Nilgün Tekfidan Gümüş

AB’den yine çifte standart mı

21 Mart 2025
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya lideri Vladimir Putin ile Ukrayna savaşını bitirme konusunda anlaşmaya çalışırken gelişmeleri uzaktan izleyen Avrupa Birliği (AB) bir yandan da güvenlik ve savunma mimarisini güçlendirmek için planlar yapıyor.

‘YENİDEN SİLAHLAN’ PROJESİ

AVRUPA’da Ukrayna’da bir anlaşmaya varılsa bile Moskova’nın durmayacağı birkaç yıl sonra Avrupa’ya yeniden saldıracağı öngörüsü hakim. ABD’nin yaşlı kıtanın savunma yükünü daha fazla paylaşmak istemediği bir ortamda da Avrupa savunma ve güvenlik yapısını güçlendirmek için projeler geliştiriliyor.

 AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen geçtiğimiz haftalarda ‘ReArm Europe’ yani, ‘Yeniden Silahlan Avrupa’ projesini açıklamıştı. Plan gelecek dört yıl içinde savunma sektörüne 800 milyar Euro gibi devasa kaynak yaratılmasını öngörüyor.

BERLİN FRENİ KALDIRDI

HAFTA içi yine bu konuda tarihi sayılacak bir adım atıldı.

Almanya’da görevi dolmak üzere olan Şansölye Olaf Scholz ve müstakbel Şansölye Friedrich Merz’in SPD ve CDU partileri son anda Yeşiller’in de desteğini alıp bütçede yer alan ‘borçlanma freni’ni kaldırarak savunmaya daha fazla kaynak sağlanmasının yolunu açtılar.

Brüksel ve Berlin’den gelen bu adımlar önümüzdeki yıllarda üye ülkelerin ordularının modernize edilmesi, savunma planlarının güçlenmesi için daha fazla harcama yapacağı anlamına geliyor.

SİLAHLANMA YOL HARİTASI

Yazının Devamını Oku

Batı ittifakı çatırdıyor mu

28 Şubat 2025
ABD Başkanı Donald Trump’ın (2017-2021) daha ilk döneminde transatlantik ilişkiler stres altına girmeye başlamıştı.

İkinci dönemde ise Batı ittifakının ana unsuru olan ABD ve Avrupa ilişkilerinin zor bir dönemden geçeceği, hatta bir ayrışmanın bile olabileceğine dair işaretler giderek artıyor.

AVRUPA’YA YÜZDE 25 VERGİ

TRUMP önceki gün ilk kabine toplantısında Avrupa Birliği’ne yönelik ciddi açıklamalarda bulundu. AB ülkelerinde üretilen mallara yüzde 25 oranında gümrük vergisi getirmeyi planladıklarını ilan etti. Trump, daha önce Meksika ve Kanada’yı da benzer bir şekilde tehdit etmiş, pazarlıkların başlamasıyla uygulama askıya alınmıştı. Trump’ın vergi tehdidinden çok AB’yi hedef alan açıklamaları dikkat çekiciydi. “AB, ABD’yi mahvetmek için kuruldu. Amacı buydu ve bu konuda iyi bir iş çıkardılar. Ama şimdi Başkan benim” diyordu.

MACRON’UN ZİYARETİ SONRASI

TRUMP yönetimi, Ukrayna ve Avrupa’yı bir kenarda bırakıp Rusya ile doğrudan masaya otururken Avrupa da nasıl bir pozisyon alacağına dair arayış içinde. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan sonra İngiltere Başbakanı Keir Starmer dün Washington’da Başkan Trump ile görüştü.

Bu görüşmeler ABD’nin 2’nci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da konuşlanan askerlerini çekeceği, Avrupa’yı nükleer şemsiyeden çıkarabileceği, hatta ABD’nin NATO’dan çıkabileceğine dair iddiaların konuşulduğu bir dönemde yapıldı.

ÖNCE AMERİKA POLİTİKASI

ŞİMDİYE

Yazının Devamını Oku

Almanya seçimleri niye daha önemli

21 Şubat 2025
ABD’de iktidara gelen Donald Trump yönetimiyle birlikte kurallara dayalı uluslararası düzen yeni bir sınav döneminden geçiyor.

Grönland’ı, Panama Kanalı’nı isteyen ‘Gazze’yi satın alacağız’ diyen Trump Yönetimi, Ukrayna’da da Rusya lideri Vladimir Putin’in hoşuna gidecek türden öneriler getiriyor. Avrupa’ya güvenlik konusunda ‘kendi başınızın çaresine bakın’ mesajı verirken, Ukrayna pazarlığıyla Rusya’yı son dönemde giderek yakınlaştığı Çin’in yanından çekmeye çalışıyor. 

