36 saatte Glasgow
UNESCO, Batı İskoçya’nın endüstri merkezini 2008’de ‘müzik şehri’ ilan etti. Şehrin şöhretine kültür ve eğlence de katıldı. Elektronika türü müziğin yankılandığı çok sayıda kulüp, geleneksel İskoç müziği dinlenen barlar, güzel restoranlar, çekici bar ve mini tiyatrolar. Her beğeniye uygun bir mekân var.
13.00
Çay ve gelenek
Charles Rennie Mackintosh’un ismini duymamış olabilirsiniz, Glasgow gezisinden sonra hep hafızanızda kalacak. Dâhi mimar ve sanatçı şehre pek çok eser bırakmış. 1904’te yapılan Willow Tea Rooms, gri gökyüzüne inat, ışıklı ve geniş salonlardan oluşuyor. İkindi çayı için uğrayın, kek dahil 50 TL. Aynalı buzdolapları, gümüş kaplamalı kapılar, arkası yüksek iskemleler de Mackintosh’un tasarımı. Mimarın çizgileri birkaç sokak ötedeki, Sanat Akademisi’nde onun ismini taşıyan binada yaşatılıyor (tur ücreti 40 TL). Kampustaki Hunterian Müzesi ise özel evi.
18.00
Ateş suyu
Mesai bittiğinde, pek çok Glasgowlu hafta sonunu pub’da bir bardak bira ya da viski eşliğinde sohbetle karşılıyor. Siz de aralarına katılın. Uzun ahşap barı, Deco kartonpiyerleriyle meşhur 160 yıllık Pot Still’de tam 450 çeşit malt viski sunuluyor. Lagavulin (23 TL) ya da Arran (15 TL) gibi klasik lezzetleri tatmanızı öneririz.
20.00
Çifte şişmanlar
Buttery’deki ahşap kaplama duvarlı Two Fat Ladies’in mönüsünde pek çok sürpriz var. Narenciye ve kiraz soslu tütsülenmiş Gressingham ördeği ya da karalahana püreli, soslu, midye risottolu İskoç sığırı madalyonlarını deneyin. Şarap hariç, ortalama 120 TL.
22.30
Dans pisti titreşiyor
Glasgow, yetenekli müzikçi yetiştirmede haklı bir üne sahip. The Verve, Oasis, Radiohead ve Franz Ferdinand gibi topluluklar şöhrete kavuşmadan önce hep King Tut’s Wah Wah Hut’ta sahneye çıkmıştı. Tepenin eteklerindeki Sub Club’ın sahnesinde Hot Chip ve Optimo gibi gruplar konser veriyor. Kulüp, gece iddialı bir dans pistine dönüşüyor.
10.00
Kafein zirvesi
Gece kuşlarının iyi kahve, çörek satan mekânlara ilgisi kentte bu tür yerlerin artmasını sağlamış. West End’deki Coffee, Chocolate and Tea iyi bir örnek. Nar kırmızısı kavurma makinesinde harika kahve karışımları kavruluyor. 1960’lardan kalma espresso makinesi öyle köpüklü kahve yapıyor ki, önünde hep kuyruk oluyor. Kafenin 40 tür çayı, fırından çıkmış çörekleri, kendi üretimi çikolataları da kayda değer.
11.00
Sanat turu
Kelvingrove Sanat Galerisi ve Müzesi, şehrin en güzel parklarıyla (İskoççada Glasgow sevgili yeşillik anlamına geliyor) çevrili. Kırmızı tuğlalı binası 1901’de inşa edilmiş. Mavi ve altın rengi süslemeli tavanlar, Art Deco stili avizeler, mermer döşemeler bile başlı başına görülmeye değer. Koleksiyonu da kayda değer. Salvador Dali’nin sansasyonel ‘Çarmıhtaki İsa’ tablosu bunlardan biri.
13.00
Istakozdan istiridyeye
İskoçya leziz deniz ürünlerinin cenneti. Crabshakk’ta taze istiridyeler ve mini ıstakozlar başta olmak üzere pek çok çeşiti bulacaksınız (öğle yemeği ortalama 80 TL). Exchange Meydanı’ndaki Rogano, 1930’ların yolcu gemileri gibi dekore edilmiş bir istiridye barı. Borsacılar günün hasılatını burada bir düzine istiridye ve şampanyayla (75 TL) kutluyor.
15.00
Silindir şapka ve plak
Modaya meraklıysanız, Top Shop’tan Mulberry’ye ünlü tekstil markalarından küçük butiklere kadar pek çok seçenek size bekliyor. Kentin diğer tarafındaki Monorail, plak koleksiyonerleri için adeta cennet. Mogwai, Young Marble Giants gibi Glasgow’lu sanatçıları burada keşfedebilirsiniz.
17.00
Güneş mi yağmur mu
Hava yağmurluysa, hatta yağmur bile yağmasa mutlaka Ashton Lane’deki Grosvenor Sineması’na uğrayın. Deri koltuklar, sempatik kanepelerde biralı, şaraplı, patlamış mısırlı film keyfine tanık olun. Glasgow Botanik Bahçesi de West End semtinde. Koruları, bahçeleri, seralarıyla tam bir vaha. Giriş ücretsiz.
20.00
Gastronomik mutluluklar
Genç şefler sayesinde kentte artan küçük ve yaratıcı restoranlar İskoç mutfağı kadar uluslararası platformda da yeni mutfak anlayışının gelişmesine katkıda bulunuyor. West End’deki romantik Number 16, mevsimsel mönüler oluşturmuş. Üzümlü sardalye tava, iç bakla, enginar yüreği, üzüm soslu kuzkonmaz, leziz incirli ve turplu, beyaz peynirli ya da su tereli, turp yaprağı ve fındıklı mısır baharatı soslu salata damağınızı şenlendirecek (İki kişi şarap hariç 150 TL civarında).
10.00
Gölün çekimi
Trenle 50 dakikada ulaşılan Loch Lomond, kristal berraklığındaki mavi suyu, çevresindeki yemyeşil tepeleriyle hafta sonunda turistler kadar Glasgow’luları da çekiyor. Balloch’tan taksiye atlayın, kısa bir yolculukla ulaşacağınız Luss gibi köylerden gölde adalar turuna çıkan teknelere binebilirsiniz. Göl kıyısında yürüyüş yapabilirsiniz.
13.00
Brunch saati
Martin Wishart, İskoçya’nın Michelin yıldızlı en ünlü şefi. Restoranı Cameron House’da. Üç tabaklık standart hafta sonu tadım mönüleri 70 TL’lik fiyatıyla lezzet ve fiyat açısından çok cazip.
Nasıl gidilir?
Temmuz başı KLM ile aktarma uçuşlar 1453 TL.