Serhat Demirel

Kedim beni hatırlıyor mu

24 Aralık 2022
Kısa ya da uzun bir süreliğine evden uzaklaştınız, kedinizin gündelik ihtiyaçlarını karşılaması, onun bakımını yapması için bir arkadaşınız ya da tanıdığınızdan yardım istediniz. Bu süre sona erince eve dönüş yolunda siz de kedinizin size nasıl tepki vereceğini merak ediyor musunuz? Küskün mü davranacak yoksa olanları yaşanmamış mı sayacak? Ya da zaten bütün bunlar onun hiç umurunda değil mi? Esasında onun üzülmemiş olmasını dilemek açısından, bunları hiç umursamamış olması en doğru senaryo. Ama o zaman aramızda kurduğumuzu sandığımız bağ ne olacak? Boşuna mı yaşandı her şey yani?

Şanlı biliminsanlarımız bu konuya da el atmışlar neyse ki.

Behavior Vets of NYC’den Mary Molloy diyor ki kedilerin bizi çağrışımsal hafıza ve duyuları aracılığıyla hatırladığına inanmak için güçlü nedenlerimiz mevcut. Kritik konu kısa süreli ve uzun süreli hafıza farkı. Yani kediler deneyimlerini kısa süreli ya da uzun süreli hafızasına kaydediyor ve buna göre insanları hatırlıyor ya da hatırlamıyor.

KEDİLERDE İKİ FARKLI HAFIZA TÜRÜ VAR

Mesela, evinize gelen ancak kedileri sevmediği için kedilerle etkileşime girmeyen birisini kediniz hatırlamayabilir. Kısa süreli hafızası bu deneyimi gözardı eder. Ancak kediler yaşamlarını direkt etkileyen konulardaki deneyimleri uzun süreli hafızalarına kaydediyorlar ve buna göre davranışları da etkileniyor. Molloy, “Uzun süreli hafızada depolanan şeyler muhtemelen kedinin ihtiyaçlarının karşılanmasını doğrudan etkileyen şeylerdir. Mesela yemek, sıcaklık, fiziksel rahatlık... Çünkü bunlar hayatta kalmalarını etkiler” diyor.

O zaman kedimizin bizi hatırlaması için ne yapacağımızı tahmin etmek zor değil. Molloy’dan alalım yine reçeteyi: “Kedilerin öğrenmesinin büyük bir kısmı çağrışımsal olduğundan ve kediler bu çağrışımları hatırladığından, kedinizle onlara herhangi bir şekilde zevk veren ne kadar çok şey yaparsanız, sizinle olan olumlu ilişkinin o kadar güçlü hale gelmesi mümkündür. Ve bu sayede o kadar çok hatırlanırsınız.”

İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE

Son

Yazının Devamını Oku

Aşıyla kedi alerjisine son

17 Aralık 2022
Şanlı İsviçreli biliminsanları son çalışmalarında kedi alerjisi olanlar için ümit verici bir sonuç elde ettiler. The Journal of Allergy and Clinical Immunology dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, HypoPet kurumundaki araştırmacılar, kedilere uygulanan bir aşıyla, kedilerin insanlarda yarattığı alerjik etkileri azalttı. Bilimsel konuşalım, araştırmacılar, kedilerde en yaygın alerjen olan Fel d 1’in neden olduğu insandaki kedi alerjilerini tedavi etmek için kedileri Fel d 1’e karşı aşılayarak yeni bir yol buldu.

İnsanların yaklaşık yüzde 10’unun kedilere karşı alerjisinin olması ve kedilere karşı hassaslaşan çocukların astıma yakalanma oranının yüksek olduğu göz önüne alınırsa, bu durum önemli bir adım olarak görülebilir. Aynı zamanda, kedi alerjisi ortaya çıkınca sahiplendiği kediyi terk eden ya da barınaklara bırakan insanların da bunu yapmalarının önüne geçilebilecek. HypoCat aşısının 2024 yılına kadar ABD’de satışa sunulması bekleniyor.

