Ünal Özüak

Üzerinize afiyet

27 Haziran 2013
MİLLİ Takım koçu meselesine hastayım. Size bulaşmasın istiyorum ama dayanamıyorum.

Zira ‘Ne oldum dememeli ne olacağım demeli’ günleri geldi çattı. Beşiktaş’ta oynamayan Barış Hersek ve Cemal Nalga’nın yanına Serhat’ı koy Sırbistan’ın ağzı süt kokan bebelerini yen. Bu mudur şimdi? İstiklal marşımızı söyletip bayrağımızı göndere çektiren her Milli Takım’a saygımız ve sevgimiz sonsuz ama hedef Avrupa Şampiyonası’na bu takımla gitmeyeceğimiz de gerçek. Orada bizi silkinip, son sekiz senedir Milli Takımımız üzerine çöken ‘Kıtanın ilk beşine giremeyip olimpiyatlara katılamama kabusu’nu üzerimizden atma görevi bekliyor. Mersin’in bu takım ve koç ikilisiyle tersine gideriz. Ömer, Semih, Ersan, Cenk, Enes, Emir, Sinan ve herhalde Kerem Gönlüm (ki şu an en aklı başında pota altı ağabeyi) vb.. esas oğlanlar gelince Bogdan’ın ayarı bozulur çünkü Tanjevic’de değişen hiçbir şey yok. Hala 1980’lerden kalma ‘Beş dışarda savaşan (!) kamikazelerle’ kenardan onları fırçalayarak maç kazanma demode anlayışızlığı sürüyor.

AKDENİZ’DE ŞAMPİYONUZ AVRUPA’DA?

TANJEVIC’le devam edilirse ben size olacakları söyleyeyim. Daha önce gördüğüm filmlerden fragmanlar anlatayım ki ‘dejavu’ hüsranı yaşamayın. İtalya’daki evine yakın Bormio’daki ‘kondisyon bozma dağ kampını’ çakar bir kere. Orada ağırlık çalışmalarıyla sözüm ona güç yükleme yaptırır takıma ki hedef turnuva zamanı‘ yükleme yaptık ondan şutlar girmiyor’ özrü arkasına saklanabilsin. Bu arada mazeretler katmerlensin diye önemli adamlarda yanlış antrenman yöntemleri yüzünden sakatlanır. Malum Avrupa Şampiyonası’nda ilk üçe girmemiz gereken grubumuzda Yunanistan, Rusya, İtalya, İsveç, Finlandiya var. Bunların oynadığı basketbolla hiç alakası olmayan takımlarla hazırlık maç ve turnuvaları oynatır. Ne biz ne kendisi takımın gerçek rakipleri karşısında ne yapabileceğini göremeyiz.

BUGÜNÜ KURTARACAK KOÇ LAZIM

TANJEVIC gene bizlere ‘Geleceğin takımını hazırlıyorum’ masallarını anlatır. Yakın geçmişimizin kararttı bari geleceğimizi rahat bıraksın. 12 Dev Adam’ın NBA yıldızlarını silip atıp sözüm ona gençleştirdiği takımı 2006’da Japonya’da çaylak sonradan kendi takımı Fenerbahçe’de dahi oynatmadığı Hakan Demirel’in oyun kuruculuğuna teslim ettiği gibi bu yılda atmayan çocuğumuz Doğuş Balbay’lı ‘boşa koşan, ona buna kucaklama savunması yapan’ bir format tehlikesi kapıda. Mersin’de tamam da bu faullü savunmayı Slovenya’da yaptırmazlar adama. Turgay Bey bir kez daha uyarıyorum: Kaprislere ket vurup, Tanjevic defterini ‘Teşekkürlerimizle’ kapatıp milli takımın başına bugün adam gibi bir koç atayın ki BUGÜN’ü kurtaralım.

