Yürüyerek keşfedin: 36 saatte Dublin
Canlı, kozmopolit ve yürüyerek keşfedilecek bir şehir. Şimdilerde Polonya şarküterilerinden Çin mantılarına göçmenlerin getirdiği kültürel çeşitlilikle çekiciliği arttı. İrlanda Edebiyat Müzesi’nde James Joyce’un elyazmalarından ‘Ulysses’in derinliklerine dalabilir, ardından bir bardak şarapla ya da taze kavrulmuş çekirdekten espresso ile tazelenebilirsiniz. Sabaha kadar barlarda İrlanda müziği dinledikten sonra şakşukayla kahvaltı yapabilirsiniz. Kentin tarihi mezarlıklarını, hapishanelerini gezerken melankolik ruh halinin nedenlerini de hissedeceksiniz. Çoğu gezgin gibi siz de başkentteki kara mizah duygusundan feyz almış şekilde evinize döneceksiniz.
Cuma
15.00
Hapishane keşfi
Kilmainham Gaol, gönüllüler tarafından restore edilip 1966’da ziyarete açıldı. 55 TL’lik tur bir saat sürüyor. Hücreler, hükümlülerin taş kırdığı alan, 1916 Paskalya İsyanı liderlerinin idam edildiği avlu ülkenin İngiltere’ye karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesinin izleriyle dolu. Hapishanenin bazı bölümleri tanıdık gelebilir. ‘Babam Adına’ ve ‘Michael Collins’ adlı filmler burada çekilmişti.
17.00
Hangisi daha sert
Teeling Viski Damıtımevi’nin kokusunu binayı görmeden alabilirsiniz. İrlanda’da 125 yıl sonra açılan ilk damıtımevi The Liberties semtinde. Komşuları arpa kokusuna alışık. 19’uncu yüzyıldan bu yana düzinelerce damıtımevi ve birahane vardı bu bölgede. Teeling’in bir saatlik turunda (tadım dahil kişi başı 130 TL’den başlıyor) İrlanda’daki viski üretim geleneği anlatılıyor, ahşap varillerde mayalanan tahılı ve dev imbiklerden akan viskiyi görüyorsunuz. Keşif barda sona eriyor.
19.00
Yeşil kokteyller
St. Stephen’s Green’de havuzlar ve çiçek tarhları arasında yürüyün. Kuzeydoğu köşesindeki anıt 18. yy’ın ünlü lideri, İrlanda cumhuriyetçiliğinin babası kabul edilen Wolfe Tone’a ithaf edilmiş. Lakap takmasını seven Dublinliler, arkasındaki taşlardan ilhamla anıta Tonehenge adını yakıştırmış. Dawson Street’ten aşağıya, bara doğru yürüyün ve Peruke & Periwig’in sempatik atmosferinde bir şeyler için. Konuşkan barmenler yerel viski, baharatlandırılmış cin, elma ağacı tütsüsüyle kentin en güzel kokteyllerinden bazılarını hazırlıyorlar (yaklaşık 90 TL).
21.00
Geleneksel İrlanda mutfağı
Clanbrassil House’da akşam yemeği rezervasyon gerektiriyor. Şef Grainne O’Keefe geleneksel tarifleri yeni yaklaşımla ele alıyor. Ülkenin batısındaki Killary Körfezi’nin midyelerini baharatlı XO sosuyla, tütsülenmiş somonu ise ekşi maya hamurun üstüne sıralayıp lahana turşusuyla tatlandırıyor. Mönüden seçim yapmakta zorlanırsanız mutfaktan meze şeklinde, küçük tabaklarda hazırlanan başlangıç, ana yemek, tatlı örneklerini de tadabilirsiniz. Şarap dahil iki kişi ortalama 800 TL.
Cumartesi
9.00
Yaratıcı kahvaltı
Kızartmalardan bıktıysanız kentin en yaratıcı kahvaltı mönülerini sunan Brother Hubbard South’ta erken brunch yapmayı deneyebilirsiniz (iki kişi 200 TL). Mönüde domates turşulu, hellimli çıtır sandviç, Türk usulü sahanda beyazpeynirli yumurta gibi Ortadoğu esinli lezzetler var. Kahve tezgâhta kavruluyor. Hatta kendi kolalarını üretiyorlar. Hava güzel olduğunda avlusu çok popüler.
