Gila Benmayor

Organik yumurta peşinde Elazığ’a

18 Nisan 2010
ORGANİK merakım epeydir devam ediyor.<br><br>Anadolu yakasında nihayet iki tane organik pazarın açılmış olması benim için son dönemlerin en mutlu olayı.

Organik bakliyat, meyve, sebze derken yumurta ve tavuk da listeye eklendi.
Yumurtada denediğim en son marka olan “Flotty”nin üreticisini yakından tanıyan bir arkadaşım “Organik yumurta çiftliğine gidiyoruz” deyince hiç üşünmeden hayatımda ilk kez Elazığ’ın yolunu tuttum.
Daha ziyade “Öküzgözü” ve “Boğazkere üzümlerinden bildiğim Elazığ, “kabuğunu kırmaya” çalışan şehirlerimizden.
Hemen yanı başındaki Malatya’nın kayısı sayesinde ekonomisini nasıl büyüttüğünü gıptayla izliyor ve kendisine çıkış yolları arıyor.
Bu artık üzümle mi olur? Mermerle mi? Yoksa turizmle mi? Zaman gösterecek.
“Organik yumurtaya” dönersek, bugün Migros, Tansaş, Real, Makro gibi marketlerde bulabileceğiniz “Flotty” markasının üreticisi aynı zamanda Umut Yumurtacılık Şirketi’nin sahibi Cengiz Gülmez.
Bizi Elazığ’daki modern “konvansiyonel” yumurta çiftliğinde ağırlayan Gülmez 30 yıldan beri bu sektörde ve bölgenin en büyüğü.

Yazının Devamını Oku

Sabancı’nın Viyana’daki mesajı neden önemli

16 Nisan 2010
SABANCI Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’nın, Avusturya’nın üst düzey devlet nişanını aldığı tören Viyana’nın gözbebeklerinden Albertina Müzesi’nde.

Törenden önce Güler Sabancı, Sabancı CEO’su Ahmet Dördüncü ve Enerjisa’nın Avusturyalı ortağı Verbund CEO’su Wolfgang Anzengruber’ın Avusturyalı meslektaşlara ortak bir basın toplantısı var.
Basın toplantısına ilgi hayli fazla.
Zira sorulara cevap verecek olan kişilerden biri dünyanın en güçlü kadınlarından biri. Üstelik Avusturya’nın hem politikacısıyla, hem kamuoyuyla AB üyeliğine karşı çıktığı Türkiye’yi temsil ediyor.
Avusturyalı gazeteciler için Güler Sabancı’ya soru yöneltmek bulunmaz bir fırsat. Sorular peş peşe yağıyor.
- Türkiye 10 yıl sonra AB üyesi olacak mı?
- Enerjisa nükleer işine girecek mi?
- Sabancı Holding finansal krizden etkilendi mi?

Yazının Devamını Oku

Boyner’in verimlilik için teknoloji formülü hayal mi?

13 Nisan 2010
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner dün sabah bir televizyon programındaydı.<br><br>Boyner’in özellikle şu sözlerini not aldım.

Bizim için büyüme verimlilik tabanlı olmalı. İş gücünü ve sermayeyi daha fazla verimlilik üzerine kurgulamak gerek. Verimliliğin için teknoloji var. İş gücünün doğru kullanımında eğitim var”.


Şöyle devam ediyor Boyner:

“Biz Türkiye olarak Çin mi olmak istiyoruz? Yoksa Finlandiya mı?  Türkiye’nin birinci lige atması gerek”.


Birinci lige atlamanın olmazsa olmaz koşulu Boyner’in de vurguladığı gibi geniş anlamıyla teknoloji, Ar-Ge gibi şeyler.


