Nilgün Tekfidan Gümüş

Mehdi, Mesih ve Evanjelistler

20 Haziran 2025
YÜZYILIN belki de en tehlikeli hesaplaşmasıyla karşı karşıya olduğumuz söylenebilir. Blöf mü gerçek mi derken bir haftayı aşan süredir İsrail ile İran’ın karşılıklı ve yıkıcı saldırılarına tanık oluyoruz.

İsrail’in Gazze’deki katliamları nedeniyle Suriye’de savaşın bitmesine bile doğru dürüst sevinemezken bu kez başka bir komşu ülkemizde İran’da savaşın izleri giderek yayılıyor. Yıllardan beri Tahran ile nükleer müzakerelere karşı çıkan, göreve gelen her ABD yönetimini ‘İran’ın nükleer tesislerini vuralım’ diye ikna etmeye çalışan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu kez Başkan Donald Trump ve destekçilerinin olurunu almış durumda.

İSRAİL EL YÜKSELTTİ

BAŞTAKİ hedefini İran’ın nükleer ve füze altyapısını imha etmek olarak ortaya koyan İsrail, şimdi Ortadoğu’yu yeniden tasarlamaktan bahsediyor.

Malûm bir zamanlar Ortadoğu’nun önde gelen güç odaklarından olan Irak ve Suriye yıllarca süren savaşlardan yorgun düşmüş durumda. İsrail ise Hizbullah ve Hamas gibi vekil güçlerine büyük darbe indirdiği İran rejimini bu kez menzile yerleştirerek el yükseltiyor.

İran Devrim Muhafızları’nın üst düzey komutanları ve nükleer bilim insanlarına suikastlar düzenleyen İsrail bir yandan da İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’i hedef gösteriyor.

MEHDİ’Yİ BEKLEYEN ŞİİLER

HAMANEY kimdir? Şii inancına göre ahir zamanda dünyaya geri döneceğine inanılan kayıp 12’nci İmam’ın yani Mehdi’nin yeryüzündeki temsilcisidir. İsrail, 13 Haziran’da İran’a karşı başlattığı harekâta Tevrat’tan esinlenerek ‘Yükselen Aslan’ adını verirken İran ise ‘Gerçek Vaat 3’ operasyonuyla misillemede bulundu.

Yine İran’da Mehdiciliğin merkezi kabul edilen Cemkeran Camisi’ne kırmızı intikam bayrağı asıldı. Şii İslam’da ilahi bir şekilde gaybette olduğuna inanılan Mehdi’nin yaşanacak karışıklıklar sonrasında adaleti sağlamak üzere yeniden ortaya çıkacağı yaygın bir inanış.

Yazının Devamını Oku

Ortadoğu’da bir bu kriz eksikti

13 Haziran 2025
ABD’nin önceki gün başta Bağdat olmak üzere Ortadoğu temsilciliklerine kısmi tahliye emri vermesinden bu yana dünya şu soruya yanıt arıyor: İsrail, İran’ı vuracak mı yoksa blöf mü yapıyor?

İSRAİL NE İSTİYOR

İSRAİL, varoluşsal tehdit olarak gördüğü İran’ın asla nükleer silah kapasitesine ulaşmasını istemiyor. İlk görev döneminde İran ile nükleer anlaşmadan çekilen ABD Başkanı Donald Trump, ikinci dönemde iş başına gelince Tahran ile yeni bir nükleer anlaşma yapmaya kalktığında da İsrail bu tutumdan rahatsız olmuştu. İsrail, İran’ın nükleer tesislerine kilit vurulmasını, hatta kullanılmaz hale getirilmesini istiyor.

ABD NE ÖNERİYOR

TRUMP, mart başında aracı ülkeler vasıtasıyla İran’a mektup yollayarak olası bir nükleer anlaşma için iki ay süre tanımış, aksi halde bunun sonuçları olacağı uyarısında bulunmuştu. Trump yönetimi, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin tamamen durdurulması ya da çok düşük seviyelerde sıkı kontrol altında tutulmasını öneriyor. Nükleer bomba için yüzde 90 oranında uranyum zenginleştirme gerekiyor. İran ise yüzde 60 seviyelerine ulaşmış durumda.

İRAN NE İSTİYOR

İSRAİL’in nükleer silah sahibi olduğu tüm dünya tarafından bilinen bir sır. İran her ne kadar nükleer programının silah üretimine yönelik olmadığını savunsa bile uranyumu sivil amaçlı kullanımın ötesinde zenginleştirmesi kuşku yaratıyor.

