36 saatte Cape Town'da gezilecek yerler

“Bir şey yaparız…” Rezervasyonsuz gittiğiniz restorandan, iki kişilik odaya üç kişi sığışmaya çalıştığınız otele kadar Güney Afrika’nın her yerinde bu iyi niyetli yaklaşımla karşılaşacaksınız. 

CUMA

13.30
Cennetten Manna

Hemelhuijs (Cennetevi) ülkenin yaratıcı mutfak kültürüyle tanışmak için uygun mekân. Mevsimlik ürünlerden beklenmedik karışımlar zekice sunumlarla sofraya getiriliyor: Yengeçli tereyağı, parmesan, çamfıstığı, maydanozla zenginleştirilmiş dana tava (37 TL) ya da acı biber ve böğürtlen soslu, havuç garnitürlü kurutulmuş tonbalığı (37 TL)... Yanında ücretsiz anasonlu paskalya çöreği... İçecek olarak kara lahana, armut, portakal suyu kokteyli (12 TL).

15.00
Tarih dersleri

Cape Town’ın meşhur hapishane adası Robben, karadan 9 kilometre uzakta. 17’nci yüzyıldan itibaren karantina ve hapishane olarak kullanılan ada gerçek şöhretini Nelson Mandela’ya borçlu. Irkçı hükümete karşı sabotaj eylemlerine kalkışma suçundan 27 yıl bu adada taş kırdı Mandela. Irkçı rejimin acımasızlığı, 21 yıllık özgür yönetimin başarısını görmek için adayı ziyaret etmelisiniz. Rehberler, adanın eski siyasi mahkûmları. Yolculuk dahil tur yaklaşık 4 saat sürüyor. Giriş 75 TL.

20.30
Doğu Caddesi
Cape sosyetesinin popüler akşam yemeği mekânına gitmek istiyorsanız Uber’e atlayın, Bree Street’te inin. Kent merkezindeki geçmişin sıradan caddesi şimdi birbiri ardına açılan kafe ve restoranlarla canlanıyor. En ünlülerinden biri Bocca. Sahipleri Neil Grant ve Barry Engelbrecht, şehrin en iyi İtalyan restoranı Burrata’nın kurucuları. İtalyan yapımı odun fırınında pişirilen pizzalardan ya da közlenmiş pırasa, badem, limon, peynirle hazırlanmış karnabahar risotto (22 TL) tadın. Pizza fiyatları 11-30 TL arasında.

CUMARTESİ

8.00
Koşu turu
Şehrin sakinleri hafta sonunda açık havaya çıkmayı, dağ yürüyüşü yapmayı, koşmayı, bisiklete binmeyi seviyor. Şehrin stadyumu Greenpoint’in çevresindeki pistler hafta sonunda amatör koşuculara açılıyor. 2010 Dünya Kupası için yapılan stadın yanında bir de park bulunuyor. Burada 25 bin çeşit bitki, havuzlar, açık hava spor üniteleri de sizi bekliyor. Koşu ücretsiz, ancak saat 08.00’de stadyumda olmalısınız. Antrenman saati için internetten başvurmak mümkün.

9.30
Piyasa değeri

Cumartesi şehirde pazarlar kuruluyor. En eskisi Woodstock’taki Old Biscuit Mill. Buradaki Komşumalları Pazarı yıkıntı halindeki semtin yaratıcı fikirler merkezine dönüşmesine vesile oldu. Şimdilerde her cumartesi binlerce turist elişi ürünler ya da yerel sanat işleri için bu pazara geliyor. Kâr amacı gütmeyen bir şehir çiftliğinin arazisine kurulan Oranjezicht City Farm Market ise gıda ağırlıklı. V&A Waterfront yakınında da bir çiftlik çadırı var. Her iki pazar saat 09.00-14.00 arası açık.

10.30
Müzedeki anılar

Irkçı rejimin üzücü anıları District Six’te yaşatılıyor. Farklı etnik grupların yaşadığı bu yoksul mahalle 1960’larda zorla boşaltılmıştı. District Six Müzesi’nde geçmişteki acı günler kişisel tanıklıklar, fotoğraflarla yansıtılıyor. Önceden randevu alıp, semtin eski sakinlerinden birinin rehberliğinde müzeyi gezebilirsiniz (12 TL).

