Sivas'taki Divriği Ulu Cami'nin ilginç hikayesi
Sivas'ın Divriği ilçesinde bulunan hak ettiği değeri göremeyen yapıtlardan biri, Anadolu'nun El-hamrası Divriği Ulu Cami ve Darüşşifa… İşte bu güzel camiyle ilginç ve bir o kadar da gizemli bilgiler...
1- Anadolu Selçukluları döneminde yapıldı
Ulu Camii, Süleyman Şah'ın oğlu Ahmet Şah tarafından Darüşşifa ise eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılmıştır. Yapımı 15 yıl sürmüş ve 1243 yılında tamamlanmış. Baş mimarı Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah'tır.
2- Darüşşifa
Camiye bitişik olan bu bölüm içerideki kanal ve havuzdan gelen su sesi ve tasarım harikası akustiğinde çalınan ney ile akıl ve sinir hastalarının tedavilerinde kullanılmış daha sonra medrese olarak da hizmet vermiş. Camiyi yaptıranların aileleri ve mimarların kabirleri burada yer almaktadır.
3- Minber
Camiyle yaşıt olan bu minber en uzun ömürlü ağaç olan abanoz ağacından yapılmış ve hâlâ orjinalliğini korumaktadır.
Yapımı 12-13 yıl süren bu minberi yapan usta parçaların birleşiminde tahta çivi kullanmış sadece mukavemeti arttırmak istediği yerlerde demir çivi kullanmış ve bu çivilerin başlarını gizlemiştir.
4- Hipnoz etkisine sahip desen ve motifler
Anadolu Selçukluları ve İslami imgeleri içerisinde barındıran bu motifler ilk bakışta simetrik gibi dursa da dikkatli bakıldığında asimetrik olduğu anlaşılıyor.
5- Cennet Kapısı
Yapının cami bölümünde 3, Darüşşifa da ise 1 tane olmak üzere toplamda 4 kapısı vardır. Bunlardan biri olan cennet kapısı en ihtişamlı olanıdır. Kapı üzerindeki tüm motifler cenneti tasvir etmektedir. Altında ateş yanan kazan motifi ise Anadolu Selçuklularında bolluk ve bereketin simgesiyken burada cehennemi sembol etmiştir.
6- Taç Kapısı
Bu kapı Darüşşifa'nın girişi için kullanılır. Caminin denge sütunlarından biride bu kapıda bulunmaktadır daha önceden dönme özelliğine sahipken 1939 Erzincan depreminde bu özelliğini kaybetmiştir.
7- Batı Kapısı
Gelelim gölgelere. Caminin Batı Kapısında kapının mimari özelliklerine bağlı olarak mayıs ile eylül ayları arasında ikindi namazından 45 dakika önce insan silueti belirmektedir. Bu siluet önce Kur'an okuyan bir insan, namaz vakti yaklaşınca ise ellerini bağlayarak kıyamda duran insan şeklini almaktadır. İşin acı kısmı ise bunun belgesel çekimi için gelen Japonların fark etmesi olmuş.
UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi’ne aldığı bu eser hakkında Evliya Çelebi'de notlarında bu şaheser için ''Methine diller kısır, kalem kırıktır'' demiştir. Bu sözleri aslında yapıyı özetler nitelikte. Anlatılacak daha birçok özelliği olan bu eseri görmeye giderek pişman olmayacaksınız.