Nitekim dün Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nda yapılan oylamada İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na yönelik sorumluluklarını ihlal ettiğine hükmedildi. 20 yıl aradan sonra gelen bu karar İran’ı yeni yaptırımlarla karşı karşıya bırakabilir. Ancak kararın ardından İran, nükleer zenginleştirme programına hız verileceğine dair rest çekti.

İSRAİL PROVA YAPMIŞTI

Yazının Devamını Oku

Trump, Harvard’a niye taktı

30 Mayıs 2025
BUGÜN biraz hariçten gazel okuyacağım.

Trump yönetiminin dünyanın elit eğitim kurumlarından Harvard Üniversitesi ile tutuştuğu kavganın binlerce kilometre öteden nasıl algılandığını anlatmaya çalışacağım.

Harvard Üniversitesi sadece ABD’nin değil, dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından sayılır. ABD’de seçkin üniversitelerinin sıralandığı ‘Ivy’ Lig’de yer alır. ‘Ivy’, sarmaşık demektir. Bir rivayete göre ‘Ivy’ adı, eğitim kurumlarının eski binalarını saran sarmaşıklardan gelir, aynı zamanda köklü bir geçmişi ve eğitimi sembolize eder.

NİYE HEDEF TAHTASI OLDU

ŞİMDİ Donald Trump’ın ikinci döneminde Harvard Üniversitesi’ne acayip bir baskı yapıldığına tanık oluyoruz. Gazze savaşı sırasında ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı gösteriler bahane edilerek Harvard’da Yahudi öğrencilere ayrım yapıldığı, anti semitizmle mücadele edilmediği gerekçesiyle önce personel ve öğrenci alımı yetkisi elinden alınmak istendi.

2.2 milyar dolarlık federal ödenek kesildi, federal kurumların 100 milyon dolar değerinde sözleşmelerinin de iptali istendi. Uluslararası öğrenci alımı yetkisi elinden alınmak istenen Harvard’da okuyan 7 bine yakın yabancı öğrenciye de önümüzdeki eğitim dönemi için ya ülke içinde alternatif bulmaları ya da vizelerinin iptal edileceği söylendi. En son da ABD’nin yabancı öğrenciler ve değişim için vizeleri askıya aldığı haberleri geldi.

‘AVM HAVAYA UÇURMASINLAR’

ABD Başkanı Trump, “Harvard ve diğer okullara gitmek isteyen vatandaşlarımız var, ancak yabancı öğrenciler nedeniyle gidemiyorlar” diyor sonra da “Yabancı öğrencilerin ülkemizi sevebilecek insanlar olduğundan emin olmak istiyorum. Alışveriş merkezlerimizin patladığını görmek istemiyoruz” gibi ilginç bir cümle kuruyor.

ABD’de üniversitelere kabul için sınav üzerine sınava giren, ana dili gibi İngilizce öğrenen; yetmiyor sosyal, spor ve kültürel hayatta kendilerini geliştirmek için çırpınan öğrenciler geliyor aklıma.

Yazının Devamını Oku

İsrail’de savaşa destek düşüyor

23 Mayıs 2025
BU hafta 2 Mart tarihinden bu yana Gazze Şeridi’ne sıkı bir abluka uygulayan ve insani yardımın ulaşımını tamamen kesen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetine uluslararası baskının arttığına tanık olduk.

İsrailli muhaliflerden de tepkiler artarken Tel Aviv yönetimi az da olsa yardım kamyonlarının girişine izin verdi.

21’İNCİ ASRIN FELAKETİ

Hamas’ın İsrail’e 7 Ekim saldırısıyla tetiklenen Gazze savaşı, 21’inci yüzyıl tarihine kara harflerle yazılacak insan yapımı devasa bir krize dönüşmüş durumda. BM yetkilileri yardım ulaştırılmazsa 14 bin bebeğin ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylerken, Filistinli yetkililerin son açıklamasına göre savaşın başından bu yana 16 bin 500’ten fazla çocuk hayatını kaybetti.

Yahudi soykırımı gibi büyük bir trajedinin torunları, Netanyahu ve aşırıcı ortaklarının ellerinde kendilerini ileride genç nesillere hesabını veremeyecekleri büyüklükte bir felakete ortak olurken buldular.

NETANYAHU NİYE DİRETİYOR

7 Ekim sonrası rehineleri kurtarma ve Hamas’ı bitirme iddiasıyla yola çıkan Netanyahu, bu hedeflere şimdilerde Gazzelileri tehciri de eklemiş durumda.

