*
SURİYELİ ÇOCUKLAR İÇİN: Suriyeli muhaliflere göre, 21 aydır süren içsavaşta ölenleri sayısı 45 bini geçti. Suriyeli çocuklar, Esad’ın ordusu ya da muhaliflerin attığı bombalardan can vermeye devam ediyor.
Bir yandan ekonomik krizle baş etmeye çalışan Batı, öte yanda Noel ve yılbaşı rehavetiyle, dünyanın şu andaki en ciddi sorununu BM ve Arap Temsilcisi Lakhdar Brahimi’nin omuzlarına yüklemiş durumda. Cezayir asıllı Brahimi, başarılı bir diplomat olabilir, ancak bu krizi aşabilmek için ne yetki ne de güce sahip. Dünya yeni ve etkili bir arabulucu bulmalıdır. Rusya, “Esad’a artık gitmelisin” deme cesaretini göstermeli, Suriye muhalefeti de “Rusya özür dilesin, Esad’ı da kınasın” gibi şımarık kaprislerden vazgeçmelidir. Dileğim Suriyeli çocuklar için. Savaş bir an önce sona ersin.
*
AB İLE YARIM ASIR: Türkiye’nin bilinçaltındaki en büyük marazalardan biri Avrupa Birliği’dir. Akdeniz’den Çin’e uzansanız, Göktürk’ü uzaya yollasanız da Avrupa ile hesabını kapatamamış bir Türkiye, eksik kalmış olacaktır.
AB’nin kendi içinde yaşadığı kriz bir yana. Avrupa topluluğu, Türkiye ile kaçamak oynamak yerine, hem vize, hem de tam üyelik konusunda samimi adımlar atmalıdır. Vize meselesi, işadamları ve bazı meslek gruplarına ayrıcalık tanınarak aşılacak bir mesele değildir.
Birincisi, AB, Türk vatandaşlarına vizeyi kaldırmalı, ikincisi ‘ucu açık müzakere’ yerine Türkiye’ye yeni bir yol haritası sunmalı ve olası üyelik için bir tarih telaffuz etmelidir.
Suriye’de, Gazze’de, Irak’ta yaşanan iktidar çekişmelerinde ağır bedel ödeyen minikler, bu kez ABD’de yıllardan bu yana tartışma konusu olan silah merakının kurbanı oldular.
*
ABD’nin Connecticut eyaletinin Newtown kentinde yaşanan 20’si çocuk 26 kişinin öldüğü okul katliamında aslında hem görünen, hem de görünmeyen failler var.
Saldırıya baktığınızda bir numaralı suçlu, silahları alıp bizzat katliamı yapan Adam Lanza isimli 20 yaşındaki bir genç. Adam Lanza, ağabeyi Ryan’a (24) göre, gelişim bozukluğu diye tanımlanan otizmin bir türü olan Asperger sendromundan mustarip bir delikanlı.
‘Zeki, içine kapanık, çekingen ve asabi’ diye özetliyorlar onu tanıyanlar. Ama şimdiye kadar hiç şiddete karışmamış, lakin olay ortaya çıktığında ‘şaşırmadığını’ söyleyenler de var.
*
İslamcılar, şeriatçı rötuş atılmış yeni anayasayı yürürlüğe koymak isterken, liberaller ve azınlık mensupları ise laiklik için bastırıyor. Müslüman Kardeşler kökenli Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ise tansiyonu düşürücü adımlar yerine anayasayı 15 Aralık’ta referanduma götürmeye kararlı.
Ülke ekonomisinin yüzde 30’unu kontrol eden ordunun desteği şimdilik Mursi’den yana. Çünkü yeni anayasada da eskiden olduğu gibi generallere tanınan pek çok imtiyaz korunmuş durumda.
*
SON kriz, aslında Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonunu bitirmesinde başrolü oynayarak kahramanlaştığı bir döneme denk geldi.
22 Kasım’da Mursi, kendisine olağanüstü yetkiler tanıyan gerekirse yargıyı baypas edebilecek bir kararname çıkardı. Bu da “Mursi tek adam oluyor”, “Mursi, yeni firavun” korkusuna yol açtı.
İnsanlar sokaklara döküldü. Çatışmalar çıktı, ölenler oldu. Tanklar sarayı koruma altın aldı. Derken, Mursi bu yetkiden önceki gün geri adım attı. Ancak tartışmalı yeni anayasayı planlandığı gibi halkoyuna götürme inadını ise sürdürdü.
*
YENİ anayasanın niye bu kadar tepki çektiğine gelince. Kararname krizinden önce Mısır Cumhurbaşkanı, İslami kesimin ağırlıkta olduğu komisyona, yeni anayasayı tartışıp geçirmeleri için iki aylık süre tanımıştı.
Söz konusu makalemde İngiltere’de telekulak skandalı sonrasında Yargıç Lord Leveson başkanlığında medya etiğiyle ilgili başlatılan soruşturmayı aktarmıştım.
İşte o soruşturma tam 8 ay sürdü. Sienna Miller’dan, Hugh Grant’e ünlü, ünsüz pek çok paparazzi mağduru ifade verdi. Başbakan Cameron’dan medya baronu Rupert Murdoch’a gazetecilerden akademisyenlere kadar 474 kişi dinlendi.
Ve soruşturmanın sonucu hafta içinde 2 bin sayfalık bir rapor halinde yayınlanınca gayet ilginç bir tartışma çıktı ortaya. Yasal destekli bağımsız bir basın denetleme kurulu olsun mu, olmasın mı?
* * *
İŞİN ilginç yanlarından biri Başbakan David Cameron cephesinde yaşanıyor. Çünkü ‘News of the World Gazetesi’nin haber kaynaklarının telefonlarını dedektiflere dinlettiğinin ortaya çıkmasıyla 168 yıllık gazetenin ipi çekilmişti.
