Kanat Atkaya

Dokunmayın patronuma mağdurdur

27 Mayıs 2014
YÜREĞİMİ parçaladın, ciğerimi kebâb ettin ya patron!

Üzüntüden ruhum şişti, balon oldu, uçtu ya patron!
Sorgu sırasında “Meydana gelen kazada en çok biz mağduruz. Bütün yatırımlarımızı güvenlik önlemlerine harcadık” demişsin ya patron...
Bu haksızlığa karşı Birleşmiş Milletler, Hazır Giyim Sanayii Tedarikçileri Birliği, NATO, Zeytinyağlı Yiyemem Aman Örgütü filan nasıl sessiz kalabilir diye isyan ettim.

*

İşte ben o “En çok biz mağduruz” cümleni okudum ya patron...
İşte o an en damardan 200 arabesk şarkısını üst üste dinlemiş gibi oldum, “manyak gibi bişiy” oldum, ne olduğumu bilemedim üzüntümden.
Sana bunu nasıl yaparlar patron!

Yazının Devamını Oku

Madencilik dediğin çoluk çocuk işidir

25 Mayıs 2014
SOMA’daki facianın ardından ilk gelen haberlerde madende 15 yaşındaki bir işçinin de öldüğü belirtiliyordu.

Cemal Yıldız adındaki bu işçi kardeşimizin bir akrabasına dayandırılan haber kısa sürede yalanlandı.
Cemal Yıldız 19 yaşındaydı.
Hoş, o madende 16 yaşındayken çalışmaya başladığı da söylendi sonra ya...
Bakan Taner Yıldız, kameraların karşısında bu habere şöyle isyan etti:
“Böyle bir işçi kardeşimiz burada çalışmıyor. 15 yaşındaki arkadaşımız çalışmıyor. Buna ne sendika ne işveren müsaade eder; ne de kamu müsaade eder. Böyle bir şeyi kesinlikle ama kesinlikle hoş göremeyiz...”
İsyanına devam etti:
“Bu iddiayı ortaya atanlar ispatlamakla mükelleftir. 15 yaşında bir çocuğun burada çalıştığını iddia edenler yalancıdır. 15 yaşında çocuk kim ispat etsinler. Burada 15 yaşında bir çocuk çalıştırıldıysa ben istifa ederim.”

Yazının Devamını Oku

Eşek gibiymişiz kardeşim

23 Mayıs 2014
Hazret twitter'da coşmuş... “Ya bu ülkede eşşek gibi sessizce yaşayacaksınız ya da defolup gideceksiniz!”

'Hazret'in bir ağabeyi bir de koltuğu var.

Ağabey, son yerel seçimde İzmir'i yönetmeye aday olan eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım.

Koltuk, Kızılay İstanbul Şube Başkanlığı.

'Hazret'in adı İlhami Yıldırım.

Kimdir, necidir diye sanal aleme daldım, Hazret'i sordum.

Bir röportaj vermiş kamuyoyunun Adnan Hoca olarak tanıdığı Adnan Oktar'ın televizyon kanalına.

"İnşallah", "Maşallah" tarzı röportajda kendisini "İyilik hizmetkarı" olarak tanımlıyor.

Yazının Devamını Oku

Afşin Elbistan’da cevher ararken rastlayabilecekleriniz

22 Mayıs 2014
HÜRRİYET’in Parlamento Büro Şefi Nuray Babacan, Ankara’nın tüm dehlizlerini bilen, tanıyan deneyimli bir gazetecidir.

Dün, Başbakan’ın salı günü yaptığı grup toplantısının ardından dar kadroyla gerçekleştirdiği Soma toplantısından kulis bilgilerini paylaştı.
Herkesin, -haklı olarak- “Faruk Çelik gidici galiba... Taner Yıldız kalır, kalmasa bile gömleği kalır” noktasına odaklandığı bu haberde Taner Yıldız’ın ağzından aktarılan bir bölüme takıldım.
Taner Yıldız şöyle konuşmuş:
“Cari açığın büyük bölümü enerjiden... Maden ocaklarının kapatılması gibi bir lüksü yok Türkiye’nin. Örneğin Afşin Elbistan’da Türkiye’nin en büyük kömür rezervi var, onu da tamamen çıkarmak zorundayız...”Elbette “Cari açığı dert etme be bakanım, o işi Reza hallediyor” diyecek değilim.
Takıldığım kısım “Afşin Elbistan” oldu.

*

Şili’deki maden kazasından sonra Ömer Dinçer’in “Biz olsak 3 günde kurtarırdık o madencileri” diye böbürlenmesini hatırladım önce.

Yazının Devamını Oku

İzmir’in çevikleri de bir doktora görünmeli

20 Mayıs 2014
SOMA’da iki özel harekâtçı polisin yere indirdiği vatandaşın, Başbakan’ın en genç danışmanına düzenlediği saldırıyı hepimiz biliyoruz!

