Mete Tamer Omur

Konutta marka dönemi başlıyor

21 Kasım 2013

Her geçen gün yeni bir projenin yükseldiği gayrimenkul sektöründe artık loksayonun yerini üretici firmanın kim olduğu almaya başladı.

YILLARDIR konut alacaklar, “Metroya, dolmuşa ya da markete yakın mı?” sorularıyla tercihlerine yön veriyor. Bu tercih hem lüks, hem de orta ölçekli projeler için de geçerli. Yani lokasyon konut alımında bir numaralı tercih nedeni. Ama son dönemde ardı ardında yükselen projelerle birlikte artık bu durum değişmeye başladı. Artık lokasyonun yanında, “Bu projeyi hangi firma yaptı?” sorusu da tercihlerde etkili olmaya başladı. Yani bundan sonra lokasyon değil, konutta marka dönemi başlıyor.

Yaklaşık 20 yıl Fransa başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde önemli inşaat ve taahhüt işlerine imza atan ve 2004’te İzmir’de yatırım yapmaya karar veren Gençler Yapı da kente markalı konut projeleri konusunda adından söz ettirmeye başladı.

Kendilerini ‘villa uzmanı’ olarak nitelendiren Gençler Yapı ortaklarından Rüstem Cam, tüketicinin konut alma konusunda önceliklerini değerlendirdi. Cam, “Bugüne kadar hep lokasyon odaklı istekler tercihlere yön verdi. Ama şimdi bu değişmeye başladı. Artık ‘Narlıdere’den ev aldım’ söyleminin yerini, ‘X firmadan konut aldım’ ifadesi alır oldu. Tüketici artık bilinçleniyor. Biri çıkıp, ‘Ben en iyisiyim’ diyor. Projeyi inceliyorsun, altyapı yok, teknolojinin ‘T’si bulunmuyor. 30-40 yıl önceki teknik ne ise hala onunla konut üretiyor. Lokasyonu iyi olduğu için ona inanan tüketici, yalıtımsız bir evde oturmaya başlıyor. Sonra, enerjiye ciddi para ödüyor. Yoldan geçen araçlar sanki evin içinden geçiyormuş hissine kapılıyor. Bunun gibi birçok negatif durumla karşılaşıyor. Ama artık bu devir bitiyor. Lokasyon değil, marka satmaya başladı. Tüketici lokasyona değil, üretici firmaya bakıyor artık. Avrupa’da iş yaptığımızda tüketici, bizimle iş yapmak için 6-7 ay, hatta bir yıl sıra bekliyordu. Lokasyona güvenerek yüksek
fiyatlar çıkaranların içinin boş olduğu artık iyice ortaya çıktı” dedi.

Fransa’dan işçi getirdi

Bugün müşterisine kusursuz ev sunmak için birçok şeyi kendi bünyesinde çözen Gençler Yapı, Türkiye’de kalifiye eleman bulma noktasında yaşadığı sıkıntıyı, Fransa’dan işçi getirerek çözmüş. Rüstem Cam, şöyle konuştu: “5 işçimizi İzmir’e getirdik. Tersine göç başlattık. Çünkü burada taşeronla çalıştığınızda ciddi sıkıntılar doğuyor. İş tahmin ettiğinizden çok daha pahalıya mal oluyor. Üstüne de prestijiniz zarar görüyor. Bizde bunun için birçok şeyi bünyemizde çözüyoruz. Hatta, pencere doğramalarımızı da kendimiz üretmeye başladık.”

Yazının Devamını Oku

Kasım ayı kampanya ayı

14 Kasım 2013

İZMİR gayrimenkul sektörü son dönemde ciddi hareketlilik içinde. Bu durum konut satışlarına da yansımış durumda. TÜİK verilerine göre 2013’ün üçüncü çeyreğinde İzmir’de gayrimenkul satışları yüzde 6.1 artmış. Temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan dönemde 17 bin 940 konut el değiştirmiş.

