Ünal Özüak

Bir tükeniş öyküsü

22 Eylül 2013

Yazan & yöneten TRGY

BASKETBOL Milli takımı, sabık 12 Dev Adam, Avrupa ilk 12’si dışına düştü, Olimpiyat katılımı hayal ötesi oldu... Sorumlusu Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel Kaf dağının arkasına kaçtı, masallar anlatıyor... Laf dinleseydin, şampiyonduk. Böylesine madara olmayacak, fuzuli sakil konumuna düşüp kendine güldürmeyecektin Turgay. Koskoca Federasyon Başkanı’na (hoş koskocalığı kalmadı ya) adıyla hitap ediyorsun diyenleriniz olabilir. 80’li yıllarda hem İstanbul Bankası Yenişehir hem de Milli Takım’da koçuydum. Artık haram ettiğim koç hakkım vardır üzerinde. Rahmetli Aydan’ın yardımcısı olarak 81’de Sofya’da Yunanistan’ı denize döküp Milli Takım’ın ‘ilk ve tek altın madalyasını’ kazandırdığımız takımda olacaktı. Ama o zamanda ‘gıcıklık etmeye bayılırdı’ maalesef. İçine kapandı, Erman’ın (Kunter) arkasında kalmayı içine sindiremediğinden gelmedi Milli Takım’a. Şimdilerde Enes Kanter’den özür bekliyor ama kendisi haber bile vermeden çekti gitti. O zamanda pek bayılmazdı milli formaya. Potanın kabusu tarihten geliyor sizin anlayacağınız.

BİLE BİLE LADES

HAZİRAN ayından başladığım uyarılar zinciriyle MİLLİ KABUS’un gelmekte olduğunu haber verdim. Turgay kulak asmadı. Kendi bildiğini yaptı. Spor Bakanı’nı da uyardım. Turgay Bey’e nedense çok güvendiklerinden, futbolda olduğu gibi müdahale etmediler. ‘Avcı modeli’yle Bogdan koçu değiştirmediler. Mutemetleri yüzlerini kara çıkardı. Baktım olacak gibi değil bari mevcudu nasıl düzeltirim adına ‘Başarı reçeteleri’ verdim. Taktikleri, olması gereken oyun sistemi yazdım. Her maç sonrası bir sonrakinin taktiğini verdim. Ama nafile. Tanjevic’in tükenmiş koçluğu ve idefiksleri takımın kapasitesinin gerisinde kaldı. Ruh ve kazanma hırsı, koçun kifayetsizliğiyle eridi bitti. ‘Şampiyon oluruz’ boşuna demedim. Bakın bizi yenen Rusya ilk, şampiyonluk adayı Yunanistan ve Finlandiya 2. turda elendiler.

ŞAMPİYONLUK KAPRİSLERE FEDA EDİLDİ

SUÇLULARIN da VEDA etmesi lazım. Geçmişi bilen, geleceği gören olarak söylüyorum. Bogdan Koçu günah keçisi yaparak bu dosya kapanmaz. Turgay İSTİFA etmelidir. Etmezse atayanlar görevden almalıdır. Taban yapan Türk basketbolunun önü başka türlü açılmaz. ‘Dereyi geçerken at değiştirilmez’ yaptınız ama sonunda deniz bitti. Sayın Spor Bakanı farkında mısınız göreve geldiğinizden beri baş aşağı gidiyoruz: İstanbul’da Olimpiyat ‘doping’ kurbanı oldu. Siz Arjantin’deyken marifetmiş gibi doping cezalısı Hidayet’i oynattılar. Filenin Sultanları efsanesi bitti. Olimpiyat düşü kurarken katılacak sporlarımızı peş peşe yitiriyoruz..

TRGY’I 7 KERE UYARDIM

9 haziran 20131-MİLLİ KOMPLO:

Yazının Devamını Oku

Safra atarak kaçamazsın!

14 Eylül 2013
Tüm utanca rağmen Basketbol Federasyonu koltuğuna (nedense?) sıkıca yapışmış Turgay Demirel hoş geçen ‘çay saati’ kıvamında basın toplantısı yaptı.

