiğine göre, dünyanın kara parası burada aklanır. Bu küçük İngiliz kolonisinde tamı tamına 550 banka, 325 sigorta şirketi, 29 bin şirket faaliyet gösterir.

Cayman, zengin bir ada olduğunu saklamadan gözler önüne serer. Başkent George Town’ın sahilinde birbirinden lüks evler, oteller ve kulüpler sıralanır. Hindistancevizi, ekmekağacı, muz, mango, portakal, limon, maun, palmiye, bambu ağaçlarının arasına gizlenmiş evlerin, 8-10 milyon dolara müşteri bulduğu öne sürülür.

Cayman Adası aslında bir kaplumbağa cenneti. Adadaki en ilginç yer ise bir kaplumbağa çiftliği. 1503’te bölgeye son yolculuğunu yaparken adayı keşfeden Kristof Kolomb, her tarafta kaynayan kaplumbağaları görünce adaya ‘Las Tortugas’ adını verir.

Vatoslarla gece yürüyüşü

Çiftlikteki dev havuzlar tıka basa dev kaplumbağa ile dolu. Bunlardan her yıl 9 bin tanesi denize salınır, geri kalanın eti hem marketlerde satılır hem de ihraç edilir.

Adanın bir başka turistik gösterisinde Stringrayler (dev vatos) başrolü oynar. Bir tekne sizi, bu balıkların bulunduğu sığlığa götürür. Denizin içinde yürürken balıklar size sürtünecek, etrafınızda yüzeceklerdir.

Bu son maceradan sonra gemi tekrar Miami’ye yanaşır.