Hamas bitmiş değil. Gazze’de katledilen masum insanlarla, aç bırakılan çocuklarla İsrail kendine yeni düşmanlık zemini hazırlamıyor mu? Ayrıca müzakereyle Hamas’ın elinde kalan 23 canlı rehineyi kurtarmak mümkünken, Gazze’de ateşkes mümkünken Netanyahu hükümeti niye ayak diretiyor? Kalan diğer 35 rehinenin ise öldüğü belirtiliyor.

DESTEK AZALIYOR MU

Yazının Devamını Oku

Suriye için büyük bir adım

16 Mayıs 2025
Uluslararası ilişkiler ve diplomasi anlamında son yılların en yoğun haftalarından birini yaşıyoruz.

ABD Başkanı Donald Trump’ın bir yandan Suudi Arabistan, Katar ve BAE’yi kapsayan Ortadoğu turu sürüyor. NATO Dışişleri Bakanları gayri resmi bir toplantı için Antalya’da toplanırken dünyanın gözleri ise dün İstanbul’da Rusya ile Ukrayna heyetleri arasında planlanan ancak bugüne ertelenen doğrudan görüşmelere kilitlendi.

*

Ukrayna lideri Vladimir Zelenski, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Ankara’ya giderken Trump da olası Türkiye ziyaretine kapıyı kapatmış değil. Rusya lideri Vladimir Putin’i masaya çekebilmek için Ukrayna görüşmelerinde ilerleme olursa bugün İstanbul’a gelebileceğini söyleyerek son ana kadar baskıyı sürdürmeye çalıştı.

TRİLYON DOLARLIK GEZİ

İKİNCİ döneminde uluslararası ilişkilerde iş odaklı bir yapıya odaklanan Trump’ın Riyad’dan başlayan Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde devam eden ziyaretinde milyarlarca dolarlık ekonomik ve ticari anlaşmalara imza atıldığına tanık olduk.

Beyaz Saray’a göre Suudi Arabistan 142 milyar dolarlık silah satışı anlaşması da dahil olmak üzere ABD’ye 600 milyar dolarlık yatırım vaadinde bulundu. Katar ile 1.2 trilyon dolar hacminde anlaşmalara imza atıldı. Birleşik Arap Emirlikleri de ABD’ye on yıl içinde 1.4 trilyon dolarlık yatırım sözü verdi.

ŞARA İLE GÖRÜŞME

TİCARİ

Yazının Devamını Oku

Trump’a bir telefon uzaklığında büyükelçi

2 Mayıs 2025
ABD Başkanı Donald Trump’ın Ankara Büyükelçiliği’ne aday gösterdiği 77 yaşındaki iş adamı Thomas Joseph Barrack Jr. hafta içi ABD Senatosu’ndan yeni görevi için onay aldı.

Türkiye’de toplumun çeşitli kesimleriyle yakın ilişki kuran eski ABD Büyükelçisi Jeff Flake’in yerine gelecek olan Tom Barrack aile öyküsü, kariyeri ve Trump’a yakınlığıyla dikkat çeken bir isim.

- Barrack, ABD Senatosu’nda 1 Nisan’da yapılan onay oturumunda kendi başarı hikayesini ‘Amerikan rüyası’ olarak nitelemişti. Buna göre büyükelçinin iki büyükbabası da 1900’lerde o zamanlar Osmanlı toprağı olan Lübnan’dan göç ediyor ABD’ye. Tom Barrack’ın Joe diye andığı dedesi Yusuf Abdullah, Bekaa Vadisi’nin Zahle yerleşiminden. 9 çocuklu Hıristiyan Maronit bir ailenin altıncı ve en küçük oğlu.

OSMANLI’DAN GÖÇTÜLER

- O dönem Maronitler ile Dürziler arasında şiddetli çatışmalar var. Anne küçük oğlu Joe için yanında çalıştığı Hıristiyan kökenli Mutasarrıf’tan yardım istiyor. Mutasarrıf hem yol parası hem de Osmanlı pasaportu sağlıyor Joe’ya. Senato’daki sunumda Tom Barrack, Napoli’ye giden Osmanlı posta gemisine binen dedesi için “Gemide pis bir deliğe sığındığında cebinde 13 Türk lirası, bir gömlek, bir pantolon ve üzerine iliştirilmiş Arapça ‘Beni kabul ettiğiniz için teşekkür ederim’ yazan bir not vardı” dedi.