Yazının Devamını Oku

Sizlere ömür

24 Haziran 2013
SANIRIM farkındasınız. FIBA takviminde yer almayan Akdeniz Oyunları’ndaki ‘Demirel Oyunlarını’ yorumsuz geçiyoruz.

Bogdan Tanyevic ve Nihat İziç ikilisi ‘koyunun olmadığı yerde Abdurrahman Çelebi’lik yapıyorlar. Avrupa’nın Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerinin ikinci, futbol tabiriyle PAF takımlarıyla, geldikleri turnuvadan thincup/teneke madalyayı da bu akşam kapacaklar. Turgay Bey vaveylayı bundan sonra koparacak ve başarılı(!) ikiliyi Eylül’deki hedef turnuva Avrupa Şampiyonası için Milli Takımın başına atayacaktır. ‘Vakit dar, başka koç yok’ keten peresi aynen sergileniyor. Bir kere daha altını çiziyorum Akdeniz Oyunları bahane gerisi Bogdan. Eylül’de Slovenya’da yapılacak bugüne kadar Tanyevic’le ilk sekizine giremediğimiz Avrupa Şampiyonası’nda grubumuzda Yunanistan, Rusya, İtalya, İsveç, Finlandiya var. İlk üçe girmek lazım. Rusya, Krilenko ve Kaun’suz gelecek. Yetkin ve iyi koçlu ‘Türkiye için yol açık’ ama son turfanda nesli berbat ederek bir sürü mazeretle gerisin geriye dönmemiz Turgay Bey’in iki dudağı arasında.

OL BAKALIM

SON seçimlerde, Turgay Bey gelmesin diye, İzlanda’da basketbolu başlatıp, oybirliğiyle Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA) Avrupa Başkanı yaptıkları Olafur Edvard Rafnsson geçirdiği kalp krizi sonrasında hayatını kaybetti. Toprağı bol olsun. Soğuk ülkenin sıcak kanlı adamı biliniyor ve çok seviliyordu. Bizim ‘sıcak kanlılar ülkesinin soğuk adamı’ gibi değildi. FIBA Avrupa basketbolun UEFA’sıdır. Elinde tutan kendi ülkesi basketbolunu abat eder. Bizimle at başı giden Yunan basketbolunun fark atıp Avrupa ve Dünya basketbolunda zirve yapmasını nedeni Federasyon Başkanları Vasikopoulos’un yıllarca bu örgütün başında olmasıdır. Bizim gedikli, devletin teveccühlü başkanı Turgay Bey, onca yıldır ‘Bu sefer vallahi Başkan olacağım’ diye ülke federasyon başkanlığındaki bekasını dilenir. Kandırır da ilgilileri. Bir kez daha hodri meydan. Ülkemizde dört büyük kulüp başta olmak üzere kulüpler tarafından istenmeyen, seçilmemiş ve fakat atanmış Demirel, FIBA Avrupa Başkanı olsun da görelim marifetini...

Yazının Devamını Oku

Israrlıyım

17 Haziran 2013
ERGİN Ataman, Milli Takım koçu olmalıdır. Bu yıl da Cimbom’a yaşattığı rüzgarla eylülde, ‘Hedef turnuva’ Avrupa Şampiyonası’nda bizi başarıya ancak o taşır.

Galatasaray Kulüp Yönetim Kurulu da, seneye Euroleague’de oynamayı masa başında değil ‘Sportif başarıyla yakalayan’ takımlarının koçunun ‘MİLLİ DAVASI’nın takipçisi olmalıdır.
Haa... Yargı kararı olmadığına göre, lütfedip kendisine oy vermeyen lig şampiyonuna kupa vermeye gelmeyen, Federasyon Başkanı Turgay Bey ‘plebisit’ dilerse onu da yaparız. Bakalım camiada kendisinden başka Tanyeviç diyen çıkacak mı? Yoksa basketbolun milli meselesi için de ‘GEZİ’ye mi çıkmamız gerekiyor?