HAVAİ FİŞEK ARAŞTIRMASI

İNSANOĞLUNUN bitmeyen havai fişek tutkusu, insanlar harici her canlı türü için rahatsızlık yaratıyor. Bu konuda kritik bir araştırma gerçekleştirilecek. Havai fişek atışının yoğun olacağı 31 Aralık gecesini belirleyen araştırmacılar, söz konusu tarihte insanların bu eğlencesinin köpekler üzerindeki etkisini gözlemleyecek. Salford Üniversitesi ve hayır kurumu Dog Trust işbirliğiyle yapılacak araştırmada görevli olan Dr. Zuzanna Podwinska, bu alanda şaşırtıcı derecede az bilgi veya araştırma olduğunu açıklarken, çalışmanın hayati öneme sahip olduğunu söyledi. Podwinska, “Bu araştırmayla, köpek davranışları ve havai fişekler arasındaki ilişkinin yanı sıra, köpek sahiplerinin havai fişek seslerini önlemek için kullandıkları yöntemlerin derinlemesine incelenmesi sağlanacak. Sonuçları merakla bekliyoruz. İnsanların havai fişekleri kullanmayı bırakacakları yok, bari araştırmayla bu seslerden diğer canlıları nasıl koruruz, onu öğrenelim.” dedi.

İNGİLTERE’YE ‘TRANSFER’ OLDU

SAHADA futbolcuların yarattığı heyecan ve yüksek mücadele haricinde ‘güzel’ diyebileceğimiz olayların yaşanmadığı Katar’dan iyi bir haber geldi. Turnuva yolculuğu Fransa karşısında 2-1’lik mağlubiyetle sona eren İngiltere’de, takımın iki oyuncusu ve Manchester City’de forma giyen yakın arkadaşlar Kyle Walker ile John Stones, kamp yaptıkları otelde karşılaştıkları sokak kedisini sahiplendiler. Stones’un Dave adını verdiği kedi, İngiltere’nin kamp yaptığı günden itibaren her gün futbolcuların yanına gelip yemeklerini paylaşmış. Dave, 4 aylık karantina süresinden sonra İngiltere’de futbolcularla beraber yaşayacak.

Yazının Devamını Oku

Köpeklerde grip salgınına dikkat

10 Aralık 2022
Koronavirüs tedbirleriyle yaşarken hepimizde maske vardı ve birbirimize “Ne zamandır grip olmuyoruz” şeklinde, gerçekliğine şaşırdığımız cümleler söylüyorduk. Şimdi artık ne zamandır COVID-19 tedbirlerini çok dikkatli olanlar dışında uygulayanlar kalmadı. Haliyle grip sezonunda birbirimize kolayca hastalık bulaştırır olduk.

Grip salgını tıpkı insanlardaki gibi köpeklerde de meydana gelebiliyor, uzmanlar da bu konuda uyarıyor. Öksürük, ateş, burun akıntısı gibi semptomlar köpeklerde de grip sonrası ortaya çıkan semptomlar. Virüs hava yoluyla bulaşıyor. Doğrudan temas, havlama ya da öksürmenin yanı sıra burun akıntısı, kulübe-tasma gibi kirlenmiş yüzeyler yoluyla da bulaşıcı olabiliyor. Bu virüs insanları enfekte etmiyor ama köpekler için etkileri biraz zorlayıcı olabiliyor.

Uzmanlar, köpeğinizin diğer köpeklerle temas ettiği dönemi takip eden 3 ila 5 gün sonrasında öksürme, uyuşuklaşma, solunum zorluğu gibi belirtiler göstermesi halinde veterinere başvurmanız gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Enfekte olan köpeklerin çoğu, veterinerlerin reçete ettiği antimikrobiyal tedaviler sayesinde 2-3 haftada iyileşiyorlar.

Bu konuya dikkat etmekte fayda var.

 

KEDİLERİN SIRADIŞI KORKULARI

Herkesin korkuları var ama kedilerin bazı korkuları insanlar açısından bakınca çok şaşırtıcı geliyor. Kedilerin korktuğu 7 ilginç şey belirlenmiş. Bana da ilginç geldi ve benzer korkuları gözlemlediğimi farkettim. Aktarayım size, belki sizin kedilerinizde de durum aynıdır.

