Serhat Demirel

Rüyalarına giriyoruz

27 Mayıs 2023
Köpekleri çok seviyoruz. Ve bu sevgi günden güne artıyor. Bu tek taraflı bir şey değil. Köpekler de bizim sevgimizi artırmamız için ellerinden geleni yapıyorlar sağ olsunlar. Önce şunu anladık: Tarih boyunca bakışlarını daha dramatik hale getirmek için göz kenarlarındaki kasları evrimleşmiş ve meşhur ‘puppy eyes’ denen, yani yavru köpek gözleri olan bakışı elde etmişler. Gördüğümüzde çarpılıyoruz bu bakışa.

Şimdi başka bir durum var ve bu durum beni çok parçaladı. Harvard’daki psikologlar araştırmışlar ve köpeklerin rüyalarında neleri görüyor olabileceklerine dair bulgular elde etmişler.

Buna göre uzmanlarımız diyorlar ki köpekler de insanlara benzer şekilde rüya görüyorlar. Yani günlük hayatta yaşadıklarının varyasyonlarını ya da o olayları anımsatan, kahramanları gündelik hayatta gördükleri kişiler olan rüyalar görüyorlarmış. Ve burası çok önemli, bir köpekle evini paylaşanlar, köpeklerinin gündelik hayatında önemli yer kapladıkları için bu rüyaların bir parçaları olma ihtimalleri de çok yüksekmiş.

Aynı uzmanlar dikkat etmemizi söylüyorlar: Uyuyan bir köpek seğiriyor, hareket ediyorsa rüyasında sizi görme ihtimalini de göz önünde bulundurmalıymışsınız. Çünkü köpeklerin patileri ya da bacakları seğirmeye başladığında koşmayı, havlamaya başladığında başka bir köpek ya da insanla etkileşime girmeyi hayal ediyor olabileceklerini söylüyorlar.

Araştırmayı kaleme alan Dr. Deirdre Barrett, sahiplerinin köpeklerini mutlu gündüz deneyimlerine maruz bırakarak, onlara geceleri dinlenebilecekleri güvenli ve rahat bir ortam sağlamalarının mümkün olduğunu söylüyor. Böylece hem rüyalarını iyileştirebilir hem de bu rüyanın başrolünü kapabilirmişsiniz.

Böyle sahneler insanın hem köpeklere sevgisini arttırıyor hem de bu sevginin günden güne ağırlaştığını düşündürüyor.

Ben kedilerle yaşıyorum ve merak ediyorum: Köpeklerle yaşayanlar, böyle yoğun bir karşılıklı sevgi sarmalında neler yaşıyorsunuz? Bana yazarsanız okur öğrenir, burada da paylaşırım.

Z KUŞAĞININ KEDİ-KÖPEK SEVGİSİ

Yazının Devamını Oku

Kedileri nasıl çağırmalıyız: Gel pisi pisi

20 Mayıs 2023
Paris Nanterre Üniversitesi’nden araştırmacılar kedilerle iletişimimizi kuvvetlendirmek için güzel bir araştırma yapmışlar.

Hedefledikleri şey bir kediyi nasıl en iyi şekilde çağırabiliriz.

Biliyorsunuz bu konuda çok araştırma var. Biliminsanları son kertede şunun farkına vardılar: Kediler bizim onlarla iletişim kurma çabamızın farkındalar ama bizi umursamıyorlar.

Bazı biliminsanlarının bunu gurur meselesi yapıp hakkımızı savunması güzel olmuş.

Araştırmaya dönelim. Çalışmaya liderlik yapan Charlotte de Meuzon, ekim ayında bu araştırmanın öncülü olarak, evcil kedilerin sahiplerinin sesini bir yabancınınkinden kolaylıkla ayırt edebildiğini ve sahiplerinin kendileriyle doğrudan konuştuğunu da anlayabildiğini gösteren bir makale yayımladı.

Şimdi de onları nasıl en iyi çağırabiliriz onu çalışmışlar. Öncelikle bu sadece seslenmeyi içermiyor. Çünkü “Bir noktayı başka bir insana anlatmak için sesimizden yüz ifadelerimize ve ellerimize kadar her şeyi kullanırız ve aynı şey kedi-insan konuşmaları için de geçerlidir” diyorlar.

Görsel ipucu mu yoksa sesli ipucu mu daha fazla dikkat çekiyordu, bu sorudan hareket ederek başladılar. Çalışmada dört şekilde çağırmayı denediler: Sadece seslendiler, sadece el hareketi yaptılar, seslenirken el hareketi yaptılar ve hiçbir şey yapmadılar. Kediler en kısa sürede hem seslenip hem el hareketi yaptıklarında yanlarına geldi.