Bir Demirel oyunu

‘KAFESİN biri, bir kuş aramaya çıktı’ demiş Franz Kafka. Tanyeviç ve Iziç, 22 yıldır basketbolumuzun başına çöreklenmiş ‘Turgay Demirel kafesinin’ kuşlarıdır. Yedi yıldır Bogdan Hoca, ‘DEV’ aldığı adamları, Avrupa’nın ilk sekizine giremez, olimpiyata gidemez hale getirdi.
Azizden amik ortakları Tanyeviç-Nihat İziç’in devamlarına kılıf bulabilmek... Böylece yedi yıldır ve emekli olduktan sonra dahi Bogdan Hoca’ya tahakkuk ettirdiği (!), onun da ‘Hepsini ben almıyorum ya’ dediği milyonlarca liraya kılıf bulabilmek, kafa başı 500 altınlık olası Akdeniz ödüllerini de aile içinde paylaşabilmek için çeşitli bahanelerle Akdeniz Oyunları Milli Takımı’nın başına bu ikiliyi getirdi Demirel... Bu konuda artık yapacak bir şey yok ama Avrupa Şampiyonası’nda takımın başına mutlaka Ergin Ataman getirilmelidir.

Ya Ataman ya TAKSİM

HATTA zamanında rahmetli Aydan Siyavuş’la benim yaptığımız gibi evimizdeki Dünya Şampiyonası’nda takımın başındaki Orhun Ene de yardımcısı olarak görevler taksim edilebilir. ‘Koç ve tek yardımcısı modeli’ 1981’de bizi Balkan Şampiyonu yapmıştı.

Yazının Devamını Oku

Milli koç şampiyon

16 Haziran 2013
YARI finaller başlamadan; ‘Kupa Beyi’ Ergin Ataman kenarında olduğu bir başka takımı daha şampiyonluğa taşıyacaktır’ demiştim ve Cimbom silip süpürüp şampiyon oldu.

Tabii ki bilgelik övünmesi var ama, bu referansımla, başka bir şey söyleyeceğim de ondan böyle girdim yazıya... Avrupa Şampiyonası eylülde... Milli Takımımızın, Avrupa vizesi alması çok olası... Kehanet değil, bilerek konuşuyorum. Tanyeviç tezgahı derhal bırakılarak, ‘MVC’ (En değerli koç) Ergin Ataman, Milli Takım’ın başına getirilmeli.

Ndong çaldı ve...

MAÇA dönecek olursak, şampiyonluk ‘Cenk’ine, ‘Akyol’un beş tane mükemmel üçlüğüyle hızlı girdi Cimbom... Aslan gibi yapılan sert savunmanın paradında kaldı tüm Banvit hücumları... İkinci yarıda yardımcı aktörlükten baş role gelen, ‘Yılın adamı Arroyo’ takımını kupaya taşırken başta Cenk olmak üzere atıcılar yağmur olup yağdılar. Sahasında namağlup olan G.Saray, bu başarısını şampiyonlukla taçlandırdı.

 

 

 

 

 

Yazının Devamını Oku

Papaz pilav yemedi

13 Haziran 2013
Piyangoda şans sana gülsün istiyorsan bilet alacaksın.

Markoishvili’siz beşle ‘bitse de kupayı alıp gitsek’ havasında başladığı maçta Cimbom, sanki son maça benzesin diye yaparcasına, ilk yarı sonunda 14 sayı farklık şokla gitti odaya. Markoishvili’nin başlamazsa ısınamadığını, atışlar girmiyorsa içerden oynamak gerektiğini hesaplaması gerekirdi Ataman’ın. N’Dong ve Furkan kırılma anlarında oyunda olmalıydılar. 11’de 1 yüzde 9 üçlük isabet krizin en büyük sebebi olurken, ’kaybedeceğinin az kazanacağının itibar’ olmasının rahatlığında ki gerçekten çok Cool takım Banvit, darmadağınık Cimbom savunmasına doğru ve yüksek isabetli (13’de 6, yüzde 46 üçlük) hücum yaparak iyice yüklendi. Kurtarıcısı Arroyo da 10 dakika süreli; oyuna mı, kendine mi, vakitsiz çıkarılmasına mı, anlayamadığımız küslük yaşayınca Aslanların adeta kuyruğunu tramvay çiğnedi.