Yazının Devamını Oku

Yemedik yedirdik

3 Aralık 2022
İnsanların sahiplendiği köpekleri ailelerinden birisi olarak gördüklerinin en önemli kanıtlarından birisi olarak görebileceğimiz bir araştırma var karşımızda.

Britanya merkezli köpek yardım vakfı, Kennel Club Charitable Trust’ın anketine göre köpek sahiplerinin yüzde 58’i geçmişte köpekleri için kişisel fedakârlıklarda bulunmuş. Yüzde 38’iyse hayat pahalılığı krizinin köpeklerini etkilememesi için hayatlarında belirli değişiklikler yaptıklarını söylemişler. Yani bu kitle bir anlamda yememiş yedirmiş, giymemiş giydirmiş. Ankete katılan köpek sahipleri, köpek maması alabilmek için yemeksiz kalabilmeyi, köpeklerinin ısınması için daha yüksek faturalar ödemeyi göze aldıklarını belirtiyor.

Ankete katılanların yüzde 69’u, köpek sahibi olmaları sayesinde çocuklarının hayat pahalılığı kriziyle zihinsel olarak daha kolay başa çıktıklarını ifade ediyor. İnsanların, köpeklerin karşılıksız sevgisine cevap verebilmek için dünyanın bir yerlerinde çaba harcıyor olması çok güzel.

Söz konusu köpekler olunca maalesef merhamet bu topraklara uğramıyor. Tarihimizde çok sayıda örnek var. Bir tanesini hatırlatayım. Bu geçmişten ders alalım ne olur. 1910 yılında Fransız karikatürist Sem, İstanbul’a gelir, sokaklarda hiç köpek olmadığını fark edince sorup soruşturur ve “iyi bir önlem” neticesinde bir alanda toplandıkları bilgisini edinir. Ama şüphe duyar ve olayın peşine düşer. 12 Temmuz 1910’da Hayırsız Ada’ya yol alan tekneden gördüklerine dair yazdıklarının bir kısmı şöyledir: “Kalabalık bir grup kumsalda itişip kakışıyordu, suya erişmek için birbirlerinin üstüne biniyor, güneşten kavrulmuş, ateşler içindeki uzuvlarını serinletmek için suya erişmeye çalışıyorlardı. Çoğu denizde çırpınarak yüzüyor, su üzerinde dört bir yana dağılmış leşlerden parça kapmaya çalışıyordu (...) Uzaklarda adaya doğru yol alan küçük bir vapur gördük. Arkasında, üzerleri kafeslerle dolu iki romörk çekiyordu. İstanbul’dan bu aç köpeklere ‘taze köpek’ götürüyordu besbelli.”

Böyle bir manzaraya Konya’da tanık olduk. Sosyal medya kanallarının elverdiği ölçüde ülkenin her yanından benzer şiddet olaylarını görüyoruz. “Biz ne zaman bu kadar kötü olduk” diye sormayacağım, soruyu değiştirmek istiyorum: Artık iyi insanlar olmanın zamanı gelmedi mi?

 

Yazının Devamını Oku

Buzlanma için dökülen tuza dikkat

12 Kasım 2022
Kış kapıda beklerken ve kar yağışı için tarihler verilmeye başlamışken, hep gündemimizde olmayan bu konu hakkında farkındalık yaratmak önemli.

Kış şartları, ülke genelinde uzun süre gündem oluşturmuyor ama bu konuda dünyadaki örnekler bize yol gösterebilir. Kanada’nın British Columbia bölgesinde kış öncesi yolların buzlanmasını engellemek için kullanılan tuzun, kedi ve köpekler için olası zararları hakkında uzmanlar uyarıda bulunuyorlar. Bizim için de kritik olan bu konu için BC Veteriner Hekimler Derneği’nin üyelerinden Dr. Ko Arman, yol tuzunun tehlikeli olabileceğini belirtirken, “İyi haber şu ki, evcil hayvanların sistemik semptomlara neden olacak kadar tuz yutması nadir görülen bir durumdur, ancak yine de bu konuda farkındalığı korumak önemlidir” diyor.