Ayrıca kediler kuyruklarını en çok stresliyken hareket ettiriyorlar. Sesli işaret senaryosu da en çok hareket ettirdikleri durum olmuş. Bu da ilginç bir başka bulgu.

Yazının Devamını Oku

Köpekler neden çimen yiyor

6 Mayıs 2023
HAVA sıcaklıkları arttıkça dışarıda geçirdiğimiz vakit artıyor ve buna en çok sevinen de eğer evinizi paylaştığınız bir köpeğiniz varsa o oluyor. Çünkü park ve bahçelerde, güneşli havada koşturma ve oyun oynama fırsatı herkesi mutlu eder.

Parkta bahçede köpeğinizi serbest bırakmışken onun çim yemesini görüp başlıktaki soruyu kafanıza takmış olabilirsiniz. Cevabını araştırdım, uzmanların yanıtlarını derledim.

Buna 7 şey yol açabilirmiş. Bakın neymiş bunlar:

- Mide rahatsızlıkları olabilirmiş ve midelerini rahatlatmak için yiyebilirlermiş.

- Lif oranı düşük şeyler yiyorlarsa bunu dengelemek için çim yiyebilirlermiş.

- Beslenmelerinde bazı eksiklikler var ve bunu çimle kapatmaya çalışıyorlar.

- Endişeliler.

- Sıkılıyorlar ve ilgi arıyorlar.

- Sadece çim seviyor olabilirler.

Yazının Devamını Oku

Nedir bu kedilerin karton kutu tutkusu

29 Nisan 2023
EVİNE herhangi bir kargo teslim edilen her kedisever bilir ki o kutular bir süre evin ortasında, kediniz sıkılana kadar öylece durur. Kediniz onunla kavga eder, onu parçalar, bazen içine bazen üzerine oturur etrafı izler, zaman zaman içine saklanır oradan size saldırmaya çalışır.

Peki köpekler neden bunu yapmaz?

CNN International, kedi davranışı uzmanı Ingrid Johnson’a sormuş ve şu cevabı almış: “Bence unutmamamız gereken şeylerden biri de kedilerin hem avcı hem de av olan bir tür olduğudur. Bu yüzden kediler için karton kutular bir emniyet ve güvenlik noktası olabilir. Saklanmak, rahatlamak ve kestirmek için güzel bir yer olabilir.”

Ayrıca pusu arzularını karşılayabilecekleri bir nokta olarak da görülebilirmiş: “Kediler pusuda bekleyen yırtıcılardır ve bir çalının altında oturup yavaşça avlarının yanlarından geçip gitmesini beklemeyi tercih ederler, böylece onu yakalamayı başarabilirler. Bir karton kutu da benzer bir amaca hizmet edebilir ve onlara saldırabilecekleri bir yer sağlayabilir.”

 

GÜVENDE HİSSEDİYORLAR

Bu detayları öğrendiğimiz iyi oldu. Uzmanımıza göre karton kutular kedilerin mutluluğu için çok önemliymiş. “Kendilerini güvende hissedecekleri ve saklanabilecekleri bir yere ihtiyaç duyduklarından, bir kutu sağlandığında kedilerin çok daha az stresli oldukları ve hastalıktan korundukları gözlemlenmiştir” diyor Jonhson.

Kutular, kedilerin vücut ısılarını korumalarına da yardımcı olurmuş. Buradayken vücut ısısını korumak için enerji harcamasına gerek olmuyormuş. Bir de daha basit bir nedeni var. O da kendilerini küçük yerlere sıkıştırmayı severler. Bunu da eğlenceli olduğu için yaparlarmış. Tüm bu durum büyük kediler için de geçerli.

Yazının Devamını Oku

Sopayla oyun olmaz

15 Nisan 2023
Avustralya’dan alıyoruz haberi.

Biliyorsunuz doğayla ilişki konusunda Avustralya’mız kadar uçlarda yaşayan bir ülke yok. Devasa örümcekler, ansızın evin bir noktasında karşınıza çıkabilecek yılanlar, klozetten fırlayan doğal hayat derken, doğal hayat ilişkisinde onlar kadar deneyimli olamayacağımız malum.

Şimdi bu ülkede şöyle bir konu tartışılıyor. Deniyor ki, köpekleri oynatmak için kullandığımız tahta parçaları onların hayatını tehlikeye atabilir, başka bir oyun bulun.

