Doğan Hızlan

İlhan Usmanbaş’ın ardından

2 Şubat 2025
BÜYÜK müzisyen İlhan Usmanbaş da ebediyete uğurlandı.

Bir kitapla onu anıyorum: ‘Perpetuum Mobile’- İlhan Usmanbaş’ın Yapıtı.

Editörler:

Aykut Köksal

Mehmet Nemutlu

Kıvılcım Yıldız Şenürkmez

Kitabın genel tanıtımı:

“Çağdaş müziğin önde gelen bestecilerinden İlhan Usmanbaş’ın üretimini tüm boyutlarıyla ele alan Perpetuum Mobile üç ana bölümden oluşuyor:

Birinci bölümde dört kesime ayrılmış makaleler yer alıyor.

Yazının Devamını Oku

Sinema üzerine

28 Ocak 2025
Sinema seyircisi kendi ülkesinin sineması kadar dünya sineması ile de ilgilidir. Sinematek bu konuda bizim kuşak için önemli bir kaynaktır.

Bugün aramızda olmayan, yurtdışında yaşamak zorunda kalan Yalçın Yusufoğlu’nun yazılarından oluşan ‘Sinemanın Dünü’ kitabı sinema tarihi üzerine bilgimizi pekiştiriyor.

Kitabın başında onun hakkında yazılanlar yer alıyor:

- Yalçın ve Sinema - Haluk Şahin

Bir kuşak gençlik notları

- Yalçın Yusufoğlu, Sinemada Politik Göz - Orhan H. Aydın

Edebiyat ve Yalçın Yusufoğlu

Sinema ve Yalçın Yusufoğlu

Müzik ve Yalçın Yusufoğlu

Yazının Devamını Oku

Müzik kitapları ve ansiklopedileri

26 Ocak 2025
Kitapçıları gezen iyi bir müzik dinleyicisi iseniz  bir eksikliğin farkına varırsınız.

Müzik kitaplarını, müzik ansiklopedilerini boşuna aramayın.

Müzik kitabı yayımlayan birçok yayıncı arkadaşım uzun sürede tükenen hacimli kitapları yeniden basamıyorlar.

Kitap dergilerinde de müzik kitaplarına rastlamıyorsunuz. İyi bir dinleyicinin kitaplığında mutlaka bazı temel müzik kitapları bulunmalıdır.

Tutarlı kelimesi sanırım birçoğumuzdan uzak; şimdi kitap mağazalarında LP’ler satılıyor, pikaplar alınıyor. Merak ediyorum hangi bilgiyle bunları dinlerken zevk alıyorlar.

Kitapçılarda eleştirilecek yan çok; magazin dergilerinin hepsini vitrinlerde görüyorsunuz ama edebiyat dergileri yok, önce vitrinlerin dibinde bulunan dergiler şimdi daha da içeriye gidiyor.

Yıllar önce opera tarihine, müzik tarihine dair iyi kitaplar yayımlandı, hiçbirinin baskısı yok. Kültür ve Turizm Bakanlığı artık yayın yapmıyor, yayıncılar bu işin yayıncılara ait olduğunu savunuyorlar ama gerçek bu görüşü desteklemiyor. Evin İlyasoğlu’nun çalışmaları var ama tek kitapla yetinmemeliyiz.

Kültür ve Turizm Bakanlığı eskiden yazarlar için anma kitapları yayımlıyordu. Bir yazar hakkında değişik kişiler düşüncelerini bu kitapta bize iletiyorlardı.

Türkiye Yayıncılar Birliği bu konuları gündeme getirmeli, müzik tarihi yok da edebiyat tarihi var mı?

Yazının Devamını Oku

Bir düşünce çınarı: Hilmi Ziya Ülken

24 Ocak 2025
Hilmi Ziya Ülken (3.10.1901 – 5.6.1970) Cumhuriyet döneminde felsefenin kurumsallaşıp gelişme sürecinde, çok yönlü sistematik bir yapı taşıyan eserleriyle önemli bir düşünsel birikim ortaya koymuştur.

