Doğu’nun iki altın kentinde kültür hazinelerine doyalım
“Diyarbakır, sen mi tepeden tırnağa sevdalı bir şehirsin, yoksa biz mi ölümüne sevdalı birer Diyarbakırlıyız” diye şehirlerine olan bağlarını gösterir Diyarbakırlılar. Her gidişimde daha çok sevdiğim, hiç yabancılık çekmediğim Diyarbakır, bir başka ‘sevdalı’ kente, Mardin’e geçiş demektir aynı zamanda. Bir turda iki kadim kent gezmektir. Hele şimdi; tam zamanı değilse nedir!
Diyarbakır Doğu’nun en modern şehirlerinden biri; ancak benim için şehrin en kıymetli yönü geçmişi. Diyarbakır’ın ana yerleşim yeri Suriçi. 19’uncu yüzyıla kadar şehirde hayat hep Suriçi’nde sürmüş. Surlar şu an özellikle gidip göreceğiniz uzaklarda bir yerde değil, şehir hayatının içinde. “Mardin kapı şen olur” türküsünün Diyarbakır’a ait olduğunu, yolculuğumun ilk durağı olan Diyarbakır’da öğreniyorum. Dört kapısı olan Diyarbakır Surları’nın kapılarından biri Mardin Kapı. Çin Seddi’nden sonra dünyada en uzun surlara sahipmiş Diyarbakır... Surların üzerinde dolaşmak yerli halkın günlük rutinlerinden biri adeta. Surları gezip üzerinde dolaşarak, bir tarafta Hevsel Bahçeleri’ni, diğer tarafta On Gözlü Köprü’yü izleyerek bu muhteşem manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Surlardaki turunuzun ardından yolunuzu Ulu Cami’ye çevirin. Anadolu’nun en eski camilerinden biri. 639’da şehrin Müslümanların eline geçmesiyle kiliseden camiye çevrilmiş. Ulu Cami’nin minareleri kare planlı, bu da caminin kilise geçmişini gösteriyor. Camide ünlü bilgin El Cezeri’nin yaptığı güneş saatini de görün. Dikkat ederseniz saat 8 asırdır olduğu gibi bugün de doğru zamanı gösteriyor. Birkaç adım ileride Şeyh Mutahhar Camisi’nin minaresi, yani Dört Ayaklı Minare şehrin en ilginç yapılarından biri. Anadolu’da görebileceğiniz tek örnek. Dört ayak İslam’ın dört mezhebini temsil ediyor. Rivayete göre minarenin ayaklarının altından 7 kez geçenin dileği kabul oluyormuş. Daha çok seyahat etme dileğimi tutup ayakların altından 7 kez geçiyorum.
Diyarbakır’ın simgelerinden biri de Dicle’nin iki yakasını birbirine bağlayan On Gözlü Köprü. 1065 yılında Diyarbakır hükümdarı Nizamüddevle Nasr tarafından bazalt taşından 10 gözlü olarak inşa edilmiş. İçkale’yi gezdikten sonra On Gözlü Köprü’ye doğru bir yürüyüş yapabilirsiniz. Köprüyü hem gündüz hem de gece görüp Dicle’nin sesi eşliğinde çay, kahve keyfi yapmayı ihmal etmeyin. Nice türkülere konu olan Hevsel Bahçeleri, Diyarbakır Surları’nın eteklerinden Dicle Nehri’ne kadar göz alabildiğine uzanıyor. Bu cennet bahçeler UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Tarımsal değeriyle birlikte, 8 bin yıllık geçmişiyle ülkemizin en önemli kültürel ve tarihi değerlerinden biri. Hevsel Bahçeleri’ni çekici yapan bir diğer özelliği de Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük kuş cenneti olması. 180’in üzerinde kuş türü yaşıyor burada.Mardin, Eski Mardin’i gezmekle bitmiyor. Hem Midyat’ı hem şehir dışındaki manastırları görün.
En az 3 gün ayırın
Diyarbakır kültürünü hissedip, tarihi mekânlarını iki günde ziyaret edip buradan otomobille 1 saat kadar uzaklıktaki ikinci kadim durağımıza rahatlıkla geçebiliyoruz. Farklı dinlerin ve kültürlerin bir arada yaşayabildiğinin kanıtı, hoşgörünün kenti Mardin’deyiz. Her mevsimi bir başka güzel ancak kavurucu sıcakların yerini hafif serin esintilere bıraktığı sonbaharda çok daha güzel bu şehri gezmek. Hem yazın artan turist kalabalığı da azalmış oluyor. Mardin’i hakkıyla gezmek için önerim üç gün ayırmanız. Bir gününüzü Eski Mardin, bir gününüzü Midyat ve civarı, bir gününüzü müzeler ve alışveriş için değerlendirebilirsiniz. İzala Boutique Hotel, Mardin’de en sevdiğim otellerden. Lokasyon olarak da Eski Mardin’de harika bir yerde. Gündüzü seyranlık, gecesi gerdanlık Mardin’de gezilecek yerlere Eski Mardin bölgesinden başlayabilirsiniz. Hediyelik eşyacılar, sabuncular, gümüş dükkânları ve restoranların çoğu tarihi Birinci Cadde’de sıralanıyor. Zinciriye Medresesi, harika mimarisi ve manzarasıyla Olgunlaşma Enstitüsü, Mardin’in simgelerinden Ulu Cami, otantik atmosferiyle Revaklı Çarşı, PTT Binası, Mardin Müzesi ve Sabancı Müzesi şehirde görmeyi isteyeceğiniz önemli duraklar.