Peki. Nasıl tehlikeye atabiliyor?

Örnek olaydan hareket edelim. Avustralya basınında yer alan habere göre sopa peşinde koşarken göğsüne saplanan tahta parçası nedeniyle kalıcı hasar yaşayan bir köpeğin hikâyesinden ders çıkarmamız gerekiyor. Bu tür kazalara dikkat çeken Avustralyalı veteriner Clara Wilkins, “Yaralanmalar, köpeklerin ağızlarına kıymık batmasından dişlerinin arasına sopa saplanmasına, bir sopayı yakalamak için zıpladıklarında ve üzerine düştüklerinde meydana gelen göğüs veya karın boşluklarına sopa saplanmış köpeklere kadar her yerde olabilir” diyor.

Bu tehlikelerin önüne geçmek için sopayı suya atıp köpeğinizin peşinden koşmasını sağlamak da riski ortadan kaldırmıyor. Peki ne yapmalı? Köpekler daha küçükken onları sopa yerine başka bir oyuncakla oynamaya yönlendirmek gerekiyor. Bu bir tenis topu, frizbi benzeri çiğneyebileceği ihtimali de göz önünde bulundurularak, ona zarar vermeyecek malzeme içeren şeyler olmalı. Sopa fırlattığınızda geri getirmeyi seviyorsa kauçuk ya da plastik alternatiflere yönlenmeniz daha uygunmuş. Ve bir de uyarı ekliyorlar, sopayla oynadıktan sonra oluşabilecek yaralanmaların belirtileri arasında aşırı salya akması, rahatsızlık hissi ve kanama sayılabiliyor. Böyle durumlarda adresimiz tabii ki yine veteriner olacak.

SADECE MAMA İÇİN SEVMİYORLAR

Yazının Devamını Oku

Uyku kalitemizi etkiliyorlar

1 Nisan 2023
Aslında bunun için bir araştırma yapılmasına ve biliminsanlarımızın vaktinin harcanmasına gerek yoktu.

Ama madem bu konuya girmiş bulundular, detaylarına bakalım biz de. ABD’de Lincoln Memorial Üniversitesi’nden, Dr. Lauren Wisnieski bir araştırmaya başkanlık etmiş ve evcil hayvan sahipliğinde uyku konusuna eğilmişler.

Uyku düzeni evi paylaştığı kişiyle hiçbir zaman örtüşmeyen kedi ve köpeklerin bizim uyku kalitemizi nasıl etkilediğine dair herkesin deneyimi vardır muhakkak. Haliyle duyacaklarımız bizi şarşırtmayacak. Yine de bazı belirtiler var, geleceğimize dair işaretler sunuyor.

STRESİ AZALTIYOR UYKUYU KAÇIRIYOR

Dr. Wisnieski, köpek sahibi olmanın daha yüksek uyku bozukluğu ve uyku sorunu yaşama olasılığıyla ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Kedilerin etkisiyse, huzursuz bacak sendromuna yol açabilen bir tablo çiziyor. Dr. Wisnieski şöyle diyor: “Bir yandan, köpekler ve kediler, evcil hayvanların sağladığı sosyal destek nedeniyle sahibinin uyku kalitesi için faydalı olabilir. Evcil hayvanlar, anksiyete, stres ve depresyon seviyelerini olumlu etkileyecek bir güvenlik ve arkadaşlık duygusu sunar. Öte yandan, evcil hayvanlar sahiplerinin uykusunu bozabilir.”

Yine de kedi sahipleri biraz daha şanslı. Araştırmada kedi sahibi olan ve olmayanlar arasında, köpek sahibi olan ve olmayanlara kıyasla uyku kalitesi göstergelerinde daha az farklılık gözlemlenmiş.

Ben kalitesiz uykuya razıyım. Ama bir 5 dakika daha uyusaydım fena olmazdı. Bunu kedilerime söylüyorum ama dinletemiyorum.

Yazının Devamını Oku

Davranışlarda pandemi etkisi

11 Mart 2023
Pandemi artık iyiden iyiye hayatımızdan çıkıyor.

ABD bile Çin’den gelenlere test uygulanmasını kaldırmaya hazırlanıyor. Artık iyiden iyiye “Ne yaşadık biz bakalım” araştırmalarının dozu artıyor. Bu noktada evcil hayvanların da bu dönem yaşadıklarına bakış atmış araştırmacılarımız.