Ülken başta felsefe, psikoloji ve sosyoloji olmak üzere farklı alanlarda birçok eser kaleme almış ayrıca çeşitli çevirilere imza atmış önemli bir isimdir.

Onunu eserleri birçok yönüyle kurucu metinler olma özelliğini taşıdığı gibi ayrıca döneminin sosyal, siyasal, kültürel sorunlarını da açıkça yansıtmaktadır.

Ülken, pek çok disiplinde süregelen sorunların yanı sıra kendi tarih, kültür ve toplum sorunlarımızı anlama ve aşma yönünde kendine özgü bir doğrultuda sentezlere ulaşmayı da amaçlayan çabalarıyla dikkat çeker. Bu bağlamda onu anlamak, Cumhuriyet’in kuruluş ve gelişme dönemlerini anlamak açısından da son derece önemlidir.

Ülken, ortaya koyduğu felsefe anlayışı, tarih ve kültüre bakışıyla da ülkemizde felsefi düşüncenin yalnızca Batı eksenli bir şekilde yerleşik kılınması durumunu tartışan düşünce tarihine çok yönlü ve geniş bir perspektiften bakan bir düşünür olarak etkili olmuştur. Bu bağlamda elinizdeki kitap Cumhuriyetin ilk kuşak düşünürlerinden biri olan Ülken’in çalışmalarını çeşitli yönleriyle irdeleyen yazılardan oluşmaktadır.

“İnsanın hürlüğü kişi olmaktır: Kişi olmak  duygululuk bakımından pasion (tutuku, tutku, ihtiras) haline gelmek, sonsuz, sürekli arzulara sahip olmaktır.”

Hilmi Ziya Ülken

İçindekiler:

Yazının Devamını Oku

Nazar Büyüm’ün ardından

21 Ocak 2025
Yayıncı ve yazar Nazar Büyüm’ü geçen kasım ayında ebediyete uğurladık.

Onunla dostluğumuzu güçlendiren ansiklopedi çalışmaları oldu. Gazeteler tiraj almak için ansiklopedi veriyorlardı. Hürriyet de AnaBritannicca’yı seçmişti. Yayın hakkı onundu. Görüşmeleri ben yürütmüştüm, o dönem reklam bürosuna sıkça gidip geldim.

Turgay Fişekçi’nin çıkardığı Sözcükler dergisi yeni sayısında onun için özel bir bölüm yaptı.

Kısaca yaşamı:

İlk öğretmeni Surp Haç Tıbrevank Lisesi’nde edebiyat öğretmeni Sabri Altınel’di. İlk edebiyat eğitimini ondan aldı. Sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’na girince kendini Mina Urgan, Berna Moran, Cevat Çapan, Akşit Göktürk gibi efsane isimlerin arasında buldu.

Yeni Dergi’ye çeviriler yaptı, Memet Fuat’la tanıştı. Sinematek’in film gösterilerinin yapıldığı Şişli Ümit Sineması’nın fuayesinde ilk kitabevi deneyimini yaşadı. Hemşerisi Elia Kazan’ın 600 sayfalık romanı Uzlaşma’yı çevirdi. Reklam dünyasında parladığı birkaç yıldan ve bu işkolundan biriktirdiği sermaye ile 1980’de İnci Asena ile birlikte Adam Yayınları’nı kurdu. Yayınevinin yerli yazarlar dalını Memet Fuat’a, çeviri yayınlarını Cevat Çapan’a emanet etti.

Adam Yayınevi’nin sloganı, “Değerli kitaplar yayımlar”dı. Satış şansı düşük şiir, deneme, inceleme gibi türlerdeki kitapları, her yazarın her kitabına peşin yüzde on beş telif ücreti ödeyerek yayımlama cesaretiyle işkoluna benzersiz uygulamalar getirdi.

Nazar Büyüm

Yazının Devamını Oku

Müzik ödülleri daha çok olmalı

19 Ocak 2025
Müzik alanında verilen ödüller daha çok olmalı.

İki ödülden söz etmeliyim; biri Leyla Gencer diğeri de Aydın Gün adına yapılan.