Kendi kaprisli tercihlerinin günahının tamamını Bogdan koça yükleyip çıktı işin içinden. Tabii kendince..
Perşembe’nin gelişi çarşambadan belliydi. ‘Türk Basketbolu için ne gerekiyorsa ben yaparım, siz işinize bakın’ tavrıyla Bogdan koçu günah keçisi yapıp sıyrıldı utançdan. Tabii kendince...
Son on yılda Demirel’iyle çitlerini ördüğü çiftliğindeki bu külhanbeyi cesaretini aldıklarının da dibini oyuyor bu ‘ben yaptım oldu’ dayatmacılığı. Malum kendisi seçilmemiş atanmıştır. Ama bakalım arkasında olduğunu sandıkları hesap sormadan nereye kadar katlanacak bu aymazlığa.

‘HU HA’ OLDU ‘HA HA’
SİLAH mı dayadı Tanyevic dokuz yıldır? Neden Türk Basketbol Milli Takımı eski dev adamların mundar edilmesine sebep oldun? Sonucuna Bogdan hocanla birlikte katlanacaksın. ‘Hu Ha’ dev adam ‘Ha Ha’ dev adam oldu. Sen hala bize gelecek on yıl için aldığın derslerden bahsediyorsun. Yirmi yılda basketbol adamı olmayı öğrenemeyene neden mahkum olsun basketbolumuz. Tanyevic’in son kullanma tarihinin dolduğunu, adamın kendisinin itiraf ettiği gibi hala 1977 basketbolu oynattığını görmediysen, bu perspektifle gelecek on yılımızı nasıl görürsün! Gördün de sana muhalefet edenlerden olduğundan Ergin Ataman’ı takımın başına getirmediysen (ki öyle) o daha da fena. Seni eleştirenlere takmağa çalıştığın ‘vatan haini’ yaftasını boynuna asmak lazım.

Yazının Devamını Oku

İki adam bir kabus

9 Eylül 2013
TANJEVİC hatayı bulamamış. “Belki de bende” demişti ya hata için ben yardımcı olayım; 50, 50 aranızda pay edin Turgay bey ile bu durumu.

Dokuz kusurlu yıldan sonra Federasyon Başkanı Turgay bey malum nedenlerle, ortaklık aktinize sadık kalarak, seni atadı dostum. “Dostum” diyorum çünkü 2002’de seni ay yıldızlı ekibin başına ismen yazarak öneren benim. Hatta Turgay bey “Menajeri misin?” takazası yapmıştı. Meğerse kendi ortak olacakmış.
Seni neden önerdim? O zamanlar kartaldın. 99’da İtalya’yı Avrupa Şampiyonu yapmıştın. Geçen dokuz yılda kanseri yendin ama ihtirasına yenik düştün dostum. Lale Devri çocuğu olduğunu, zamanının geçtiğinin farkına varmak istemedin. Koçluğunu yenileyerek çağa ayak uyduramadın. Kukocları, Bodirogaları yaratan Obradovic’e koçluk yapmış adamdın. Efsane kariyerini Turgay beyin emrinde heba ettin.

KRİMİNAL TIRMANIŞ
AYAĞININ tozuyla önce NBA’ciler ağırlıklı 12 Dev Adam’ı darmadağan ettin. 2006 Japonya’da, tıpkı şimdi Sinan’ı oyun kurucu oynattığın gibi, taş gibi takımı gençleştirme acaipliğiyle dünya klasmanı dışına attın. 2010’daki “Kendin pişir, kendin ye” dünya ikinciliğini geç bir tarafa. Senin hiç alakan yok. Orada Turgay beyin kahyası ve koordinatörüydün. Koç Orhun Ene seni tribünden işine karıştırmadığı için daha sonra kovuldu. Senin eserin Avrupa 11’inciliğiydi. Şimdi 12’ye giremeden döneceğiz. Daha doğrusu biz döneceğiz de seni bilemem.

