Çocuklar gibi eÄŸlendiÄŸim ÅŸehir: Floransa

Bu güzel şehre İstanbul'dan direkt uçuş yok. Biz Milano üzerinden trenle ulaşım sağladık. Roma üzerinden de kolayca ulaşabileceğiniz bir yer. Floransa'da gezmeye doyamadık. Her adımda bir yaşanmışlık, geçmişin kalıcı izleri insanı şehrin içine çekiyor.  Floransa, Rönesansın doğduğu yer olduğu için Avrupa'nın en önemli şehirlerinden biri sayılıyor.

Mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerler arasında Piazza del Duomo var. Yani Duomo Meydanı… Burası şehrin en güzel meydanlarından biri. Yapısına bayılacaksınız. Aziz Giovanni vaftizhanesi, opera müzesi, Floransa Kathedrali ve Giotto'nun çan kulesi bu harika meydanda yer alıyor. Bir seferde her bir yapıyı kolayca gezebilirsiniz. Tabii biraz turist yoğunluğu da olmuyor değil…

Floransa Kathedrali şehrin birçok noktasından kolayca görülebiliyor. Yapımına 13. yy'da başlanılan bu yapının pembe, yeşil ve beyaz tonlarındaki mermerlerine bayılacaksınız! Dışı ne kadar gösterişli ise içi de bir o kadar sade bir yapı olduğu için görünce biraz şaşırabilirsiniz.

Giotto'nun çan kulesi bayıldığım yapılardan biri oldu. Hatta birçok fotoğrafımızı bu yapının önünde çekmiş bulunduk. Kulenin en yüksek tepesi 85 metrede. 415 basamak ile en üst noktaya çıkıp şehrin manzarasını görebilirsiniz. Hamile olduğumdan asansör de olmayınca çıkamamıştım ama aklım kalmadı değil…

Ä°nanılmaz manzaraların olduÄŸu Ponte Vecchio köprüsünü Floransa'ya gidip de görmeme ÅŸansınız yok. Eski köprü diye adlandırılan bu köprü Floransa'nın en eski ve bir o kadar ünlü olan köprüsüdür. 1345 yılında yapılan köprü bir zamanlar sadece kasaplara, demir atölyelerine ve tabakhanelere ev sahipliÄŸi yapmış olsa da günümüzde son derece lüks marka zincirlerinin maÄŸazalarına ev sahipliÄŸi yapıyor. Uffizi galerisini sakın es geçmeyin! Burası Floransa'nın dünyaca ünlü galerisi ve Medici ailesi tarafından kurulmuÅŸtur.Â

Medici Ailesi demişken…

Bu meşhur ailenin Floransa'ya büyük katkıları olmuş. Ticaret sayesinde oldukça zengin olan aile, her şeyini bu şehre, sanata ve edebiyata adamış diyebiliriz. Dönemin ünlü sanatçılarının da her zaman arkasında olmuşlar. Zamanlarının tüm sanat eserlerine sahip olup, onları koruma altına almışlar ve Floransa dışına çıkartılmayacağına dair anlaşma imzalamışlar. Aslında Floransa'ya bu kadar turist trafiğinin sağlanmasının başlıca nedeni bu harika aile diyebiliriz.

Bu hikâye beni çok etkilemişti. Keşke sanata hepimiz bu denli sahip çıkabilsek… Gezilebilecek diğer yerler arasında ise tavsiye edebileceğim, Boboli bahçeleri, Piazzale Michelangelo, Vecchio Sarayı… Hepsi birbirinden harika! Konaklamayı ise şehir içi bir yerlerde ayarlamanızı tavsiye ederim. Zaten tüm günleriniz dışarıda gezerek geçecek, odada vakit harcamayacaksınız. Biz Four Seasons Florence Hotel'de konakladık ama şehir merkezine biraz uzak olduğu için zorluklar yaşadık.

Yeme içme için ise benim favorim tabii ki Caffe Gilli oldu. Meydanda yer alan bu mekânda kahve, tatlı ve yemek çeşitleri birbirinden lezzetliydi. Pizza, makarna ve dondurma içinse fazla araştırma yapmanıza gerek yok. Malum İtalya’dasınız. Kötü bir seçenek bulma oranınız çok düşük :)