
İstanbul baharı çiçekleriyle bambaşka
Renk renk laleler, Boğaz’ı pembe bir örtü gibi saran erguvanlar… Bahçelerden sokaklara taşan güller, mis kokulu nergisler… İstanbul’da her mevsim güzel ama ilkbahar bir başka. Gün gün adeta resmi geçit yapan çiçekler görenin ruhunu şenlendirir. Tarihçi-rehber Samet Altıntaş, gezgin ve fotoğrafçı Figen Kokol, bitki uzmanı Fem Güçlütürk’le birlikte İstanbul’u ilkbaharda açan çiçekleri takip ederek gezebileceğiniz bir rehber hazırladık.
İstanbul’u İstanbul yapan detaylardan biri de her mevsim ortaya çıkan birbirinden farklı, rengârenk çiçekleri. İlkbahar aylarında da şehir birçok çiçeğin yeniden doğuşuna şahitlik ediyor. Laleler, erguvanlar, morsalkımlar, nergisler... Bunlar şehrin dört bir yanında kendini gösteren çiçeklerden sadece birkaçı. Her biri farklı bir hikâye anlatıyor. Osmanlı’dan günümüze yadigâr laleler İstanbul’un geleneksel ruhunu yansıtırken erguvanlar Boğaz’ın iki yakasında pembeden mora uzanan zarif bir perde çekiyor. Morsalkımlar ve mimozalarsa eski semtlerin duvarlarını ve sokaklarını kokularıyla sarıp sarmalıyor...
Renk renk sümbül zamanı
Mart ayı, baharın habercisi olarak doğanın yeniden uyanışına tanıklık eder. Bu ayda İstanbul, kokusuyla insanı büyüleyen sümbüllerle dolar. Baharın ilk müjdecilerinden olan sümbüller; mavi, mor, pembe ve beyaz renkleriyle özellikle Gülhane Parkı, Emirgân Korusu ve Yıldız Parkı’nı süsler. Osmanlı döneminde saray bahçelerinde yetiştirilen sümbüller, o günlerden bugüne İstanbul’un zarafetini simgeleyen bir çiçek olarak varlığını sürdürüyor.
Çayırların habercisi
Çayırnergisi, baharın habercilerindendir. Genellikle mart ve nisan aylarında çiçek açan çayırnergisi, İstanbul’un yeşil alanlarında, parklarında ve çayırlık bölgelerinde sık görülür. Osmanlı’dan beri süs bahçelerinin vazgeçilmezidir. Aydos Ormanı, Polonezköy ve Belgrad Ormanı gibi alanlarda bu çiçeklere rastlayabiliriz.
Laleli devirler, laleli günler...
İstanbul’un ‘lale ayı’ olarak bilinir nisan. Kentin tarihinde önemli yeri olan laleler, Osmanlı’da bir döneme adını vermiştir. Lale, zarafetin ve estetiğin sembolü olarak kabul edilir, saray bahçelerinden çarşılara kadar şehrin her köşesi bu çiçekle süslenirdi. Artık mevsiminde İstanbul’un dört bir köşesine renk renk lale dikiliyor. Bu zarif çiçek Emirgân Korusu, Göztepe 60. Yıl Parkı ve Sultanahmet Meydanı’nda görülebilir.
Boğaz’ın erguvanları
İstanbul’un en romantik çiçeği olan erguvanların zamanı nisan ayının ortası. Boğaz’ın iki yakasını pembeden mora uzanan zarif çiçeklerle süsleyen erguvanlar, İstanbullulara baharın en etkileyici manzaralarını sunuyor. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de sevilen bir ağaç olan erguvan Boğaz kıyılarında özellikle Çengelköy, Kanlıca, Emirgân ve Arnavutköy’de yetişir.
Büyülü bir bulut gibi
Parlak sarı renkleri ve ince yapraklarıyla mimozalar nisan sonunda çiçeklenir. Osmanlı döneminde de süs bahçelerinde sıkça tercih edilen mimozalar, Çengelköy, Beykoz gibi sahil bölgelerinde sokakları ve bahçeleri adeta bir sarı bulutla kaplar. Mimozaları görebileceğiniz bir başka noktaysa Büyükada. Nisan sonunda açan mimozalar, adanın bahar atmosferini daha da büyüleyici hale getiriyor.
Manolya kokusu...
İstanbul’un manolyaları tarih boyunca şehrin estetik dokusuna katkıda bulunan çiçeklerden olmuştur. Nisan sonu itibariyle Sultanahmet Meydanı’ndan Emirgân Korusu’na kadar birçok yerde karşılaşabileceğiniz manolya ağaçlarının üzerini kaplayan kocaman çiçekler, hafif esen bahar rüzgârlarıyla birlikte havada hoş bir koku bırakır.
Beyaz zarafet
Kardelen kış aylarında ortaya çıksa da bazı türleri nisanda da çiçek açarak baharı selamlıyor. Ormanlık alanlarda, hafif serinliklerini koruyan bölgelerde yetişen kardelenler, İstanbul’un bahar manzarasına beyaz bir zarafet katıyor. Bu dönemde doğa yürüyüşleri yapacak olursanız narin kardelenleri görmek için Belgrad Ormanı gibi alanları ziyaret edebilirsiniz.
Sahne güllerin
Mayıs geldi mi güller sahneye çıkar İstanbul’da. Çeşit çeşit renkleri ve hoş kokularıyla adeta bir mücevher gibi süsler kenti. Her yerde karşılaşabilirsiniz güllerle, zira İstanbulluların yetiştirmeyi sevdiği çiçeklerdendir. Osmanlı döneminde bahçelerin vazgeçilmeziydi… Topkapı Sarayı’nın bahçelerinde, şehir parklarında ve hatta sokak aralarındaki bahçelerde açan güller, baharın en zarif temsilcilerindendir.
Boğaz’ın süsü morsalkımlar
Sevginin ve dostluğun sembolü olarak görülen morsalkımlar, hem doğaya hem de şehrin estetik yapısına kattığı güzellikle İstanbul’un bahar manzaralarının eşsiz bir parçasıdır. Yaydığı hafif ve hoş kokusuyla genellikle mayıs ayında İstanbul’da duvarları, pergolaları ve çardakları sarar. En çok Boğaz kıyısındaki semtlerde ve eski mahallelerde yetişen morsalkımlar; Arnavutköy, Çengelköy, Kuzguncuk gibi sahil bölgelerinde sık görülür.
Şehrin sularında nilüfer asaleti
Mitolojik hikâyelerde saflık ve aşkın sembolü olarak anılan nilüfer, günümüzde de sessiz güzelliğiyle büyülemeye devam ediyor. Nilüfer çiçekleri doğal göletlerde, durgun sular ve özel olarak tasarlanmış bahçelerde yetişiyor. Mayıs sonu-eylül başında kendilerini gösteren nilüferleri İstanbul’da görebileceğiniz en iyi adreslerden biri Emirgân Korusu’ndaki yapay göletler. Büyükada ve Polonezköy gibi doğayla iç içe alanlarda da rastlamak mümkün.
Kırların sarı güzeli
Halk arasında dayanıklılığı ve yoğun sarı çiçekleriyle bilinen katırtırnağı genellikle bahar ve yaz aylarında İstanbul kırlarında açar. Yoğun sarı renkte çiçekleri olan katırtırnağına özellikle Çamlıca Tepesi, Aydos Ormanı ve Polonezköy gibi yeşil alanlarda rastlamak mümkün. Kurak topraklarda bile kolayca yetişebilen bu çiçek, İstanbul’un baharından yaza geçişinin simgelerinden.