Tanyevic’in ‘Hidayet, Ömer Onan, Barış, Semih ve bu yazın sürpriz oyuncusu Mükremin Kılıçlı’ beşinde kararlı olduğu gözüküyor.
Ancak ‘Oyun karakterimiz’ her zaman olduğu gibi artarak bilinmezliğini, anlaşılmazlığını koruyor. Ömer ve Ersan geldiğinde vaadedilen güzellikleri nasıl yaşayacağımıza dair en ufak bir ipucu yok.
LİDERSİZ NEREYE KADAR?
TANYEVIC rol ve yetki dağılımı yapmamış. Bence yapamayacak da çünkü günümüzde yaşamıyor, 80’lerde kalmış. İlk yarıda her hücumda yanında farklı birini görüyordu oyun kurucularımız. Adeta oyun bozucular olmuşlar. Ender ve Barış guard olarak bu takımı madalyaya taşıyabilecek güveni vermekten çok uzaktalar. Emir Preldzic ise Tanyevic korkusundan potaya bakamıyor.
Ligimizdeki herhangi bir takımın kadrosuna katmayı aklından bile geçirmeyeceği vasat oyunculardan kurulu Letonya dağınıklığımızdan yararlanarak ikinci yarı başından momentumu eline aldı. Onları galibiyete taşıyan sayılarının neredeyse tamamını faul atışlarından buldular.
Bir an önce forma girmesi gereken Hidayet kenarda olunca Milliler’de kimse insiyatif alamıyor. Acele atışlarla top kayıplarına neden oluyorlar. Letonya son çeyreğe 50-45 önde girerken biz hala zorlama atışlarla hücum yolları arıyorduk. Bulamadık ve kendi krizimizde boğularak kaybettik.
Kendisi dokuz yıldır Fenerbahçe ve Milli Takımı dipsiz kuyulara atarken, eşdeğer sekiz takım arasından Olympiakos’u Euroleague Şampiyonu yapan adamla arasındaki farkı herhalde dün akşam anlamıştır. Üstelik Sırbistan’ın her şeyi Teodosic’in yanısıra sakat Stefan Bircevic, Dusan Savanovic, Zoran Erceg, Macvan ve Novica Velikovic de yoktu.
Takımının hemen tamamı eksik İvkovic, 23 sayı 6 ribaunt bulduğu Nenad Krstic kullanımıyla ‘Yıldız oyuncu kullanım klavuzu’nu yazıp imzalayarak verdi.
NEDEN DEMİR DÖVÜYORUZ?
HAZIRLIK maçları için 32 gün sonra turnuvanın yapılacağı Slovenya seçilmişti. Kendimizin nerede olduğunu görmek için tam fırsattı lakin Bormio’da halterin altında telef olan İlkan Kahraman ve Cemal Nalga’dan yoksun, Eurobasket otoritelerince kağıt üzerinde ilk altıya girer gösterilen Millilerimizi, ilk provada şaşkına çevirdi Bogdan koçumuz. Kimsenin aklına geliyor mu bilmem, “Biz faul çizgisinde neden bu kadar demir dövüyoruz da Sırplar atıyorlar” diye mesela... Halterin faydasını bir tek biz mi biliyoruz da onun yüzünden mi 11’incilikten ileri gidemiyoruz.
TAHTA EL SENDROMU
NEDEN, nasıl seçildiği belli olmayan, ‘Beş benzemez’ yaşlı mı yoksa genç mi anlaşılmaz ilk beşiyle dahi oyunu 16-15 önde, dengede götürürken pozisyonuna, gereğine bakmaksızın, avuç avuç adam değiştirmeye başlayarak oynanan oyunu basketbol olmaktan çıkardı koçumuz?
Biz ikinci çeyreğin ilk beş dakikasında serbest atışlar dahil sayı atamazken, Sırplar Nenad Krstic’in pota altından ve kitabın yazdığı gibi ikili oyunlardan ürettiği sayılarla farkı 16’ya çıkararak odaya 43-27 önde gitti. Tıpkısının aynısı ikinci yarı ‘Çaresizlikten çare üretme çabalaması’ Milli Takımı bir türlü ritmine oturtamadı. “Ömer ve Ersan gelecek dertler bitecek mi” diyecek olursanız; Dert orada değil ki o kadar kolay halledelim. Onlar gelince de kimbilir ne icatlar çıkarır Tanyevic...