İzmir’de konut üreten firmalar bu hareketliliğin daha da artması adına hayata geçirdikleri farklı kampanyalarıyla adlarından söz ettiriyor. Aksan Yapı’nın projesi 35. Sokak, ‘Kiranız Bizden’ kampanyasıyla farklı bir seçenekle dikkat çekiyor. Birinci etabında yaşamın başladığı 35.Sokak’ta, ikinci etaptan konut alıp bu keyfi hemen yaşamaya başlamak isteyenler için kaçırılmayacak fırsat sunuluyor.

Kira bizden

“Kiranız Bizden” kampanyasıyla ikinci etaptan konut alanlar, evleri tamamlanana kadar, hayallerindeki mahalle yaşamını birinci etapta oturmaya başlayarak hemen gerçekleştiriyor. Üstelik bir yıl boyunca hem kira, hem kredi ödemeyerek aylık bin 500 TL’ye, yıllık toplam 18 bin TL’ye varan tasarruf sağlıyor. İzmir’in gelişen aksında yer alan, Türkiye’nin uluslar-arası yeşil bina sertifikası BREEAM’e sahip ilk ve tek konut projesi olan 35. Sokak, geleneksel mahalle kültürü ve komşuluk ilişkilerini rahatça sürdürülebilecek bir konseptle inşa edildi.

Kasım sonuna kadar geçerli kampanyada, ayrıca 224 bin TL’den başlayan çok özel fiyatlar bulunuyor. 35. Sokak ikinci etapta konut büyüklükleri 81-272 metrekare arasında değişiklik gösteriyor. Toplam 555 konuttan oluşan 35. Sokak, doğası, sosyal donatıları, bahçeli konutları, yalıtım–iklimlendirme özellikleri sayesinde yaz-kış ayrımı olmaksızın her mevsim kullanım için ideal çözüm sunuyor.

Yaşam başlıyor

MAVİŞEHİR Modern projeleri kapsamında 3 yıl içinde 3 projesini de erken teslim ederek daire sahiplerini sevindiren Gergül İnşaat, Mavişehir Modern3’ün anahtar teslimlerini gerçekleştiriyor. ‘Sözde Değil, Özde Anahtar Teslim’ sloganıyla müşteri memnuniyetini ilke edinen Gergül İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Gültekin, başarılarının altında iyi bir ekip çalışmasının yattığını vurguladı. Sadece anahtarları değil, yaşamaya hazır konumda daireleri teslim ettiklerini belirten Gültekin, “Mavişehir Modern projeleri kapsamında 3 yılda 720’den fazla aileyi daire sahibi yaptık. Müşterilerimizin yoğun ilgisi ve memnuniyeti bizim de mutluluğumuzu ve enerjimizi artırıyor. Hep daha iyiye ulaşma çabamızla yaptıklarımızın hep bir adım önüne geçerek müşterilerimizin yaşam kalitesini artırmaya, farkımızı ortaya koymaya ve bildiğiniz, duyduğunuz, deneyimlediğiniz Gergül İnşaat kalitesini yeni ve farklı projeler geliştirerek müşterilerimizle buluşturmaya devam edeceğiz” dedi.

Yazının Devamını Oku

Girişimin fitilini tabelacılık ‘Ateş’ledi

3 Kasım 2013
Türkiye’nin 4’üncü, dünyanın ise 41’inci kule üretisi olan Ateş Çelik, önümüzdeki yıllarda küçük çaplı rüzgar tribünleri de üretmeyi planlıyor.

KENDİ deyimleriyle; ‘Tabelacılık’ yaparak çalışma hayatına adım attılar. 1989’da 2. Sanayi Sitesi’nde, 90 metrekarelik bir batar katta çeşitli sektörlerin tabela işlerini yaptılar. Zamanla işler büyüdü, kabuğuna sığmaz oldu. Tabelacılıkla başlayan ve bugün Türkiye’nin önde gelen açık hava reklamcılığı şirketlerinden Say Reklamı kuran Ercan, Erkan ve Bülent Güldoğan kardeşler, şimdi de rüzgarı karşılarına aldılar. Say Reklam’ın ardından 2008’de kurdukları Ateş Çelik ile Türkiye’nin yüzde 100 sermayeli ilk kule üreticisi unvanını üstlendiler. Güldoğan kardeşlerin gündeminde, küçük çaplı rüzgar tribünü üretmek de var.