Mardin, Eski Mardin’i gezmekle bitmez. Şehrin dışına çıktığınız zaman göreceğiniz en etkileyici yapılardan biri, bir Süryani manastırı olan Deyrülzafaran Manastırı. Manastır kullanılıyor ve içini rehberli turla gezebiliyorsunuz.
Midyat, Mardin gezisinin olmazsa olmazı. Sarı kalker taşından yapılmış tarihi evleri çok etkileyici. ‘Sıla’ dizisinin çekildiği, Sıla Konağı olarak da bilinen Midyat Konuk Evi, ilk durak. Taş işçiliğinin en iyi örneklerinden olan konağın üst katında manzara harika.
Pizzasıyla meşhur köyler
Burada, Midyat çarşısında telkâri atölyelerine gidebilirsiniz. Midyat’a 20 kilometre mesafedeki Mor Gabriel Manastırı da dünyanın en eski manastırlarından biri. Mor Gabriel, en eski Süryani Ortodoks manastırı olması nedeniyle Süryaniler için ayrıca önemli.
Son ziyaretimde beni en çok büyüleyen Dara Antik Kenti oldu. Midyat’tan merkeze dönerken yol üstündeki bu antik kenti listenize alın. Kayalara oyulan yapılardan oluşan kent, geniş bir alana yayılmış ve büyülü bir atmosferi var. Antik kentin olduğu köyün etrafında Geç Roma döneminden kalan mağara evleri görebilirsiniz. Turunuzu farklı bir tadımla bitirin benim gibi... Mardin’de pizzasıyla meşhur köyler var! ‘Pizza burada ne alaka’ diyerek gidiyorum Kafro Köyü’ne. Midyat’a yarım saat. Avrupa’ya göç etmiş yerlilerinden biri, pizza yapmayı öğrenip köye dönerek açmış Kafro’s Pizzeria’yı. Ardından diğerleri gelmiş. Şimdi 3 köyde 4 dükkânla pizza yerel bir lezzete dönüşüyor...Diyarbakır’da fıstıklı burma kadayıf yiyin.
DİYARBAKIR
Ciğer ve burma kadayıf cenneti
◊ Kahvaltı için Kahvaltıcı Kadri ve Saraykapı Kahvaltıcısı, yöresel yemekler için Fırın-ci, Evar, Beroş, ciğer için Umut Ciğercisi ve Tek Kapı Ciğercisi önerilerim arasında. Ancak şehrin neredeyse tüm ciğercileri gerçekten çok iyi.
◊ Diyarbakır’ın en meşhur tatlısı burma kadayıf. Fıstıklı burma kadayıfının en lezzetlisini Kadayıfçı Saim Usta, Sıtkı Usta ve Hacı Levent’te bulabilirsiniz.
◊ Konaklama için hem konumları hem de konforları açısından Novotel Diyarbakır, Radisson Blu, Ramada by Wyndham ve Hilton Garden Inn iyi seçenekler arasında.Köyde pizzacı akımı Mardin’in Kafro Köyü’nde başladı.
MARDİN
Taş konaklarda lezzet dolu sıra geceleri
◊ Kebapçı Yusuf Usta’da Mardin kebabını deneyin.
◊ Sadık Künefe’de tatlı yiyip Seyri Mardin’de dibek kahvesi için.
◊ Şehrin her yerinde mavi badem şekerlerinden göreceksiniz. ‘Hayalet’ dedikleri bu badem şekerlerinin rengi lahor ağacının kökünden geliyor.
◊ Kana Kafe ve Kardeşler Odunlu Ekmek Fırını’ndan tadı damağınızda kalacak Süryani çöreklerinden alın.
◊ Mardin tarihi konaklarında bir sıra gecesine katılın ve yöresel yemekleri yiyin. Böyle bir akşam için Cercis Murat Konağı ve Zamarot 1890 en iyilerden. Lebeniye çorbası, kaburga dolması, sembusek, ikbebet yöresel lezzetlerden.