Fenerbahçe Ülker, Anadolu Efes (Pertevniyal), Beşiktaş, Darüşşafaka, Pınar Karşıyaka, Tofaş, G.Saray, MGSpor, Bandırma Kırmızı gibi kulüplerimize, Basketbol Federasyonu’nun yabancı oyuncularla doldurup, lejyonerler cennetine çevirdiği liglerde, üst yapıyı yabancı oyuncularla bezeyip, formalarını ligde tutmanın yanısıra, fedekarlıklar yaparak, alt yapıyı ihmal etmemiş, uzun vadeli oyuncu yetiştirme programlarıyla pilot takımlar kurup gençleri oralarda oynatarak, akıllı devşirmeler yaparak Türk Basketboluna müthiş bir nesil kazandırmışlar.
Gerçekten hepsi birbirinden yetenekli çocuklar. Güzellemeye illaki de birinden başlamak gerekirse turnuvanın beşine giren, takımın lideri Kenan Sipahi. 1.98 boyunda atan oyun kurucu. Takımın ilk beş boy ortalamasını 2 metre üzerine çekerken çabukluğu ve top tekniğiyle oyun ritmini düşürmüyor. Röportajlarda izlediğim İngilizcesi ve konuya hakimiyetiyle şimdiden yıldız olmuş. Saf ve temizliğini yitirmemesine, Aman ha!.. Hidayete ermemesine de ayrıca dikkat etmek lazım.
GENÇLERiN YOLUNU AÇIN
Cedi Osman, Okben Ulubay, Kartal Özmızrak, Kerem Kanter, Emircan Koşut, Metecan Birsen, Oğulcan Baykan, Doğukan Şanlı, Okben Ulubay, Berk Demir, Akif Egemen Güven, Berk Uğurlu, Mert Çiner, Ediz Oktay finalde oynayamamış olmasına rağmen Tolga Geçim. Her biri girince diğerini aratmayan, ’Yahu bu neden oynamıyordu?’ dedirten çocuklar. Şampiyonluk sanki olağan işleri gibi. Geçen yılda yıldızlarda şampiyon oldular. Bu isimleri daha çok duyacağız ve alışkanlıkları göğsümüzü kabartacak.
Litvanya’da ilk Gençler Avrupa Şampiyonluğumuzu tattıran yakın geleceğin ümidi gençler bugünün önemini arttırdı. 95-96 doğumlu bu yeteneklerin meyvesini 2020’lerde yiyeceğimize göre Eylül’de ki ‘Büyükler Avrupa Şampiyonası’nda mutlaka ilk beşe girerek altın çocuklara Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyatlara katılma yollarını açmak lazım.
12 Dev Adam anılarına yakışan bir bayrak teslimi yapmak gerek. Yaşanan ve T&T LTD’nin yaşattığı tüm olumsuz koşullara rağmen (İlkan ve Cemal Nalga aynen uyardığım gibi Bormio’da sakatlandılar) madalyalı bir devir teslim töreni hiç de uzak ihtimal değil.
Rusya, Yunanistan, İtalya’dan birini grupta altımıza almak lazım. Bu altınları da bakıra çevirmeden oyuncu övütme makinası Tanjevic’den kurtulmanın tek yolu; ‘Olası bir madalya sonrası şaşaalı, coşkulu bir veda olarak gözüküyor. Yoksa bu makus kaderden kurtulacağımız yok.
İşin fenası, bu kadar usturupsuz yalanlara inanacak kadar embesil olduğumuzu sanarak zekamıza hakaret ediyor. Kişi herkesi kendi gibi sanırmış. Milli Takım kaptanının doping olayı ile ilgili olarak Demirel, “Hidayet’in takımıyla geçen yıl itibariyle 2 yıl kontratı bulunuyordu. 2 Eylül’de ABD’ye gittikten sonra sezon başında bir sakatlık yaşadı, elinde kırık oluştu. 29 Aralık’a kadar hiç bir şey yapmadı. O oynayamadığı dönemde kontratıyla ilgili bir sorun yoktu, maaşını eksiksiz alıyordu. Parasını alamamasına neden olacak tek şey, yasaklı madde kullanmakla ilgili bir ceza almaktı” diyerek, takımının doktoru, ‘kulüp maaş ödemesin’ diye bilerek yasaklı madde vermiş demeye getiriyor. Meğerse HEDO ilacı ‘Türkiye’de kullandım’ derken sehven yalan söylemiş. Kulüpten eline verdikleri basın bildirisini yanlışlıkla, belki de kulübünü korumak için okumuşmuş.