Güldoğan kardeşlerin en büyüğü ve aynı zamanda Ateş Çelik’in de Yönetim Kurulu Başkanı olan Ercan Güldoğan ile 1989’da başlayan ve bugün üç şirketle devam eden başarı öyküsünü konuştuk.

Sihirbazlık sandılar

Ercan Güldoğan, önce ilk göz ağrıları Say Reklam’dan söz ediyor: “90 metrekare ile başladığımız Say Reklam, bugün yaklaşık 400 çalışanı ve 40 milyon lira cirosu olan bir şirkete dönüştü. Birçok önemli projeye imza attık. Dışbank’ın Fortis olduğu dönemde bir gecede 205 şubeyi değiştirdik. Sihirbazlık sandılar ama altyapımız hazırdı. 2005’te Dünya Üniversite Yaz Oyunları’na ev sahipliği yapan İzmir’in bütün şehir giydirmesini biz yaptık. Bunun gibi birçok önemli işe imza attık. Hilton’un Türkiye’deki tek tedarikçisiyiz. 3 GSM şirketine aynı anda iş yapan tek firmayız. Say Reklam, zamanla iki firma doğurdu. Bunlardan biri 2011’de kurulan Plaka Mobilya. Banka mobilyası üretiyor. İngiltere ve Fransa’daki HCBS şubelerinin mobilyalarını biz yaptık. Edinemeyeceğimiz referansımız kalmadı.”

500 kişi çalışacak

Say Reklam’ın bünyesinden çıkan bir diğer şirket ise Ateş Çelik... 2008’de kurulan Ateş Çelik’in ilk etapta Say Reklam’ın büyük totem ayaklarını ve çelik yapılarını ürettiğini anlatan Güldoğan, şöyle devam etti: “Kendi ihtiyaçlarımızın yanı sıra enerji sektörünün ihtiyacı olan çelik parçalarını da üretmeye başladık. 2010’da çelik sektöründe rekabet arttı. Biz de, “Rekabeti az, niteliği yüksek bir ürün seçelim’ dedik. Rüzgar tribünlerinin kulelerini üretebilir miyiz konusu ortaya çıktı. 2010’da Çandarlı Liman Bölgesi’ndeki arsayı aldık ve 2011 Haziran’da temel attık. Yakın zamanda da üretime başladık. 190 kişi çalışıyor. Tam kapasite ile çalıştığımızda 400-500 kişiye iş imkanı sunacağız. ”

Güldoğan, tam kapasite çalıştıklarında Türk ekonomisine yılda 40 milyon Euro girdi ve tasarruf sağlayacaklarını belirterek, cari açığa katkı koyacaklarını söylüyor. Güldoğan, “İlk etapta 20-25 milyon Euro ihracat hedefliyoruz. Böylece 60 milyon Euroluk bir katkı söz konusu olacak. 2015 sonunda ise Türkiye’nin en büyük ilk 500 şirketi arasına girmek istiyoruz. Ciro hedefimizde 100 milyon Euro” dedi.

Yazının Devamını Oku

Düşüncesi büfe açmaktı ama şimdi fabrikalar kuruyor

27 Ekim 2013
İzmirli Taykon Çelik, 70 günde montajını tamamladığı Türkiye’nin 4’üncü tam otomatik otoparkında 4 bin 48 adet çelik parçayı, 26 bin 724 somun ve cıvatayla birbirine bağladı.

