Gila Benmayor

Şivan Perver’den ‘Memleketim’

12 Mart 2010
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile birlikte Berlin’e dünyanın en büyük turizm fuarı diye bilinen ITB’nin açılışı için gelmiştik.

Berlin Uluslar arası Turizm Borsası İTB dört gün içinde küresel ekonomik krizde dahi 6 milyar euronun döndüğü bir etkinlik.

Türkiye’nin bu yıl 180’den fazla ülkenin katıldığı fuara “ortak” sıfatıyla katılması başlı başına bir olay.

dDf’in başarılı bir kampanya çalışmasıyla Türkiye afişleriyle donatılmış olan Berlin Türkiye’yi konuşuyor.


Ama Türkiye için bu yıl ayrı bir anlam ifade eden fuara gelmeden önce önemli bir gelişmeye değinmem gerek.


Haber haberi kovalar dedikleri şey bu.

“Sürpriz gelişmenin”

Yazının Devamını Oku

CEO oranında lider, istihdamda sonuncuyuz

9 Mart 2010
DÜNYA Ekonomik Forumu 8 Mart nedeniyle bir rapor yayınlamış.

Kadın durumunda çelişkili tablo

Esasında bu rapor bizi 2009 yılında 134 ülke arasında 129 sıraya yerleştiren “Cinsiyet Uçurumu”  Raporu’nun devam niteliğinde.

Kadının şirketlerdeki konumunu incelemek üzere, 20 ülkede, 16 değişik sanayi kolunda, 600 şirket mercek altına alınmış.

DEF ilk kez kadın çalışanları açısından dünyanın önde gelen şirketlerine projektör tutmuş.


Yazının Devamını Oku

Ermenistan Türk sermayesini bekliyor

7 Mart 2010
TÜRKİYE ile ABD arasında “soykırım tasarısı” nedeniyle kıyametlerin koptuğu bir sırada Ermenistan’dan olaylar farklı bir pencereden görünüyor. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde oynanan tasarıdan ziyade Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi ön planda.
Hem iktidar partisi, hem muhalefet partisi “normalleşmeden” söz ediyor.
Tabii soykırım meselesi “değişmez ve tartışılmaz” bir şey olarak öyle ayrı bir yerde duruyor.
Ermenistan ile Türkiye bu mesele halledilmeden bir uzlaşma noktasına varırlar mı?
Hükümet sözcüsü Şermazanov, Ankara’nın Karabağ koşulunu protokoller sürecini baltalayan bir adım olarak görüyor.
“Yeni sorunlar yaratmamalıyız” diyor.
Onun gözünde Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin kabul ettiği soykırım tasarısı “yeni bir sorun değil”.
 Oysa bizim gözümüzde büyük bir sorun.
TOP  ARTIK SİZİN TARAFTA
Yine onun gözünde Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin kararı da “Zürih Protokolleri”nin ruhuna aykırı bir gelişme değil.
Bize göre ise çelişkili bir karar.
Peki bundan sonra “normalleşme” süreci nasıl devam edecek?
Koalisyon ortağı “Gelişmiş Ermenistan”ın Başkanı Aram Sarafyan, “Genellikle Azerbaycan ile Ermenistan birbirlerine bakarak pozisyon alır. Biz de şimdi Türkiye’ye bakarak pozisyon alacağız”  diyor.
Yani Ermenilerin gözünde top Türkiye’de.
Eğer protokoller bizim mecliste onaylanırsa, Ermenistan meclisinde de onaylanacak.
Düğüm nasıl çözülür, Ankara’nın kritik oylamadan sonra tavrı nasıl olur bilemem.
Ermenistan’da “normalleşme” hesaplarını yapmaktan vazgeçmeyenler var.
Örneğin ekonomistler.
TÜRK SERMAYESİ GELEBİLİR
“Gelişmiş Ermenistan” Partisi’nin ekonomisti Profesör Vartan Bostancıyan, Türkiye’nin ekonomi ve finansla ilgili yasalarını dikkatle incelemiş.
“Yasalarınız Türk ekonomisinin önünü açmak için tasarlanmış. Son derece esnek kurallar var.   Ekonomiye zarar verecek şeyler ayıklanmış. Protokoller onaylandıktan sonra bizim yasaları sizinkilere göre uyarlayacağız” diyor.
Yasaları değiştirmenin amacı ekonomiye bizimkisi gibi bir esneklik kazandırmak.
“Yasalar değişirse Türk sermayesi buraya rahatlıkla gelebilir. Ermeni işadamıyla ortaklık kurabilir” diyor.
Siyaset bir yana, ekonomi bir yana.
Küresel ekonomik kriz nedeniyle anladığım kadarıyla Ermenistan’ın her yıl aldığı dış yardımda 2 milyar dolarlık bir kayıp olmuş.
Ekonomistleri harıl harıl dar boğazdan çıkmanın yollarını arıyorlar.
Türkiye ile normalleşme önemli bir çıkış yolu.
STK’LARIN ÖNEMİ
Kimsenin kuşkusu olmasın eğer bugün gerçekleşir ya da gerçekleşmez bilemem, Ermenistan ile bir “normalleşmeden” söz ediyorsak sivil toplum kuruluşlarının büyük payı var.
İlişkilerin insani boyutunu yıllardan beri onlar sürdürüyorlar.
10 yıl kadar önce Ermenistan’a ilk gelişim Marmara Grubu Vakfı ile olmuştu.
Tam bugünlerde 8 Mart’ı Ermeni hemcinslerimizle kutlamak için gelmiştik.
Şimdi ise TESEV ile merkezi Erivan’da olan Kafkas Enstitüsü’nün bir paneli için buradayım.
TESEV’den Aybars Görgülü, Agos Gazetesi’nden Aris Nalcı gibi gencecik insanların iki toplum arasında köprülerin kurulması için nasıl çalıştıklarını görseniz.
Ermenistan ile çok uzun ve sancılı bir sürecin başındayız.
Meyvelerini ben görür müyüm?
Sanmıyorum ama kızım mutlaka görür.
Yazının Devamını Oku

Ermenistan’da kafalar karışık hem memnunlar hem diyalog istiyorlar

6 Mart 2010
AMERİKAN Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ndeki oylama ve soykırım tasarısının kabul edilmesine Ermenistan’ın tepkisi nedir?

