Sahrap Soysal

Sigaranın en “masum” zararı

20 Şubat 2010
Sigaranın zararlı bir madde olduğunu hepimiz biliyoruz.

Ne yazık ki insan bu merede bir kere alıştı mı bırakması çok zor oluyor.

İnsan bir anlığına durup düşün-düğünde sigara içme eyleminin aslında ne kadar tuhaf bir şey olduğunu fark ediyor. Zaten uzmanlar da sigarayı bırakmanın en önemli aşamasının, sigara içmenin aslında kağıda sarılı tütün dumanı solumaktan başka bir şey olmadığını “fark etmek” olduğunu söylüyorlar.

Yani, ne sakinleştirici, ne dost, ne de efkar dağıtıcı bir şey sigara. Vücudumuzun hemen her noktasına zarar veriyor ama solunum yollarına verdiği zarar bunların en büyüğü olsa gerek.

Benim pratik hayatta farkına vardığım en kötü etkisi ise koku alma duyumuza yönelik. Bir süre sonra sigara dumanı yüzünden yiyeceklerin kokusunu tam olarak alamıyorsunuz...

Yazının Devamını Oku

Otlu peynir

19 Şubat 2010
Van denince akla gelen şeylerden biri de otlu peynirdir.

Van’ın bu meşhur peyniri, içinde en az yedi çeşit ot barındırıyor.

Yapıldığı yöreye göre sertliği, tuzluluk oranı değişen peynirde değişmeyen tek şey içinde ot olması. Ancak peynirdeki ot oranı çok önemli. Ortalama yüzde 15 oranında ot katılıyor bu peynire.

Otlu peynirin tarihi bundan 200 yıl önceye, Ermeni bir hekimin Van’a gelmesine dayanıyor. Çünkü bu hekim yanında otlu peynirin formülünü de getiriyor.
İlkbaharda hem sütün hem de otun bol olduğu dönemde üretiliyor ve temel olarak koyun sütünden yapılıyor.

Yazının Devamını Oku

Keyveni’nin yarışması

18 Şubat 2010
Hazır yemek ve catering alanında 25 yıldır faaliyet gösteren Keyveni, geçen yıl başlattığı yemek yarışmasını geleneksel hale getirmek amacıyla bu yıl da ikincisini düzenledi.

“Keyveni” kelimesi, Anadolu’da “mutfağın sahibi, yemeğin ustası” anlamına geliyor. Keyveni’nin kendi isminin anlamından yola çıkarak düzenlediği yemek yarışmasının amacı, fırsat verildiğinde keyvenilerin neler yapabildiğini göstermek ve onların annelerinden, anneannelerinden öğrenerek yüzyıllar öncesinden günümüze taşıdıkları tariflerin unutulmamasını sağlamak.
Kırım, Çukurova, Rize, Girit, Kilis gibi pek çok bölgenin birbirinden farklı ve lezzetli yemeklerini sergileyen 10 kadın yarışmacı arasından birinciliği Nursen Münire Doğan kazandı. Firdevs Günaçar, Yıldız Pakdil, Fatma Gönül Mangut ve ınci Özsoy da diğer dereceleri paylaşan yarışmacılardı.
Çukurova yöresinin ıspanaklı içli köftesini yapan Nursen Hanım’ın turunç suyu, nar ekşisi, sarımsak ve cevizle hazırladığı sosun tadına hiçbirimiz doyamadık. Hatta jüri üyeleri olarak bu sosun konservesinin yapılmasının ne kadar müthiş bir fikir olabileceğini bile hayal ettik.
Rizeli Firdevs Hanım’ın sebzeli mısır ekmeği, Fransızlar’ın meşhur kişlorenine neredeyse yüz sayı fark atabilecek cinstendi.
Kilis’in şıhılmahşisi, Kastamonu’nun katmerli içi, Girit’in yoğurtlu eti, Gaziantep’in börek çorbası bize Anadolu’nun lezzet dolu yörelerinde muhteşem bir gezinti yaptırdı.
Keşke bu yarışmalar daha da çoğalsa ve hep yapılsa.