ASLINDA onun hikayesi, tam bir sıfırdan zirveye yükselişin öyküsü... Küçük yaşlarda aile bütçesine katkı için simit de satmış, çiklet de... Sonra CV’sine garsonluk ve komilik gibi işleri eklemiş. Asker dönüşü, 10 aylık bir Almanya macerası olmuş ama oralarda yapamayıp İzmir’e geri dönmüş. Sanayi yapılarının çatı ve cephe kaplamalarını yapmaya başlamış. Zamanla, ‘Kendi işimi kurayım, bir büfe açayım’ diyerek yeni bir öyküye başlamak istemiş. Ama bir anda kendini, yapısal çelik sektörünün içinde bulmuş. Temeli 2005’te atılan Taykon’u kuran Taner Telcioğlu, bugün dünyanın dört bir yanında fabrikaların, stadyumların, kulelerin ve köprülerin çelik konstrüksiyonunu hem üretiyor hem de montajını yapıyor. Ağırlıklı yurtdışına iş yapan Telcioğlu’nun, İzmir’de son dönemde yaptığı en önemli projelerinden biri de hiç kuşkusuz birçoğumuzun dikkatini çeken Alsancak Hocazade Camisi’nin karşısında kısa zamanda yükselen tam otomatik otopark. Taner Telcioğlu, önümüzdeki günlerde Manisa’da yapılacak olan tam otomatik otoparkın çelik konstrüksiyonunu da yapmaya talip. Yurtdışında ise yakın zamanda JTI’nın Sudan’daki tesislerini İzmirli Dedem Otomasyon’la birlikte yapacak.

Çatısını kaplıyorsak çeliğini de yaparız

Aynı zamanda İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği Başkan Yardımcısı da olan Telcioğlu’nun mücadele ve başarıyla dolu hayatını konuştuk. Taykon Çelik’in kuruluş tarihinin 2005 olduğunu, kendi ticari geçmişinin ise 1999’a dayandığını belirterek söze başlayan Taner Telcioğlu, öykünün devamını ise şöyle anlattı:
“Askerlik öncesi garsonluktan komiliğe kadar birçok iş yaptım. Asker dönüşü ise 10 aylık bir Almanya maceram oldu. Ama oralarda yapamayacağımı anlayınca İzmir’e geri döndüm. Sanayi yapılarının cephe ve çatı kaplamalarını yapan bir ustanın yanında işe başladım. Kısa zamanda işi öğrendim. Yaş belli bir noktaya gelince de kendi işimi kurma düşüncesi ortaya çıktı. Burada da düşüncem, ‘Bir büfe açar, geçimi öyle sağlarım’ şeklindeydi. Ustamdan müsaade istedim, o da birlikte iş yapmayı teklif etti. Kabul ettim ve kısa zamanda güzel işler yapmaya başladık. Daha sonra ustam, ‘Ben olmazsam size kimse iş vermez’ deyince yollarımız ayrıldı. 1999’da Gıda Çarşı’nda küçük bir dükkanda çatı kaplama ve cephe giydirme işini devam ettirdim.

Bu süreçte, ‘Biz çatısını kaplıyorsak, çelik işini de yaparız’ fikri ortaya çıktı. 2005’te iki ortak, Ulukent Sanayi Sitesi’nde yapısal çelik alanında faaliyet göstermeye başladık.”

BU YAPIDA 4 BİN 48 ÇELİK VE ONLARI BİRLEŞTİREN 26 BİN 724 SOMUN-CIVATA VAR

Taner Telcioğlu’nun son dönemde yaptığı en önemli projelerden biri de hiç kuşkusuz Büyükşehir Belediyesi’nin Alsancak’ta yaptırdığı tam otomatik otopark... Şu anda büyük kısmı tamamlanan ve şubatta açılması planlanan otoparkın tüm çelik konstrüksiyon işini ve montajını onun şirketi yapmış. 11 katlı ve 27 metrelik tam otomatik otoparkın kendileriyle ilgili olan kısmı tamamladıklarını söyleyen Telcioğlu, dünyada oldukça yaygın olan sistemle ilgili ilginç bilgileri paylaştı: “Bu otopark Türkiye’nin 4’üncüsü. Üç tane İstanbul’da var ama onlardan da biri çalışmıyor. Şimdi, Manisa’da buranın iki katı yapılacak. Ona da talibiz. Tam otomatik otoparkta 380 ton çelik kullandık. Bu yapı 4 bin 48 çelik parçasının birleşiminden ortaya çıktı. Bu çelik parçalarını da 26 bin 724 cıvata ve somunla birbirine bağladık. Bir yapı gibi olsa da aslında bir makine.”

