Mete Tamer Omur

Anadolu’da konuta İzmir yön veriyor

19 Aralık 2013

Gayrimenkül bilgi şirketi Reidin’in verilerine göre son 5 yılda İzmir’deki konut fiyatları yüzde 45 arttı. Bu, İzmir’in gayrimenkulde nasıl bir potansiyel barındırdığının en önemli göstergesi.

CAPİTAL ve Ekonomist dergilerinin önderliğinde düzenlenen ‘Anadolu’da Konuta Yön Verenler’ toplantısının ilki önceki gün İzmir’de yapıldı. Garanti Mortgage ve Häfele’nin de destek verdiği Hilton Oteli’ndeki zirvede, konut sektörünün önde gelen isimleri kentin geleceğini tartıştı. Hem toplantıdaki ortak görüş, hem de son dönemdeki gelişmeler, 10 yıl sonra İzmir’in apayrı bir noktada olacağı yönünde. Bunda kentsel dönüşüm, konuta olan talep ile Çeşme ve Aliağa yönüne büyüme trendleri gibi birçok ateşleyici etmen bulunuyor. Bütün bunları yaparken kentin iyi planlanması en temel istek ve görüş. Umarız İzmir, 10 yıl sonra tüm alt ve üst yapısı planlanmış, yeşil dokunun zengin olduğu, dikey yapıların yanında yatayların da boy gösterdiği planlı bir kent olur. Yoksa, ‘Bu çürük’ deyip yerine yüksek katlı modern gece kondular yapılırsa değişen hiçbir şey olmaz.

KİM NE DEDİ

YASALAR BİRLEŞTİRİLSİN

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentsel dönüşüm, Belediye Yasası ve ‘Ceberut maddeleri var’ dediği 6306 sayılı Riskli Alanlar Kanunu ile sürdürüldüğüne dikkat çekti. Kocaoğlu, “İki başlı yapı olmaz. Biz yolumuza Belediye Yasası ile devam ediyoruz. Burada uzlaşı, gönül rızası var. Vatandaşın hakkını koruyacak enstrümanlara sahip. Zor, uzlaşıyla gidiyor, çok terliyoruz. Ama kimsenin de burnunu kanatmıyoruz. 5306 sayılı yasadan milletin başı çok ağrıyacak. Onun için Belediye Yasası ve Riskli Yapılar Kanunu’nun harc-ü merc edilmeli, aklın ve bilimin, adaletin vücut bulacağı bir kentsel dönüşüm yasa oluşturulmalı. Ben başkan olduğum sürece 5306 sayılı yasayla kentsel dönüşüm yapmayacağım” dedi. Bu görüş aslında İzmir’de hep eleştirilere neden olan ‘Kentsel dönüşüm ağır gidiyor’ için de bir yanıt gibi...

Başkan Kocaoğlu’nun dikkat çektiği bir diğer konu ise kentin planlanması oldu. “60 senede kirlettiğimizi 3 senede temizleyemeyiz” diyen Kocaoğlu, yoğunluk artışı, konutların dizaynı ve kentin manzarasına kadar her şeyin planlanması gerektiğini söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Vapurdan İzmi’´e bakın, görüntü hoş değil. Ama bunlar yıkılıp 5-10 veya 15 katlı apartmanlar yapılırsa da bundan iyi olmayacak” diye konuştu. Yani modern gece kondular...

Kocaoğlu’nun en etkili sözü ise, “İzmir’i önümüzdeki 10 yıl içinde kimse durduramaz. Bu kent, üzerindeki durağanlığı attı. Çark dönmeye başladı” oldu. Evet, İzmir’de çark dönüyor ve duracak gibi de değil...

Yazının Devamını Oku

Başarının PERDESİNİ şambaliyle açtı

15 Aralık 2013

Perde, duvar kağıdı ve döşemelik kumaş sektörünün güçlü firmalarından İzmirli Degrape, şimdi de gözünü yurtdışına çevirdi. Hedefte Avrupa’ya koleksiyon satmak var.

