Salı günü dünya gündemini derlerken görmüştüm, uçak takip sitelerinde Moskova’ya yaklaşan özel bir uçak izlemeye alınmıştı. Uçakta Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un olabileceği iddia ediliyordu.
Witkoff (66), yeni Trump yönetiminin yükselen yıldızıydı.
1980’lerden bu yana Trump’ın yakın çevresinde bulunan Amerikalı Yahudi emlak milyarderi, aynı zamanda sıkı bir müzakereciydi. 15 ay sonra Gazze Şeridi’nde ateşkes ve rehine takası anlaşmasının sağlanmasında etkin rol oynamıştı. Trump, Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi olarak emekli General Keith Kellogg’u atamışken Witkoff’un Moskova’ya gitmesi ciddi gelişmelerin habercisi gibi duruyordu.
REHİNEYİ KURTARDI
VE ertesi gün şüphelerin boşa çıkmadığı görüldü. Witkoff’un 3.5 yıldan bu yana uyuşturucu kaçakçılığı ile suçlanan 14 yıl hapis cezasına çarptırılmış Amerikalı öğretmen Marc Fogel’i almak için Moskova’ya gittiği ortaya çıktı.
Aslında bu ABD ile aracısız doğrudan müzakere etmek isteyen Rusya lideri Vladimir Putin’in Trump’a ilk jestiydi.
Amerikan basınına göre Trump, ‘Harika müzakereci’ dediği Witkoff’a Ortadoğu dosyasının yanı sıra Ukrayna-Rusya dosyasını da vermişti. Ortadoğu’daki aracıların da sayesinde Kremlin’i ikna etmenin yolunu bulan Witkoff, Putin ile üç saat süren bir görüşme de yaptı. Trump’ın Rusya lideri ile telefon görüşmesi de işte Amerikalı temsilcinin temasları sonrasında gerçekleşti.
RUSYA KAZANÇLI GİBİ
‘Kanada’yı ABD’nin 51’inci eyaleti yapacağız’ dedi. Grönland’ı Danimarka’dan satın almayı gündeme getirdi. Panama Kanalı’nın idaresini geri almak için baskı uygulamaya başladı. Meksika Körfezi’nin adını ‘Amerika Körfezi’ olarak değiştirdiğini ilan etti.
Son olarak da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu ağırladığı Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada ‘Gazze’nin sahibi olacağız. Orayı Ortadoğu’nun Rivierası yapacağız’ diyerek Filistinlileri tehcir planını duyurdu.
ABD AYAĞA KALKTI
TRUMP’ın şoke edici önerisi bir anda dünyanın en çok konuştuğu konu oldu. ABD basını ayağa kalktı. Hani ABD askeri yeni bir savaşa girmeyecekti, ‘O seçim vaadine ne oldu’ diye tepki gösterdiler. Trump’ın Cumhuriyetçi Partisi’nden senatörler bile Amerikan vergi mükelleflerinin parasının Gazze’de harcanma ihtimali ve ABD askerinin yeni bir savaşa girme olasılığına karşı hop oturup hop kalktı. Netanyahu, planı alkışlarken, İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, Filistinlilerin ‘gönüllü’ tehciri için plan yapılması konusunda orduya talimat verdiğini açıkladı.
GERİ ADIM ATAR MI
TRUMP’ın ‘Gazze’ye el koyma’ planı Türkiye’den Arap dünyasına, Rusya’dan Çin ve Avrupa’ya kadar bütün dünyada tepki çekti. Dünyadan koro halinde ‘Tek çözüm iki devlet’ sesleri yükselirken ABD basınına sızdırılan haberlerden ve Trump ekibinden gelen açıklamalar, geri adıma işaret eder nitelikteydi. Başkan Trump’ın planından Dışişleri ve Pentagon’un haberi bile olmadığı, fizibilite çalışması yapılmadığı, asıl işi emlakçılık olan Trump’ın aynı kafayla uluslararası siyaseti dizayn etmeye çalıştığı öne sürülüyordu.
başkan ISRAR EDİYOR
ANCAK
Trump, seçim kampanyasının en hararetli günlerinde temmuz ayının sonlarında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşi Sara’yı Florida’daki Mar-a Lago malikanesinde kabul etmişti.
Sonrasında Netanyahu’ya ‘Ben göreve gelmeden bu işi bitir’ dediğine dair söylentiler çıkmıştı. ABD Başkanı Joe Biden ve ekibi anlaşmaya teşvik etmek isterken, aslında Netanyahu’ya bir yandan da 20 Ocak 2025’e kadar Gazze savaşını sürdürmesi için zaman tanınmıştı.
YAZDAN BERİ ORTADOĞU
BU süre zarfında İsrail, Hamas’ı bitirme hedefi adı altında Gazze Şeridi’ni yerle bir etmeyi sürdürdü. Sonra Hamas’ın en büyük destekçilerinden gördüğü Lübnan’daki İran destekli Hizbullah’a yöneldi. Hamas liderlerine suikastları, Lübnan’da Hizbullah’a karşı düzenlenen çağrı cihazı saldırıları ve Hizbullah liderlerine yönelik saldırılar izledi.