Peki ne yapmalı? Yolların tuzlandığı bu dönemlerde pati ve ağız kontrolü yapılmalı. Sıradışı bir durum sezilirse veterinere başvurulmalı. Evcil hayvanların yol tuzu yutmasını önlemek için dışarıdan geldikten sonra evcil hayvanlarınızın pati ve karın tüylerini temizlemek ve kurulamak öneriliyor. Ayrıca eğer yapabiliyorsanız, küçük patikler giydirip dışarı çıkarmanız koruma sağlayabilir. Kış o kadar zor geçmese bile bunları bilmek önemli diye düşünüyorum.

CİNSİYETSİZ KEDİ

İngiltere, Sunderland’e yakın Gateshead bölgesinde bulunan bir kedi dünyayı şaşırttı. Hayır, herhangi bir yeteneği vesilesiyle değil. Durum başka. Sokakta bulunan ve Gateshead’deki Cats Protection adlı barınağa götürülen kedi dişi zannediliyordu. Hope, Türkçesi Umut, adı verilen kedinin cinsiyetsiz olduğu ortaya çıktı. Hope, böylelikle evsiz bir hayvan yardım kuruluşunda veterinerler tarafından görülen ve ne erkek ne de dişi olan ilk yavru kedi olarak kayıtlara geçti. Hope’un iç ya da dış cinsiyet organlarının olmadığı belirlenirken, bu durumun ne kadar nadir görüldüğünü şöyle anlayabiliriz: Bu durum için yaygın kullanılan bir terim yok. Uzmanlara göre cinsiyetsizlik hali, 15 haftalık bir kedi olan Hope’un hayatına olumsuz bir etki yapmıyor.

İZLEME TAVSİYESİ: BİR KÖPEK NASIL EĞİTİLİR

Yazının Devamını Oku

Bana köpeğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim

5 Kasım 2022
İlginç araştırmalar serimizin bu haftaki konuğu The Kennel adlı köpek kulübü. 16 köpek cinsini belirlemişler, bu köpekleri sahiplenenlere de bir anket sunmuşlar. 1500 köpek sahibinin katıldığı anketin sonuçları ilginç. Çünkü ortaya çıkmış ki, aynı köpek cinsini sahiplenen insanlar benzer özellikler gösteriyor ve tahmin edilenin ötesinde ortak yönleri var. Mesela Jack Russel sahiplenenler daha sadık kişiler olarak belirlenirken, Cocker Spaniel sahiplenenler meraklı ve ailelerine bağlı olarak nitelendirilmiş.

Golden Retriever sahiplenenlerin duygusal anlamda stabil bireyler olmakla kalmadıkları, pozitif ve mutlu oldukları bildirilmiş. Golden Retriever etkisi diyelim buna. Border Terrier sahipleri de çekici, dinamik ve hayat doluymuş. Araştırmayı yapan kurumun yetkilisi, birinin köpeğine bakarak o insan hakkında pek çok çıkarımda bulunabileceğini söylüyor.

Ankete katılanların yüzde 63’ü, sahiplendiği köpeği görünüşüne göre ya da kalbinin sesine güvenerek seçtiğini belirtirken, bu kişilerin yüzde 50’si köpeklerine ihtiyaç duydukları her şeyi sunamayacaklarını aktarmış.

Bir köpeği sahiplenmeden önce onun cinsini her yönüyle araştırdığını söyleyen kişilerin yüzde 88’i, ortaya çıkan eşleşmenin, kişilik ve yaşam tarzları için mükemmel olduğunu düşünüyor.

Köpekler için insanın en iyi dostu olduğu söylenir zaten. Demek ki biz de onları tanımaya başlıyoruz yavaş yavaş

KÖPEKLERİ KURTAR DÜNYAYI KURTAR

Bu

Yazının Devamını Oku

Kedimizi nasıl eğitiriz

15 Ekim 2022
Başlıktaki soru bir kediyle hayatını paylaşan çoğu kişinin aklına gelmez. Aklına gelse de zaten “Kediler eğitilmezdir” düsturunu tecrübeyle sabit şekilde benimsedikleri için eğitim olayına mesafeli dururlar. Ama uzmanlara göre, köpekler gibi kedilerin de insanlarla aynı ortamda yaşamak için desteğe ihtiyaçları varmış.

