Çizgiye ve renge uzanan bir rota: Fikret Mualla

Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün küratörlüğünde açılan “Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Mualla” başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi, ressam Fikret Mualla’nın, Bor Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Cem Hancan’ın girişimiyle oluşturulan Hancan Sanat Koleksiyonu’nda bulunan işlerinden bir seçki sunuyor. Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ile Bor Sanat iş birliğiyle hayata geçirilen sergi, Mualla’nın hayatına ve sanatına dair dikkat çekici detayları izleyicilere aktarıyor.

Haberin Devamı

1903’te İstanbul’da dünyaya gelen Fikret Mualla, karakterini ve sanatını şekillendiren zorlu deneyimlerle dolu bir hayat yaşamıştır. Dönemin saygı duyulan isimlerinden biri olan babası Ekrem Bey ve derinden bağlı olduğu annesi Emine Nevber Hanım ile Kadıköy’ün Moda semtinde çocukluğunu ve gençliğinin erken yıllarını geçirdi. Bu süreci aile büyükleriyle de iç içe geçirmiş olan genç Fikret için hayat, 12 yaşından sonra ona diğer yüzünü göstermeye başladı. Futbola olan düşkünlüğü ve anlatılanlara göre hareketli geçen çocukluğu, yaşadığı bir kaza nedeniyle yerini bir yıl sürecek pasif bir hayata bıraktı. Bu sürecin ardından topal kalan, İspanyol Gribi sebebiyle annesini ve kısa bir süre sonra büyükannesini kaybeden Mualla için yaşam yolculuğu asıl bundan sonra başladı.

Haberin Devamı

Çizgiye ve renge uzanan bir rota: Fikret Mualla

Büyük bir sevgiyle bağlı olduğu annesini kaybetmesinin ardından babasının başka biriyle evlenmesine alışamayan ve belki de bu nedenle kendini “ihanete uğramış” hisseden sanatçı, anlatılanlara göre öfkesini sadece içinde yaşamıyor, çevresine de bunu göstermekten çekinmiyordu. Hayata ve babasına karşı olan kızgınlığı, onu başka bir ülkenin yollarına düşürdü ve eğitimine devam etmek üzere İsviçre’ye gitti. Bu yolculuk, Fikret Mualla’nın sanat yolculuğuna açılan kapıyı da araladı; ardından Almanya’ya geçti. Türkiye’ye döndükten sonra ise bu defa Fransa’ya gitti ve kendisinden geriye kalacak olan birçok çalışmayı Paris’te üretti.

Çizgiye ve renge uzanan bir rota: Fikret Mualla

“Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Mualla” sergisi de izleyicilere sanatçının Paris’e kesin gidiş yaptığı dönemin öncesine ve sonrasına odaklanıyor. Mualla’nın, Avrupa sanat ortamının etkisiyle dönüşen ve çizgilerle kendini bulan içsel yolculuğu, serginin iki bölüme ayrılmış kurgusunda görülebiliyor. “Çizginin – Tinin Ötesinde” başlıklı ilk bölüm, sanatçının duygu durumlarını en iyi temsil eden işlerden oluşuyor. Mualla’nın çizgiyle güçlenen ifadeci yaklaşımını görebileceğimiz resimlere, sanatçının hayatına tanıklık eden isimlerin metinleri de eşlik ediyor. Akıl hastanesinde kaldığı dönemde yaptığı çizimlerin de sergide yer alması sayesinde, sanatçının hayatına doğrudan tanıklık etmiş oluyoruz.

Haberin Devamı

Çizgiye ve renge uzanan bir rota: Fikret Mualla

Burada ayrıca 1930’lardan Yeni Adam dergisine de yer verilmiş. Fikret Mualla’nın çizimleri, eğitim sürecinin ardından ne yapacağını bilemediği bir dönemde, 1933 yılında Yeni Adam dergisinde yayımlanmıştır. Bu bölümde; İsmail Hakkı Baltacıoğlu tarafından 935 sayı yayınlanan “Yeni Adam” dergisini ve Fikret Muallâ desen ve çizgilerini hatırlatmayı amaçlayan “Bir Hatırlatma: Varoluşçu Bir Adam/ Yeni Adam - 1936/1937” parantezi yer alıyor.

Sanatçının daha çok bilinen geç dönem resimlerinden oluşan “Bir Gidiş / Bir Paris / Bir Fikret Mualla – 1939 / 1967” başlıklı ikinci bölümde ise Mualla’nın Paris’te ürettiği eserler bulunuyor.

Kendi gözünden Paris manzaralarını yansıttığı resimlere, kendisi hakkında yazılmış kitaplar, eleştiri metinleri ve gazete haberleri eşlik ediyor. 1967-1989 yılları arasında Fikret Mualla’ya dair gazete yazılarının ve yorumların yer aldığı “Arşiv Alanı”, sergi ziyaretçileri için bir deneyim fırsatı yaratıyor. Sanatçı üzerine yazılmış kitapların bulunduğu “Okuma Alanı” ise Mualla’nın hayatına daha derinlemesine bir bakış atmaya olanak tanıyor.

Haberin Devamı

Çizgiye ve renge uzanan bir rota: Fikret Mualla

Bu sergide, canlı renklerin dinamik çizgilerle buluştuğu; yaşanmışlığın çerçeveye sığamadığı ve buna rağmen dünyaya karşı çıkan bir güdünün kendini gizleyemediği detaylardan oluşan resimlerin arasında buluyorsunuz kendinizi. Buna karşın, serginin titiz kurgusu sayesinde dikkatimiz dağılmıyor; aksine bu süreç dingin bir deneyime dönüşüyor. Kapsamlı bir söyleşi programının da eşlik ettiği sergi, 7 Eylül’e kadar Ankara’daki Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nde ziyaret edilebilir.

 

Yazarın Tüm Yazıları