İran’ın Filistin ve Lübnan’daki vekil güçlerinin zayıflaması Suriye’de Esad rejimini de dayanıksız bıraktı. Heyet Tahrir eş Şam liderliğinde Suriyeli muhaliflerin harekete geçmesi ve Rusya’nın da desteğini çekmesiyle Esad rejimi ani bir şekilde devrildi.
ÜÇ ÜLKE DE ENKAZ
SON yıllarda potansiyel hidrokarbon rezevrleriyle gündeme gelen Doğu Akdeniz’e kıyı Suriye, Lübnan ve Gazze enkaz halinde. 13 yıllık savaş, Esad rejimine uygulanan yaptırımlar Suriye’nin birçok şehrini, sanayisini, altyapısını bitirmiş durumda. Lübnan tarihinin en büyük ekonomik kriziyle baş etmeye çalışıyor.
Gazze’de ise İsrail taş üstünde taş bırakmadı. Milyonlarca kişi başta Gazze olmak üzere bölgede hayatta kalmak için mücadele ediyor.
Yeni yılda belli başlı kriz bölgelerinde olası gelişmeler, 2025 yılının seyrinin şekillenmesinde de etkili olacak. İşte merak edilen üç başlık.
1- TRUMP, SURİYE’DEN ASKER ÇEKER Mİ
20 Ocak’ta yapılacak yemin töreniyle Donald Trump, sadece bir dönem başkanlık yapabildiği Beyaz Saray’a ikinci dönem için geri dönecek. ABD’de Demokrat Joe Biden dönemi bitecek, Cumhuriyetçi Donald Trump dönemi başlayacak. Bu defa ABD Kongresi’nin iki kanadı da Cumhuriyetçilerin kontrolünde olacak. ‘ABD’yi Yeniden Büyük Yap’ düsturuyla seçmeni ikinci kez ikna etmeyi başaran Trump, dünya siyasetinde de ilgiyle bekleniyor. Türkiye özeline bakıldığında Biden döneminde ihmale uğrayan liderler düzeyinde diyalog mekanizmasının yeniden canlandığına tanık olabiliriz.
Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi sonrasında Trump’ın yaptığı ‘Suriye’nin anahtarı Türkiye’de’ açıklaması yaklaşımını anlamak açısından dikkat çekiciydi. Ankara’nın Trump yönetiminden ana beklentilerinden biri terör örgütü PKK/YPG ile işbirliğinin sona erdirilip ABD askerinin Suriye’den çekilmesi yönünde. ABD’de bazı çevreler terör örgütü DEAŞ ile mücadele çerçevesinde PKK/YPG ile işbirliği yapıldığını savunurken ABD’de son günlerde DEAŞ ile ilişkilendirilen saldırılar düzenlenmesi Trump’ın alacağı kararı etkileyici unsurlara dönüşebilir.
Öte yandan Türkiye ile ABD, Ukrayna ve Gazze krizlerinin çözülmesi, Suriye’de kapsayıcı siyasi bir yapının oluşmasına destek anlamında da işbirliği zemini arayabilir.
2- UKRAYNA’DAN SAVAŞ BİTER Mİ
2022’de Rusya’nın işgaliyle başlayan Ukrayna krizi Avrupa güvenliğini tehdit eden bir savaşa dönüşmüş durumda. Biden yönetiminin akıttığı milyarlarca dolarlık silah ve mühimmat desteğine rağmen Ukrayna işgali sonlandıramadığı gibi son dönemde hemen hemen her gün cephede toprak kaybediyor. Rusya ise asker bulmakta zorlanıyor. Bu nedenle de Kuzey Kore’den asker getirerek mümkün olduğu kadar cephede ilerleme sağlamayı umuyor.
Trump
Heyet Tahrir eş Şam liderliğindeki muhaliflerin Beşar Esad rejimini devirmesiyle birlikte Ortadoğu’da hesaplar yeniden gözden geçiriliyor.
RUSYA ‘İŞBİRLİĞİ’ DİYOR
SURİYE’den kaçan Esad ve ailesine kucak açan Rusya, yeni Suriye yönetimiyle de çalışmaya hazır olduğu sinyali veriyor. Suriye’deki Tartus deniz üssü ve Lazkiye hava üssüyle Akdeniz’e inmeyi başaran Rusya, yeni Şam yönetimi ile anlaşarak bu ülkedeki askeri varlığını sürdürme taraftarı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un dünkü açıklamaları kayda değerdi. Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapan, ‘Suriye Lübnan gibi olmasın’ diyen Lavrov, uluslararası meşruiyeti olacak seçimlerin düzenlenmesi için yardımcı olmayı öneriyordu. İsrail’e yönelik de ‘Kendi güvenliği için başkalarının güvenliğini tehlikeye atmamalı’ çıkışı dikkat çekiciydi.