MEYVELı MERENG PASTASI

· 1 adet sade

Yazının Devamını Oku

Aşkla yemek yapın

17 Şubat 2010
Mum ışığı, nefis bir sofra... Şarap kadehleri, çiçekler... İçleri kırmızı şarap dolu kadehler havaya kalkıyor. Kadının eli tutuluyor, gözlerine bakılıyor derin derin. Ve işte yüzük çıkıyor ortaya. Hayatın bundan sonrası birlikte geçirilecek. Bunun sözü verilecek bu sofrada.
Tanıdık mı geldi yoksa size de bu sahne? Kim bilir neler hatırladınız, neler düştü aklınıza... Belki başlayan yeni bir ilişki, belki sofrada bitmiş bir aşk ve belki de bitmiş bir ilişkinin ardından yalnız yenen ilk yemek...
“Yemek yemek temel ihtiyaçlarımızdan biridir” deriz ya hep; yemek aynı zamanda tanıklık eder hayatımıza. Biz yaşarız, o yardım eder yaşamamıza.
Kalabalık aile sofraları, iki kişilik romantik yemekler, sıradan bir akşamda çocuklarınız ve eşiniz için hazırladığınız masa... Hepsi yaşamımızı daha güzel kılmaya yardım eder.
Yani yemek yemeğe yalnızca karnımızı doyurmak için değil, hayatımızı daha anlamlı ve güzel kılmak için de ihtiyacımız var.
Her zaman söylediğim şeyi bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Yemek yapmak sevgi işidir, aşk işidir. Ve bu sevgiyi yaratan şey, o yemeği paylaşacağımız insanlara duyduğumuz sevgiden başka bir şey değildir.

KAYMAKLI KÜNEFE

8 KİŞİLİK
HAZIRLAMA SÜRESİ 25 DAKİKA
PİŞME SÜRESİ 40 DAKİKA

MALZEMELER
* ½ kg tel kadayıf
* 400 gr dil peyniri
(Antakya, ıskenderun tuzsuz beyaz peyniri de kullanabilirsiniz.)
* 250 gr tereyağı
Şerbeti için;
* 4 su bardağı tozşeker
* 4 su bardağı su
* 1 limonun suyu
Üzeri için;
* 250 gr taze kaymak
* 1 su bardağı dövülmüş antepfıstığı

YAPILIŞI
Tel kadayıfı derin bir kabın içerisinde elinizle çekiştirerek parçalayın. Üzerine eritilip ılıtılmış tereyağını gezdirerek iyice ovun. Tıpkı köfte yoğurur gibi bastırarak yoğurun.
Yoğurup parçaladığınız kadayıfın yarısını bir tepsiye elinizle bastırarak yerleştirin. Dil peynirini lif lif ayırarak kadayıfın üzerine serin. Peyniri kadayıfın üzerine yayarak elinizle iyice bastırın.
Hazırladığınız kadayıfları ocakta kısık ateşte pişirin. Kızaran yüzünü bir tepsi yardımıyla ters çevirin. Diğer yüzünü de aynı şekilde üstleri nar gibi kızarıncaya kadar pişirip ocaktan alın.
Diğer taraftan, şurubunu hazırlamak için, şeker ve suyu orta boy bir tencerede kaynatın. şurup kaynamaya başlayınca limon suyunu ekleyerek 5-6 dakika daha kaynatın. Ocaktan alın ve ılınınca sıcak kadayıfın üzerine dökün. Antep fıstığı ve kaymakla süsleyip, servise hazırlayın.
Not: ısterseniz künefeyi fırında üzeri altın sarısı oluncaya kadar pişirebilirsiniz.
Yazının Devamını Oku