Ustalar adına verilen ödüllerin genç kuşak sanatçılara destek vereceği kanısındayım. Şimdi televizyonlarda az da olsa eğitici programlar var. Bu yarışmalarla biz birçok kentteki yetenekleri tanıyoruz. Kazananlara maddi destek verilerek ustalık yolunda adım atmaları sağlanmalı.

Artık gazetelerde müzik eleştirileri pek yayımlanmıyor; eskiden günlük gazetelerde gerek Türk müziği gerek Batı müziği konusunda eleştiriler yayımlanırdı. Sık sık yinelerim; gece konsere gidenler ertesi gün gazetede onun eleştirisini okurlardı. Bu konuda en tanınmış isim de Selmi Andak’tı, çünkü o da bir besteciydi.

İki ünlü keman sanatçımız aramızdan ayrıldı; Suna Kan ve Ayla Erduran. İkisi de unutulmamalı. Ayla Erduran bir süre komşum oldu, onun yanılmıyorsam bir katı ve çok değerli bir kemanı vardı. Onlar adına verilecek böyle bir ödül de gerekli maddi kısmı karşılayacaktır.

Konservatuvar öğrencileri yaz tatilinde Türkiye’nin çeşitli kentlerinde konserler vermeli. Oradaki gençlerde heves uyandırabilirler.

Müzik dergilerini kaç kişi okuyor, kimler yazıyor, sayısal bilgiye ulaşamadım.

Bazı okurlarım bu merakımı okurken şu görüşü ileri sürerler: ‘Sanat edebiyat dergilerinin bulunmadığı kitapçılarda müzikle ilgili dergiler ne arasın?’

Sanatçılarımız yurtdışında ne yapıyor, orada sanatlarını sürdürenler konusunda sadece Andante’den bilgi alabiliyorum.

Yazının Devamını Oku

Çağdaş Türk Öyküsünün Kadın Sesleri

16 Ocak 2025
Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Dilek Yalçın Çelik ve Tevfik Ergun’un editörlüğünde çıkan Çağdaş Türk Öyküsünün Kadın Sesleri, çok yönlü bir kitap olarak yaşayan kadın yazarlardan hareketle çağın öykücülerine ve eserlerine odaklanan bir çalışma...

Genç edebiyat araştırmacılarının Türk öykücülüğünün kadın yazarlarını konu edinen araştırmalarına ve geçen mayıs ayında düzenlenen sempozyumda tartışılan bildirilere dayanılarak hazırlanan kitap farklı çözümleme yöntemleri kullanılarak incelenmiş yazılardan ve yazarlarla yapılan söyleşilerden oluşuyor. Çağdaş Türk Öyküsünün Kadın Sesleri bu açıdan hem bir araştırma kitabı hem de yazar-okur buluşması olarak tasarlanmış.

Kitapta eserleriyle incelenen yazarlar arasında kimler yok ki? Ayfer Tunç, Buket Uzuner, Şermin Yaşar, Mine Söğüt, Nazan Bekiroğlu, Nazlı Eray, Erendiz Atasü, Jale Sancak, Aslı Tohumcu, Pelin Buzluk, Birgül Oğuz, Sema Kaygusuz, Seray Şahiner, Sibel K. Türker, Melike Uzun, Berna Durmaz, Aylin Balboa, Sine Ergün, Emine Sevgi Özdamar, Ülkü Demiray, Handan Gökçek ve Esme Aras.

Altı bölümden oluşturularak çağdaş Türk öyküsüne farklı açılardan yaklaşımın hedeflendiği kitabın önsözünü editörlerden Prof. Dr. Dilek Yalçın Çelik yazmış. Kitabın giriş niteliğindeki birinci bölümünde Prof. Dr. Ayşe Demir’in modern öykü kavramını açıkladığı yazısı ve Öğr. Gör. Dr. Sibel Yılmaz’ın 1980 sonrası kadın öykücülerine odaklandığı çalışması bulunuyor.