Küçük yaşlarda kendini çalışma hayatının içinde buldu. Ortaokul son sınıfta okurken babası hastalandı. Aile bütçesine katkı için okulu bıraktı. İşportacılık yaptı. Akşamları kahvehanelerde annesinin yaptığı şambalileri sattı. 1982’de ise bir perdecinin yanında işe girdi. Askere gidene kadar gece gündüz iş peşinde koşturdu. Asker dönüşü önce Tatarlar, sonra Sezer Mefruşat ve en sonunda da Visage şirketlerinde çalıştı. Perdecilik mesleğinin tüm aşamalarından geçerek kendini yetiştiren Mehmet Gürel, 1998’de ise düğününde takılan takıları sermaye yaptı ve kendi işinin patronu oldu. 40 metrekarede başlayan öyküsüne, Alsancak ve Bostanlı mağazalarının yanı sıra MTK Sitesi’nde açtığı bin 600 metrekarelik ‘Degrape Depo’ ile devam ediyor. Editör firma unvanlı Degrape’nin hedefi ise Avrupa’ya koleksiyon satmak.
Mesleğe tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndaki bir perdecinin yanında başlayan Mehmet Gürel, meslekteki tüm aşamalarından geçerek kendini yetiştiren biri. O dönemde hem satış, hem montaj, hem de kesim işlemlerini yapan Gürel anlatıyor:

Gündüz perde gece şambali
“Ortaokulda okurken babam sara hastalığı geçirdi. Kemeraltı’nda 25 yıl çalıştığı firmadan ayrılmak zorunda kaldı. Maddi anlamda büyük sıkıntıya girdik. O sıralar 3 katlı bir ev yaptırıyorduk. Sıvaları yapılmadan, doğramaları takılmadan tuğladan eve taşındık. Ben de mecburen aileme destek olmak için okulu bırakıp çalışmaya başladım. Kemeraltı’nda işportacılık yaptım. Orada satış yaparken babamın bir akrabasının yönlendirmesiyle de perdecide işe başladım. Akşamları da Bayraklı’daki kahvehanelerde dolaşıp, annemin yaptığı şambalileri satım. Tüm günüm çalışmakla geçiyordu.”
Uzun yıllar farklı firmalarda deneyimini artırarak müdürlüğe kadar yükseldiğini ve sonunda kendi işini kurma kararı aldığını anlatan Gürel, düğününde takılan takıları sermaye yapar. 1998’de kendi mağazasını açan Gürel, yanında çalıştırdığı personelin maaşını ödeyemediği için onu da ortak yaptığını söylüyor.

Kırılma noktası zengin müşterini sözü

Yazının Devamını Oku

Sosyal yapıya gayrimenkul dokunuşu

12 Aralık 2013

Son 5 yılda İzmir’e bin 500 konut kazandıran ve bunu 3 yıl içinde 3 binin üzerine çıkarmayı hedefleyen Gözde Grubu, 3 ayda bir sürpriz yatırımlar açıklayacak.

BUGÜN, artık gayrimenkul sektörü sadece ekonomik katkısıyla değil, sosyal yapısıyla da önem arz eder oldu... Yani olayı kum, tuğla ve çimento üçgeninde görme devri kapanıyor... Son dönemde İzmir başta olmak üzere Ege’nin birçok noktasında yükselen yapılar, bulundukları noktaların sosyal dokusuna da nüfus etmeye başladı. Bunun en güzel örneklerinden biri de Gözde Grubu...
‘Biz aslında toplum mühendisliği yapmak istiyoruz’ diyen Malatyalı Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Opr. Dr. Kenan Kalı, 5 yıl önce üniversiteyi okuduğu kente yatırım yaparak döndü. Kalı, yatırım yaparken müteahhit olarak değil, bölgenin sosyal ve demografik yapısını değiştirmek amacıyla hareket ettiklerini anlatıyor. Kalı, şöyle devam etti:
“İzmir’de ilk proje yaptığımız noktalardan bir, Bornova Mevlana Mahallesi’ydi. O dönem girilmez bir yerdi. Hatta eskiden Ege Üniversitesi, mahalle ile arasına duvar bile çekmişti. Biz mahallenin ortasına Myvia’yı kondurduk. Biranda bölgenin sosyal yapısı oda değişti. Ayrıca, bizden sonra birçok proje yükselmeye başladı. Gayrimenkul sektörü için önemli bir nokta oldu. Biz kat karşılığı arsa aldığımızda oran yüzde 22’ydi. Şimdi ise yüzde 50 olmuş. Buda gelişimin önemli bir boyutu.”
Daha çok kimsenin inanmadığı noktalarda proje yaptıklarını söyleyen Kalı, yalnızca iyi semtlerde iyi projelerin olmasına karşı. Kalı, “Biz İzmir’in her noktasının iyi olması için emek harcıyoruz. Bu nedenle kimsenin inanmadığı noktalara giriyoruz. Çölde çiçek açtırıyoruz” diyor.

