36 saatte Zürih
Bankacılık merkezi ve dünyanın en üst yaşam standartlarına sahip kentlerinden. Fakat Zürih, turistik açıdan aynı oranda ilgi çekmiyor. Oysa İsviçre’nin en önemli sanat merkezlerinden. Dadacılığın doğum yeri. Yazar James Joyce’un sığınağı. Mimar Le Corbusier’nin son eserini ithaf ettiği şehir. Zürih’teki yaratıcı ruh bugün de yaşıyor: Gastronomiyle rock müziğini buluşturan restoranlar, kokteyl mucidi barlar, sabaha karşı 04.00’te açılan elektro kulüpler… Alışverişi sevenler için, Bahnhofstrasse’nin lüks butiklerinden endüstri bölgesindeki bağımsız tasarımcı mağazalarına, ikinci el dükkânlarına kadar pek çok seçenek mevcut.
CUMA
16.00
DADA’YA GEL
Düzen, lisan, neden, beğeni gibi kavramların tümüne başkaldıran uluslararası sanat akımı Dada, 100 yıl önce Zürih’te doğmuştu. Hugo Ball, Tristan Tzara, Jean Arp gibi bir grup çılgın sanatçı ve entelektüelin başkaldırısı tüm dünyada yankılandı. Kentin mükemmel sanat müzesi Kunsthaus Zurich, yıldönümünü özel bir sergiyle kutluyor. 1 Mayıs’ta açılacak “Dadaglobe Reconstructed” başlıklı sergide Max Ernst ve André Breton dahil tüm Avrupa’dan sanatçıların çizim, fotomontaj, şiir, kolaj ve öyküleri yer alacak. Fransız yazar ve ressam Francis Picabia’nın “Retrospective” sergisi 3 Haziran’da açılıp, eylül sonuna kadar sürecek. Sürekli sergiler arasındaki İsviçreli heykeltıraş Alberto Giacometti’ye ayrılan retrospektif sergi mutlaka görülmeli (Giriş 75 TL).
18.30
DOĞUM YERİ
“Seçici sersemlik gösterileri!..” Tristan Tzara, 1916’da Dada akımının doğduğu, Cabaret Voltaire adlı kafede düzenlenen sanat etkinliklerini böyle tanımlıyordu. Kafe, 100’üncü yıl kutlamaları kapamında yıl boyunca Dada temalı 165 etkinlik ve sergi düzenleyecek. Büyük bir mağarayı andıran kafede günümüzde de bohem sanatçılar latte macchiato (20 TL) yudumluyor. Kafenin kitapçısından alacağınız rehber kitaplardan “Dada Handbook” (75 TL) sizi bu akım hakkında aydınlatacaktır. Sepetinize atacağınız bir şişe absinthe (200 TL) damağınızı tatlandıracak, zekânızı parlatacaktır.
20.00
AĞIZLARA ŞARKI
Küçük, sempatik restoranlardan Maison Manesse’in mutfağı avant-garde sanattan epeyce etkilenmiş. Tadım mönülerinden vejetaryen liste Brigitte Bardot ismini taşıyor. Et mönüsünün ismi ise Joy Division. Şef Fabian Spiquel’in et listesindeki ördek dilimleri sübyenin mürekkebiyle renk, yüksek antioksidanlı Amazon meyvesi camu camu ile lezzet kazanıyor. Dana biftek ise maydanoz püresi, çıtır kızartılmış brüksellahanası ya da Savoy kabağı yaprağında getirilen yumurta köpüğü ve trüf mantarıyla sunuluyor. Bu leziz mönülerin fiyatları 390, 420, 450 TL. Rezervasyon zorunlu.
23.00
BARDA SUARE
Zürih’teki ilk sanat dolu gününüzü Xenix-Bar’da noktalayın. Kabin benzeri, beyaz boyalı bar, cumartesi günleri bitpazarının kurulduğu Helvetiaplatz’ı kuşbakışı görüyor. Uluslararası bağımsız sinema ağı Kino Xenix’in üyesi olan barda sıradışı belgeseller, unutulmuş klasikler, geçmişin popüler filmleri gösteriliyor. Çevre dostu malzemelerden üretilmiş giysiler içindeki, John Lennon gözlüklü, ikinci el mağazadan alınmış deri ceketli müşteriler filmlerden önce, gösterim sırasında ve sonrasında yerel içkilerden Paul birası (13 TL) ile İsviçre’den pinot noir şarabı (19 TL) yudumluyor.
CUMARTESİ
11.00
EV VE İŞ
Cumartesi alışveriş günü. Eğer büro ya da bir evi kriz dönemine uygun dekore edecekseniz Walter’a uğramalısınız. Fotoğraf stüdyoları, galeriler ve gece kulüplerinin sıralandığı Geroldstrasse’deki bu ikinci el mağazasında Hermès marka daktilodan Tolix kilitlerine, metal doküman dolaplarına pek çok şey bulabilirsiniz. Oturup bir şeyler içmek için caddeden aşağıya yürüyün, Bogen 33’te mola verin. Arne Jacobsen, Mies van der Rohe, Eero Saarinen gibi ünlü tasarımcıların zamanını aşan eserlerine göz atın.