2010 Kültür Başkenti İstanbul

16 Şubat 2010
Roma İmparatorluğu’nun ilk Hıristiyan imparatoru olan I. Konstantinos, M.S. 330 yılında doğudaki yeni başkent olarak İstanbul’u seçmiştir. Kendisinden 1000 yıl önce bu topraklara gelen Yunanlar’ın Byzantion’u artık uzunca bir zaman Konstantinopolis olarak anılacaktır. Ta ki Fatih Sultan Mehmet’in yeni bir tarih yazdığı, yeni bir çağ açtığı 1453 tarihine kadar...
Günümüz Türkiye Cumhuriyeti’nin gözbebeği İstanbul, aynı zamanda 2010 yılının Avrupa kültür başkentidir. Ona gözümüz gibi bakmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Henüz çok geç olmadan, İstanbul iyice kirlenmeden harekete geçmek gerekiyor artık.
İstanbul, bu şehri koklamasını, tatmasını bilen herkese bir şehr-i azamdır. Bu şehrin dört köşesinde farklı farklı tatlar ve kokular bizi bekler.
Çiçek Pasajı’nda nostalji, Asmalı Mescit’te enerji, Kumkapı’da eğlence...
Niantaşı’nın ünlü kafeleri, Bağdat Caddesi’nin sayısız bistro ve pastanesi, Florya’nın meşhur et lokantaları, Üsküdar’ın ev yemeği satan yerleri, Sultanahmet’in, Beyazıt’ın saklı lezzetleri, Moda’nın yeni moda restoranları, Edirnekapı’nın Osmanlı sofraları, Kasımpaşa’nın işkembe paçası...
Hepsi ama hepsi İstanbul ve İstanbul’da bir süre nefes alan bizler için var.
En sonunda “Ah güzel ıstanbul” diyerek kendinizi bir Boğaz balıkçısında buluyorsanız, bu şehri gerçekten tatmışsınız demektir.

BAKLAŞ TATLISI

4 KİŞİLİK
HAZIRLAMA SÜRESİ 10 DAKİKA
PİŞME SÜRESİ 25 DAKİKA

MALZEME LİSTESİ
* 1 su bardağı haşlanmış kuru fasulye
(Konserve kuru fasulye de kullanabilirsiniz.)
* 4 su bardağı soğuk su
* 1 su bardağı soğuk süt
* 1 su bardağı buğday nişastası
* 2 su bardağı tozşeker
(6 yemek kaşığı dut pekmezi de kullanabilirsiniz.)
Üzeri için;
* 4-5 adet kuru kayısı
* 1 yemek kaşığı hindistancevizi
* 1 yemek kaşığı çekilmiş fındık
(Ceviz, badem ya da fıstık kullanabilirsiniz.)
* 1 tatlı kaşığı toz tarçın

YAPILIŞI
Haşlanmış fasulyenin suyunu süzüp bir kenarda bekletin. Soğuk suyu ve sütü derin bir kaba aktarıp nişastayı ekleyin. Tel çırpıcı ya da tahta kaşık yardımıyla karıştırıp nişastayı iyice ezin ve orta boy bir tencereye aktarın.
Üzerine tozşekeri ya da pekmezi ekleyip orta ısılı ateşte, karıştırarak, katılaşıp kaynayıncaya kadar pişirin. Kaynamaya başlar başlamaz haşlanmış fasulyeyi ekleyip ocağın altını kısın.
Tatlıyı kısık ateşte, sık sık karıştırarak 5-6 dakika daha pişirip ocaktan alın. Henüz sıcak haldeyken kaselere paylaştırıp soğumasını bekleyin.
Üzerini tarçın, hindistancevizi, fındık, ceviz ve bademle süsleyerek servise sunun.
Yazının Devamını Oku

Anadolu’da düğün

15 Şubat 2010
Masallarda derler ya “40 gün 40 gece süren düğünle evlenip sonsuza kadar mutlu oldular” diye. Belki 40 gün 40 gece sürmez Anadolu’da düğünler, ama iki ya da üç gün süren düğünler hâlâ vardır. Hatta, eskiden bir hafta süren düğünler olurmuş Anadolu’nun çeşitli yörelerinde...  