Kritik oylamanın yapıldığı saatlerde TESEV ile merkezi Erivan’daki Kafkas Enstitüsü’nün ortaklaşa bir paneli nedeniyle Ermenistan’ın başkentindeyiz.

Öncelikle genel durum şöyle:

Türkiye’deki havanın aksine, Erivan’da sokaktaki adamın ABD’deki oylama sonucuna öyle aşırı bir ilgisi yok.

Konuştuğunuz insanlarda “Türkiye’ye gol attık” havası da yok.

Yazının Devamını Oku

Ünlü ekonomist gayrimenkul zirvesinde

5 Mart 2010
GYODER (Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Tanes haberi verince şaşırmadım değil.

Derneğin önümüzdeki haziran ayındaki zirvesinin açılış konuşmasını bir ekonomist, Harvard’dan Profesör Dani Rodrik yapacak.

Gayrimenkul zirvesinin, dünya ekonomisinde bir ufuk turuna çıkacak bir ekonomistle açılış yapmasına aslında şaşırmamak gerek.

Zira Türkiye’de olduğu birçok ülkede ekonomik krizden çıkışın anahtarı inşaat sektöründe.

2009’da yüzde 18 daralmış olan inşaat sektörü Tanes’e göre, 2010 yılında yüzde 5-6 büyüyebilir.

Tabii Türkiye’nin yüzde 4 büyümesi koşuluyla.

GYODER Başkanı’na göre sektörde esas canlanma 2012 yılında.

Turgay Tanes ile sohbette, büyük bir memnuniyetle derneğin hem Ankara’nın politikalarını, hem dünyadaki trendleri çok yakından izlediğini fark ettim.

VİZE KONUT BAĞLANTISI

Yazının Devamını Oku

Rüzgârcıları İtalya’ya kaçırıyoruz

2 Mart 2010
MEHMET Ali Neyzi enerji sektörünün “yenilenebilir” tarafına geçti.

Aygaz’ın eski Genel Müdürü Neyzi, Zorlu Enerji Grubu’ndan sonra Vestas Türkiye’nin Türkiye, Ortadoğu ve Orta Asya Bölge Lideri.
Kartvizitinde tam olarak böyle yazıyor.
Danimarkalı Vestas rüzgâr enerjisinde dünyanın liderlerinden.
Dünyada her üç saatte bir yeni bir rüzgâr türbini kurarak 63 ülkede 38 binin üzerinde türbin kurmuş.
Neyzi’nin aktardığına göre, Vestas’ın patronu Ditlev Engel 1970’lerin “petrol şoku çocukları”nın neslinden.
Danimarka’nın petrole bağımlılığını azaltmak için “bedava” esen rüzgârdan yararlanmayı düşünmüş zamanında.
Türkiye’de ilk kurulan rüzgâr türbini de Vestas üretimi.

Yazının Devamını Oku

Bilime rekor kaynak

28 Şubat 2010
VEHBİ Koç ödülünü kazanan Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Turgay Dalkara’nın konuşmasında sarf ettiği bir cümle dikkat çekmiş.

Baktım ödül haberini veren gazetelerin ya da köşelerine alan meslektaşların çoğunda o cümle var.
“Bilime destek konusunda hâlâ tereddütlüyüz.”
TÜBİTAK önceki gün, Prof. Dalkara’nın bu görüşüne neden katılmadığını açıkladığı bir e-posta göndermiş.
Bir noktanın açıklığa kavuşması gerek.
Beyin konusunda dünya çapında uzman olan Prof. Dalkara “Destekte tereddütlüyüz” derken hiçbir kurumun adını vermedi.
TÜBİTAK’ı ima etmiş olacağını da sanmıyorum.
Zira ABD’den döndüğünde TÜBİTAK’ın kendisine sahip çıktığını özellikle belirtti.

Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin bilim dünyasına ne zaman katkısı olabilir?

26 Şubat 2010
BURASI Türkiye.<br><br>Bilim adına sevindirici gelişmeleri de, üzücü olanları da bir arada yaşıyoruz.

Üzücü gelişmelere geçen hafta “GDO’ya yasak derken bilimsel araştırmalara darbe” başlıklı yazımda değinmiştim.


Bilim çevrelerinin yakından izlediği GDO yasa tasarısıyla ilgili bir değişiklik bildiğim kadar henüz söz konusu değil.


Sevindirici gelişmelerden birini ise dün gece 9. Vehbi Koç ödül töreninde yaşadık.

9. Vehbi Koç ödülünün sahibi Hacettepe Üniversitesi’nden Profesör Dr. Turgay Dalkara gibi mesleğine tutkun bir bilim insanını sahnede görmek bizleri neredeyse ağlattı desem.


Yazının Devamını Oku