11.00
Gün ortasında Joyce
Leopold Bloom, muhtemelen İrlanda edebiyatının en ünlü roman karakterlerinden. James Joyce’un ‘Ulysses’inde Sweny’nin Eczanesi’ne gider ve hoş limon kokulu sabun alıp bununla şehri turlar. Aynı sabun müzeye dönüştürülen eczanede hâlâ satılıyor. Fiyatı 35 TL. Cumartesileri saat 11.00-13.00 arasında herkese açık ‘Ulysses’ okumaları yapılıyor. Eczanenin ahşap dekorasyonu, şişeleri ve donanımı Joyce’un sağlığındaki gibi korunmuş.
12.30
Sanat ve elişi
Müzeden kısa yürüyüşle ulaşacağınız iki stüdyoda İrlanda işçiliğinin ürünlerini göreceksiniz. Slattery Textiles’daki İrlanda ketenleri dantelle süslenmiş. Yanında kaliteli peçeteler (dördü 500 TL), küçük bıçak ve çatallar sergileniyor. Bitişikteki Flock Studio’da İrlanda yününden el yapımı koyun, fare ve diğer hayvanlardan oyuncaklar satılıyor. 10 dakikalık yürüyüşle ulaşacağınız Arran Street East, küçük bir atölye, kafe ve mağaza. Çok güzel sırlanmış fincan, saksıları burada bulabilirsiniz.
13.30
Balık ve espresso
Benburb Street’te Fish Shop’un yüksek taburelerinden birine kurulun. Günlük taze balığın yanında patates kızartması gerçekten leziz (iki kişi yaklaşık 260 TL). Mönüdeki doğal, organik şaraplar kadehle de servis ediliyor. Yemeğin ardından neşeli dekorasyonuyla dikkat çeken kahveci Proper Order’da ‘Night and Day’i yudumlayın. Bu, biri sütlü, diğeri sade iki fincan espressodan oluşan mini tadım mönüsü ve gün boyu zindelik verecek kadar kafein içeriyor (30 TL).
15.00
Mumun tarihi
Collins Ordu Barakaları restore edilerek İrlanda Ulusal Müzesi’nin Dekoratif Sanatlar ve Tarih bölümüne dönüştürülmüş. Giriş ücretsiz. Burada İrlanda’nın gerçek hazineleri sergileniyor. İrlanda tarihinin yanı sıra yerel tekstil ve modanın gelişimi de görülebiliyor.
19.00
Akşam yemeği ve dahası
Stoneybatter’daki L. Mulligan Grocer, semt restoranlarının en iyi örneklerinden. Yerel ve uluslararası markalardan oluşan bira mönüsü çok zengin. Viskiler özenle seçilmiş, tarifleri olabilecek en şiirsel ifadeyle yazılmış. İrlanda peynirlerinden oluşan tabağınızın eşliğinde viskinizi yudumladıktan sonra geleneksel İrlanda akşamını yaşamak için The Cobblestone’a gidin. Yetenekli beş kemancı ve gaydacının her akşam etrafı nasıl dağıttığına tanık olun.
Pazar
11.30
Mezar ve mezarcı
Glasnevin Mezarlığı’ndaki tarih turlarına katıldığınızda İrlanda tarihi hakkında inanamayacağınız miktarda bilgi sahibi olacaksınız (90 TL). Kilmainham’dan geçmiş pek çok politikacı, devrimci, aydın burada gömülü. Çok bilgili, yetenekli rehberler önemli karakterlerin mezarlarını gezdirirken haklarında bilgi veriyor, içsavaş ve Paskalya Ayaklanması ve sonrasındaki gelişmeleri anlatıyor. Turdan sonra John Kavanagh Pub’a girin. Uzun çalışma saatlerinin arasında mezarlık görevlileri burada biralarını yudumluyor. Mekânın lakabı bu nedenle ‘Mezarcılar’.
13.00
Yiyecek, içecekler
Eatyard’ın zeminine mıcır taşı döşenmiş geniş avludaki yemek tezgâhlarında, İrlanda viskisine batırılıp kızartılmış tavuk kanadından vegan balık ve patatese (et yerine soya), yerel dondurmaya kadar pek çok lezzet sizi bekliyor. Gittiğinizde kapalıysa bitişikteki Bernard Shaw’a uğrayın. Bu neşeli pub’da gün boyunca dünyadan halk müzikleri çalınıyor.