Yattığı yerden yaptığı hamleyle vücudunu zavallı danışmanın ayacığına denk getirmişti.
Sevgili okurlar, dostlar, aziz Romalılar!
Bu menfur saldırıyı ancak profesyonel eğitimli biri gerçekleştirebilir.

*

Sorarım size (Ya kime soracağım di mi ama?), yere yatmış, elleri kolları tutulmuş normal biri vücudunu yüceler yücesi bir danışmanın ayağına denk getirebilir mi?
Ve bu işi öyle ustaca yapıyor ki, garibim danışmana da frikik hazırlığında Kıristiyanoronaldo havası vermeyi başarıyor.
Kumpasa geliniz!

Yazının Devamını Oku

Gitme Reza, gitme...

18 Mayıs 2014
MEMLEKET tarihinin en büyük travmalarından birini yaşarken, tarifi zor acısıyla başa çıkmaya çalışırken aradan “fırtmış”...

Reza Zarrab’ın yurtdışına çıkış yasağı kaldırılmış...
Vatana, millete, yavru vatan KKTC ve tüm dış temsilciliklere hayırlı olsun!

* * *

Haberi alınca önce içime bir acı salındı, hemen ardından panik atak geldi...
“Gitme Rezaaaaa!” diye höykürdüm.
Ve oturup Reza’ya bir mektup yazmaya karar verdim...

* * *

İkiz yalılarına kurban olduğum Reza bey kardeş...

Yazının Devamını Oku

Anlayamıyorum, öyleyse aptalım!

16 Mayıs 2014
Örgütün adı "Acılı Vatandaş Örgütü" olmalı. "Tekmeci Müşavir"in şıracısı olarak ortaya çıkan Başdanışman "Anlayamazsınız" demiş. Doğru anlayamıyorum. Öyleyse aptalım...

YERDE yatan, iki özel harekat polisi marifetiyle "tutulmuş, indirilmiş" olan "protestocu"yu tekmeleyen kişi Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel çıktı.

Özür dilemeyi bile beceremeyen, "Üzgünüm" demekle bu rezillikten sıyrılabileceğini düşünen müsteşarın "şıracısı" da hemen ortaya çıktı: Başbakan'ın Başdanışmanı ve Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan...

Akdoğan "Anlayamazsınız" dedi.

Hatta durun, Star'daki köşesinde (Bir de Yeni Şafak'ta var ama orada müstear isimle yazıyor) tam olarak şöyle yazdı:

"Olayı ve yaşananları objektif şekilde dünyaya aktarmak yerine tek tek bazı fotoğraf kareleri üzerinden hükümete yönelik büyük bir kalkışma olduğu izlenimi uyandırmaya çalışan medya kuruluşları da aynı sorumsuzluğa ortaktır.

Acılı aileleri dinlemek için halkın içine karışan Başbakan Erdoğan’a bazı örgüt mensuplarının tahrikiyle gerçekleşen münferit tepkiler Başbakanlık ekibine yönelik fiili saldırıya dönüşmüştür. Araçları tekmeleyen ve ekibi linç etmek isteyenlere karşı Yusuf Yerkel’in kendini savunması çok farklı şekilde yansıtılmıştır. Tek bir fotoğraf karesiyle olayın tamamını anlamak mümkün değildir..."

Anlayamadığımız yerlere bir daha bakalım...

Başbakan'ı Soma'da protesto edenler "örgütmensubu" imiş.

Yazının Devamını Oku

Erdoğan ve Engels

15 Mayıs 2014
Başbakan Erdoğan'ın Soma'daki maden faciasını, 100-150 yıllık örneklerle aklamaya çalışmak çabasında "Sakallılardan Friedrich Engels"e ihtiyacı olabilir...

Başbakan Erdoğan'ın "Sakallılardan Engels"e ihtiyacı olabilir...

Kurduğum cümlenin kendisini imha edecek derecede saçma durduğunun farkındayım ama açıklayabilirim sevgili dostlarım...

Soma'daki büyük maden facianın ardından açıklama yaparken tarihte haniyse "Tunç Çağı'nda da ölenler vardı... Cilalı Taş Devri'ni hatırlayınız... Sanayi Devrimi'nin fıtratında var bu ölümler" noktasına kadar inen Erdoğan'a haliyle tepki gösterildi.

İşte "Sakallılardan" Friedrich Engels bu noktada devreye girebilir, hem Erdoğan'ı hem de "söylev ve demeçlerine malzeme taşıyan" ekibe nefes aldırabilir.

Malumunuz, Engels, Karl Marx'la birlikte "Komünist Manifesto"yu kaleme alan kişidir.

1845'te, henüz 25 yaşındayken yayınladığı "İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu" ilk önemli eserleri arasında gösteriliyor.

Engels bu kitabında Sanayi Devrimi sonrasında İngiltere'de yaşanan toplumsal değişimi anlatırken, emekçi sınıfların berbat çalışma ve yaşama koşullarını da detaylarıyla aktarır.

Yazının Devamını Oku