Yazının Devamını Oku

Yazlık alımında ideal zaman

24 Ekim 2013

Ege’nin önemli turizm bölgelerinden Çeşme, Ayvalık, Kuşadası, Didim ve Bodrum’da sezonun yavaş yavaş sonuna gelindi. Buralardan ikincil konut almayı planlayanlar fırsatı kaçırmasın.

SON yıllarda tatilin lüks olmaktan çıkıp bir ihtiyaç olarak algılanmasıyla birlikte yazlık evlere olan talep arttı. Bir kesim organize turlarla tatile gitmeyi tercih ederken, bir kesim ise Ege’nin tatil yörelerinden ikinci konut edinme yolunu seçiyor. Şimdi ise bu tatil beldeleri sezon dışı döneme girmeye başladı. Hal böyle olunca da yazlık konut almayı planlayanlar için aslında en ideal zaman denilebilir. Türkiye’nin üçüncü büyük metropolü olan İzmir, tatil ve yazlık konutta akla ilk gelen yerlerden. Denize yakınlıkları nedeniyle ikinci konutlarda tercih edilen Bodrum, Didim, Ayvalık, Urla, Çeşme, Kuşadası ve Alaçatı’da öne çıkan projeler bulunuyor. Bunlara ek olarak son dönemde ise Dikili ve Foça’da da hareketlilik dikkat çekiyor.



ÇEŞME, BODRUM, URLA GÖZDE
İkincil konut olarak en gözde bölgelerinden olan Çeşme’de birçok proje bulunuyor. Çeşme’de yeni inşaat olan yazlık konut fiyatları, taşınmazların konumu, denize olan yakınlığı, alan büyüklüğü, malzeme ve işçilik kalitesine bağlı olarak 2 bin 500-6 bin 500 TL/metrekare aralığında seyrediyor. Çeşme ve Bodrum prestijli birçok konut projesinin öne çıktığı ve fiyat aralığının ise oldukça fazla değişkenlik gösterdiği bölgeler olarak görülüyor.

Yazının Devamını Oku

Aydın’da doğdu Avrupalı oluyor

20 Ekim 2013
Sur ve Astaş markalarıyla çelik kapısı sektörünün önde gelen kurumlarından Aydınlı Pekgüzel Şirketler Topluluğu, Avrupa’ya açılıyor.

HER şey 1930’lu yıllarda dede Mehmet Salih Pekgüzel’in sıcak dövme ve demir işine girmesiyle başlar. 1992’de ise Aydınlı Pekgüzel Ailesi’nin üçüncü kuşak temsilcileri, çelik kapı üretimiyle yeni bir başarı öyküsünün ilk adımlarını atar. ‘Astaş’ ve ‘Sur’ markalarıyla çelik kapı üreten Pekgüzel Şirketler Topluluğu, bugün sektörde gerçekleştirdiği pek çok ‘ilk’le adından söz ettiriyor. Cam ve doğaltaş yüzeyli çelik kapı bunlardan sadece birkaçı. Şimdilerde şirketin gündeminde ise Avrupa odaklı büyüme var. Bunun ilk adımı ise yakında atılıyor. Nasıl mı? Bunun iki formülü var. Birincisi, İtalya ya da Almanya’dan bir şirketi satın almak. Diğeri ise, Avrupa’da kendi firmasını kurmak. Çatısı altında ‘Astaş’, ‘Sur’ ve ‘Culina’ markalarının yer aldığı Pekgüzel Şirketler Topluluğu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel’le kuruluş öyküsünü ve yeni hedeflerini konuştuk.
Üç kuşaktır Aydın’da demir çelik sektöründe yer aldıklarını anlatarak söze başlayan Pekgüzel, ilk adımı dedesi Mehmet Salih’in attığını, daha sonra 1950’li yıllarda baba Süleyman Pekgüzel’in sektöre giriş yaptığını söyledi. Yalçın Pekgüzel, şöyle devam etti:

