
Fırtına Vadisi’nde çiçekli bir kavuşma
Mart sonuna doğru açmaya başlayan çuha ve siklamenler, baharın gelişini müjdeler Fırtına Vadisi’nde... Yeşilin her tonuyla kucaklaşmak, kendinizi masalsı bir tablonun içinde gibi hissetmek için “Ben de yolumu Karadeniz’e düşürmeliyim” dedirtecek önerilerimize kulak verin.
Çamlıhemşin’in yüksek dağ kesimlerinde bahar mevsiminin gelişi, mayıs sonu itibariyle başlar. Baharda Türkiye’nin dört bir yanında mevsim dönüşümünü izlemek insana keyif verir. Ancak yeşilin
elli tonunun memleketi Karadeniz’de, daha da içerilere girdiğinizde, özellikle Fırtına Deresi’nden Kaçkarlar’a uzanan hat üzerinde dolandığınızda, bahar tüm ihtişamıyla sizi karşılar. Baharda Karadeniz planı yapanlar için bir rehber hazırladık.
Öncelikle havayoluyla ulaşmayı seçecekseniz, Pazar ilçesi sınırlarındaki havalimanına biletinizi almalısınız, bunu çok önceden planlamanızı öneririm, bazen yer bulunamayabiliyor. Havalimanından sonra Çamlıhemşin’e varmak, araçla yarım saat kadar sürüyor. Vadiye döndüğünüzde yeşermeye başlayan yamaçlarla gürül gürül akan Fırtına Deresi’nin sesiyle büyüleniyorsunuz. Çamlıhemşin ilçesinden 13 kilometre yukarıdaki Zilkale’ye vardığınızda, kalenin etrafını seyre dalın. Fırtına Vadisi’ni en iyi gören seyir noktalarından biri olan Zilkale, 14’üncü yüzyılda Cenevizliler tarafından yapılmış bir ticaret kalesi. Trabzon’u Tebriz’e bağlayan İpek Yolu’nun önemli bir geçit noktasında kurulan kaleden Mollaveyis Köyü’nün de uzandığı vadiyi izlemenizi öneririm.
Zilkale’den ayrıldıktan sonra, rotanızı Palovit Vadisi’ne çevirin. Palovit Vadisi, Fırtına’nın yağmur ormanları niteliğinde bölge. Porsuk, kayın, ladin, ardıç gibi ağaç türlerinin anıtsal formlarını görebileceğiniz, bine yakın bitki türüne baharda
ev sahipliği yapan, eskiden de memleketin en önemli ballarının üretildiği özel bir vadi. Palovit Vadisi’nin gürül gürül akan şelalelerinin yanından yürüye yürüye, ormangüllerinin kokusuyla havayı ciğerlerinize çekin.
‘Kumar’ların peşinde
Zilkale ve Palovit ziyaretlerini bitirdikten sonra Çat Vadisi’ne doğru yol alabilirsiniz. Çat’a çıkmadan evvel, Meydan Köyü mevkisindeki şimşir ormanına uğramayı ihmal etmeyin. Sarı ormangüllerinin etrafını sardığı ormanın bugünkü görüntüsü içinizi burkabilir ama ormanın kurtulmaması için bir sebep yok. Bu buruk görüntünün sizi üzmesine izin vermeyin, “Her zaman umut vardır” diyerek ayrılın. Yukarılarda bir manzara şöleniyle baş başa kalacaksınız.
Meydandan ayrılıp Kara Reşit Rampası’nı tırmanmaya başladığınızda, Çat Vadisi’nin davetkârlığı sizi içine doğru çekecek. Fırtına Vadisi’nin yukarılarında konuşlanmış geniş ladin ve gürgen ağaçlarının kucağındaki Çat Vadisi, Hemşin ve Elevit derelerinin ‘çat’tığı yani karşılaştığı bir nokta. Çat Vadisi baharın gelişiyle birlikte ‘rhododendron’ denen ormangüllerinin, yerel ifadeyle ‘kumar’ların mevsimini yaşar.
En çok da kara ve eğri (sarı) kumar hâkim olur doğaya. Şimdilerde envai çeşit çiçeğin yamaçlara yayıldığını, ağaçların çiçeklenip delicesine yeşerdiğini, derenin eriyen karlarla depreştiğini görmek bambaşka bir his veriyor insana.