Arroya yoksa Cimbom yok
Gidişat olarak kopya maçlar finali diyebileceğimiz serinin Banvit kopyası ilkinin aynı oldu. Markoishvili’nin hiç atamadığı son çeyreğin ve maçın adamı Gordon’un hiç oynatılmadığı kabus bellenen üçüncü çeyreği 18 sayı önde geçen Banvit, gecenin adamları Simmons ve Lucas’ın inanılmaz isabetler yakaladı. Maça geri dönen Arroyo ve oyunda kaldığı 32 dakikada 34 sayı üreten Gordon’un inanılmaz son çeyrek gayretlerine rağmen  Banvit, Cimbom’a teslim olmadı. Gene son topa kalan maçta bu kez papaz pilav yemedi ve Ender’in topu girmedi. Orhun Ene, basketbol adına doğruları yaparken takımın maç sonu tükenmesine çare bulabilirse kupaya ortaklığı sürdürebilir ama hala avantaj Cimbom’da.

Yazının Devamını Oku

Ender şans

11 Haziran 2013
ORHUN Ene; işi biliyorsan ve kafanda çözebiliyorsan basketbolun kolay oyun olduğunu gösterdi ilk yarıdan itibaren ve de maç boyu.

Eski usul, yüzü dönükte sayı yapabilen Chuck Davis’i çakılı pivota karşısına da Meija’yı koydu. Chuck sırtına Ersin Dağlı’yı alıp içerden sayı veya faul üretti. Baktı olmuyor dışarı verdi, gelsin sayılar (ikisi toplamda 32 sayı). Son maçın yıldızları Markoisvili ve Furkan’ı da kitleyince, ilk çeyrekte Galatasaray’a atabildiği 12 sayı kadar fark attılar. 2.çeyrekte çok kötü ve dağınık akşamında olan Cimbom’un sayı bulamama krizi sürdü. Cenk ve Macvan üçlükleride olmasa fark açılıp kopup gidecekti. 38-26 ilerde odaya giden Banvit kabus çeyreğine girmeden kendi sahasında hiç maç kaybetmemişliğine bir de ribauntlardaki kırılganlığını aşmış olma öz güveni eklemişti.

Arroyo böyle istedi

Olağan kabus çeyreğinide Galatasaray’ın ritmini bulmasına imkan vermeden geçen Banvit olaya hakim gibi gözüküyor, bende ‘BANVİT CHUCK’tı’başlığımı yazıyorken... Hoppala... Carlos Arroyo oyuna müdahale kararı aldı ve işler çığrından çıktı. Banvit dahil kimseler aranın nasıl kapandığını dahi anlayamadan ve de ENE hiç yanlış yapmadan, top kora kor mücadeler sonunda elden ele dolaşırken olay son topa geldi çattı. O ana kadar mükemmel oynayan Serkan Erdoğan son faullerin tekini kaçırınca Milli Piyango ŞANS TOPU hiç olmayacak yerde Ender Arslan’la buluştu. Demek ki ‘maç, hatta final serisi, kısmetten çıkmış’ demekten başka bir şey kalmıyor geriye ve Semiha Yankı şarkısında ki gibi ‘son bir dakika yılların özlemini sonlandırdı’ gibi gözüküyor. Kırılma maçıydı ve Cimbom’un şampiyonluğunu ilanına bir maç kaldı.