Birçok ilke imza attı
“1970’li yıllarda ise, demir kapı ve pencere üretimine başlandı. 1992’de babamın vefatının ardından yönetime geçtim. O dönem emaye küvet üretimi yapan bir şirketi satın aldık. Oradaki makine parkurunu kullanarak çelik kapı üretimine başladık. O yıllarda Türkiye’de çelik kapı pazarı yeni yeni gelişiyordu. Ağırlıklı olarak ithal ediliyordu. Fiyat olarak da çok pahalıydı. Bizim Türkiye’de ilk çelik kapıyı üretmemizin ardından ithalatçı firmalar piyasadan çekilmeye başladı. Çünkü, biz onların fiyatlarının çok altında piyasaya ürün sunmaya başladık. Astaş’ın yanına daha sonra Sur Çelik Kapı markasını ekledik. Burada daha çok daha üst segment ürünler yapıyoruz. Her iki markamızda da birçok ilke imza attık. Çelik kapı ve sistemlerimiz uluslararası güvenlik ekolü Chiltern Institue tarafından test edildi ve onaylandı. Türkiye’nin yangına karşı dayanımı test edilip, Chiltern International Fire belgesiyle uluslararası tescil alan ilk çelik kapısını ürettik. Dünyada ilk kez depremde otomatik açılan çelik kapı da bize ait.”
Avrupa Patent Ofisi’nden onaylı 18 ürünü bulunan şirketin, Türk Patent Enstitüsü’nden de 20-25 faydalı model patenti bulunuyor. Yine Türk Patent Enstitüsü’nden onaylı 50’ye yakın tasarımı mevcut. Türkiye’nin AR-GE yatırım miktarı ve tasarımcı sayısıyla lider olan Sur Çelik Kapı, dünya ölçeğinde bir profile sahip olma özelliği taşıyor. Bunun en büyük ispatı da Türkiye Patent Ofisi’nde en çok patent ve tasarım başvurusu yapan firma unvanına sahip olması.

Yazının Devamını Oku

Kabak tatlısıyla marka oldu

13 Ekim 2013
Gıda mühendisi olan ve uzun yıllar çeşitli firmalarda çalışan Osman Uysal, Aydın’ın kabak tatlısını pastörize ambalaja koydu. ‘Kabakçızade Aybalım’ markasını yarattı.

ASLEN Ispartalı. Isparta’nın gülü yerine Aydın’ın meşhur kabak tatlısını kendine iş edindi. ‘Bu meşhur tatlıyı nasıl endüstriyel bir ürün haline sokabilirim’ diye kafa yordu ve 2007’de Aydın’da Kabakçızade Aybalım’ı kurdu. 2011’e kadar sürekli ar-ge çalışması yaptı. Daha sonra bu işin tek ürünle yürümeyeceğine karar verdi ve serüvenine yeni sebze tatlıları ekledi. Kabakçızade Aybalım markasını yaratan Osman Uysal, bugün ağırlıklı sebze tatlılarından oluşan 11 ürünüyle Türkiye’nin dört bir yanındaki restoranlarda tüketiciyle buluşuyor. Sebze tatlılarının gizli kahramanı olan Kabakçızade Aybalım markasını yaratan Gıda Mühendisi Osman Uysal ile girişimcilik öyküsünü konuştuk.

Yereli ulusal yaptı

Uysal, kendisi gibi gıda mühendisi olan eşiyle uzun yıllar çeşitli gıda firmalarında çalışır. Bu süreçte Aydın’ın meşhur kabak tatlısını keşfeder. Ama bu tat sadece belirli bir bölgeyle sınırlıdır. Uysal, öykünün devamını şöyle anlatıyor:
“Aydın’ın kabak tatlısını bölgeselden nasıl ulusala taşırız diye düşünmeye başladık. 2007’de ise bu düşünceleri bir şirket çatısı altında topladık. Pazarda olmayanı yapalım istedik. Kabak tatlısını pastörize ederek ambalaja soktuk. Kabakçızade, Aybalım ve Halil Usta olarak üç markanın patentini aldık. Halil Usta çok fazla tatlıyı çağrıştırmadığı için onu kullanmıyoruz. 2007’den 2011’e kadar sürekli ar-ge yaptık. Küçük küçük restoranlara ürünlerimizi verdik. 2011’e geldiğimizde baktık ki bu iş sadece kabak tatlısı ile yürümeyecek. Sebze tatlılarını geliştirmek için kolları sıvadık.”