- Aile California’nın Culver City kentinde bakkallık yaparken hukuk eğitimi alan Tom Barrack, Ortadoğu’da inşaat şirketlerini temsil eden bir ABD hukuk firmasıyla çalışmaya başlıyor. Yahudi mahallesinde büyüyen, Katolik okullarına giden Barrack, 1970’lerde çalışmaya gittiği Suudi Arabistan’da ise İslam ile tanışıyor. Ortadoğu yıllarında ‘hoşgörünün’ kendi pusulası olduğunu söylüyor.

40 YILLIK ARKADAŞLAR

- 1991’de kurduğu Colony Capital özel sermaye şirketi 19 ülkede faaliyet gösteren iş adamının yolu siyasetle de kesişiyor.

Yazının Devamını Oku

Trump çok yakında Ortadoğu’da

25 Nisan 2025
ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminin ilk yurtdışı gezisinin Ortadoğu’ya olması bekleniyordu.

Ancak Trump’ın ilk yurtdışı seyahati Papa Françesko’nun cumartesi günkü cenaze töreni için Vatikan’a olacak. Trump’ın Ortadoğu gezisinin ise Mayıs ayında gerçekleşeceği bildirildi. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan’ın 13-16 Mayıs tarihlerinde Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) olacağını açıkladı. Leavitt daha önceki bir brifingde Başkan Trump’ın Türkiye’ye gelme olasılığıyla ilgili soruya geziye başka ülkelerin de eklenebileceğini söylemişti, ancak son açıklamada bu yönde bir ifade yer almadı.

TRUMP NİYE GELİYOR

ABD Başkanı Trump, ilk dönemin başlangıcı olan 2017’de de ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan’a yapmıştı. Oradan İsrail’e geçmiş, Batı Şeria’da Filistin lideri Mahmud Abbas ile görüşmüş, İtalya ve Vatikan’a gitmiş, Belçika’da ABD-Avrupa Birliği zirvesi ve İtalya’da G-7 zirvesi sonrasında ABD’ye geri dönmüştü.

Yeni dönemde geziyi kısa kesen Trump’ın önceliği zengin Körfez ülkelerine verdiği görülüyor.

KATAR DA LİSTEDE

TRUMP, bu defa programa İsrail-Hamas pazarlığında önemli bir arabulucu olarak gördüğü Katar’ı da ekliyor. Katar aynı zamanda ABD’nin Körfez’deki en büyük askeri üssüne ev sahipliği yapıyor.

Hafta içi Katar Başbakanı Abdulrahman el Sani Washington’da aralarında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun da bulunduğu ABD’li yetkililerle görüştü. İki ülke birbirini ‘stratejik ortak’ kabul ediyor. Görüşmede ise Gazze, Lübnan, Suriye meseleleri ve ortak güvenlik ekonomik işbirliğinin ele alındığı açıklandı.

BAE’DEN DEVASA TAAHHÜT

Yazının Devamını Oku

‘Bibi’ Suriye’de ne kadar ‘makul’?

11 Nisan 2025
İSRAİL’in Suriye’deki askeri hedeflere yönelik hava saldırıları Türk ordusu ile karşı karşıya gelme riskini arttırırken tarafların çatışmasızlık mekanizması oluşturmak için harekete geçtiği açıklandı.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları teknik düzeyde ilk görüşmenin önceki gün Azerbaycan’da yapıldığını belirtti.

TRUMP’IN SÖZLERİ

BU bağlamda geçen haftadan bu yana önemli gelişmelere tanık olduk. Türk ve İsrailli yetkililerden gelen ‘Suriye’de çatışma istemiyoruz’ mesajlarının hemen sonrasında ABD Başkanı Donald Trump, salı günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu konuk etti.

Oval Ofis’teki basın toplantısında Netanyahu, Türkiye ile çatışmayı nasıl önleyebileceklerini konuştuklarını söyleyerek Trump’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile iyi ilişkilerini hatırlattı. Trump ise “Büyük bir dostum var, adı Erdoğan. Ben onu severim, o da beni sever” dedi.

İlk döneminde Türkiye ile yaşanan rahip Brunson krizinden bir cümleyle söz etmesi kekremsi anıları akla getirse de lafı toparlayıp övgüleri sürdürdüğü görüldü.

‘Arabulucu olabilirim’ mesajı veren Trump’ın dönüp ‘Bibi’ diye hitap ettiği Netanyahu’ya ‘Tabii sen de makul olmalısın’ demesi son derece önemliydi.

GSuriye konusunda Türkiye’ye yönelik uyarı beklerken övgüler dinlemek zorunda kalan Netanyahu, gümrük vergisi ve İran konusunda da Trump’ı ikna edemediği gerekçesiyle İsrail basını tarafından topa tutuldu.

NETANYAHU UYARILMALI

Yazının Devamını Oku