New York'un 8 heyecanı
Amerika Birleşik Devletleri'nin en kalabalık şehri New York'ta bambaşka bir hayat akıp gidiyor. Bir aynayı anımsatan kentte birbirinin yaşam alanına girmeyen, senin yaşam alanına saygı duyan, kendileriyle meşgul insanların arasında adımlarken sokakları, sanatın, gösterilerin, doğanın bu şehirle uyumunu görürsün o aynada. İşte bu büyülü şehirde gördüğüm en farklı sekiz heyecan...
Sürrealist ressam Salvador Dali’nin ‘Retrospective Bust of a Woman’ eseri tek başına tüm kelimeleri birleştirip en güzeli hikâyeyi yazdırıyor anılara.
Fuerza Bruta
Sanat ile teknolojinin biraraya geldiği nefes nefese bir gösteri. Her anı ayrı bir heyecan. Daryl Roth Tiyatrosu’nda seyirci üzerindeki şeffaf platformda, su içinde tüm estetikliğiyle dans eden dansçılar, her an elini uzatıp sizi de dansa dâhil edebilirler. Ayakta izlenen bir gösteri. Fuerza Bruta 'vahşi güç demek'. İzlerken size sunulan muhteşem gösteri için alkıştan fazla birşey sunmak istiyorsun. Evet o kadar iyiler. Arjantin çıkışlı bu gösteride müziğin, sahne şovunun akrobasinin, suyun ve dansın tadı damağınızda kalacak.
Sleep No More (Daha Fazla Uyuma)
New York’ta farklı neler yapılır diye bakınırken "işte bu" dediğim tiyatro oyunu. The Mckittrick Hotel'de Shakespeare’in Macbeth metni eşliğinde, yüzde şirin bir maske ile dört katlı otelin her odasında istediğim kareyi izleyebilmek için aldım bileti. Bana göre bu akımın adı tiyatronun yaramaz çocuğu, tiyatro dilinde adı ise 'Immersive art’ yani ‘katılımcı sanat’. Oyunda seyircinin özgürlüğü ilk amaç. Seyirciler oyun boyunca istediği sahneyi izleyebilir, istediği dekora dokunabilir, çekmeceleri karıştırabilir. Bu oyuna hazırlıklı gitmek gerekiyor. Yaklaşık üç saat sürüyor, sürekli hareket halindesin. Otelin her odasında, her katında oyunun farklı bir karesi sergileniyor, sahne yok, oyuncularla yanyanasın , onlara rahat hareket alanı sağlamak için sürekli bulunduğun noktadan yer değiştiriyorsun. Büyük bir yapboz gibi. Anlamak için bütün kareleri birleştirmen gerekiyor. Oyun süresince tiyatronun 1. katında hafif içeceklerin olduğu, arada dinlenebileceğin, canlı müziğin olduğu bir mekân var. Panik yok, sen dinlenirken oyun devam ediyor. İstediğin zaman istediğin odaya girip oyuna devam edebiliyorsun. Bu oyunda sınır yok, çok iyi oyunculuk ve muhteşem bir fikir var.
Red Rooster
Caz eşliğinde Harlem’de bir pazar kahvaltısı yapmak isterseniz günler öncesinden yerinizi ayırtmanız gerekiyor.Masanızın hemen yanında, Harlem’in renkli, eğlenceli ve mutlu insanlarıyla dans ve jaz eşliğinde unutulmaz bir pazar kahvaltısı için Red Rooster uğranacak ilk yer.
Natchie
Dumbo’da şarkılarını çizen Avustralyalı sanatçının dükkânı. Kendi çizimlerinden oluşan şirin, rengârenk resimler hâkim duvarlarda. Bir köşede piyanosu var. Seçtiğiniz resmin şarkısını isterseniz Natchie’nin sesinden dinleyebiliyorsunuz. www.natchieart.com sayfasını inceleyip bu renkli insanı keşfe New York’a gitmeden önce keşfe başlayabilirsiniz.
The Lion King (Aslan Kral)
Bir müzikalde kostümlere, makyaja, müziğe ne kadar emek verildiğini görmek istiyorsanız ailecek gidin ve Afrika’nın tınıları arasında kaybolun. Aslan Kral, Broadway tarihinin en çok hasılat elde eden müzikali olmuş. Rafiki, Simba, Zazu sizi bekliyor. Çıkışta hediyelik eşya bölümüne uğramadan dönmeyin.
Flatiron Building (Ütü Bina)
Gotik motiflerden oluşan bina 1902’de tamamlanmış. Şehrin en güzel binası önünde dinlenmek, uzun uzun yürünen New York caddelerinde huzurun resmini sunuyor.
Parklar
Central Park’ın sincapları, Bryant Park’ın estetik duruşu, Union Square Park’ın heykelleri eşliğinde kendi şarkını yazarken, Jay-Z 'Empire State Of Mind' sözleri gelir akla: "Şimdi New York’dasın. Bu caddeler seni yepyeni hissettirecek. Işıklar sana ilham verecek. Haydi New York için duyalım".