
Sahillerden canlı yayın: Şu an, şu dakika...
‘Sabaha karşı’ kontenjanında Çeşme’de Otto’nun yıldızı parladı, ensesinde atbaşı Propaganda var, zararlı çıkıp nal toplayan Riders. Akşamüstü partilerinde Bodrum’un Kuum’u varsa artık Çeşme’nin de Flyinn’i var. Plaj lezzetleriyse tencereye girmiş durumda, varsa yoksa ‘ana’lara, ‘abla’lara taşınılıyor.
Sarı Kardeşler diye soracaksınız...
Beach club’da balık? Sahibi ‘balıkçı’ysa, yürüyün! Günlük değil saatlik avlanıyor, pişiriliyor ve beğendiyle servis!
Sütün içinde pişirdiklerini iddia ediyorlar, inanıyorsunuz.
Belli saatte çıkıyor, gecikirseniz kalmıyor. 18 aylık parmesan, trüf yağı, körpe enginarla yapılan salatası da sezonun harikası.
Maça Kızı mantısıyla meşhurdur ya, bu yaz çatal bıçağı yasakladı; wrap’e yani dürüme abandı. Üstüne portakallı baklavasını yemeyi unutmayın.
Karides, kalamar ya da ahtapot...
Kumsala ve iskeleye de servis ediliyor.
Tek adresiniz var; Midyeci Şakir. Şakir’i soracaksınız, eğer henüz gelmemişse bekleyeceksiniz, başkasından almayacaksınız.
Kumsaldan beş-on adım içeri girmeniz lazım ama bu anne-kızın ev yemeklerine doyum olmuyor. İsteyene özel mönü de yapıyorlar, üstelik ucuz.
Bu kadar basit yiyecekler nasıl bu kadar farklı lezzette olur, herkes şaşırıyor.
Salaş yerlerden hoşlanmıyorsanız kendinizi hiç yormayın ama bu konuda sıkıntınız yoksa kahvaltının bu yazki en popüler adresi.
Zeytin, mimoza, badem ağaçlarının ve asma çardaklarının altında kahvaltı, üstüne hamak sefası. Sağınızda ünlüler, solunuzda geç kalkmayı seven Alaçatı âşıkları... Demlik böreğini mutlaka tadın.
Geçen gün konuşuyorduk, Ali Sayar’ın kahvaltısından bugüne kadar şikâyet eden, mızmızlanan kimseyle karşılaşmadım. Her daim, zengin, taze, temiz ve özenli.
Dünyanın en güzel 10 kumsalından biri seçilen İztuzu Yolu üzerinde, göl kıyısında, balıklar, ördekler, kaplumbağalarla serpme kahvaltı yapıyorsunuz.
Şirin ve ucuz kontenjanından: Mandalina bahçelerinin arasında istediğiniz saat, gazeteci elinden çıkma, serpme kahvaltı. 25 TL.
Böyle yüksek volümlü bir beach party’yi pek az kafa kaldırır. Kaldırabilenlerin hepsi de orada zaten.
Parti mekânı değil, müzikler kendi yağında kavruluyor ama akşamüstlerinin hâlâ en popüler gör/görün yerlerinden.
Balık istifi güneşlenen oyuncu/model tayfası akşümüstü dansa ve çocuklara olan sevgisini sergiliyor. Kenan İmirzalıoğlu’nun kucağında bir kız, Saba Tümer’in kucağında bir oğlan çocuğu, sallanıp duruyorlar.
Suat Ateşdağlı Türkçe eğlenceye, Cenk Çötelli arabeskler eklenince ortaya ‘her telden’ Bodrum eğlencesi çıkıyor.
Eğer günlerden pazar, vakitlerden akşamüstüyse istikamet Sole Mare. Tai tayfun çalıyor, Melih saksofonla eşlik ediyor.
Yaz boyu sıkı line up, büyük yatırım, kaliteli kitle ama siz yine de DJ kabininin arkasındaki VIP kısımda eğlenmeye bakın.
