İçmenin festival hali: Oktoberfest
Her yıl 6 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan dünyanın en büyük halk şenliği Oktoberfest... Festival, Münih’te Bavyera kültüründe önemli bir yer tutuyor. Hürriyet Seyahat gezginlerinden Fatma Ölçücü festivale katıldı, şenliğe özel kostümünü giydi ve Hürriyet Seyahat için deneyimlerini yazdı.
Kısa bir süre önce iş nedeniyle Münih'e taşındım. Burası her an insana farklı sürprizler sunuyor. Daha önce gezgin olarak festivale katılmıştım ama bu sefer yerlisi gibi eğlencenin içine daldım. 1810 yılından beri düzenlenen Oktoberfest adı ekim festivali olduğu halde eylülde başlıyor. 16 gün sürerek ekim ayının ilk pazar günü sona eriyor. Fakat ekimin ilk pazar günü ayın biri ya da ikisiyse 3 Ekim’i kapsayacak şekilde uzatılır. Böylece, 1990 yılında Berlin duvarının yıkılarak Almanya’nın birleşmesiyle resmi tatil olarak kabul edilen '3 Ekim Almanya Birleşme Günü'de festivale dahil edilir.
Bayvera Prensi ve Prensesi şerefine festival
Oktoberfest ilk olarak 1810 yılında Bayvera prensi Ludwig ile prenses Therese’nin evlilik töreni şerefine düzenlenmiş. Zaten festival alanının ismi de prensese atfedilerek Theresienwiese (Therese Alanı) olmuş. Düğün merasiminin anısına gerçekleşen kutlamalar her geçen yıl büyümüş ve bugünkü halini almış. İnsanların hâlâ yerel kıyafetlerle festivale katılıyor olmaları da, festivalin geçmişlerine ve kültürlerine ait bir olay şeklinde ortaya çıkmasından kaynaklanıyor. Geleneksel kıyafetlerin genel ismi Trachten... Erkeklerin giydiği deri pantolonlara 'Lederhosen', kadınların giydiği elbiseye ise 'Dirndl' deniyor.
Festivalin düzenlendiği Theresienwiese’de bira ve yemek servis edilen festival çadırları bulunuyor. Dışarıda ise yiyecek-içecek standları ve lunapark kuruluyor. Çadır açılış saatleri hafta içi 10.00 ve hafta sonu 09.00... Sabah gözlerimi açık tutmaya çabalayıp, kahvaltımı edecek kruvasan ve kahveyi aradığım saatte insanların çılgın gibi bira içmeye akın etmelerine gerçekten inanamamıştım. "Biraz geç gidelim de etraf hareketlensin“ mantığı burada geçerli değil, özellikle hafta sonu ve resmi tatil olan 3 Ekim’de sabah saatlerinde gitmezseniz çadırlara girebilmeniz imkansız, yeterli doluluğa ulaşıldıktan sonra girişler durduruluyor.
Çadıra girdiğinizde öncelikle oturacak yer bulmalısınız, ayaktakilere genelde yiyecek-içecek servisi yapılmıyor. Masanızı bulduğunuzda yanınızdakilerle bir anda 40 yıllık dost oluyorsunuz; kadeh tokuşturmalar ve birbirinize anlatıp güleceğiniz sşyler asla bitmiyor. Hatta bilmediğiniz dildeki daha önce hiç duymadığınız şarkılara eslik ederken buluyorsunuz kendinizi bir anda. Zaten festivali unutulmaz yapan ve belki de kilometrelerce yol gelmenize neden olan şey tam olarak bu oluyor: "O coşkuya ortak olmak“.
Çadırlarda biralar bir litrelik bardaklarda servis ediliyor. Tanıtımlarda görülen göğüs dekolteli geleneksel kıyafetiyle bir sürü kocaman bira bardağını taşıyıp servis eden kadın görevliler ise tamamen gerçek. Alman disiplinine uygun şekilde arı gibi çalışıyorlar ve servis ettiğiniz şey anında geliyor. Bir litrelik bira fiyatı çadırlar arasında çok az değişmekle birlikte 10-11 Euro arası. Yanına atıştırmalık bir şeyler iyi gidiyor, Alman klasiği olan 'Brezel' enfes... Fiyatı 4.5 Euro. Simite benzeyen brezel, yarı yumuşak yarı çıtır hamurdan yapılıyor ve üstünde genelde kaya tuzu oluyor. Ana yemek için, kızarmış tavuk (Wiesn Hendl) favorim. Bütün halinde kocaman tavuk iki kişi doğrucu nitelikte fiyatı 15 Euro civarı...
Lunaparkta çılgın eğlence
Çadırların kapanış saati 22.30... Çadıra girmeden önce festivale alışmak veya çadırdan çıktıktan sonraki keyifli halinizi pekiştirmek için lunapark alanında vakit geçirmeyi ihmal etmeyin. Şişe geçirilmiş balıklar (Steckerl-Fisch) Alman klasiğidir, denemelisiniz. Hemen oracıkta yapılıp mis kokular eşliğinde sıcak sıcak servis ettikleri kreplerden yemeyi ve üzerinde birbirinden şirin mesajların bulunduğu kalpli kurabiyelerden alıp boynunuza asmayı da unutmayın.
“Tüm eğlence 22.30’da bitiyor mu?” diye hayal kırıklığına uğradıysanız cevabin hayır olduğunu söyleyeyim, yeniden neşelenin. Çadırlar kapandıktan sonra after-party’ler tüm cevrede devam ediyor. Siz yalnızca kalabalığın aktığı yöne kendinizi bırakın ve Almanca ilk kelimenizi öğrenin, çünkü kadeh tokuştururken ihtiyacınız olacak: Prost!
Aklinizdaki diger soruları biraz tahmin etmeye calışayım, bakalım ne kadarini bilecegim...
Oktoberfest’te terör endişesi var mı?
Bu sene gelmiş geçmiş en güvenlikli festival düzenleniyor. Alana girerken cantalarınız tek tek kontrol ediliyor. Çadirlara ise sırt cantası veya büyük çantayla girişe izin verilmiyor. Güvenlik adına bir açık olmadığını ve gereken önlemlerin alındığını söyleyebilirim.
İçki kullanmıyorum ama festivali merak ediyorum. Yine de gidebilir miyim?
Çadırlarda soft drinks denilen kola ve meyve suyu tarzı içecekler satılıyor.
Çocukla gidebilir miyim?
Bira festivali olduğu için belki biraz garip gelecek ama Oktoberfest’e çocuklar da girebiliyor. Yani "Gitmek istiyorum ama çocuğum var" gibi bir bahaneye gerek yok. Hatta yerel kıyafetlerden giyince pek şirin oluyorlar. Ayrıca lunapark alaninda oldukca eğlenceli vakit geçireceklerinden emin olabilirsiniz.