Dayar yiyerek yatırım yaptık
İzmir’in 5 yıl sonra çok farklı bir noktada olacağını söyleyen Kalı, “Bende bu kente inanarak yoluma devam ediyorum. Bürokrasi bizi dövdüğü halde başarılı işlere imza atıyoruz. Dayak yiye yiye buralara geldik. Dışardan gelen bir firmayım ama kente inandığım için yoluma devam ediyorum. Artık kendimi İzmirli olarak görüyorum” şeklinde konuştu.

Yazının Devamını Oku

Bir zamanların ve her zamanın güzel içeceği GAZOZ

8 Aralık 2013

Özellikle 60 ve 70’li yılların bir numaralı içeceği gazozu, son yıllarda Egeli üreticilerin de başı çektiği yerel markalar tekrar canlandırdı.

GAZOZ... Siyah beyaz dünyamızın renkli bir tadıydı. Özellikle 60 ve 70’li yıllarda yaşayanlar için birçok anı… Çay bahçesinde pipetle köpürtüp, leblebi eşliğinde içildi. Kimi zaman mahalle arasında onu yudumlamak adına top koşturduk... Kimi zaman da yazlık sinemada izlenen filmin hararetini aldı, içimizi serinletti... Kapağı bile çocukluk yıllarımızın en büyük oyun aracıydı.

Maden suyuyla gelmiş

Gazoz Türkiye’ye 1890’larda, maden suyuyla girmiş. Osmanlı’da ilk gazoz üretimi ‘Mısırlıoğlu’ markasıyla 1908’de yapılmış. Bu markayı sırasıyla Hasanbey, Neptün, Hürriyet izlemiş. 1923’de Cumhuriyet markalı gazoz piyasaya çıkmış.Devamında Cincibir, Ankara, Elvan, Kocataş, Olimpos, Recep, Şirin Ada, Güven gibi yerel gazoz markaları ortaya çıkmış. Uzun yıllardır yerel kalan ve bazıları yok olan markalar, bugün tekrar atağa geçmiş gib. Burada da Egeli üreticiler dikkat çekiyor. Zincir marketlerin raflarında çok sık rastlanmayan markalar, daha çok çay bahçelerinde ve kıraathanelerde satılıyor. Daha çok toplu satış yapan markalar, küçük marketlerin, bakkalların raflarında da yer buluyor. Gazozun, bugün 290 milyon liralık bir ekonomik büyüklüğü var. Bu hafta birçoğumuzun hatırlarında yeri olan gazoz sektörünü ele aldık.

Sektörün babası

Bugün Türkiye’de 60’a yakın gazoz markası var. Bunların önemli bir kısmı Ege’de. Bunlardan biri de Su-Ga... Eski ismiyle de İmren Gazozu... Su-Ga ya da İmren, İzmir’in en eski gazoz markalarından... Kurucusu ise Nurettin Özertuğrul… Nurettin Amca, bugün yaşayan en eski gazoz üreticisi... 95 yaşında. Nüfusun kağıdında yazan tarih, 1335...

Bu işi babasından öğrenmiş. Osmanlı döneminde, babası ve iki amcası Zülfikar Biraderler ismiyle gazoz üretiyormuş. Nurettin Amca ise bu işe kendi söylemiyle, 1945’te adım atmış... 1960 ve 70’li yıllarda İzmir’de yaklaşık 41 gazoz üreticisi olduğunu anlatan Nurettin Amca, sözlerine şöyle devam ediyor: “O dönem bizim fabrikamızda 120 kişi çalışıyordu. 12 aracım başta İzmir olmak üzere, Ege’nin çeşitli illerine dağıtıma çıkıyordu. Ama rekabet ve zamanın koşullarına ayak uyduramama yüzünden bugün 12 kişiyle yola devam ediyoruz. 24 saat üretim yapardık, şimdi de haftada 2 kez makineleri çalıştırıyoruz. 4-5 bin kasalık bir üretim yapıyoruz. Kıraathane, çay bahçesi gibi yerlere ürün veriyoruz.”

Yazının Devamını Oku

2014’te faizler artar mı?

6 Aralık 2013

Bu sorunun yanıtı önemli. Çünkü bugün özellikle büyük kentlerde satılan her iki konuttan biri krediyle alınıyor. Uzmanlar ise 2014’te faizlerin artacağını düşünüyor.

GAYRİMENKUL sektörü, hareketli bir yıl yaşıyor. Bu hareketliliği, TÜİK’in verilerinde de görmek mümkün. Bu yılın ilk dokuz aylık döneminde Türkiye’de 862 bin konut el değiştirmiş. Bunun yıl sonunda 1 milyona ulaşması bekleniyor. Ege’de ise el değiştiren konut sayısı 132 bin 441.