Düğünler, özellikle Anadolu’da, geleneklerin önemli bir parçasıdır ve eğlenceli bir olaydır iki insanın hayatını birleştirmesi... Ancak düğünün eğlence kısmı bitip, gelinin kız evinden çıkarılacağı son güne gelindiğinde herkesi hüzün kaplar. Oğlan evinden gelenler gelini almadan önce gelinin beline kırmızı bir kuşak bağlarlar. Sonra da gelin arabaya ya da faytona bindirilip oğlan evine götürülür.

Bu arada, kız evinde de oğlan evinde de gelen misafirler için sofralar kurulur. Bu sofralarda genellikle ağır yemekler vardır. Ayrıca oğlan evine, kızla birlikte baklava, şerbet, kurabiye, su böreği, kızarmış tavuk, pilav gibi yiyecekler gönderilir. Bu, kız annesinin gelinle damada gerdek gecesi için yaptığı bir jesttir.
Düğün yöresel farklılıkların en çok öne çıktığı törenlerden biridir ve bu yöresel farklılıklar yeme-içme kültürünü de yakından ilgilendirir. Bu yüzden Anadolu’daki düğünlerde yapılan yemeklerden bahsettiğimiz bu yazıda çok genel bir resim çizdiğimizi söylemek zorundayız.

Cevizli Abana tatlısı

10 kişilik
Hazırlama süresi: 20 dakika
Pişme süresi: 30 dakika

MALZEME LİSTESİ
* 8 su bardağı un
* 250 gr. margarin
* 1 su bardağı sıvıyağ
* 1 su bardağı ılık su
* 1 paket kabartma tozu
* 1 tatlı kaşığı tuz
İçi için;
* 2 su bardağı ceviz içi
* 1 su bardağı pekmez
şurubu için;
* 3 su bardağı tozşeker
* 3 su bardağı su

YAPILIŞI
İç harcını hazırlamak için, cevizleri irice dövüp pekmezle karıştırın. şurubu hazırlamak için; 3 su bardağı suyu ve toz şekeri orta boy bir tencerede kaynatın. Kaynamaya başladıktan 2-3 dakika sonra şerbeti ocaktan alın ve ılınması için bir kenarda bekletin. Hamuru hazırlamak için, margarini bir tavada eritip ılık hale gelmesini bekleyin. Sıvıyağ, ılık su, tuz ve kabartma tozunu derin bir kapta karıştırın. Ilınan margarini de aynı kaba aktarın. ıçine yavaş yavaş un ilave ederek, kulak memesinden sert bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Hamurun üzerini hafif nemli bir peçeteyle kapatarak oda sıcaklığında 20 dakika kadar dinlendirin. Dinlenen hamurdan portakal büyüklüğünde bezeler yapın. Her birini yemek tabağı büyüklüğünde açın. Hamurların üzerine cevizli pekmezden ikişer üçer yemek kaşığı kadar yaydıktan sonra sararak rulo haline getirin. Rulo haline getirdiğiniz hamurları 3-4 santim kalınlığında parçalar oluşturacak şekilde kesip tepsiye yerleştirin. Hamurları 175 dereceye ayarladığınız fırında üzerleri pembeleşinceye kadar pişirin. Fırından çıkarır çıkarmaz üzerine ılık haldeki şurubu gezdirin. Tatlının şurubu çekmesi için 15-20 dakika bekledikten sonra servise sunun.
Yazının Devamını Oku

İstediğiniz kadar değil gerektiği kadar alın

13 Şubat 2010
Ne kadar özeniriz iyi beslenmeye ve vücudumuza gerekli olan vitaminleri kararında almaya...