BAY KAPRİS’İN ESERİ
BGDNTRGYLTD’i dokuz sene önce kuran Bay Kapris’e gelince. Kafasına göre ülkenin basketbol kapasitesinin yüzde 50’sini memlekette bıraktı. Kerem Tunçeri, Enes Kanter, İzzet Türkyılmaz, Barış Ermiş, çaylaklardan Kenan Sipahi, veteranlardan Serdar Erdoğan. Bunlar birkaç isim sadece. Bay Kapris, keyfine göre takım yaptı. Bogdan koçu, tamamen duygusal nedenlerle takımın başına atadı. Bazı sebeplerden Gezi’ci üçlük bayisi Cenk Akyol’u Slovenya’ya götürmedi. Sekiz şampiyonadan arta kalmış, posası çıkmış, tek dişi (ağızlığı) kalmış eski canavar Hidayet’in dopingciliğini örtbas edip takımı anahtar teslimi ona verdi. Ne de olsa tahsilatçısı.

TEK TIKLAMA YETER

Yazının Devamını Oku

Dönme Turgay Bey!

8 Eylül 2013
SEN şimdi en iyisi orada kal ve istifanı gönder. İnsanda biraz utanma olur ‘Ya herru ya merru’ dedin.

‘Üç doğrum vardır; Ben, keyfim ve kahyam’ diye dayattın. Sonucuna katlan. Düş basketbolumuzun yakasından... Dünyanın üçüncü büyük ligi dediğin ligin, milli takımı buysa sen, ‘Dünyanın en kötü federasyon başkanı’sın. Yeter artık parkenin sırtından geçindiğin... Bogdan koçunu al çek git.
Hesabını veremediğin 28.5 milyonluk ödülün defterinin de iyice sağlamasını yap, çünkü vermek zorunda kalacaksın. CMUK’a göre ‘emniyet nedeniyle görevi suistimal’ suçu işledin. Sana emanet edilen, devlet malı milli takıma zarar verdin. İn bu ‘ihtiras tramvayı’ndan çünkü garaja gidiyor. Bakıma alacak, tepeden tırnağa yenileyeceğiz. Oyunculara yıkamazsınız. Slovenya’ya 11. gittik 16+ olarak gerimize baka baka dönüyoruz. Bu gabi koçla ancak bu kadar oynanır.

BGDNTRGYLTD İFLAS ETTİ

KİMSE talep etmediği halde, potaya siyaseti soktu! Dokuz yıldır tek tıkı olmayan Bogdan koçu, ‘tamamen duygusal’ nedenlerle olduğuna kargaların bile güleceği biçimde takımın başına atadı. Basketbol için olimpiyatı alamamamışız ne gam... Kıta ilk beşine kalabilme özürlü olduğumuzdan sittin sene katılamayız zaten...
Seneye İspanya’da yapılacak Dünya Şampiyonası’na da, 2010’da olduğu gibi wild card satın alamazsak, katılamayacağız. Evinin aslanı milli takımı ‘gemi aslanı’na dönüştürdüler. Dış sahada kazandığımız tek turnuva başarısı yok. Akşamki maçı hiç sormayın bana; Aklı Spanoulis’ten yoksun Yunanistan’a kelimenin tek anlamıyla REZİL OLDUK.

Yazının Devamını Oku

Çiz(me)diler!

6 Eylül 2013
RUSYA’ya 25 atan, ‘Mr. Do-It-All / Herşeyi yapan adam’ Luigi D’atome’yi ilk yarıda emektar Kerem’le kilitleyip 4 uzunla etten duvar örerek başladık maça...

Fin hamamı şaşkınlığını / terini atmış gözüken milliler Serhat ve Ender’le üçlük de sokunca, oynadığımız basketbola benzedi sanıyordum. Ama Bogdan koçumuz hemen devreye girerek başladı anlamsız rotasyona...
Önce duvarı yıktı. Takımı İtalyan’ların ekmeğine yağ sürecek şekilde kısalttı. Yanlış yerde oynatılan Ersan ve Hidayet’in sıfır çektiği ilk yarıda İtalyan’lar D’atome yerine Melli’yi devreye sokarak karşılık verdiler ve odaya 44-34 önde gitmeyi başardılar.