Yılın sürprizi, belli bir saattten sonra uyumamış kime sorsanız, ya Otto’da olduğunu ya da oraya gittiğini söylüyor.
Bodrum merkezin after mekânı. Halikarnas’ın içinde, house-rock arası çalıyor. 06.00’a kadar açık.
Bodrum’da her yer kapandıktan sonra adres Dragon Club
Antalya’da after kültürü yok. Bir mekanda başlıyorsunuz, eğlence zaten sabaha kadar sürüyor. Aura en bilineni ama ben kendimi Rus mafyasının ortasına düşmüş gibi hissetmiştim.
Gece 02.30’dan sonra sıkı elektronik yapıyorlar. Altyapısı, ışık ve ses sistemi partilemeye pek müsait.
Dragon’un house’u, Billionaire’in elektroniği sizi açmadıysa daha Bodrum kafası için tek adres.
Saat sabaha yaklaşıyor ve siz hâlâ Türkçe dinlemeye doyamadıysanız, o saatte sizi ancak Sess paklar.
Vasat İngiliz eğlencesi ama o saatte insan bulabileceğiniz yegane yerler.
Bir after gurusunun, Şeniz Bengüer’in (bkz. Seventh House) Bodrum hali.
Geçen yıla kadar sadece Çeşme’nin değil, bütün memleketin en meşhur after mekânı olan plaj, bu yıl üstünlüğünü Otto ve Propagan’daya kaptırdı.
UNUTMA BENİ, UNUTAMA BENİ…
Tatil ne kadar güzel geçerse geçsin, aklınızda hep o son masa, o son lezzetler ve o güzel kare kalacak. Seyahatinizi güzel hatırlamak için ne yapıp edin, son yemeğinizi unutulmaz kılın.
İlerideki güneşin, ayaklarınızın değdiği suya gömülüşünü izlemek... Başbakan da Emine Hanım’ı buraya yemeğe götürmüştü.
Belki de tatilinizi şehirde değenledirmeye karar verdiniz. Tercihiniz Burgaz’sa ister dört odalı villada ister öğretmenevinde kalın, dönüş yemeğini Yasemin restoranda yiyin.
Sadece Bozcaada değil, Asos, Ayvalık, Gökçeada dönüşlerinde de uğramanız gereken bir yer: Ana cadde üzerinde, Eceabat manzaralı.
İstanbul’un cool Vietnam lokantası Cochine’in yazlık ve hatta ‘suda’ hali. Bu tekne yaz boyunca Aya Yorgi’de demirli.
Balığı düğüm düğüm yapıp ‘levrek lokum’ diye bir şey yapıyorlar. Meze söylemeyin yer bırakmadığınız için pişman olacaksınız.
Plaja karşı masa atıyorlar, ayaklarınız kumda/suda yemek yiyorsunuz. Rüzgârsız havalarda tercih edin.
Tek derdi en iyi zeytinyağı yemeği olan bir adam Bülent Cendey. Galiba başarmış, mutlaka bir deneyin.
Termassos’a yakın, öyle ızgara yapıyorlar ki bir dahaki tatile kadar bütün kış içinizi sıcak tutacak.
Bodrum’dan dönüş yapanların denizi son gördükleri nokta. Melteme nazır, palmiye altı bir yemek için Club Aquarium fena fikir değil.
Ahım şahım bir servis beklemeyin ama kalamar dolmayı öyle iyi yapıyorlar ki bir sonraki tatilinizi yine Foça’da noktalamak isteyebilirsiniz.
Çok gezen, keyifçi/pek tozan, seçici bir arkadaş çevresinin ‘bilinmelik ve belki de anında unutulmalık’ sübjektif önerileri için teşekkürler İpek, Şebnem, Zeynep, Saffet, Sibel, Ersin, Oben, Demirhan ve Mehmet Abi.