Trump, Harvard’a niye taktı

Trump yönetiminin dünyanın elit eğitim kurumlarından Harvard Üniversitesi ile tutuştuğu kavganın binlerce kilometre öteden nasıl algılandığını anlatmaya çalışacağım.

Harvard Üniversitesi sadece ABD’nin değil, dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından sayılır. ABD’de seçkin üniversitelerinin sıralandığı ‘Ivy’ Lig’de yer alır. ‘Ivy’, sarmaşık demektir. Bir rivayete göre ‘Ivy’ adı, eğitim kurumlarının eski binalarını saran sarmaşıklardan gelir, aynı zamanda köklü bir geçmişi ve eğitimi sembolize eder.

NİYE HEDEF TAHTASI OLDU

ŞİMDİ Donald Trump’ın ikinci döneminde Harvard Üniversitesi’ne acayip bir baskı yapıldığına tanık oluyoruz. Gazze savaşı sırasında ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı gösteriler bahane edilerek Harvard’da Yahudi öğrencilere ayrım yapıldığı, anti semitizmle mücadele edilmediği gerekçesiyle önce personel ve öğrenci alımı yetkisi elinden alınmak istendi.

2.2 milyar dolarlık federal ödenek kesildi, federal kurumların 100 milyon dolar değerinde sözleşmelerinin de iptali istendi. Uluslararası öğrenci alımı yetkisi elinden alınmak istenen Harvard’da okuyan 7 bine yakın yabancı öğrenciye de önümüzdeki eğitim dönemi için ya ülke içinde alternatif bulmaları ya da vizelerinin iptal edileceği söylendi. En son da ABD’nin yabancı öğrenciler ve değişim için vizeleri askıya aldığı haberleri geldi.

‘AVM HAVAYA UÇURMASINLAR’

ABD Başkanı Trump, “Harvard ve diğer okullara gitmek isteyen vatandaşlarımız var, ancak yabancı öğrenciler nedeniyle gidemiyorlar” diyor sonra da “Yabancı öğrencilerin ülkemizi sevebilecek insanlar olduğundan emin olmak istiyorum. Alışveriş merkezlerimizin patladığını görmek istemiyoruz” gibi ilginç bir cümle kuruyor.

ABD’de üniversitelere kabul için sınav üzerine sınava giren, ana dili gibi İngilizce öğrenen; yetmiyor sosyal, spor ve kültürel hayatta kendilerini geliştirmek için çırpınan öğrenciler geliyor aklıma.

ÖNEMLİ BİR EKONOMİ

ELBETTE devletlerin suçu önleme sorumluluğu vardır. Ancak burada rahatsız edici olan tüm öğrencilere yönelik potansiyel suçlu yaklaşımıdır. ABD Başkanı Trump, ‘ABD’yi Yeniden Büyük Yap’ (MAGA) vaadiyle yola çıkarken yabancı öğrenciler, Amerika için önemli bir gelir kaynağı aynı zamanda.

Uluslararası Eğitimciler Birliği’ne göre 2023/24 döneminde 1.1 milyon uluslararası öğrenci ABD ekonomisine 44 milyar dolar gelir sağlamış. Washington Post gazetesine konuşan London School of Economics’ten Prof. Nicholas Barr, öğrencilerin sadece eğitim masrafıyla kalmadığını belirterek “Ev kiralıyorlar, restorana gidiyorlar, seyahat ediyorlar” diyor. Ayrıca yabancı öğrencilerin harcamalarıyla 378 bin istihdama da destek verdikleri hesaplanıyor. Barr, “ABD, kendini ayağından vuruyor” diyor.

TRUMP NE İSTİYOR

HARVARD’da yabancı öğrencilerin oranının yüzde 31 olduğunu, Amerikan vergi mükelleflerinin sırtından yabancı öğrenci okutulduğunu öne süren Trump, yüzde 15’lik bir kota getirilmesini gündeme getirdi. Okulda kimin ders verip kimin eğitim göreceğini de takip etmek istiyorlar. Harvard ise İngilizce çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığın kısaltmalarının baş harflerinden oluşan DEI politikasını savunuyor. Farklı bakış açıları ve kimliklerin yarattığı entelektüel tartışma ortamının yenilikçi çözümlere imkân tanıyacağı görüşünde. Diğer üniversitelere de akademik özgürlüğün korunması için taviz verilmemesi çağrısı yapıyor.

BEYİN GÖÇÜ KAPIDA

BELLİ ki, Harvard’ın bu yaklaşımı Trump yönetiminin önce Amerika, önce Amerikalı anlamına gelen ‘MAGA’ politikasına uymuyor. İşte tam burada hariçten gazel okuyacağım. Aslında ABD’yi dünya sahnesinde lider yapan ayaklardan biri de bu köklü eğitim kurumları.

Bu okullardan mezun olan gençlerin bir kısmının Amerikan kurumlarında kritik roller üstlenip bilim, teknoloji ve sağlıkta önemli katkılarda bulunduğu da bir gerçek. Trump yönetimi üniversitelere baskıyı arttırıp bilimsel kurumların bütçesini tırpanlarken Avrupalı, Kanadalı eğitim kurumları şimdiden açığa çıkan ya da akademik özgürlük isteyen bilim insanlarını kapabilmek için kollarını sıvamış durumda. MAGA yaklaşımı, böyle giderse ABD’nin bilimsel ve teknolojik üstünlüğü Avrupa, hatta Çin’e kaptırmasının yolunu açabilir.