Köpeklere nazaran kedilerin insanlarla tarihsel ilişkileri farklı. Kediler, insanlarla işbirliği yapma, iletişim kurma, çobanlık, avcılık veya bekçilik görevleri için yetiştirilmediler. Ama araştırmalara göre kedilerin de bizim işaretlerimizi anlayıp köpeklerin yaptığına benzer görevleri yerine getirebilecekleri ortaya çıkıyor.

Peki neler yapmak lazım? Uzmanların uyarılarını derledim, ileteyim.

Bağırmak, sert davranmak ya da bazen su spreyi kullanmak gibi cezalar kedilerde strese yol açabildiğinden, olumsuz değil olumlu duygu ve davranışlarla ilerlemek gerekiyormuş.

Ancak uzmanlar şunu çok sık söylüyorlar: Kediler kendilerini rahat hissetmiyorlarsa dikkatini size vermekte zorlanırlar. Eğitim için öncelikle huzur şart. Diyelim ki kedinizi taşıyıcı çantaya alıştırmaya çalışıyorsunuz, uygulamanız gereken 5 adım şöyle:

1- Onu bir battaniyenin üzerine çekin: Bunu yaparken ödül maması kullanın. Battaniyede kalmasını teşvik etmek için daha fazla ödül maması, okşama, övgüyle ödüllendirin.

2-  Taşıyıcıyı tanıtın: Kediniz birinci adımda ustalaştığında, battaniyeyi kapağı çıkarılmış bir taşıyıcının altına yerleştirin. Aynı ödüllendirme adımlarını tekrarlayın.

3- Ağırdan alın:

Yazının Devamını Oku

Köpeği sevmekle başlar her şey

8 Ekim 2022
İsviçre’de yapılan bir araştırma bir köpeği sevmenin bizi nasıl değiştirdiğini ortaya koymayı amaçlamış. Ve görünüşe göre amacına da ulaşmış. Anlatayım.

Bir odaya aynı ebatlarda bir peluş köpek bir de canlı köpek koymuşlar. Kişilerin peluş ve canlı köpeği severken beyin hareketlerini özellikle frontal korteks adı verilen bölgeyi izlemişler. PLOS One dergisi de Basel Üniversitesi’nin yürüttüğü araştırmayı yayımlamış. Çalışmanın baş yazarı Rahel Marti beynin bu bölgesinin sosyal ve duygusal süreçlerde rol alması nedeniyle bu bölgeye odaklandıklarını belirtiyor. Bu çabanın sebebi de felç, beyin travması gibi durumlarda hayvan destekli terapilerin faydalarını ortaya koymak.

BEYİN UYARILIYOR

Testi şöyle yapmışlar: 19 katılımcıya beyin tarayıcısı takıldı, 3 canlı köpekten birini gözlemleyip etkileşime girmeleri istendi. Köpekler, Jack Russell terrier, goldendoodle ve golden retriever cinsleriydi. Katılımcıların önce odanın diğer ucundan köpekleri izlemelerine, sonra köpeğin yanlarına oturmalarına, en son olarak da köpeği sevmelerine izin verildi. Bu deney ilerleyen tarihlerde de iki kez tekrarlanmış.

Bunu bir de içi köpeğin vücut ısısını temsil etmesi için suyla doldurulmuş peluş hayvanla tekrarladılar.

Sonuçta şu olmuş: Senaryoların her birinde, köpek veya doldurulmuş hayvan yaklaştıkça insanlardaki beyin uyarımı atmış. İnsanların peluş hayvanı severken oluşan beyin uyarımı, canlı hayvanı sevdiğinde daha yüksek düzeye çıkmış.

Araştırma, köpeklerin insanlar üzerindeki olumlu etkisini doğrulayan bir sonuç veriyor bize. Dünyayı köpeklerin kurtaracağı tezimiz için çalışan biliminsanlarına teşekkürler.

Yazının Devamını Oku