Bu hareketlilikte hiç kuşkusuz konut kredisindeki faiz oranlarının düşük olmasının büyük payı var. Özellikle büyük şehirlerde satılan iki konuttan biri neredeyse krediyle alınıyor. Yılın ilk dokuz aylık verilerine baktığımızda Ege’de el değiştiren 132 bin konutun, yaklaşık 56 bini krediyle alınmış.

Bu veriler ister istemez, hareketliliğin önemli aktörlerinden ‘konut kredilerinin’ 2014’te nasıl bir seyir izleyeceğini akıllara getiriyor. Hem gayrimenkul, hem de bankacılık sektöründen gelen sinyaller ise konut kredilerinde önümüzdeki yıl artış olacağı yönünde.

Ekonomi yine soğuyacak

Geçtiğimiz gün Finansbank ile Kavuklar Grubu arasında imzalan 56 milyon Euro’luk proje finansmanı prensip anlaşması vardı. İmza törenine Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras da katıldı. Aras, faiz artışlarıyla ilgili önemli bir ipucu verdi. Bu yılın bankacılık, gayrimenkul ve perakende sektörleri açısından nasıl bir yıl olduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aras, ilk 5 aylık süreçte Türkiye’de ekonomik anlamda iyi bir tablonun olduğunu, ancak mayıs sonunda ABD’de faizlerin yükselişiyle beraber finansal dalgalanmanın Türkiye’de de kur ve faizleri yükselttiğini anımsattı. Aras, “Buna rağmen, yılın ilk yarısındaki güçlü performansın ardından, ikinci yarıya ilişkin öncü göstergeler 2013’ün tamamındaki ekonomik büyümenin yüzde 4, hatta daha yüksek seviyelere ulaşabileceğini ortaya koyuyor. 2014’te ise ABD’de para politikasının seyri, küresel likidite koşullarının gidişatı yine önümüzdeki risk faktörü olarak bulunuyor. Bu süreçte Türkiye’nin 2014 büyüme hedefi yüzde 4. Bu oranın yüzde 3,7 gibi olmasını

Yazının Devamını Oku

Çinliler abarttı

1 Aralık 2013

Bugün 40 ülkeye 7 farklı markayla ihracat yapan Eren Balata, Çinlilerin ürünlerini taklit etmesinden dertli. İşi abartan Çinliler, balatanın yanında Eren’in markasını kullanarak oto yedek parçası bile üretti.

ASLINDA pek göz önünde olmayan, ama otomotivdeki en kritik parçaları üretiyorlar. Balata ve motor soğutma hortumları... Üretimde ilk adımı 1959’da dede Recep Eren atar... İzmir Bornova’da 100 metrekarelik bir atölyede önce tekstile, ardından otomotiv sektörüne kauçuk parçaları üreterek yola devam edilir... Zamanla ikinci kuşağın görev aldığı Erenli Kauçuk, bugün BMW motosiklet, Türk Traktör, BRP, JCB, BMC ve Gates gibi birçok dev kuruluşa ürün veriyor. Erenli Kauçuk bünyesinden çıkan Eren Balata da kamyon, otobüs ve hafif ticari araçların yanında, Türkiye’de tren balatası üreten tek üretici unvanına sahip. Önümüzdeki günlerde binek araçlar ve metro balatası için de üretim gündemde.


BMC’nin etkisi var

Erenli Kauçuk ve Eren Balata’nın kuruluş öyküsünü, şirketlerde görev alan üçüncü kuşak temsilcilerinden dinledik.

Yazının Devamını Oku

Konut fiyatları yüzde 14 arttı

28 Kasım 2013

Türkiye’nin önde gelen seri ilan sitelerinden Hurriyetemlak.com’un ekim ayı emlak endeksi açıklandı. İzmir’deki emlak fiyatlarında artış dikkat çekiyor.

TÜRKİYE’nin üçüncü büyük kenti İzmir’de, gayrimenkul sektöründeki hız her geçen gün artıyor. Kentin dört bir yanında şantiye alanını andıran manzara var. Deprem gerçeği, altyapı projeleri, konut hamleleri, kentsel dönüşüm yasası ve gayrimenkule yabancı ilgisinin artması bu hareketliliğin itici güçleri olarak karşımıza çıkıyor.

Bir yanda bu gelişmeler yaşanırken, öte yanda ise bu hareketlilik beraberinde gayrimenkul sektöründe fiyatlara yansımış durumda. Hurriyetemlak.com’un ekim ayı emlak endekisi de bunu yansıtıyor.

