Kuşkusuz iyilik yapmak, başkalarına yardım etmek olumlu bir davranıştır. Toplumun yaralarını sarar, insanların birbirleri hakkında olumlu düşünceler taşımasına yol açar.
Huzur, iyimserlik, barış insanlar arasında çoğalır, yaygınlaşır.
Kıskanmak, imrenmek, ‘bende niye yok” duygularını törpüler; saygıyı artırır.
Gösteriş ve üstünlük duygusuyla yapılmadığı sürece, ihtiyaç sahiplerine yardım, yoksulları gözetmek, onları arayıp bulmak ve yarasına merhem olmak sosyal barışa en önemli katkıdır.
Ama bir de, bunun da üstünde, bunu da aşan bir duygu var ki, yüksek erdem, yüksek karakter ulaşabilir ancak.
‘Diğergamlık.’
Başkalarını kendimize tercih etmek; kendimizi unutarak başkalarının kederlerine, ihtiyaçlarına ortak olmak; başkaları için mücadele etmek; bize verilen bir şeyin başkalarına verilmesini istemek.
Yöneticiler, öğretmenler ve davetliler katıldı bu törene.
Dereceye giren okullara ödülleri verildi.
Toplam Kalite, bir anlayış, bir felsefe, bir yönetim ve yaşama standardıdır.
Okullardaki yansıması ise, eğitim ortamlarının tertip, düzen ve temizliğinden; öğrenci, öğretmen ilişkilerinin düzeyine; yönetimin kişilere gösterdiği duyarlığa kadar bir çok başlığı kapsamaktadır.
Ankara eğitimin her alanında öne çıkan bir kent.
Bu yıl Ankara’daki 2255 okuldan 709’u, “bu yarışta ben de varım” diyerek sürece dahil oldu.
Bir okulun beyaz bayrak alması, beslenme dostu okul seçilmesi, toplam kaliteye müracaat etmesi çok önemlidir.
İlköğretim okullarımız, üç kategoride öğrenci almaya başladı.
Birincisi, çevresinde başka bir okul yoksa, hem ilkokul, hem de ortaokul birinci sınıfa öğrenci alan ilkokul+ortaokullar, tek müdürlük altında eğitimine devam etti.
Ankara’da 221 okulumuz bu şekildedir.
İkincisi, aynı bahçede iki binası bulunan ilköğretim okullarımızın binalarından biri ilkokul, diğeri de ortaokul olarak belirlendi ve ayrı müdürlükler altında, iki ayrı okul oluştu.
Üçüncüsü, birbirine yakın ancak, aynı bahçede olmayan iki okuldan biri ilkokul, diğeri de ortaokul olarak belirlendi.
Bu şekilde oluşan 494 ilkokulumuz, 224 adet de ortaokulumuz var.
Dönüşen okullarımızın tamamında, kademeli geçiş yöntemi belirlenerek, okulların mevcut öğrencilerinin bulundukları okullarında eğitimlerini tamamlamaları amaçlandı.
Dengeli olmaksa, temel direğimiz.
Gayretli, kararlı, çalışkan olmakla, aşırı hırs arasında ince bir çizgi vardır.
Onurlu, dik duruşla; kibirli, egosu şişkinlik arasında da ince bir çizgi vardır.
Alçak gönüllülükle; etkisiz, iradesiz, silik bir kişilik arasındaki inceliği kaçırırız çoğu kez.
Samimiyet ve içtenlikle, laubaliliği; açık sözlülükle, patavatsızlığı da karıştırırız.
Cesaretle aptallık da, birbirine çok yakındır.
Her şey birbirine yakındır.
Kahkahayla, gözyaşı; aşırı sevinçle, aşırı keder birbirine yakındır.
Sorumluluk sahibi, davranış eğitimi almış, kendini geliştirmiş okul müdürlerimiz çok fazla.
Okul müdürlüğü, tartışmasız liderliktir.
Liderlikse meslek değil, bir seçimdir.
Risk üstlenmektir, irade ortaya koymaktır.
Yönetim kabiliyetine, vicdanına, ahlakına emanet edilmiş yüzlerce çocuğun; okuldaki öğretmenlerin, diğer çalışanların ruhunda esen fırtınaları hissetmek ve yön vermektir okul müdürlüğü.
Ve sabretmektir.
Ve empati kurmaktır.
Geçenlerde bir akşam, yeğenim Sevde, kızlarım Merve, Ayşe ve Hicran’la ansızın yola çıktık.
“Haydi, dedelerinize gidiyoruz.” dedim. Hepsi, bir günde hazır oldu.
Yola çıktık. Sekiz saat.
Ömrümün en huzurlu yolculuklarından biri oldu.
Ve belki en çok konuştuğum yolculuklardan biri.
Kızlarım yanımda. Yeğenim, gözümün nuru Sevde yanımda ve ben araba kullanmıyorum da, sanki uçuyorum.
Hayatın fırtınası içinde unuttuğumuz, en önemli şeyleri yaşıyoruz.
MELEK İPEK
Açılışa, programını zorlayarak Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara eğitimine emek veren bir çok arkadaşımız ve davetli katıldı.
İyi bir tören oldu.
Melek İpek, adıyla ‘müsemma’, temiz kalpli, iyilik yapmaktan, birilerinin yarasına merhem olmaktan mutluluk duyan bir anne.
Hepimizin annesi.
Girişimleriyle, Türkiye’nin hemen her yerinde yaptırdığı okullar, yurtlar, camiler var.
Elinden tuttuğu, duasını aldığı insanlar var.
Gün içinde oluşan geçici sıkıntılar, sevinçler, kazanımlar, kayıplar, her ne varsa günden kalan; akşam olunca ve aile teker teker eve sığınınca, ortaya dökülemiyor ve paylaşılarak bir tatlı huzura dönüşemiyorsa, bizde bir eksiklik var demektir.
Aile ile anlamlıdır bu dünya.
Yaşamak, aile ile taçlanır.
Akşamları bir sofrada buluşarak, esprili, sevgi dolu, geleceği kurgulayan bir ailemiz yoksa; günün üzerimize çöken kâbusunu nasıl atlatabiliriz?
Dünyanın en büyük iflasını da yaşasak, en çirkin iftiralara da maruz bırakılsak; ailemiz varsa arkamızda, atlatırız.
Zordur aileyi korumak.
Aile bireylerini bir arada tutmak, aynı duygu düzleminde, aynı duyarlılıklar etrafında toparlamak zordur elbette.