Temsilden çok uzakta

ALANDAN kalan onaltı sayı fark, Milli Takım’ın, geçtiğimiz sezonki elemelerde de iki kez boyun eğdiği üç asından yoksun İtalya’yı tam 56 yıl sonra mağlup edebilmesi için 5, bilemedin 6 oyuncumuzun kariyer ortalamalarına erişmesi yeterli olacaktı ama HEYHAT... İkinci yarıda Pietro Aradori üçlük yağmuru yağdırırken bizim alan savunması yapmamız, kimse kusura bakmasın, gecenin ahmaklığıydı.
Tam Ömer içeriden atıp, Emir penetreleriyle arayı kapatacakken alan savunması yaparak rakibe ‘buyur geç’ yaptık. Traji komik durumumuz şu; ‘Kimsenin takmadığı emekli memur huysuz apartman yöneticisi görünümlü Tanjevic’iyle, oyunu saç modelinden bile kötü Semih’iyle, mağrur dopingçisiyle, olmayan şutörüyle, olmayan oyun kurucusuyla, olmayan hücum setiyle, olmayan oyun kurgusuyla, olmayan ruhuyla, hükümet temsilcisi gibi hareket eden federasyon başkanıyla milli takım, basketbolu çok seven pek çok kişiyi temsil etmekten çok uzakta...

Yazının Devamını Oku

Milli oyuncak

5 Eylül 2013
DÜN sabah olacağını yazdığım kâbus akşam, daha ilk günden başımıza geldi.

İki aydır başarı reçeteleri yazıyorum, koçu uyarıyorum. Felaketin kapıda olduğunun tellallığını yapıyorum. Senin hücuma dönük hiçbir hazırlığın olmazsa, as oyuncularını hazırlık döneminde alıştırmak için yan yana oynatmazsan olacağı budur. Milliler sanki ilk defa yan yana geliyor gibiydiler. Gerginlikten, ikinci sınıf bir basketbol ülkesinin, üçlük atışla yaşayan mahalleden toplama takımına karşı ilk 7 dakika sayı atamadık. İlk çeyrekte tek basket, gerisi serbest atıştan...
Acemiliklerimizle güldürdük. Hücumumuz resmen maç boyunca kilitlendi. Ne uzun beş, ne kısa pata küta savunma işe yaramadı. 22’de 4 (yüzde 18) üçlük, kötünün kötüsü varken renk körü Bogdan koçumuzun topu boyalı alana indirmek hiç aklına gelmedi.

Ferrarin varken metroya binmek

Ferrarin varken metroyla gitmek misali Ersan İlyasova’yı devreye sokamadık. Kerem Gönlüm’ün son çeyrek çabaları da 19 sayı farktan maçı vermek için her şeyi yapan rakibe karşı yeterli olmazken, başından sonuna maçı çok kötü yöneten Tanjevic çaresizliğini bir defa daha bizim kabusumuza dönüştürdü.
Türk basketbolu bu bitik koçun ve onun akşamı kurtarabilecek adamlar Cenk Akyol ve Kerem Tunçeri’yi getirmeyen ‘Bay Kapris’ Federasyon Başkanı’nın oyuncağı olmayı hiç hak etmiyor.

Yazının Devamını Oku

Ömer'le Onan'mazdık zaten

4 Eylül 2013
SAKIN şimdi Turgay&Tanyevic Ltd. Şirketi cephesinden kimse “Ömer Onan sakatlandı bittik mahvolduk” can simidine sarılmasın.

35 yaşındaki kaptan-ağabey modeli zaten başından yanlıştı. Oraya atan-sokan Cenk Akyol alınmalıydı. Mükemmel uzunları ve götürülmeyen keskin nişancıları var bu ülkenin ama kuru derelerde boğuluyoruz. Atamayan ama vurdu kırdılı savunma yapan(!) Doğuş Balbay’a kaldık sonunda. Maçın bir yerinde atletik becerisini konuşturup smaç vuracak diye ömrümüz geçecek. Ömer’in yerine Birkan Batuk yanlış ötesi bir seçim. Oyun kurucusu eksik, hatta yok. Takıma tüm çaylaklığına rağmen Kenan Sipahi alınmalıydı.