13.00
İSVİÇRE SAADETİ
İsviçre’nin çikolata ve peynirdeki çeşit zenginliği Markthalle’de sergileniyor. Viadukt adlı eski demiryolu köprüsü gıda pazarına dönüştürülmüş. Öğle yemeği mönünüzü farklı tezgahlardan alacağınız sushi, peynir, şarap, börek ve çikolatalarla oluşturabilirsiniz. Garsonun hizmet etmesini tercih ediyorsanız Restaurant Markthalle seçenek olabilir. Restoranın her gün geliştirilen mönüsü geleneksel ve yerel malzemelerle hazırlanan ve 21’inci yüzyıla hitap eden yemeklerden oluşuyor. Sosa batırılmış ev yapımı ızgara sosis, etler, torba içinde ve kendi yağında pişirilmiş ördek (100 TL), trüflü tereğında hafifçe kızartılmış biftek (72 TL) mönüden birkaç örnek.
15.00
DEMİRYOLU EKİBİ
Demiryolu hattının altındaki butik mağazalardan Kitchener Plus, mutfak sanatlarıyla ilgilenenlere hitap ediyor. Sattıkları ürünlerle sebze yetiştirebilirsiniz, leziz kahveler yapıp ıstakoz kaynatabilirsiniz. Sonra ellerinizi Triumph & Disaster deterjanıyla yıkayın, Hay of Copenhagen sergisinden havlularla kurulayın. Westflügel yakınlarında, sergiler düzenleyen küçük bir köy kitapçısında kitap dışında pek çok seçenek bulacaksınız.
17.00
KARTPOSTALLARDAKİ GİBİ
Günbatımında Zürih Gölü’nde tekne turuna çıkın. ZSG’nin tekneleri Bürkliplat’tan hareket ediyor. Bilet makinesinde turlar hakkında video görüntülü bilgi veriliyor. 90 dakikalık genel kısa tur dahil pek çok rota güneydeki mahallelere kadar uzanıyor. Zürih’in kubbeleri, gökdelenleri Beaux-Arts atmosferi geride kalıyor, yüzen kazlar, uçan martılar arasında servi kaplı tepeler, küçük kasabalar, ahşabın öne çıktığı evlerden oluşan huzur dolu bir dünyaya adım atıyorsunuz. Manzaranın gerçek yıldızı, ufukta beliren, zirveleri kar kaplı Alp Dağları. Bilet 26 TL.
21.00
GECE JOE
Yine mi Brigitte Bardot? Evet, yanılmadınız! Bu kez vampir kılığında. Rock esinli yeni restoran Josef’in şarap mönüsünde... Josef’in mumla aydınlatılan gürültülü ana salonunun duvarlarında Yves Saint Laurent, Nick Cave ve Robert De Niro gibi isimler parlıyor. Mutfaktan masalara yaratıcı bir zekânın hazırladığı iştah açıcı tabaklar akıyor. Mis gibi kokan dana biftek, kızartılmış ceviz ve maniok meyvesi püresiyle egzotik bir boyut kazanmış. Keçi peyniri, günkurusu, domates ve zeytin ezmesiyle doldurulup dilimlenmiş kabak, İtalyan ve Akdeniz damak tadını sofraya taşıyor. Tatlı mönüsündeki çikolata kreması, karamel sosunun yanı sıra yasemin çaylı, naneli dondurmayla desteklenmiş. Mönüler 115-225 TL arasında. Rezervasyon zorunlu.
23.30
BULUTLARIN ÜSTÜNDE
İçki okyanusunda dünya seyahatine çıkmaya ne dersiniz? Prime Tower gökdelenine girin, giriş katında Hotel Rivington & Sons’ın 1920’ler stilindeki barını göreceksiniz. Art Deco aynaların önünden geçip, papyonlu barmene ulaştığınızda dünyanın her köşesinden içki siparişi verebilirsiniz. Tekila, mezkal, agave şurubu, biber ve Chine-China karışımından yapılan Tres Amigos (60 TL) sizi Meksika’ya gönderecek. Japon viskisi, adaçayı, lavanta şurubuyla hazırlanan Cough Syrup (54 TL) ile Uzakdoğu’ya uzanacaksınız. Cennete doğru yükselen asansöre atladığınızda Clouds’a (bulutlar) kadar çıkabilirsiniz. Müthiş manzara eşliğinde kendinize bir posta kartı atın! Postcard From Zurich, cin, vermut ve biber karışımından yapılıyor (69 TL). Sonra kendinizi yatağa atın.
PAZAR
11.00
ÇIPLAK ÖĞÜN
Arınmak için acı çekmek gerekir. 85 TL’ye kıymaya hazırsanız acı sizi bekliyor. Göl kıyısındaki yüzer turistik tesisin saunası vücudunuzu rahatlatacak, hafta sonunun toksinlerinden arındıracak. Manzarası da kayda değer. Çam ağacından zemine çırılçıplak uzandığınızda (zorunlu değil ama saunaya herkes çıplak giriyor) pencereden harika göl manzarasını, uzaklardaki karlı dağları görebiliyorsunuz. Yeterince ter attıktan sonra şok havuzuna ya da doğrudan göle dalın. Ardından huzur dolu salonun kafesinde, manzara eşliğinde yudumlayacağınız meyve suyu (12 TL), yasemin çayı (12 TL) detoks programınıza destek verecektir. Toksinlerinizden memnunsanız bir kadeh beyaz prosecco (43 TL) şarabıyla terse kürek çekebilirsiniz.
Nasıl gidilir?
Nisanın ikinci haftasında İstanbul’dan Zürih’e direkt uçuşlar İsviçre Havayolları’nda gidiş – dönüş 482 TL, THY’de 512 TL’den başlıyor. Yolculuk süresi 3 saat.
Gidello Öneriyor: 36 Saatte Zürih