Hatta bazen dışarıdan vitamin takviyesi bile yaparız. Soranlara da “Aman canım, vitaminin fazlası zararlı değil ki” deyip almaya devam ederiz vitamin haplarını. Ancak vitamini fazla almak pek de öyle “zararlı olmayan” sonuçlar doğurmaz.
Amerika’da yapılan yeni bir araştırmaya göre, A vitamini fazlalığı orta yaş üzeri kadınlarda kemik kırılmalarına neden olabiliyor. Neden mi? Vücudun kemiklere gerekli olan kalsiyumu özümsemesi için D vitaminine ihtiyaç duyduğunu hepimiz biliyoruz. ışte A vitamini, vücuda gerekli olan D vitamininin fonksiyonlarını kaybetmesine neden oluyor ve bu da vücudun yeteri kadar kalsiyum almasını engelliyor. A vitamini fazlalığının bir başka olumsuz sonucu da uyku kalitesini bozması. Fazlaca A vitamini alıyorsanız gece uykularınız düzensizleşiyor ya da uyuyamamalar başlıyor.
Her zaman söylerim eşime dostuma; doktora danışmadan ilaç almayın diye. Yani öyle “fazla mal göz çıkarmaz” deyip vitaminleri ağza atmamak gerekiyor.

Etimekli Türkiş Puding

Etimekleri kenarları yüksek, 30 santim çapında, yuvarlak, kare ya da dikdörtgen bir kalıba yerleştirin. Aralarında kalan boşlukları etimek kırıklarıyla doldurabilirsiniz. Portakal suyunu etimeklerin üzerine gezdirin. (Portakal suyu yerine 1 su bardağı sulandırılmış reçel suyu da kullanabilirsiniz.)
Diğer taraftan, pudingi hazırlamak için yumurta sarısı, un ve mısır nişastasını orta boy bir tencereye koyun. Tel çırpıcı ya da çatal yardımıyla iyice çırpın. Üzerine tozşeker ve sütü ilave edip orta ısılı ateşin üzerine oturtun.
Yine tel çırpıcı ya da tahta kaşık yardımıyla sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Kaynamaya başlayınca ocaktan alıp margarin ve vanilyayı kattıktan sonra hızlı hızlı karıştırın. (Mikserin yüksek devriyle 2-3 dakika çırparak da karıştırma işlemini yapabilirsiniz.)

Yazının Devamını Oku

Bir şarap çeşidi olarak şeri

12 Şubat 2010
Kadehi kaldırıp bir yudum aldınız önünüzde duran şaraptan. Ağzınızda şöyle bir gezdirdikten sonra yuttunuz.

Garsona dönüp “devam” işareti verdiniz, çünkü beğendiniz ağzınıza, oradan da gırtlağınıza yayılan tadı.
şarap deyince benim aklıma uzun zamana yayılan bir emek ve törensel bir bekleme süresi geliyor. Tabii, şarapları değerlendirirken sadece bekleme süreleri dikkate alınmaz.
Örneğin yemekle birlikte içilecek şarap başkadır, yemeklerden önce ya da sonra aperatif olarak içilecek şarap başka... Ve literatürde bu ayrım zaten yapılmıştır. Bir sofra şarabı vardır, bir de çerez şarabı...
Ancak şarap dediğimiz şey öyle iki kategoriye ayrılarak açıklanacak bir şey değildir. ıçerdikleri alkol ve şeker oranı bakımından farklı sınıflarda değerlendirilebilecek yüzlerce şarap çeşidi vardır.
Çerez şaraplarının ülkemizde en çok tanınanı ‘şeri’dir. ıspanyolların ünlü şerisi, zamanla ıngiltere’de de çok sevilmiş ve hemen tüm dünyaya yayılmıştır.
Tarihi, ıspanya’da bir dönem hüküm sürmüş olan Endülüs Emevileri’ne kadar dayanan şeri, aslında o zamana ait bir bölgenin ismidir. Ancak sonra bu içki ıngilizler tarafından benimsenince, adı da ıngilizce’ye uygun hale getirilmiştir.
ıngilizler şerinin sadece adı üzerinde değil, tadı üzerinde de etkili olmuş ve ıspanyollar’a bu içkiyi daha tatlı hale getirtmişlerdir.

Yazının Devamını Oku