12.00
Sanat ve kahve

Bu şehirde kahvecilik ciddi iş. Sanat galerisi ve Kafe Haas’da cappuccino (5.5 TL), mochachino (6.5 TL) ve altı çift espresso kadar sert ‘ölüm dileği’ 13 TL. Galeri bölümünde ise çağdaş sanat eserleri ve mumyalanmış hayvanlar sergileniyor.

13.00
Muhteşem Gatsby

Şehrin simgesi Gatsby sandviçini tatmadan
Cape Town’dan ayrılmayın. Somun büyüklüğündeki sandviçin içi sosla kızartılmış biftek ve kızarmış patatesle dolduruluyor. İsminin kökeni belirsiz.
En leziz Gatsby, trafiğe kapalı St. George’s Mall’daki Mariam’s Kitchen’da. Dört kişiyi doyurabilecek tek sandviç 30 TL. Mariam’s saat 14.00’te kapanıyor, acele edin.

14.00
Gökkuşağı parlaklığında

Cape Town’ın fotoğraflarında, posta kartlarında rastladığınız, bir dağın eteğine sıralanmış rengarenk evlerden oluşan semtin adı Bo-Kaap (Yukarı Cape). Dağın ismi ise Signal Hill. Her tonda pembe, yeşil, mavi eve rastlayacağınız semtte yüzyıllardır Mali kökenli Müslümanlar yaşıyor. Mahalle arasında dolaşırken evlerden üstü hindistancevizi tozuyla kaplı lokma tatlısı ikram edilirse, bu gerçekten bir şans işaretidir.

16.00
Dağ kadar yüksek
Kentin diğer görsel simgesi Masa Dağı. Cape’te yaşayanlar bu dağa spor için farklı patikalardan tırmanıyor. Siz teleferiğe binebilirsiniz. İkindi ışığında 360 derece şehir ve okyanus manzarası, bitişikteki Lion’s Head zirvesi fotoğraf için ideal. Çıkış ve iniş teleferik ücreti toplam 60 TL.

19.00
Yemek ve şarap
Okyanus kıyısındaki Cape Town’ın sofraları denizin nimetleriyle dolup taşıyor. Pigalle’deki peri-peri soslu karidesler, mini ıstakozlar ağzınıza layık. Dekorasyonu, sahnesine çıkan toplulukların müziğiyle 1980’leri yaşatan restoranda müzikten hoşlanmazsanız kıyıda bir masaya oturmanızda yarar var. İki kişi şarap dahil 250 TL. Şarap tadımı ağırlıklı yemek için zengin semtlerden Constantia’ya gidin. 1685’te ülkenin ilk bağlarının kurulduğu semtte, Silvermist çiftliğindeki La Colombe iddialı bir restoran.

PAZAR

9.00
Bahçe çeşitliliği
Jan van Riebeeck ve kafilesindeki ilk Hollandalı göçmenlerin 1650’de bu topraklara ayak bastıklarında tarım ve hayvancılık yaptıkları bölge bugün şehrin içinde kalmış. Company’s Garden’ın geniş çayırlarını balıklı havuzlar, gül bahçeleri süslüyor. Restoranının bahçesindeki dev satranç seti, büyük salıncaklar yetişkinlere de açık. Kızarmış ekmek, omlet seçenekli kahvaltılar 8-20 TL arasında.

11.00
Son dakika hediyelikleri

V&A Waterfront’ta her türlü yerel ürünü bulmak mümkün. Pichulik’te ip ve taşla yapılmış kolyeler, bilezikler, Hello Charlie’de seramikler, Nunabean’da bebek ayakkabıları görülmeye değer. Luxury Africa Atelier’de Marius Coetzee’nin fotoğraflarını, Legacy Collection’da Robben Island’dan toplanan objelerle yapılmış mücevherler, denizin sürüklediği ağaç köklerinden Tony Fredriksson’ın yaptığı heykeller sergileniyor.