
İzmir'e 45 dakikalık 'bilge'ce bir kaçış
Ege’de bir haftasonu programına en fazla kaç etkinlik sığdırılabilir? Üç gece ve iki buçuk günde nasıl bir ‘bilge’ plan yapılabilir? Sorunun cevabı İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Çamlık belgesinde gizliydi.
İZMİR’DEN 45 DAKİKA
Cuma öğleden sonra Ankara’dan İzmir’e geçtik. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda bir araba kiraladık. Aydın otobanı üzerinden önce Selçuk’a, oradan da Ortaklar mevkisindeki Çamlık Beldesine vardık (Araba kiralamak istemeyenler, havalimanından Osmanlı döneminde inşa edilen ve Anadolu’daki ilk tren hattı olan Alsancak-Çamlık tren hattını kullanabilir). Çamlık’tan Kuşadası yoluna saptıktan 250 metre sonra da hedefimize ulaştık: 7 Bilgeler Otel ve Şarapevi...
TÜRKİYE’NİN TOSCANA’SI
Muhteşem bir manzarayla karşılaştık. Zeytinliklerin, nar ve incir ağaçlarının ve bağların doldurduğu uçsuz bucaksız yeşil bir doğanın tam orta yerindeydik. Bu manzaranın başladığı yerde ise Avrupa’nın şato mimarisi ile Anadolu’nun Kervansaray mimarisinin sentezlendiği bir otel-restoran-şarapevi kompleksi vardı. İlk ziyaretimde 6 odası olan otel artık büyümüş, zeytin ağaçlarının arasında kaybolmuş tek katlı odalar ve havuz ile 25 odalı bir dinlenme merkezine dönüşmüştü.
Şef Damla Özay
Odaya yerleşip biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için restorana geçtik ve bu muhteşem tesisin kurucuları Bilge ve Gülgün Yamen ve diğer arkadaşlarımızla buluştuk. İkisi de Hacettepeli tıp doktorları. Mutfakta İtalyan mutfağının neşesi yüzüne yansımış Şef Damla Özay vardı. Bize kendi ürettikleri altın madalyalı şaraplara uygun bir menü hazırlamıştı. Yıllardır siyaset, diplomasi gibi sıkıcı yazılar yazan bir gazeteci olarak yemeklerden aldığım hazı anlatmakta zorlanabilirim. O nedenle bunun kararını size bırakıyorum. Yolunuz düşerse yazmaya çalışın... Lavanta kokuları etrafında, koyu karanlığı aydınlatan yıldızların altında yediğimiz yemeğe, kendi koromuzun çalıp söylediği Kafkas ezgilerini ekledik. Öyle kaptırmıştık ki kendimizi, yan masadaki Avustralyalı turist grubu bize katılmıştı.
TARİH YANIBAŞIMIZDA
Cumartesi sabahına kuş sesleriyle uyandık. Sıkı bir kahvaltının ardından tarih içinde ‘fotosafari’ yapmayı planladık. Bilge Yamen, iyi bir göz hekimiydi ama aynı zamanda iyi bir fotoğrafçı gözü vardı. İlk durağımız sadece 12 kilometre uzaktaki Magnezya Antik Kenti oldu. Heyelanın getirdiği toprakların altından gün ışığına çıkarılan antik stadyum, Roma yarışlarını gözünüzde canlandıracağınız kadar ihtişamlıydı.
Magnezya’dan sonra Selçuk’ta kısa bir mola verip Efes’e doğru yola koyulduk. 7 Bilgeler’in Efes’e uzaklığı sadece 7 kilometre. ‘7 Uyuyanlar’ın yanısıra ‘Meryem Ana’ da aynı günün programına koyabileceğiniz kadar yakın. Pazar günü için seçtiğimiz etkinlik, sadece 10 kilometre uzaklıktaki ünlü Şirince Köyü’nü ziyaret etmek oldu. Şirince’yi anlatmama gerek yok. Haftasonu olmasının da etkisiyle cıvıl cıvıldı. Siz, programınıza akşam için 14 kilometre uzaktaki Kuşadası’nı da koyabilirsiniz ama biz Şirince’nin ardından aramızdaki ‘yeni nesil’ gençlerin sesine kulak verdik ve ver elini Alaçatı...
Sadece bir buçuk saatlik bir yolun ardından vardığımız Alaçatı’da rehberimiz ve ev sahibimiz Hürriyet Bölge Temsilcisi Deniz Sipahi oldu. Gece Alaçatı’da akşam yemeği, pazartesi gündüz Çeşme turu ve öğlen yine Alaçatı’da Asma Altı’nda yemek...
Sadece üç gün ve üç gecede fazla koşuşturmadan, bu kadar etkinliği sığdırdık. ‘Biraz huzur, biraz doğa, biraz tarih, güzel yemekler ve şaraplar... Daha doğrusu tadı damağınızda kalacak bilgece bir kaçış’ arıyorsanız rotayı gönül rahatlığıyla çevirebilirsiniz... (Oda fiyatı kahvaltı dahil 280 TL. www.yedibilgeler.com)