Hurriyetemlak.com’un verilerine göre İzmir’deki satılık konutların metrekare ortalama fiyatı bir yılda yüzde 14 artarak bin 611 TL’ye ulaştı. İlde kira ortalaması da yine yüzde 10 artışla 8 lira oldu. Amortisman süresi ise 18 yıl olarak belirlendi.

Ticaride düşüş var

İzmir’de ticari gayrimenkul fiyatlarında ise düşüş dikkat çekiyor. Ortalama metrekare fiyatları bir yılda yüzde 2 azalarak bin 835 TL oldu. Kirada ise yüzde 9 oranında artış yaşandı ve metrekare ortalama kira fiyatı 13 TL oldu. Ticari gayrimenkulde amortisman süresi 12 yıl olarak açıklandı. İzmir’de arazi fiyatları bir yılda yüzde 25 artarak 64 TL’ye ulaştı.

Önümüzdeki yıl bu fiyatların daha da yükseleceği tahmin ediliyor. Konut alma düşüncesinde olanların hızlı hareket etmesinde fayda var.

Yazının Devamını Oku

Hayatla tatlı bir uyum

24 Kasım 2013

İzmirli Metin Saruhanlı, bir dönemin en önemli bisküvi üreticilerinden olan babasının işini devam ettirmek yerine kendi hayallerinin peşinden gitti. Hasatlıklar bile bu hayalini gerçekleştirmesine engel olamadı.

YAŞAMLARININ her anında ‘un, yağ ve şeker’ hep var oldu... Dedesi yaptığı helvalarla adını duyurdu. Baba ise bir dönemin en büyük bisküvi üreticilerindendi. O da hobi olarak başladığı pastacılık öyküsünü bir adım öteye taşıdı... Bu işin anavatanı olarak nitelendirilen Fransa’da eğitim aldı. Ünlü şeflerin yanında çalıştı. Tam kendi işyerini açacakken hasta olduğunu öğrendi... Yaklaşık 5 ay tedavinin ardından hastalığı yendi. Ve bir yıl gecikmeli de olsa İzmir’de hayalini kurduğu Fransız pastanesini açtı. Akorlar arası uyum anlamına gelen Arpege’i açan Metin Saruhanlı, bir kaç yıl içerisinde mağaza sayısını 4’e çıkarmayı hedefliyor.

Arpege’in ortaya çıkış öyküsünü anlatmadan önce Lezzet Bisküvileri’nin kurucusu İbrahim Saruhanlı’yı dinliyoruz. ‘Gıda işinde üç kuşaktır varız’ diyen İbrahim Saruhanlı, babasının helva imalatıyla sektöre adım attığını, 1961’de ise bunun bir adım ileriye taşınarak bisküvi üretimi ile yola devam edildiğini anlatıyor.

Helva, bisküvi, şimdi de pastane
Lezzet Bisküvileri, Tepecik’te 250 metrekare bir dükkanda kurulmuş, daha sonra Çambidi’ne oradan da zaman içinde daha büyük tesisi olan Kemalpaşa’da üretimini faaliyetlerini sürdürmüş. Günlük 3-5 tonla başlayan üretim, zamanla 150 tona çıkmış. İç piyasanın yanı sıra Amerika, Kanada, Romanya, Rusya ve Afrika gibi birçok ülkeye ihracat yapılmış. Zamanında bin kişiye iş imkanı sunmuş. Hatta Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın En çok İstihdam Sağlayan Kurumları sıralamasında 2008’de birinci olmuş. Ama sektördeki rekabet koşullarına dayanamayan Lezzet Bisküvileri, bu yıl içinde üretimine son verdi. İbrahim Saruhanlı, ‘Her canlı gibi biz de doğduk, büyüdük ve kapandık. Bu son, yeni ve güzel bir doğumla sonuçlandı. Bizde birinci kuşak helvacıydı. Ben bisküvi ile yoluma devam ettim. Şimdi üçüncü kuşak temsilcimiz pastaneyle gıda yolculuğuna çıktı. Endüstriyel olarak başlayan öykümüz, şimdi butik üretime döndü. Bayrağı benden devralan oğlum Metin, gıdanın başka bir dalında yola devam ediyor. Bizim hayatımızda ‘un, yağ ve şeker’ hep vardı. Bu üçlüye şekil verip, lezzetlendirip, tüketiciye ulaştırıyoruz. Yolumuza bu üçgende devam ediyoruz. Arpege’de çok butik bir iş yapılıyor. Ama Türkiye standartlarının üzerinde bir üretim söz konusu. Ben emekli oldum. Ama bütün deneyimlerimi Metin ile paylaşıyorum” diyor.

Hobisini işe çevirdi

Yazının Devamını Oku