UKRAYNA ALMANYA’YI VURDU

ABD ve Rusya’nın Suudi Arabistan’da yaptığı Ukrayna pazarlığında devre dışı kalan Avrupa ise zirve üzerine zirve yapıyor. Öte yandan siyasi ve ekonomik açıdan Avrupa’nın durumunun pek parlak olmadığı da malûm.

Birçok Avrupa ülkesinde önemli oy oranına ulaşan aşırı sağcı partiler, siyasi dengeleri alt üst ediyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, hükümet kurmakta bile zorlanırken Avrupa’ya liderlik edebilecek güçte mi? Keza Almanya?

Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’dan aldığı ucuz enerjiden mahrum kalan, otomotiv deviyken elektrikli araç devrimine ayak uydurmada zorlanan Alman ekonomisi neredeyse üç yıldır durgunluk yaşıyor.

AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİ

PAZAR günü Almanya’da erken genel seçimlere gidilecek. Ekonomik kriz yüzünden Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Yeşiller ve Hür Parti ile kurduğu koalisyon çökmüş ve seçime gitme kararı alınmıştı.

Son anketler, iktidar değişikliğinin kesin olduğuna işaret ediyor. Kamuoyu yoklamalarına göre Hıristiyan Demokrat Parti CDU/CSU yüzde 30, aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yüzde 20, Başbakan

Yazının Devamını Oku

O pazarlığın perde arkası

14 Şubat 2025
Dünya ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Gazze’yi satın alma’ teklifine odaklanmışken Washington’ın Ukrayna dosyasında da bazı hazırlıklar içinde olduğuna dair işaretler vardı.

Salı günü dünya gündemini derlerken görmüştüm, uçak takip sitelerinde Moskova’ya yaklaşan özel bir uçak izlemeye alınmıştı. Uçakta Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un olabileceği iddia ediliyordu.

Witkoff (66), yeni Trump yönetiminin yükselen yıldızıydı.

1980’lerden bu yana Trump’ın yakın çevresinde bulunan Amerikalı Yahudi emlak milyarderi, aynı zamanda sıkı bir müzakereciydi. 15 ay sonra Gazze Şeridi’nde ateşkes ve rehine takası anlaşmasının sağlanmasında etkin rol oynamıştı. Trump, Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi olarak emekli General Keith Kellogg’u atamışken Witkoff’un Moskova’ya gitmesi ciddi gelişmelerin habercisi gibi duruyordu.

REHİNEYİ KURTARDI

VE ertesi gün şüphelerin boşa çıkmadığı görüldü. Witkoff’un 3.5 yıldan bu yana uyuşturucu kaçakçılığı ile suçlanan 14 yıl hapis cezasına çarptırılmış Amerikalı öğretmen Marc Fogel’i almak için Moskova’ya gittiği ortaya çıktı.

Aslında bu ABD ile aracısız doğrudan müzakere etmek isteyen Rusya lideri Vladimir Putin’in Trump’a ilk jestiydi.

Amerikan basınına göre Trump, ‘Harika müzakereci’ dediği Witkoff’a Ortadoğu dosyasının yanı sıra Ukrayna-Rusya dosyasını da vermişti. Ortadoğu’daki aracıların da sayesinde Kremlin’i ikna etmenin yolunu bulan Witkoff, Putin ile üç saat süren bir görüşme de yaptı. Trump’ın Rusya lideri ile telefon görüşmesi de işte Amerikalı temsilcinin temasları sonrasında gerçekleşti.

RUSYA KAZANÇLI GİBİ

Yazının Devamını Oku

Trump ne yapmak istiyor

7 Şubat 2025
ABD Başkanı Donald Trump ‘Amerika’yı yeniden büyük yap’ sloganıyla 20 Ocak’ta ikinci kez Beyaz Saray’a çıktığından beri ortalık toz duman. Aslında tehditlere daha iş başı yapmadan başlamıştı.

‘Kanada’yı ABD’nin 51’inci eyaleti yapacağız’ dedi. Grönland’ı Danimarka’dan satın almayı gündeme getirdi. Panama Kanalı’nın idaresini geri almak için baskı uygulamaya başladı. Meksika Körfezi’nin adını ‘Amerika Körfezi’ olarak değiştirdiğini ilan etti.

Son olarak da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu ağırladığı Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada ‘Gazze’nin sahibi olacağız. Orayı Ortadoğu’nun Rivierası yapacağız’ diyerek Filistinlileri tehcir planını duyurdu.