TANJEVIC VAZGEÇ BU SEVDADANYOK ya.. Hidayet’in cinliğini bilmesek yeriz bunları. Olsa olsa kulübünü değil de paracıklarını korumayı düşünmüştür. Peki bu açıklamalarının Türk Milli Takımı’nın başını derde sokacağı hiç aklına gelmemiş mi? Peki bu kadar sorumsuz, milli şuursuz adam geçmiş hizmetleri, aldığı ödüller(!) ne olursa olsun, Milli Takım kaptanı olur mu?
Avrupa Şampiyonası’ndaki grubumuzun ülkelerinin altyapı takımları tam gaz geliyor. İtalya U20’de şampiyon oldu. Biz Yunanistan arkasından 7.’yiz.Hani alt yapıda başarılıydık. Kulüplerde yetişen oyunculara sahiplenen Nihat İziç bu başarısızlığı da üstlenecek mi? İtalya’da U20’den gelen kaç oyuncu var biliyor musunuz? Eylül’deki şampiyona milli basketbol takımımızın ‘son nesilinin son şansı’. Arkası boşalıyor artık, gelen dev mev yok geriden. İtalyan NBA yıldızı Donetella formunun doruğunda, 2 devşirme Amerikalıları var. Bormio’ya da dağ başındaki emek(li)dar koçumuz hala altımıza almak zorunda olduğumuz İtalya’ya ne yapacağını bırakmış laf geveliyor. “Beni sevmeyenlere de şakayla karışık bir mesajım olsun bu. 2020’den konuşuyorum, demek ki hala çalışabileceğimi düşünüyorum” diyor.
SELAM VERMEDİ, ALMADIM!BİZ de ondan, basketbolumuz elden gidiyor yangınlarındayız ya. “Cenk selam vermiyor da ondan almadım, Serkan “Sen 1982’de kalmışsın” dedi, kestim biletini” gibi kaprislerini kusuyor. Bak Bogdan hocam; Milli Takımı çok sevdiğimden senin yakamızdan düşmeni istiyorum. Sevgiye, geçmişe saygıya gelince; bırak bu işleri devlet su işleri yap. Gel Boğaz’a karşı, dizlerine ekose battaniye örtelim, Cohiba SIGLO VI’simizi tüttürüp, good old days/güzel eski günler nostaljisi yapalım.
Elemtere fiş, kem gözlere şiş.... Kör değneğini bellemişçesine her turnuva öncesi gidilen Bormio’da dilerim kimse sakatlanmasın. Allah nazardan saklasın çocukları ama Bormio, Allahlık bir dağbaşıdır.
Engin Atsür ve Kerem Gönlüm’ün hayatları orada kaydı. Bolu tesislerimizden fazlası yok, azı vardır. Tek farkı kendi sağlığında özen göstermesi gereken, emeklilikten geri döndürülen Tanjevic’in evine yakın olması. Malum her turnuvada bu eski usul yüklemeyi yapar sonra ‘halterden çıktık, eller bozuldu’ mazeretine sığınırlar. “Yapma o zaman bunu” diyecek biri olmadığından köpeksiz köyde değneksiz at koşturuyor.
Milli Takım Menajeri Harun Erdenay giderayak, Ersan İlyasova ve Ömer Aşık’ın NBA’deki durumlarından dolayı (neyse bu durumları pek anlaşılmadı) kampa geç katılacaklarını açıkladı. Ersan 25 Temmuz, Ömer ise 1 Ağustos’ta katılacaklarmış. Yani NBA’ciler “yeriz demode kampınızı” demişler.
Peki ne oldu sizin meşhur adam yiyici prensipleriniz? 2006’da raporuyla gelip “Sakatım, kendim çalışayım. İyileşirsem sona yakın gelirim” diyen Mehmet Okur’u “Vatan haini” ilan eden T&T LTD (Turgay ve Tanjevic Limited Şirketi) bu kez ‘Gezi ayıplı’ olduklarından ses çıkaramadı. Hani çalışanların haklarını yedirmezdiniz?
HANİ YILDIZ YOKTU DA TAKIM VARDI!