İSRAİL SIKI TAKİPTE
MALÛM İsrailli yetkililer, İran destekli Hizbullah örgütü ve diğer milis yapılara düzenlenen saldırılarla Esad rejiminin devrilmesinin yolunun açıldığını savunuyor. Esad devrildiği günlerde Suriye’de rejimden kalan askeri altyapıya büyük bir askeri harekât düzenleyen İsrail, bir yandan işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki tampon bölgeyi de kontrol etmeye başladı.
Başkent Şam’a 50 km uzaklıktaki stratejik Hermon Dağı’nın Suriye tarafını da ele geçiren İsrail, tanklarını da Şam’ın 25 km kadar yakınına konumlandırdı. Netanyahu hükümeti işgali geçici olarak nitelese de birçok soru işareti var. İsrail ayrıca yeni dönemde bölgede Dürzi, Kürt ve Hıristiyan azınlıklarla işbirliğini güçlendirmeyi deneyebilir.
KÖRFEZ İSRAİL’DEN RAHATSIZ
HTŞ ve muhalifler, rejim güçlerini Halep’ten çekilmeye zorladıktan sonra Şam’ın kapısı sayılan Hama kentine ulaştılar. Suriye’nin kuzeyinde ise muhaliflerin Suriye Milli Ordusu, Fırat’ın batısındaki iki PKK/YPG kontrolündeki bölgeden Tel Rıfat’ı aldıktan sonra Menbiç’in kapılarına dayandı.
AMAÇ ESAD’I ZORLAMAK
SURİYELİ muhalif liderler hedefin Esad’ı müzakereye zorlamak olduğunu söylerken rejimin bu kadar hızlı çözülmesi gerçekte Şam’ın bu taarruza dayanıp dayanamayacağını da akıllara getirmiyor değil. Çünkü HTŞ ve muhaliflerin ilerleyişi karşısında taktik olarak çekildiği izlenimi veren Şam yönetiminin gücünü toplayıp geri gelmesi halinde savaş daha kanlı bir hal alabilir.
RUSYA NE YAPACAK
ÖTE yandan 2016’da Halep’in alınmasında Esad rejimine önemli destek sağlayan Rusya’dan gelen sinyaller bu defa güçlü bir yardımın gelmeyeceğine işaret ediyor. Ukrayna’nın Rusya’dan işgal ettiği Kursk bölgesini geri almak için bile zorlanan hatta Kuzey Kore’den asker getirdiği öne sürülen Moskova’nın bir ihtimal Afrika’daki paralı askerleri bölgeye kaydırabileceği iddiaları söz konusu.
İRAN NE YAPACAK
ŞAM’ın en büyük dayanağı İran da 2016’daki gücüne sahip değil. İsrail’in Gazze’de Hamas, Lübnan ve Suriye’de Hizbullah ve İran yanlısı diğer milis güçlere yönelik saldırıları Esad destekçilerini zayıflatmış durumda.
Suriye’deki son gelişmeler karşısında tarafsız bir tutum izlemeye çalışan Irak Başbakanı Muhammed Şia el Sudani ise İran yanlılarının baskıları sonrasında Suriye’de olanlar karşısında seyirci kalmayacaklarını duyurdu.
İnsanlar aylar sonra ilk kez ölüm korkusu yaşamadan sokağa çıkmanın rahatlığını yaşıyor.
BIDEN’IN TÜRKİYE VURGUSU
LÜBNAN’da ateş kesen İsrail ise Gazze’nin Lübnan’a komşu kuzey bölgesinde bombalarla dehşet saçmaya devam ediyor. Oysa çarşamba sabahı Lübnan’da yürürlüğe giren ateşkes Gazze Şeridi için de ister istemez bir beklenti yaratmış durumda.
Lübnan ateşkesini açıklarken ABD Başkanı Joe Biden’ın “Önümüzdeki günlerde ABD, rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas iktidarda kalmadan savaşın sona ermesiyle Gazze’de ateşkes sağlanması için Türkiye, Mısır, Katar, İsrail ve diğer ülkelerle birlikte bir hamle daha yapacak” demesi beklentiyi daha da yükseltiyor.
NETANYAHU’YA BASKI ARTIYOR
AMERİKAN Axios haber sitesine göre Biden, çarşamba akşamı İsrail’de güvenlik kabinesinin Lübnan ile ateşkesi onaylaması sonrasında İsrail Başbakanı Netanyahu ile telefonda görüşüyor. Gazze konusu açılıyor.
Hamas’ın 7 Ekim 2023 baskınında kaçırdığı rehineleri gündeme getiriyor Biden, “Elimizde bir fırsat var. Rehineleri alalım” diyor. Hamas’ın elinde bir kısmı hayatını kaybetmiş yaklaşık 100 İsrailli rehine bulunduğu tahmin ediliyor. Filistinli örgütün niyeti hapisteki Filistinli mahkûmlarla rehineleri takas etmek. Netanyahu da Biden’ın teklifine olumlu yaklaşıyor.
TRUMP DA DESTEK VERİYOR