ABD AYAĞA KALKTI

TRUMP’ın şoke edici önerisi bir anda dünyanın en çok konuştuğu konu oldu. ABD basını ayağa kalktı. Hani ABD askeri yeni bir savaşa girmeyecekti, ‘O seçim vaadine ne oldu’ diye tepki gösterdiler. Trump’ın Cumhuriyetçi Partisi’nden senatörler bile Amerikan vergi mükelleflerinin parasının Gazze’de harcanma ihtimali ve ABD askerinin yeni bir savaşa girme olasılığına karşı hop oturup hop kalktı. Netanyahu, planı alkışlarken, İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, Filistinlilerin ‘gönüllü’ tehciri için plan yapılması konusunda orduya talimat verdiğini açıkladı.

GERİ ADIM ATAR MI

TRUMP’ın ‘Gazze’ye el koyma’ planı Türkiye’den Arap dünyasına, Rusya’dan Çin ve Avrupa’ya kadar bütün dünyada tepki çekti. Dünyadan koro halinde ‘Tek çözüm iki devlet’ sesleri yükselirken ABD basınına sızdırılan haberlerden ve Trump ekibinden gelen açıklamalar, geri adıma işaret eder nitelikteydi. Başkan Trump’ın planından Dışişleri ve Pentagon’un haberi bile olmadığı, fizibilite çalışması yapılmadığı, asıl işi emlakçılık olan Trump’ın aynı kafayla uluslararası siyaseti dizayn etmeye çalıştığı öne sürülüyordu.

başkan ISRAR EDİYOR

ANCAK

Yazının Devamını Oku

Trump’tan dikkat çeken vurgu

17 Ocak 2025
GAZZE Şeridi’nin ateşkes ve takas anlaşması için ABD’nin Seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın yemin törenini beklediği çoktan belliydi.

Trump, seçim kampanyasının en hararetli günlerinde temmuz ayının sonlarında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşi Sara’yı Florida’daki Mar-a Lago malikanesinde kabul etmişti.

Sonrasında Netanyahu’ya ‘Ben göreve gelmeden bu işi bitir’ dediğine dair söylentiler çıkmıştı. ABD Başkanı Joe Biden ve ekibi anlaşmaya teşvik etmek isterken, aslında Netanyahu’ya bir yandan da 20 Ocak 2025’e kadar Gazze savaşını sürdürmesi için zaman tanınmıştı.

YAZDAN BERİ ORTADOĞU

BU süre zarfında İsrail, Hamas’ı bitirme hedefi adı altında Gazze Şeridi’ni yerle bir etmeyi sürdürdü. Sonra Hamas’ın en büyük destekçilerinden gördüğü Lübnan’daki İran destekli Hizbullah’a yöneldi. Hamas liderlerine suikastları, Lübnan’da Hizbullah’a karşı düzenlenen çağrı cihazı saldırıları ve Hizbullah liderlerine yönelik saldırılar izledi.

İran’ın Filistin ve Lübnan’daki vekil güçlerinin zayıflaması Suriye’de Esad rejimini de dayanıksız bıraktı. Heyet Tahrir eş Şam liderliğinde Suriyeli muhaliflerin harekete geçmesi ve Rusya’nın da desteğini çekmesiyle Esad rejimi ani bir şekilde devrildi.

ÜÇ ÜLKE DE ENKAZ

SON yıllarda potansiyel hidrokarbon rezevrleriyle gündeme gelen Doğu Akdeniz’e kıyı Suriye, Lübnan ve Gazze enkaz halinde. 13 yıllık savaş, Esad rejimine uygulanan yaptırımlar Suriye’nin birçok şehrini, sanayisini, altyapısını bitirmiş durumda. Lübnan tarihinin en büyük ekonomik kriziyle baş etmeye çalışıyor.

 Gazze’de ise İsrail taş üstünde taş bırakmadı. Milyonlarca kişi başta Gazze olmak üzere bölgede hayatta kalmak için mücadele ediyor.

Yazının Devamını Oku

Yeni yılın üç sorusu 

3 Ocak 2025
2025 yılına uluslararası konularda birçok devreden başlıkla girdik.

Yeni yılda belli başlı kriz bölgelerinde olası gelişmeler, 2025 yılının seyrinin şekillenmesinde de etkili olacak. İşte merak edilen üç başlık.

