Bilime rekor kaynak

VEHBİ Koç ödülünü kazanan Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Turgay Dalkara’nın konuşmasında sarf ettiği bir cümle dikkat çekmiş.

Haberin Devamı

Baktım ödül haberini veren gazetelerin ya da köşelerine alan meslektaşların çoğunda o cümle var.
“Bilime destek konusunda hâlâ tereddütlüyüz.”
TÜBİTAK önceki gün, Prof. Dalkara’nın bu görüşüne neden katılmadığını açıkladığı bir e-posta göndermiş.
Bir noktanın açıklığa kavuşması gerek.
Beyin konusunda dünya çapında uzman olan Prof. Dalkara “Destekte tereddütlüyüz” derken hiçbir kurumun adını vermedi.
TÜBİTAK’ı ima etmiş olacağını da sanmıyorum.
Zira ABD’den döndüğünde TÜBİTAK’ın kendisine sahip çıktığını özellikle belirtti.
Belki, beş yaşındaki iken babasının evde kendisi için kurduğu laboratuvara sahip olmuş bir bilim insanı olarak ülkedeki “bilim ikliminin” yetersiz olduğuna dikkat çekmek için öyle bir cümle söylemiştir.
Her neyse TÜBİTAK’ın e-postasına dönüyorum.
Türkiye’de bilime destek adına neler yapıldığını özetliyor./images/100/0x0/55ea1b55f018fbb8f86ba54f
5 YILDA 50 KAT ARTTI
TÜBİTAK, 2004 yılından itibaren bilim ve teknolojiye ayrılan kaynakların artırılması, destek programlarının güçlenmesi için çalışmalarını hızlandırmış.
Kurum, 2008 yılında ülke genelinde özel sektör ve üniversitelere ayırdığı yıllık fon miktarını 2003 yılına göre 50 kat artırmış.
Elbet bunda bütçesinin artırılmış olmasının payı var.
Bilim deyince ilk akla gelen alanlardan biri olan Ar-Ge performansında büyük iyileşme dikkat çekiyor.
TÜİK’in açıkladığı verilere göre, 2008 yılında kamu, özel sektör ve diğer kesimler tarafından Ar-Ge’ye toplam 6.9 milyar lira harcanmış.
Tablodan anlaşılacağı gibi Ar-Ge harcamaları ciddi bir artış göstermiş.
2008 harcamaları 2003 yılı harcamasının iki katı.
Harcamalara paralel olarak Ar-Ge alanında çalışan insanların sayısında da bir artış söz konusu.
2003 yılında sayıları 38 bin olan Ar-Ge personeli 2008 yılında 67 bine ulaşmış.
İşsizliğin çok konuşulduğu günlerde Ar-Ge  alanındaki bu istihdam artışı dikkat çekici.
BİLİM-TEKNOLOJİDE PATLAMA
Neticede Türkiye 41 OECD ülkesi arasında Ar-Ge harcamalarının en hızlı arttığı ikinci ülke konumuna gelmiş.
Yıllarca Ar-Ge’nin önemini vurgulamış biri olarak bu tabloya ne kadar sevinsem azdır.
Özetle, TÜBİTAK, destelediği üniversite, kamu ve sanayi kuruluşları, Ar-Ge projelerine, bilim insanlarına “rekor seviyede kaynak” aktardığının altını çiziyor.
Ne güzel...
Demek ki önümüzdeki yıllarda Türkiye, bilim alanında öne çıkan üniversiteleriyle birlikte bilim ve teknolojide müthiş bir patlama yaşayacak.
Bu arada TÜBİTAK geçen yılki “Darwin Krizi”ni ima eden sözlerime takılmış.
Kurumun, Türkiye’de bilimin gelişimine büyük katkısı verileriyle ortada.
Bunu kimse inkâr edemez.
Ne ki, geçen yıl dergisinin bünyesinde yaşanan talihsiz “Darwin Krizi”nin maalesef
hâlâ hatırlarda olduğu da bir gerçek.

Haberin Devamı

İkinci nükleer santrala da mı ihale yok

Haberin Devamı

KURULUŞUNUN 125. yılını kutlayan Türk-Fransız Ticaret Derneği önceki gece Fransa Dış Ticaret Bakanı Anne-Marie İdrac’ı ağırladı.
Ankara’daki temaslarından sonra İstanbul’a geçen İdrac, selefi şimdiki Ekonomi Bakanı Christine Lagarde gibi Türkiye ile Fransa arasındaki “zor ilişkilere” bir nebze yumuşaklık katıyor gibime geliyor.
Ankara’da Enerji Bakanı Taner Yıldız ile de görüşen İdrac,
Fransız enerji şirketi Gaz de France Suez’in Nabucco projesine dahil olmasını başaracak mı?
Yıldız bu konuda projenin diğer ortaklarına danışacağını söylemiş.
İdrac-Yıldız görüşmesinde gündeme gelen başka bir konu Türkiye’nin planladığı ikinci nükleer santral.
Fransa’nın nükleer santral programımıza olan ilgisi biliniyor.
Görüşmede, İdrac ikinci nükleer santral sürecine dahil olma talebini Yıldız’a iletmiş.
Edindiğim bilgilere göre, Enerji Bakanı Yıldız, Sinop’ta kurulması planlanan ikinci nükleer santralın da ihalesiz yapılması eğiliminde olduklarını belirtmiş.
Demek ki birincisinden sonra ikinci nükleer santral da ihalesiz verilecek.
Şanslı ülke kim olacak?
Fransa mı? Güney Kore mi? Yoksa ABD mi?
Önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları