Maaşından artırdı 30 ülke gezdi (Dünya turu)
Aydan Ayarcılar (37) özel bir şirkette sistem analisti olarak çalışıyor. Yorucu iş temposundan artırdığı zamanlarda tek düşüncesi seyahat... Yeni kültürleri tanımak onun için öyle büyük bir tutku ki, maaşının neredeyse tamamını gezmek için harcıyor. Bugüne kadar üç kıtada toplam 30 ülkeye ayak bastı. Güney Amerika’da beş haftal gezdi, Peru’da kamp kurdu, Amazonlar’da pembe yunuslarla yüzdü, Bolivya’da bisikletle ölüm yolundan geçti. Sıradaki rotası ise pirinç tarlaları, tapınakları ve savaş tünelleriyle ünlü Vietnam...
Nasıl bir hayatınız var? Neler yapıyorsunuz?
- Üniversite için İstanbul’a gelip geri dönemeyen bir İzmirliyim. İş hayatım oldukça yoğun geçiyor. Tüm boş zamanlarımı spora ve outdoor aktivitelere ayırmaya çalışıyorum. Bisiklete biniyorum, yürüyüş yapıyorum, hafta sonları da İstanbul’a yakın yerlere kampa ya da yürüyüşe gidiyorum.
Seyahat, sizin için iş yorgunluğunuzu unutturan bir motivasyon mu?
- Önceden öyleydi ama şimdi seyahat ettikçe hayatımı buna göre şekillendirmeye başladım. Önce hayal edip, araştırıp okuyorum. Sonra her şeyi ince ince planlıyorum ve yola koyuluyorum. Seyahat artık hayatımın geneline yayılmış durumda.
Ne değişti de seyahat bir parçanız oldu?
- Gezdikçe, gördükçe ve tanıdıkça merakı artıyor insanın. İşte bu ‘merak’ gezgin olmanın en temel unsuru. Önce Avrupa ağırlıklı gezerken, sonra yetmemeye başladı. Gitmek istediğim noktalara bilet fiyatlarının çok yüksek olması, izin süremin kısıtlı olması, uçuş sürelerinin uzun olması gibi bir sürü bahanem vardı. Ama artık umursamıyorum. Seyahat beni yenileyen en önemli şey.
Hem iş hem seyahat... Nasıl planlıyorsunuz gezileri?
- Yıllık izin tarihlerimi belirleyip iznimi almak ve ulaşımı organize etmek en temel noktalar. Ne kadar erken karar verip harekete geçersem, maliyetlerimi de o kadar çok düşürüyorum. Sonrası biraz daha detay; rotam ne olacak, nerelerde kalacağım, ara transferleri nasıl yapacağım gibi telaşlar. Bunları da zaman içinde okuyup araştırıp netleştiriyorum. Yakın yerler için cuma veya pazartesi günleri için izin alarak üç-dört günlük seyahatlere çıkmak da çok keyifli oluyor. Bu tip planlamalarla Asya, Avrupa ve Amerika’da 32 ülke gezdim.
Gidip de dönmek istemediğiniz bir ülke oldu mu?
- Nepal diyebilirim. Hem doğası hem de insanlarıyla çok farklı bir kültür. Ağırlıklı olarak Hinduizm’in etkisinde ülke. Dinin etkisini insanların günlük yaşamlarında da görebiliyorsunuz. Nepal halkı o kadar kibar ve yardımsever ki, insan buraya yerleşmeyi bile düşünüyor.
Nepal’de doğa sporları yaptınız mı?
- Evet. Pokhara’da 8 bin metrelerdeki dağların eteklerinde yamaç paraşütü yapıp, Annapurna yolunda altı gün trekking yapmak çok eğlenceliydi. Ama adrenalin dışında Katmandu ve civarında eski şehirleri ve UNESCO koruması altındaki tapınaklar gibi pek çok yeri de gezdim.
İlk uzun seyahat için neden Güney Amerika’yı tercih ettiniz?
- En çok gitmek istediğim yerdi. Beş hafta boyunca Peru, Bolivya, Şili ve Arjantin’i gezdim. Gezi boyunca yollarda o kadar çok insanla tanıştım ki, kimisi üç ay için, kimisi de bir yıl için çıkmış yola. Bazen beraber otobüs yolculuğu yaptık, bazen sadece bir gece geçirdik. En güzeli herkesin aynı tutkuda benzer heyecanlarda olup birbirimizin hayatlarına dokunmamızdı.
Neler yaptınız beş hafta boyunca?
- Peru’da Machu Picchu’ya İnka’ların izinde dağlarda yürüyüp kamp yaparak ulaştım. Uros halkını ziyaret ettim. Amazonlarda sivrisineklerden çok çeksem de pembe yunuslarla yüzmek, timsahlara doğal ortamlarında dokunabilecek kadar yakın olmak çok ilginçti. Salar de Uyuni’de sonsuzluk hissi içerisinde kayboldum. Şili’nin rengârenk şehri Valparaiso’nun her bir sokağına hayran kaldım. Arjantin Patagonyası’nda Perito Moreno Buzulu’nu ziyaret ettim. Buenos Aires’te tangonun izinde keşfe çıktım.
En çılgın deneyiminiz hangisiydi?
- Bolivya’da dünyanın en tehlikeli yollarından biri kabul edilen Death Road (ölüm yolunda) bisiklet sürdüm, inanılmaz bir deneyim ve heyecandı.
Tek mi geziyorsunuz?
- Ya tek başıma ya da çok yakın arkadaşlarımla seyahat ediyorum. En son gittiğim Güney Amerika seyahatim özellikle yalnız başıma gitmek istediğim bir rotaydı. Ama tek gezdiğinizde aslında yalnız değilsiniz. Hatta daha sosyalsiniz ve sürekli yeni birileriyle tanışıyorsunuz. Beş haftalık seyahatimde neredeyse hiç tek başıma akşam yemeği yemedim. Kahvaltıda da hep birileriyle aynı masayı paylaştım.
İşten kazandıklarınızı seyahate mi harcıyorsunuz?
- Evet. Seyahat beni ben yapan en önemli şey. Ama gezilerimi elinden geldiğince düşük bütçeli tutmaya çalışıyorum. Bahsettiğim gibi uçak biletlerimi önceden alarak maliyetimi düşürüyorum. Uyku konusunda hiç sorunum yok, bu nedenle konaklama için hostelleri rahatlıkla tercih ediyorum. Seyahat etmek sanıldığı kadar da zor değil. Önemli olan istemek. Mesela çok beğendiğim ayakkabıları, elbiseleri almıyorum. Bunun bile bütçeye katkısı var. Ne kadar çok ihtiyaçlarınızı kısarsanız o kadar çok ülkeye ayak basarsınız.
Sırada hangi rota var?
Vietnam’a gideceğim. Henüz planlama aşamasındayım. Halong Bay Körfezi, meşhur pirinç tarlaları, mağaraları, tapınakları, savaş tünelleri beni şimdiden heyecanlandırıyor. Gezilip görülecek yerler, rota çıkarmama yardımcı olacak kaynaklar dışında Vietnam savaşına ilişkin bir kitap da okumaya başladım.
Aydan Ayarcılar, seyahatleriyle ilgili yazılarını ve fotoğraflarını ‘www.hayatanotlar.com’ blog adresinden paylaşıyor.