1- TRUMP, SURİYE’DEN ASKER ÇEKER Mİ

20 Ocak’ta yapılacak yemin töreniyle Donald Trump, sadece bir dönem başkanlık yapabildiği Beyaz Saray’a ikinci dönem için geri dönecek. ABD’de Demokrat Joe Biden dönemi bitecek, Cumhuriyetçi Donald Trump dönemi başlayacak. Bu defa ABD Kongresi’nin iki kanadı da Cumhuriyetçilerin kontrolünde olacak. ‘ABD’yi Yeniden Büyük Yap’ düsturuyla seçmeni ikinci kez ikna etmeyi başaran Trump, dünya siyasetinde de ilgiyle bekleniyor. Türkiye özeline bakıldığında Biden döneminde ihmale uğrayan liderler düzeyinde diyalog mekanizmasının yeniden canlandığına tanık olabiliriz.

Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi sonrasında Trump’ın yaptığı ‘Suriye’nin anahtarı Türkiye’de’ açıklaması yaklaşımını anlamak açısından dikkat çekiciydi. Ankara’nın Trump yönetiminden ana beklentilerinden biri terör örgütü PKK/YPG ile işbirliğinin sona erdirilip ABD askerinin Suriye’den çekilmesi yönünde. ABD’de bazı çevreler terör örgütü DEAŞ ile mücadele çerçevesinde PKK/YPG ile işbirliği yapıldığını savunurken ABD’de son günlerde DEAŞ ile ilişkilendirilen saldırılar düzenlenmesi Trump’ın alacağı kararı etkileyici unsurlara dönüşebilir.

Öte yandan Türkiye ile ABD, Ukrayna ve Gazze krizlerinin çözülmesi, Suriye’de kapsayıcı siyasi bir yapının oluşmasına destek anlamında da işbirliği zemini arayabilir.

2- UKRAYNA’DAN SAVAŞ BİTER Mİ

2022’de Rusya’nın işgaliyle başlayan Ukrayna krizi Avrupa güvenliğini tehdit eden bir savaşa dönüşmüş durumda. Biden yönetiminin akıttığı milyarlarca dolarlık silah ve mühimmat desteğine rağmen Ukrayna işgali sonlandıramadığı gibi son dönemde hemen hemen her gün cephede toprak kaybediyor. Rusya ise asker bulmakta zorlanıyor. Bu nedenle de Kuzey Kore’den asker getirerek mümkün olduğu kadar cephede ilerleme sağlamayı umuyor.

Trump

Yazının Devamını Oku

Suriye’de kim nerede 

27 Aralık 2024
2024 yılını Suriye’deki büyük değişiklikle kapatıyoruz.

Heyet Tahrir eş Şam liderliğindeki muhaliflerin Beşar Esad rejimini devirmesiyle birlikte Ortadoğu’da hesaplar yeniden gözden geçiriliyor.

RUSYA ‘İŞBİRLİĞİ’ DİYOR

SURİYE’den kaçan Esad ve ailesine kucak açan Rusya, yeni Suriye yönetimiyle de çalışmaya hazır olduğu sinyali veriyor. Suriye’deki Tartus deniz üssü ve Lazkiye hava üssüyle Akdeniz’e inmeyi başaran Rusya, yeni Şam yönetimi ile anlaşarak bu ülkedeki askeri varlığını sürdürme taraftarı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un dünkü açıklamaları kayda değerdi. Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapan, ‘Suriye Lübnan gibi olmasın’ diyen Lavrov, uluslararası meşruiyeti olacak seçimlerin düzenlenmesi için yardımcı olmayı öneriyordu. İsrail’e yönelik de ‘Kendi güvenliği için başkalarının güvenliğini tehlikeye atmamalı’ çıkışı dikkat çekiciydi.

İSRAİL SIKI TAKİPTE

MALÛM İsrailli yetkililer, İran destekli Hizbullah örgütü ve diğer milis yapılara düzenlenen saldırılarla Esad rejiminin devrilmesinin yolunun açıldığını savunuyor. Esad devrildiği günlerde Suriye’de rejimden kalan askeri altyapıya büyük bir askeri harekât düzenleyen İsrail, bir yandan işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki tampon bölgeyi de kontrol etmeye başladı.

Başkent Şam’a 50 km uzaklıktaki stratejik Hermon Dağı’nın Suriye tarafını da ele geçiren İsrail, tanklarını da Şam’ın 25 km kadar yakınına konumlandırdı. Netanyahu hükümeti işgali geçici olarak nitelese de birçok soru işareti var. İsrail ayrıca yeni dönemde bölgede Dürzi, Kürt ve Hıristiyan azınlıklarla işbirliğini güçlendirmeyi deneyebilir.

KÖRFEZ İSRAİL’DEN RAHATSIZ

Yazının Devamını Oku