Yok yok, bu sözler günlerdir dizide ölecek mi diye merak edilen Polat Alemdar’ın değil. Dominik Cumhuriyeti’nde yıllarca ülkeyi demir yumrukla yöneten diktatör Rafael Trujillo’ya karşı başkaldıran Mirabal kardeşlerin en büyüğü Patria’ya ait.
‘Kelebekler’ diye anılan Mirabal kız kardeşlerin cesetleri bir uçurumun dibinde bulunduğunda Patria 36, Minerva 34 ve Maria Teresa 24 yaşındaydı.
İşkence gören, hapse giren ama demokrasi ve insan hakları için savaşmaktan vazgeçmeyen ‘Kardeşler’, faşizme karşı verdikleri mücadeleyi hayatlarıyla ödemişti. Tarih 25 Kasım 1960’tı.
* * *
DOMİNİK Cumhuriyeti’ndeki bu olaydan yaklaşık 30 yıl sonra Kanada’nın Montreal kentinde hedef yine kadınlardı. Kadınların mühendis olamayacağına inanan saldırgan, bastığı üniversitede rehinelerini cinsiyetine göre ayırmış, 14 kız öğrenciyi kurşuna dizmişti.
İsrail’in ABD’nin desteğinde geliştirdiği ‘Demir Kubbe’ füze savunma kalkanı da bunlardan biri. İlk aşamada yakın bölgelerden gelebilecek füze tehdidine karşı planlandı. Interceptor denen önleyici füzeler, gelmekte olan tehdidi havada imha ediyor.
Bir sonraki aşama “Davud’un Sapanı”. Bu füze savunma sistemi ise Hizbullah ya da İran gibi daha uzaktaki hasımlardan gelebilecek silah tehdidi karşısında devreye girecek.
*
ZORLU MÜCADELE 12: İsrail ve ABD’nin ortaklaşa yürüttüğü hava savunma yeteneklerinin denendiği tatbikatın adı. Bu savaş oyunlarının en büyüğü ve kapsamlısı, İsrail’in geçen çarşamba günü Hamas’ın askeri lideri Ahmed Caberi’ye yönelik düzenlediği suikasttan bir gün önce tamamlandı.
Tatbikatta Demir Kubbe’nin yanı sıra Patriot-3 bataryaları, bir Aegis kruvazörü, ABD denetimindeki radarlarla, çeşitli senaryolara göre savaş stratejileri test edildi. Üç hafta süren harekâta ABD ve İsrail’den binlerce kişi katıldı.
*
FECR: İran’ın geliştirdiği 75 km uzağı vurabilen orta menzilli füzeler. İsrail’in iddiasına göre Mısır’ın Refah sınırından Gazze’ye açılan kaçakçılık tünelleri sayesinde bu füzeler demonte olarak İran-Sudan-Mısır güzergâhından Gazze’ye kaçırılıyordu.
Yeni ABD başkanları, ocak ayındaki yemin töreninin ardından istisnalar hariç genelde ilk ziyaretlerini müttefik ülke Kanada’ya yapar. 6 Kasım’da yeniden başkan seçilen Obama’nın yeni dönemde ilk ziyaretini nereye yapacağı merak konusuydu.
Başkan Obama, 17-20 Kasım tarihlerinde Myanmar (Burma, Birmanya) ve Tayland’a gidecek, Kamboçya’daki Asya zirvelerine katılacak.
*
ROTA PASİFİK: ABD Yönetimi’nin bu tercihi ne anlama geliyor? Aslında ABD Yönetimi, bir süredir özellikle Çin’e karşılık Asya-Pasifik bölgesinde ağırlığını arttıracağına dair sinyaller yolluyordu. ABD lideri şimdi bizzat dümeni Pasifik’e kırıp koordinat olarak Myanmar’ı veriyor.
Bu ziyaret, Washington’ın 2009 yılından bu yana uyguladığı reforma teşvik programının bir devamı. Çünkü Obama göreve geldiğinden bu yana Myanmar’daki demokratikleşme süreciyle eşgüdümlü olarak ABD’nin ve AB’nin yaptırımları hafifletildi. Son olarak yaz aylarında Obama Yönetimi, Amerikan şirketlerinin bu ülkede enerji yatırımı yapabilmesinin önünü açtı.
*
İLK KREDİ KARTLARI: Coca Cola, PepsiCo, General Electrics gibi şirketler, yıllarca kapalı kutu olan bu ülkede iş yapma niyetlerini çoktan beyan ettiler. Nitekim yerel bankalarla işbirliği anlaşması yapan Mastercard şirketi, bu hafta, bu ülkede ilk kredi kartlarını dağıtıyor. 54.5 milyon nüfusu ve 27 yaş ortalamasıyla genç ve bakir bir pazar Myanmar.
Vücut, enerji bulmak için organlara, kaslara, kemik iliğine saldırır. 52 ve 74 gün arasında ise ölümler başlar. Kurtulsanız bile derin marazalar bırakan nörolojik Wernicke-Korsakoff sendromuna tutsak olursunuz. Yaşadığınız sürece çekersiniz.
*
TÜRKİYE hapishanelerinde PKK desteğinde en az 682 tutuklu ya da hükümlü 54 gündür, taleplerinin karşılanması için açlık grevi yapıyor.
Türkiye Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof.Özdemir Aktan, “Endişemiz, 40’ıncı gün civarında beyinde geri dönüşü olmayan hasarlar meydana geliyor, 60’ncı günden sonra ölümler başlayabilir” diyerek cezaevlerine girebilmek için Adalet Bakanlığı’ndan izin istediklerini belirtiyor.