CENK Akyol’un kadroya alınmayışının Tanjevic’in tercihi olduğunu herkesi aptal yerine koymacasına yineleyen Erdenay, kaptan Hidayet ile ilgili soruya da “Hidayet’in durumunu sonra öğreneceğiz ama bunun onu etkileyeceğini düşünmüyorum. NBA’de aldığı cezasını çekti. 20 maçlık bir cezaydı. Avrupa’nın 2. cezayı vermesi hata olur. Onu oynatmak istiyoruz, Avrupa Şampiyonası’ndaki kaptanımız. Önümüzdeki süreç bunu belirleyecek ama ben de ceza alacağını düşünmüyorum” yanıtını verdi.
Olayın etik yanını, mis midir, pis midirini bir kenara koyuyorum doping Avrupa’da yapılmış. Şimdi soruyorum. NBA cezası FIBA’yı ne kadar bağlar? Milli Takım kaptanının ceza alıp, almayacağı kritik konusu nasıl havada bırakılır? Böylesine kör uçuş nasıl yapılır? Nasıl idarecisiniz siz? FIBA Genel Sekreteri adamınızdı hani? Wildcard kullanımlarında örtülü ödenekten çok ‘kendisini çok gördüğünüzü’ anlatıyordunuz. Bir kıyağını görelim artık. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. Sorun öğrenin ki olası ‘Doping ayıbı’ takıma da yansımasın.
Aslında seçilenleri sokaktan geçene sorsan alt alta yazar, markete telefonla ısmarlasan bunları getirirdi zaten. Seçilmeyenlerde ise büyük sıkıntı var. Daha doğrusu ilkesizlik diz boyu. Eşzamanlı ‘milli maç’ ve ’genel seçimler’ öncesinde “İnşallah çifte zafer kazanacağız” diyerek ‘Sevgili Kul’ mertebesine ulaşan Turgay Demirel ‘GEZİ KRİZİ’ yarattı. Tanjevic’in prensi, takımında oynamazken bile çağrılan Cenk, ‘çapulcu’ olduğundan takıma alınmadı. Cenk Akyol, ‘Gezi Olayları’na Fransız kalıp belgesel yayınlayan NTV mikrofonunu elinin tersiyle iterek demokratik hakkını kullandığı için kadro dışı. Milli kadınlarımızın Atamızın resmi olan bayrakla coşkulu kutlama yapmalarına, orada olduğu halde mani olamayan Turgay Bey, durumdan vazife çıkararak yaranmaya, hışma uğramamaya çabalıyor. Nihat İziç’e göre emir ‘DEVLET’ten gelmiş. Bakan yalanlıyor ’Hangi Devlet’miş açıklasın’ diyor.
KRALDAN ÇOK KRALCI
MİLLİ Takım’a ait kararlar sportif olmaktan çıktıkça, Turgay Demirel yanaşmaya çalıştıklarına da zarar veriyor. Harun Erdenay’ın sahibinin sesi gibi abuk sabuk konuşması, inandırıcılıktan uzak açıklamalar yapması da ayrıca üzücü. Bir zamanlar benzer amigoluklar yapan Orhun Ene’nin başına gelenler kulağına küpe olmalı. Seni de kullanıp attığında yüzümüze nasıl bakacaksın? Cenk’i önce Akdeniz Oyunları kadrosuna çağırıp iki ay sonra kadroya almazsan ‘teknik’ nedenlerini benim külahıma anlat.
Başka bir kapris yoğun skandal da doping gerekçesiyle NBA’de 20 maç ceza alan, ’ödül sakalcısı’ Hidayet Türkoğlu aday kadroya çağrılırken, Enes Kanter’i çağırmamak. Turgay/Tanjevic Limited Şirketi (T&T ltd) sekiz yıldır yapar bu kaprisleri. 2006 Japonya Dünya Şampiyonası’nda benzeri yıldız oyuncu kıyımıyla, devleri cüceleştirip balonu patlattılar. O gün bu gündür belimizi doğrultup kıta ilk sekiz arasında klasmana giremediğimizden, (ev sahibi olmazsak) Olimpiyat ve Dünya Şampiyonaları’na gidemiyoruz. Eleştirenlere “İt ürür kervan yürür” veciz lafını ederek milat yazan Demirel ‘çiftliğini keyfine, kaprisine göre sürüyor.’ 1980’lerde kalmış rahatsız koç ve siyasi seçim ‘TDspor’ kadroyla bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete. Bob Marley’in ”Bazı insanlar seni çok iyi anlıyor. Hem de çok iyi. Ama uzaktalar” dediği gibi Milli Takımımız bizden giderek uzaklaşıyor.
