Tropikal havalı kozmopolit: Panama City

Kolombiya ve Kosta Rika arasındaki Orta Amerika ülkesi Panama, bir tarafından Pasifik Okyanusu, bir tarafında da Karayip

Denizi'nekıyısı olmasıyla görülmeye değer birçok noktaya ev sahipliği yapıyor. Türk vatandaşlarından vize istemeyen ülkeye, ülkemizden Türk Hava Yolları'nın direkt uçuşuyla gitmeyi tercih edebilir ya da daha uygun fiyatlara Avrupa veya Amerika aktarmalı uçuşlarla ülkeye ulaşabilirsiniz. Kendi para birimi Balboa'nın yasal olarak geçerli olmasının yanı sıra, genellikle Amerikan dolarının tercih edildiği ülkede yanınızda dolar getirmeniz yeterli olacaktır. Ülkenin başkenti ve en büyük şehri Panama City, hem ülke ekonomisi açısından hem de tarihi açısından büyük önem taşımakta. Şehre girer girmez çoğu Orta Amerika ülkesinde karşılaşmaya alışkın olmadığınız gökdelenlerin görüntüsü büyük bir metropol şehrindeymişsiniz hissi veriyor. Kosta Rika ile birlikte kıtanın en pahalı ülkelerinden olma özelliği de, genellikle emeklilik çağına gelmiş halkın yaşamayı tercih ettiği kısımlar olduğu için çok ta şaşırtıcı gelmiyor. 

Panama City'nin ortasında konumlanmış gökdelenlerin tam tersi özellikte, eski binaların olduğu bölge Casco Viejo adındaki eski şehir, ülkenin ilk yerleşim yeri olma özelliğini de taşıyor. 1519'da kurulmuş olan Casco Viejo,  dönemin ünlü korsanlarından Henry Morgan'ın yönetiminde ateşe verilip talan edilerek dönemin korsan saldırılarından nasibini almış bir bölge. 1972'de Antonia Fernandez de Cordoba tarafından yeniden inşasına başlanan eski şehir, 1973'te çevresine güvenlik için örülen surlarla bugünkü haline ulaşmış durumda. 1997'den beri Unesco dünya kültürel mirası olarak da seyahat severlerin ilgisini çeken yerler arasında bulunuyor. Ülkenin başkenti olacak kadar önemli bir yere sahip Panama City'nin bu eski Arnavut kaldırımlı sokaklarında gezerken, yanınızdaki masmavi sularında etkisiyle bir sahil kasabası hissine girebiliyorsunuz hemen. Sokakların aralarından karşıdan bakan gökdelenlerde size nerede olduğunuzu hatırlatıyor. 

Meşhur Panama kanalı

Eski şehir sokaklarında satılan rendelenmiş buz üzeri tropik meyve sosları da Panama City'nin her daim sıcak havası için birebir, denemeyi unutmayın. Yılın her zamanı ziyaret edilmesi uygun hava durumu ülkeyi çekici kılan başka bir konu. Panama denince ilk akla gelen tarih derslerinin unutulmazı Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanusu birbirine bağlayan Panama Kanalı da Panama City'e gelmişken görmeden gitmemeniz gereken yerlerden. Şehir merkezinden halk otobüsleriyle ulaşımın mümkün olduğu kanalın inşaatı 1914'te Amerika tarafından tamamlandıktan sonra 1999'da yapılan anlaşmayla Panama hükümetine tamamen devrolmuş durumda ve ülke ekonomisin üçte birini sağlayacak kadar önemli bir nokta. Kanal yapılım aşamasında dünyanın bir çok noktasından getirilen yaklaşık 80000 işçi, ülkenin şu anki kozmopolit yapısını gördüğümüzde daha fazla anlam kazanıyor. 

Dünyanın mühendislik harikalarından sayılan Panama Kanalı inşaatına Fransızlar tarafından başlansa da olumsuz koşullar, maliyetler, toprak kaymaları ve ülkede gittikçe yayılan sıtma hastalığından ölmeye başlayan işçiler nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmış, daha sonra kanalın inşaatını Amerika'nın üstlenmesiyle kanal sonuca ulaşmış. 77 km uzunluğundaki kanalı ziyaret ettiğinizde tarihsel bilgileri ayrıntısıyla alabileceğiniz müzeyi de görmeniz konu hakkında detaylı bilgi almanız açısından yararlı olacak bir ayrıntı. Gemi geçişlerini konforlu bir şekilde izleyebileceğiniz balkonlardan, deniz seviyesinden 28 metre yükseklikteki kanaldan geçen devasa yük gemilerinin indirgeçli kaldırgaç sistemini nasıl kullandığı izlemek bile çok güzel bir tecrübe. Eğer bu tecrübeye daha yakından dahil olmak isterseniz de gelen ziyaretçiler için ücret karşılığında çalışan yolcu gemilerini kullanabilirsiniz. 

Panama City'e geri döndüğünüzde şehrin sembollerinden biri haline gelmiş Opera binasını da ziyaret edebilirsiniz. Panama City büyük bir şehir olması nedeniyle her türlü mutfağı da içinde barındırsa da ülkenin yerel lezzetleri bol egzotik meyvelerle sunulmakta restoranlarda. Özellikle bir muz başkentinde olduğunuz size sürekli hatırlatan restoranlar tüm yemekleri kızarmış muz ile servis ediyorlar. Gece hayatı konusunda da çok sayıda seçenek bulunan Panama City'de genellikle yeni şehirdeki ışıklı gökdelenlerin görüntüsünün fon manzarası olması açısından, eski şehirdeki gece kulüpleri tercih ediliyor. Dikkat etmeniz gereken nokta her büyük şehirde olduğu gibi ıssız ara sokaklara girmemeniz. Kapkaç olayının yoğun yaşandığı Panama City'de yanınızda çok para taşımamak, fotoğraf makinanızı daha kalabalık noktalarda kullanmak yapılabilecekleriniz arasında.