Yazının Devamını Oku

Erdal İnönü Kürsüsü ve genç bilim insanları

11 Nisan 2010
ERDAL İnönü en çok genç bilim insanlarıyla sohbeti çok severmiş.<br><br>Sabancı Üniversitesi’nde yeni kurulmuş olan Erdal İnönü Kürsüsü’nün ilk sahibiyle tanıştırıldığımız toplantıda Rektör Profesör Dr. Nihat Berker onunla ilgili anılarını aktarıyor. “Kendisiyle 20’li yaşlarımın sonunda 1975 yılında tanıştım. Karşılaştığımız her seferinde Princeton’daki araştırmalarımı sordu. 2002 yılında kadar hep sordu. Erdal İnönü genç bilim insanlarına değer veren bir fizikçiydi” diyor.
Erdal İnönü Kürsüsü ’nün kurulma amacı genç bilim insanlarının araştırmalarını desteklemek.
Kürsü kurulurken eşi Sevinç İnönü’ye danışılmış.
O da “Kürsünün kariyerinin başındaki genç araştırmacılara verilmesini Erdal Bey de isterdi”  diye onaylamış..
Berker’in deyişiyle, Erdal İnönü “engin bir fizik adamı”.
Özellikle felsefeye çok meraklı.
Ama matematik, bilim tarihi de ilgi duyduğu alanlar.
2002 yılında Sabancı Üniversitesi’ne katılıyor.
Üniversitede kendi tasarladığı yeni bir Bilim Tarihi dersi veriyor.
Genç öğrencileriyle birlikte “bilimsel düşünce tarzı nasıl gelişti” sorusuna cevap arıyor.
KENDİMİ İSTANBUL’DA BULDUM
Dolayısıyla kürsü, fizik, matematik ve bilim tarihi alanlarında beşer yıllık dönemler için gelecek vadeden genç bilim insanlarına verilmek üzere kurulmuş.
Kürsünün ilk 5 yıllık dönemi için “Teorik Yoğun Madde Fiziği” konusu seçilmiş.
Uluslar arası ilanlarla genç bilim insanlarına çağrı yapılmış.
Neticede ODTÜ’de fizik ve matematik alanlarında çifte lisans, fizikte ise yüksek lisans yapan Dr. İnanç Adagideli kürsünün ilk sahibi olmuş.
Sabancı Müzesi’ndeki toplantıda bu genç, pırıl pırıl genç bilim insanıyla tanıştık.
Dr. Adagideli  çalışmalarını Leiden  Üniversitesi,  Delft Teknik Üniversitesi, Lorentz Enstitüsü, British Columbia Üniversitesi gibi yerlerde sürdürmüş.
“Atlantiğin hangi yakasında kalayım diye düşünürken Sabancı Üniversitesi’nden gelen teklifle kendimi İstanbul’da buldum” diyor.
“Erdal Bey ile hiç tanışma fırsatım olmadı ama bir anlamda onun yarattığı ortamda fizik öğrendim” diye ekliyor.
Erdal İnönü Kürsüsü’yle bundan böyle yurtdışındaki genç bilim insanlarımızın önüne yepyeni ufuklar açılıyor.
SEVİNÇ-ERDAL İNÖNÜ VAKFI
Hiç kuşkunuz olmasın Dr. İnanç Adagideli’yi başka genç bilim insanları izleyecektir.
Toplantıda ayaküstü sohbet fırsatı bulduğum Sevinç İnönü’nün mutluluğu yüzünden okunuyor.
Eşinin adını taşıyan kürsü sayesinde genç bilim insanlarının önünün açılmasını görmek az bir şey mi? Sevinç Hanım’ın bir başka mutluluk kaynağı eşiyle birlikte kurdukları “Sevinç ve Erdal Vakfı”nın sürdürdüğü çalışmalar.
Vakıf eğitimin yanısıra benim yıllardan beri yakından izlediğim “Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İncelenmesi” projesini de destekliyor.
Dr. Levent Artüz’ün dar imkânlarla yürüttüğü bu projeyle ilgili Sevinç İnönü “Erdal Bey ile aynı çevreci kaygılarımız vardı. Marmara Denizimiz bir çevre kurbanı olmak üzere. Yakında tamamiyle kaybedeceğiz onu” diyor.
“Sevinç ve Erdal İnönü Vakfı”nın Marmara Denizi’yle ilgili bu çok önemli projesinin Çevre Bakanlığı, TÜBİTAK, İstanbul Belediyesi, üniversiteler gibi birçok kesim tarafından desteklenmesi dilerdim.Özellikle yitirmekte olduğumuz “lüferin” peşinde koştuğumuz bu günlerde. Neticede lüferi yitirmemizin nedeni Marmara Denizi’ni yitirmekte olmamızdan kaynaklanmıyor mu?
Yazının Devamını Oku

Çocuk gelinler meclisin raporunda

9 Nisan 2010
TURİZM ve Devlet eski Bakanı Güldal Akşit’t en mektup var.

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Akşit, mektubuna  “Erken Yaşta Evlilikler” Raporunu iliştirmiş.