Ahmet Kurt: Tamam Turgay! Yine yedin bizleri. Yaptın Tanjevic’i ulusal takım koçu. Koydun yanına İzic’i. Fenerbahçe yardımcı antrenörü Ertuğrul’u da koydun vitrine. Şimdi... Öp bizi Turgay! Öp herkesi çünkü bizler “aldatılırken” öpülmeyi çok severiz...
Yalçın Granit: Türk antrenörlerin önünün tıkandığını vurgularken, o yine ‘Dediğim dedik‘ alışkanlığı ile Tanjevic’i getirdi. ‘Atanmış’ Federasyon Başkanı, Türk basketboluna yeni bir hizmette bulunmak istiyorsa istifa etsin.
Aydın Örs: Bütün kamuoyunun üzerinde birleştiği isim olan Ergin Ataman’ın bu görevi tartışmasız şekilde hak etti. Tanjevic’in şahsına ve kariyerine saygım var, ancak bu atama doğru olmamıştır.
Bilgin Gökberk: Yılın koçu Ergin dururken... Yılların koçu Obradovic 2 sene bu ülkede duracakken... Zart diye çarçabuk Bogdan’ı koç yapana ‘OHA’ denir..
KİME DERT YANALIM
MEHMET Baturalp: Akdeniz Oyunları’ndaki ekip olduğu gibi görevde. Bu tip görevler verilirken en çok dikkat edilecek husus o şahsın o işe liyakatidir. Ergin Ataman, Erman Kunter, Orhun Ene, Ufuk Sarıca ve Oktay Mahmuti takımlarında kendilerini kanıtlamış isimlerdir. Bugün Türk milletine milli takımımız için bir isim sorulsa sanırım çıkacak isim saydıklarımdan olurdu. Hal böyleyken hâlâ başka arayışlarda bulunmak bizlere manidar geldi. Yabancı isimlerin devreye sokulmasını TÜBAD (Türkiye Basketbol Antrenörler Derneği) Yönetimi olarak tasvip etmiyoruz.
Avni Erboy (Basketbol Adamları Derneği Başkanı): Bu kadar kıymetli Türk antrenörümüz varken, çok eleştirilen ve oldukça da yıpranan yabancı isimlerin devreye sokulması bizleri yaralamıştır.
Ettore Messina gelecek büyük yalan. Sanal olarak Ergin Ataman lafları dolaştırdı. Teneke madalya sonrası ‘Vakit dar, başka koç yok’ keten peresiyle gene Tanjevic’e mecburcu olunacak. Sizin anlayacağınız; Akdeniz Oyunları bahane gerisi Bogdan’ diye yazmıştım. Bu ahbab çavuş tezgahını, Bogdan oyuna geldiğimizi aylar öncesinden uyarmıştım. Aynen söylediğim takvimde; pervasızca, son kullanma tarihi çoktan dolmuş Tanjevic baş, Turgay beyin eski takım arkadaşı ve iş ortağı Nihat İziç yan antrenör olarak atandılar.
YAPTI YAPACAĞINI
HAY hayı gitmiş ‘why why’ı bile kalmamış Tanjevic’in kumaşında bulunmayan, bizim bilemediğimiz mavi boncuk nedir? Bu soruma aylarca yanıt aradım. Sanki adamlara ‘Bireysel Emeklilik’ yaptırmış gibiyiz. Takımlarını ileri taşıyamamış İziç ve Ertuğrul Erdoğan’ın kendilerine hayırları yok ki yardımcı olsunlar. Eylül’de Slovenya’da yapılacak bugüne kadar Tanjevic’le ilk sekizine giremediğimiz Avrupa Şampiyonası’nda grubumuzda Yunanistan, Rusya, İtalya, İsveç ve Finlandiya var. İlk üçe girmek lazım. ‘Türkiye için yol açık’ ama Tanjevic’le ‘son turfanda nesli’ gene berbat ederek bir sürü mazeretle gerisin geriye döneriz.
SPOR BAKANI GÖREVE