İkinci bölüm “Türk Öyküsünde Postmodernist İzler” başlığını taşıyor. Burada A. Aybüke Kocadağ, Handan Gökçek’in eserlerine öz-yeniden yazma kavramı ekseninde yaklaşıyor. Mine Özgüven, grotesk unsurları incelemek üzere Mine Söğüt’ün Gergedan/Büyük Küfür Kitabı’na odaklanıyor. Tuğba Özoğlu, Melike Uzun’un Kürar’ını yeraltı edebiyatı açısından ele alıyor. Nazan Bekiroğlu’nun Nun Masalları eserine ise Sare Dinçkal yeni tarihselci perspektiften bakıyor.

ÖYKÜLERDEKİ CİNSİYET SORUNLARI

Üçüncü bölüm, öykülerdeki cinsiyet sorunlarını incelemeye yönelik oluşturulmuş. “Türk Öyküsü ve Cinsiyet Sorunları” başlığını taşıyan bu bölümde altı yazı bulunuyor. Erendiz Atasü’nün Dullara Yas Yakışır’ını toplumsal kalıplara hapsolmuş kadınları incelemek üzere Elif Gölve ele alıyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği bağlamında Enes Yılmaz, Aslı Tohumcu’nun Şeytan Geçti eserine bakıyor. Kadın temsili çerçevesinde ise Seray Şahiner’in Gelin Başı kitabı Hande Emekçi tarafından inceleniyor. Kadınlar üzerindeki toplumsal baskıyı incelemek için Gizem Güçlü, Sibel K. Türker’in Ağula adlı eserine odaklanıyor. İsa Gürler, yazısında Nazlı Eray’ın Geceyi Tanıdım öyküsüne mercek tutuyor. Bu bölümün son yazısı ise Çağla Karagöz’ün ekolojik feminizm bağlamında Sema Kaygusuz’un öykülerini incelemesinden oluşuyor.

Dördüncü bölüm, çağdaş Türk öyküsünde kültürel değerlerin işlenişine ayrılmış. Altı yazıdan oluşturulan bölümde Ayşen Alpasar, Nazlı Eray’ın Yoldan Geçen Öyküler adlı eserinde kentsel bellek mekânı olarak Ankara’nın izini sürüyor. Aylin Balboa’nın Ateş Sönene Kadar’ında Elif Türkoğlu, toplum karşısında bireyin durumunu sorgulamakta. N. Aybike Özdener, toplumsal hafıza mekânlarının temsilini Şermin Yaşar’ın öykülerinde araştırıyor. Arş. Gör. Tevfik Ergun, Ülkü Demiray’ın öykülerinde kültürel unsurların işlenişi tespit ederek yorumluyor. Türk-Alman ilişkilerinin öykülerine yansıyan yönüyle Emine Sevgi Özdamar’ı Sude Yılmaz konu ediniyor. Z. Beyza Buzlu ise Berna Durmaz’ın Metal Hayatlar’ını kent-insan ilişkisi bağlamında ele alıyor.

Kitabın incelemelere ayrılmış beşinci bölümde ise temalar çerçevesinde öyküye yaklaşılmış.

Yazının Devamını Oku

Oğuz Atay’ı yeniden okuyun

14 Ocak 2025
HECE Dergisi’nin özel sayısı şimdiye kadar Oğuz Atay için yapılmış en ayrıntılı çalışma.

Oğuz Atay Özel Sayısı’nın içindekileri sıralayacağım:

Mehmet Can Doğan / Türk Edebiyatının Tutunanı

ÇEVRELEYİCİ YAKLAŞIM

İsmet Emre / Oğuz Atay’ın Hayatı

Doğan Hızlan / Oğuz Atay

Enis Batur / Türkiye’nin Ruhu’nu Çağırmak Oğuz Atay’da Ansiklopedizm ve Topografya

Figen Abacı / Oğuz Atay’da Dış Dünya İç Dünya Dolayımı

Kurtuluş Kayalı

Yazının Devamını Oku