Sabancı Vakfı’nın bu yılki hibe yardımlarından birini “çocuk gelinlere” ayırması üzerine medyada çıkan yazılara değinen Akşit “Komisyon Başkanı olarak konu tarafımdan hassasiyetle takip edilmektedir” diyor.

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, “Erken Yaşta Evlilikleri” incelemek üzere yaklaşık bir yıl önce bir alt komisyon oluşturmuş.


Bu komisyonun üyeleri,  akademisyen, STK’lar ve kamu kurumlarının da desteğini alarak “Erken Yaşta Evliliklerin” görüldüğü bölgelere giderek sahada incelemelerde bulunmuş.

Güldal Akşit “ 7 aylık titiz çalışmalardan sonra hazırlanan raporu Fırsat Eşitliği Komisyonu 25 Mart tarihinde oybirliğiyle kabul etti” diyor.

Akşit’in dikkat çektiği gibi, meclis çatısı altında böyle bir çalışma ilk kez yapılıyor.

Yazının Devamını Oku

Borusan Telekom-Vodafone kazan-kazan evliliği oldu

6 Nisan 2010
Borusan Telekom-Vodafone kazan-kazan evliliği olduİŞİN içinde iddialı ve başarılı dört kadın olunca Adana’da bir anaokulunun açılışını gözüm kapalı kabul ettim.<br><br>Kim bu kadınlar?

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Vodafone  Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray,  ilkokul öncesi eğitimde mucizeler yaratan AÇEV (Anne Çocuk Eğitim vakfı) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Göksel ve Türkiye Vodafone Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Rengin Onay.


Kadın CEO oranında dünya liderliğimizi mutlaka onlara da borçluyuz.


Bir yıl 3 ay önce Danone’den Türkiye Vodafone’a geçen Serpil Timuray ile yeni şapkasıyla sohbet imkanım olmamıştı.

İstanbul-Adana uçak yolculuğuna yan yana düşünce telekomünikasyon sektöründeki son gelişmeleri konuştuk.


Yazının Devamını Oku

Ruhr 2010’da iki genç Türk kadını

4 Nisan 2010
ANGELA Merkel onuruna İstanbul Alman Başkonsolosluğu’ndaki konserde karşılaşmış olduğum hoş sürprizden söz etmiştim.

Sürprizin adı var: Aslı Sevindim.

Bu genç Türk kadını, İstanbul ve Macaristan’ın Pecs şehriyle birlikte 2010 Avrupa Kültür Başkenti unvanına sahip Ruhr’un Sanat Direktörü.

Evet yanlış okumadınız.

Ailesi yıllarca önce Eskişehir’den göç etmiş olan Aslı Sevindim, Essen/Ruhr 2010’un Sanat Direktörü.

Merkel’in de konsolosluktaki konuşmasında değindiği gibi Ruhr bölgesi 53 kentiyle birlikte büyük bir değişimin eşiğinde.

Ruhr’un yıllarca kömür ve çelikle kararmış bedeninde şimdi taptaze bir kan akıyor.

Müzeleri, konserleri, festival ve sergileriyle tüm kılcal damarlarını dolduran şey bundan böyle sanat ve kültür.

Aslı Sevindim

Yazının Devamını Oku

Merkel Nabucco’ya neden soğuk?

2 Nisan 2010
ALMANYA Başbakanı Angela Merkel İstanbul’da fırtına gibi esti.<br><br>İstanbul’daki yoğun programının iki bölümüne katılma fırsatını buldum.

İlki Almanya Başkonsolosluğu’nda, Essen/Ruhr ve İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür başkentleri olmaları vesilesiyle şansölye onuruna verilen bir mini konserdi.

İkincisi Çırağan Sarayı’ndaki Türk-Alman İş Forumu.
Alman Başkonsolosluğu’ndaki konsere ve orada karşılaştığım hoş sürprize başka bir yazıda değineceğim.

Türk-Alman İş Forumu’na dönersek, forumdan önce Merkel ile Başbakan Erdoğan yanlarına bazı işadamlarını alarak bir yuvarlak masa toplantısı düzenliyorlar.

Yazının Devamını Oku