Dervişin fikri seçiminden belli

Konuya, Avrupa’da oynanan günümüz basketboluna Fransız medyamızın da dolduruşuyla, 80 modeli ittir kaktırla, rakipleri 70 sayının altında tutarak maç kazanacağını düşlüyor Bogdan koçumuz. Kafasını ‘Oynamaya değil rakibi bozmaya’ takmış. Şampiyon olabilecek DEV takımı kısaltarak maceraya sokuyor. Ömer’i oynatma mecburiyeti (!) ortadan kalktığına göre; koç aklını başına devşirsin lütfen ve bugünkü Finlandiya maçından başlayarak 2 uzunu boyalı alana yerleştirsin. Karşılarına iki uzun forvet (Hidayet ve Ersan’ı) konuşlandırsın. Tek oyun kurucu (Emir veya Sinan) da cool bir biçimde pota altında hareketlenleri beslesin. Bu iş inanın bu kadar basit. Tanyevic’den son ricam bu. Başarılar...

Yazının Devamını Oku

Tek yol Dev’leşmek

30 Ağustos 2013
SON bir analiz/tavsiye daha yapalım, sonra bırakalım Bogdan Tanjevic bil(eme)diği gibi oynatsın takımı.

Turgay beyle elele sırat köprüsündeki kriminal tırmanışlarında artık yalnızlar. Keyif sarhoşluğunun bedeli olacak tabii ki. Hala hesabı verilemeyen 28.5 milyonluk ödülün olduğu yerde herhalde cezada olacak. Avrupa’nın ilk beşi arasına giremeyip, Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası katılım hakkını keyfine kurban etmenin, 3 NBA yıldızına sahip ülkenin Milli Takımı’nı kaprisler uğruna gücünden ‘YOK’sun bırakmanın sonuçlarına beraber katlanacaklar. ‘Ya herru ya merru’ deyip dayatırsan Halep ordaysa arşın Slovenya’da. Başarırsanız ayakta alkışlarız. Hazırlık dönemi gözlemleri ışığında, ilk sekiz için adı geçen takımların, oyun kurucu ve kısa dış adamlarının formda ve takımlarına da oturmuş olduğuna kimsenin itirazı yoktur.

Adamlar canavar gibi

Yunanistan’da Spanoulis, Sloukas, Zisis, İspanya’da Calderon, Rudy Fernandez, Rodriguez, Rubio, Fransa’da Tony Parker, Sırbistan’da Nedovic, oynarsa Teodosic, Rusya’da Fridzon, Aleksev Shved, Slovenya’da Goran ve Zoran Dragic,oynarsa Jaka Lakovic, Hırvatistan’da Ukic, Bogdanovic, Bosna Hersek’de de Bo McCallebb, Ilievski var. Yani bizim topuğu batan Ender, ağabey Ömer Onan, rüzgarın oğlu Sinan’a maalesef kalibre farkı atarlar. Bu dış adamlarla belki Emir aşık atabilir. Bilinmezliğe yolculumuzda ‘Yangında camı kırınız emniyet supabımız’ Kerem Tunçeri evde oturuyor. Geçen yılın keskin nişancısı (sniper) Cenk Akyol GEZİ’de.

Madalya istiyorsak

Bayrağımızı gönderde alkışlamanın reçetesi şöyle: Pataküte ve kucaklamalı savunma sandığınız her neyse onu kimi zaman bırakıp, dışardan Hidayet, Ersan ve Serhatlı bir atıcı dengesi kurmak. Ve boyalı alanda mutlaka ve mutlaka iki uzun kuleyle oynamak. Ömer Aşık, Oğuz ve/veya Kerem, Semih’i (bknz. Sırpların Krsic kullanımı) içerde besleyerek, Oyunu içeri yıkmalıyız. Milli Takım dokuz başarısız yıldır ne uzayan ne kısalan Tanyevic klasiği (tek pivot 4 numarada Ersan dahil dört dışarda) sistemsizliği savaşan görüntüsü verir ve fakat maç kazanmaz. Savunmada sete sete oturalım. Bırakalım onlaretten duvarı nasıl aşacaklarını, savunmalarında Hidayet ve Ersan’la oluşacak mismatch’ları nasıl çözeceklerini düşünsünler.
Lafın özü, diğer takımların sakat ve eksiklerle katıldığı bu şampiyonaya, Turgay bey basiretli olabilse, kenarda Obradovic veya Ergin Ataman’la gitsek kesin ŞAMPİYON olurduk. Ama hiçbir şey için geç değildir. Bogdan koçumuza Ginseng takviyeli zihin açıklığı dilerim.

Yazının Devamını Oku