11 çeşide ulaştı

Sebze tatlılarını geliştirme fikriyle, önce kabak çeşidini artıran Uysal, bu alanda ürün çeşidini birden dörde çıkardı. Aydın kabak tatlısının yanına küp, kıtır ve kıtır dilimi ekledi. Uysal, bununla da yetinmedi. Yine Aydın’ın önemli tarımsal ürünlerinden olan inciri de cevizle buluşturdu. Uysal, “Cevizli incir dolması tatlısını listemize ekledik. Bu olan bir şey değildi, biz geliştirdik. Yeşil ceviz, kırmızı pancar, bebek patlıcan ve ayva tatlılarıyla menümüzü genişlettik. Bugün 11 çeşit tatlımız var. Önümüzdeki günlerde bunlara yenileri de eklenecek. Şeftali ve armut bunlardan bir kaçı” diyor.

Yazının Devamını Oku

Altın günü yerine ticari gayrimenkul

10 Ekim 2013
İş insanlarının yanı sıra ev hanımları da birikimlerini yüksek getirisi olan ticari gayrimenkul alımıyla değerlendirir oldu.

SON yıllarda konut projelerinin yanında yükselen ofisler önemli bir yatırım aracı olmaya başladı. Döviz, altın ve mevduat gibi yatırım araçlarının yaşanan dalgalanma ile birlikte ticari gayrimenkule ilgi artar oldu. Hatta, paralarını altın gününde değerlendiren ev hanımları rotayı yavaş yavaş bu alana çevirmeye başladı. Bugün ticari gayrimenkuller 12-15 yıl gibi bir sürede kendini amorti ediyor. Tabii bir de kira getirisi var.

İstanbul merkezli Selçuklu Holding’in kuruluşlarından Selin Yapı da sektördeki bu hareketten yola çıkarak İzmir’de 2011’de tamamladığı Selçuklu İş Merkezi’nin cazip koşullarla satışa çıkardı. Selin Yapı Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Ataç’la hem İzmir’deki yatırımlarını, hem ticari gayrimenkul sektörünü, hem de kente yatırım planlarını konuştuk.

60 dükkan yer alıyor

Bornova Çamdibi’nde yer alan Selçuklu İş Merkezi’nin 2011’de tamamlandığını ama şu ana kadar pasif bir pazarlama faaliyeti yürüttüklerin anlatan Ataç, şöyle devam etti: “Geçen zaman içinde yüzde 30’luk bir doluluk oldu. Biz de burada faaliyet gösteren firmaları mağdur etmemek adına satış ve pazarlama çalışmalarımıza hız verdik. Toplamda 100 dükkanın yer aldığı iş merkezinde 60’a yakın satılık ofis bulunuyor. 200 metrekarelik brüt alana sahipler. Kapalı otoparkı bulunuyor.”

İzmir 2015’te olabilir

Son dönemde birçok yatırımcının rotasının İzmir’e çevirdiği bir ortamda “Biz herkesten önce geldik” diyen Gökhan Ataç, “İstanbul’da devam eden ve başlayacak olan çok önemli ve büyük projelerimiz mevcut. Her yaptığımız işe ayrı bir özen gösteriyor ve kaliteden ödün vermiyoruz. Bu nedenle daha emin adımlarla ilerliyoruz. Dolayısıyla İzmir’e güçlü girmek için İstanbul’daki operasyonlarımızı tamamlamak istiyoruz. 2015’te gündemimizde İzmir olabilir. Burada da karma bir projeyle yerimizi alabiliriz” bilgisini verdi.

Yazının Devamını Oku