Fırtına Deresi mayıs-haziran aylarında karların erimesiyle yıl içindeki en büyük debisine ulaşır ve genellikle bu mevsimde çocuklara bilhassa dere kenarlarına inilmemesi tembihlenir. Orman altlarındaki mor renkli kumar çiçekleriyle orman içindeki sarı renkli kumar çiçeklerinin kokusu biz insanları olduğu gibi arıları da cezbeder. Ve arıların kumar çiçeklerinden aldığı özler, Karadeniz vadilerinin tadına doyulmaz ballarına güzelliklerini katar.
En geniş yayılışa sahip iki türden biri olan kara kumarlar özellikle Çat Vadisi’nde olduğu gibi ladin, kayın ve göknar ormanları altında yaygın olarak vardır. Çalı formundadır ve 4 metreye kadar uzayabilir. Karayemiş, ayıüzümü, çobanpüskülü ve böğürtlenlerle birlikte yoğun bir diri örtü oluşturan kara kumarlar dik ve ormansız alanlarda toprak erozyonunu önler. Çat Vadisi’nin göze çarpan bir diğer kumar çeşidi de Çamlıhemşin’de ‘eğri çiçeği’ denen ‘rhododendron luteum’dur. Türkiye’nin kışın yaprağını döken tek kumar türü olan eğriler, sarı ve keskin kokulu ama zehirli çiçeklerini mayıs ayında açar. Arının, bu nektardan fazla alması, ürettiği balın ‘deli bal’ olmasına sebep olur. Bu nedenle bal alırken üreticiye bu sorulmalıdır.
Baharda coşan tabiat
Çat Vadisi’nden 7 km yukarıya doğru soldan devam ettiğinizde, ladin ormanlarının ve iki derenin birleşim noktasında Elevit’i göreceksiniz, sakın şaşırmayın. 1.800 metre rakımlı ve aslında köy statüsünde olan bu eski mezra, 100’e yakın haneye ev sahipliği yapar. Mayıs ayından itibaren yayla sakinlerini, sonrasında ise ziyaretçilerini karşılar. Elevit’in bir kahvesi, birkaç da pansiyonu var. Kolay ulaşılabilmesine rağmen çok turistikleşmemiş ama zaman zaman kalabalık olabiliyor. Siz kalabalıklardan uzaklaşmak isterseniz, yürüyerek dolaşmayı tercih edin. Aracınızı park edip yürüyün, evleri dolaşın, daha evvel büyük bir yangın yaşamış olsa da hâlâ ayakta kalabilen eski mimariyi görün, insanlara selam verin, kahvede bir çay için. Baharda bembeyaz köpük gibi akan Elevit Deresi’ni seyre dalıp o mevsimde coşan tabiatı, binbir çiçeği de fotoğraflayabilirsiniz.
Biraz daha yukarıya doğru çıkıp Elevit’i geride bıraktığınızda Nafkar, Karunç, Trovit gibi yaylaları da görebilirsiniz. Ya da gönlünüze göre yol sizi nereye götürürse... Ama yine de erken bir mevsim olduğu için aracınız ve kendiniz için her türlü tedbiri alıp yola çıkmanızda fayda var. O yükseltide market, benzin istasyonu gibi yerler yok, tedbir bahsi biraz da bundan...
Tatmanız, görmeniz, almanız gerekenler
Fırtına Vadisi’nin girişinde, kadın girişimcilik örneği Mora’ya uğrayıp el işi ürün alışverişi yapabilirsiniz.
Tamamen elle üretilerek yapılan organik Lazika çaylarını denemelisiniz.
Çamlıhemşin’de Konaklar Mahallesi’ne çıkıp Kalif Kafe’de kahvaltı yaptıktan sonra tarihi konakları görebilirsiniz.
Çinçiva Köyü’nde Zua Kafe’de, orman meyveli muhallebi ve mürver
gazozunu tadabilirsiniz.
Çat Vadisi’ne girişteki Toşi’de
konaklayıp yemek yiyebilirsiniz.
Vadiyi bir taç gibi süsleyen Çat Köprüsü’ne çıkıp dereyi izlemeyi unutmayın.
Çat’tan sonra sağa ayrılan yoldan devam ederek Kale-i Bala’yı da ziyaret edebilirsiniz.