Vardıkları sonuç içerisinde şu çarpıcı ifade var: Karantina tedbirlerinin köpek davranışları üzerinde etkisi oldu. İstatistiklere göre 2021 ve 2022’de köpek saldırılarında gözle görülür bir artış yaşanmış. Bunlar tabii ki sosyal medyada Türkiye’de şahit olduğumuz köpek karşıtı hareketlere temel olacak bir şey değil. Zira kaydedilen vakalar önemli ölçüde, köpeklerin başka hayvanlara saldırısı ya da aşırıya kaçan oyunlardan oluşuyor.

SAATLİ BOMBA

Peki bu yola nasıl gelindi?

Uzmanlar öncelikli olarak şunu söylüyor: Evde geçirilen zaman artınca insanlar çok sayıda evcil hayvan sahiplendiler (Ki sadece İngiltere’de 2020’nin mart ayından 2021’in mart ayına kadar 3.2 milyon hane evcil hayvan sahiplenmiş). Bu sahiplenme sırasında ilk defa hayvan sahiplenen kişilerin yaşadıkları acemilik söz konusu. Bir de pandemi koşulları nedeniyle hayvanların yaşadıkları alanı, davranışlarını inceleme fırsatı bulamadan sahiplenme gerçekleşince sorun kaçınılmaz olmuş.

Köpek eğitmeni Sandra Gilliland, insanların kendi yaşam koşullarına uygun olmayan köpekler sahiplendiklerini ve pandemideki zorunlu karantina koşullarının bu köpeklerden abartılı şekilde olsa da “saatli bomba” yarattığını anlatıyor. Bir köpeği sahiplenirken onun karakterini, davranış ve beslenme alışkanlıklarını bilmeyen kişiler, o köpeğin sosyalleşmesini de sağlayamayınca, davranış bozukluğuna yol açıyorlar. Varmak istediğim nokta şu: Köpeklerin davranış bozukluklarının temelinde esasında insanların onların yaşam alanlarına, gündelik yaşamlarına yönelik eylemleri yatıyor. Sokak hayvanlarında gördüğümüz davranışların kökenine indiğimizde de aynı şeyi görüyoruz: Temelde insanlar bir şey yapmış ve olaylar çığrından çıkmış. Ezcümle, kendimize çeki düzen verip çevreye saygılı davranmamız şart.

Yazının Devamını Oku

Şimdi de ruh sağlığımızı koruyacaklar

4 Mart 2023
6 Şubat felaketinin ardından tekrar hayata tutunup ayağa kalkabilmek için mücadele sürüyor.

Uzun bir yol var önümüzde. Bu tabloda yardım ne şekilde olursa olsun, faydası dokunacak her şeye ihtiyaç olduğunu söylüyor uzmanlar. Depremin ardından arama kurtarma sürecinde köpeklerin enkaz altında yaşayan kişileri bulmada oynadığı hayati rolü, kedilerin enkazdan kendini kurtarıp enkaz altında onunla aynı kaderi paylaşan kişilerin yerini göstermedeki rolünü gördük. Şimdi yaraları sarma, hayata tutunma aşamasında da bu muhteşem canlıların hayatımızda sağlayacağı pozitif bir etki var.

Evcil hayvanların mental sağlığımıza sağlayacağı olumlu etkileri derleyerek sunuyorum. Beraber iyileşmek için faydası olursa ne âlâ.

Evcil hayvanların mutluluk seviyemize katkıda bulunacağını ortaya seren araştırmalar bize köpeklerin stres, anksiyete ve depresyonu azalttığını gösteriyor. Yalnızlık hissimizi hafiflettiği, bizi egzersiz yapmaya yönlendirdiğini ve haliyle genel sağlığımızı iyileştirdiğini ortaya seriyor. Köpeği olanların tansiyonu daha düşük, kalp hastalığına yakalanma oranları daha az. Bir köpekle oynamak bile oksitosin ve dopamin seviyemizi artırıp hem bizde hem köpekte olumlu duygular oluşmasını sağlıyor.

DAHA AZ STRES DAHA İYİ YAŞAM

50 yaş üstü kişilerde yapılan ‘sağlıklı yaşlanma’ anketinde, bu kişiler evcil hayvanların hayatlarındaki varlığı sonrası, daha az stres, daha iyi bir yaşama sevinci, daha fazla sosyallik.

O halde evcil hayvanların ruh sağlığımıza etkilerinin 5 sonucunu ileteyim:

İŞLE İLGİLİ STRESİ AZALTIYORLAR:

Yazının Devamını Oku