Yazının Devamını Oku

Milli komplo

9 Haziran 2013
EVİNİN efendisi Türkiye Basketbol Federasyonu, kimselerin kuvvetli kadrolarıyla katılmadığı, FIBA takviminde yer almayan, Mersin Akdeniz Oyunları’nda görece teneke alışımlı madalya alarak Bogdan Tanyevic’in Avrupa Şampiyonası’ndaki milli takım koçluğuna yol yapıyor.

“Ettore Messina gelecek” büyük yalan. Adam, “2014’den sonra boşa çıkıyorum” açıklaması yaptı. Teneke madalya sonrası “vakit dar, başka koç yok” ketenperesiyle yine Tanyevic’e mecburcu olunacak. Sizin anlayacağınız; Akdeniz Oyunları bahane gerisi Bogdan. Eylül’de Slovenya’da yapılacak, bugüne kadar Tanyevic ile ilk sekizine giremediğimiz Avrupa Şampiyonası’nda grubumuzda Yunanistan, Rusya, İtalya, İsveç ve Finlandiya var. İlk üçe girmek lazım. Rusya Krilenko ve Kaun’suz gelecek. Yetkin ve iyi koçlu Türkiye için yol açık ama Tanyevic’le geçiniz. Son turfanda nesli yine berbat ederek bir sürü mazeretle gerisin geriye döneriz.

BASKET NEYİNE VARGİT EVİNE

HANİ 2010’dan sonra Orhun Ene’yle devam edilecekti. Ene, Banvit’le çok da iyi işler yaptı bu yıl. Ene “tukakaka” olacak ne yaptı? Federasyon’un bunu bizimle paylaşması lazım. Hay hayı gitmiş, why why’ı bile kalmamış Tanyevic’in kumaşında bulunmayan, bizim bilemediğimiz mavi boncuk nedir? Federasyon seçimleri sonunda tablo çok netti. Kulüplerin tamamının istemediği Turgay bey, Teşkilatın devreye girmesiyle Federasyon Başkanı oldu. Kalan asli ve tek işi de miili takımı başarıya taşımak. Sorgulanması gereken bu. Bari bunu kaprissiz ve doğru dürüst yapsın.

BOGDAN OYUNA GELİYORUZ

AÇIK gerçek şu; Milli Takım iyi yönetilirse Eylül’de Avrupa Şampiyonası’nda son beşe kalarak, hatta belki de madalya alarak, Olimpiyat vizesi alır. Turgay beyin başkaca borçları varsa onu bilemem ama Tanyevic’e vefa borcu çoktan ödenmiştir. Primlerden aslan payını, bugüne kadar da hiçbir iş yapmadan dolgun ücretini almıştır. Başta Ergin Ataman olmak üzere, kapris ve zıtlaşmalar dolu geçmişe sünger çekerek mesela Enes Kanter’i dahi getirerek, kendi ekibiyle gelerek Milli takımı Eylül’de başarıya taşıyacak onca koç varken bu dayatmanın alemi yok. Çevrilen bu dümen GEZİ’ye AVM yapmaktan daha beter bir MİLLİ SERVET hebasıdır.

Yazının Devamını Oku

Kral gibi

8 Haziran 2013
İLK maçta ki aynı beşleriyle başladılar, hemen hemen aynı değişiklikleri yaptılar.

Bilgisayarda simülasyon yapsan ancak bu kadar olur. Çeyrek seneryoları dahil sonuçta tıpkısının aynısı oldu zaten. Fark sadece Banvit adına Chuck Davis’in bu maça gelmiş olması ve İzzet Türkyılmaz’ın erken faullerle yılmasıydı. İlk çeyrekte iki takımda içerden yüklenip boyalı alandan sayı üretmeye odaklandı. 21-17 Cimbom lehine geçen ilk çeyrekten sonra potaya bakmayan atıcılar boy göstermeye başladılar. Flash Gordon’un sürüklediği yüksek ritim ve gerektiğinde devreye giren Arroyo orkestrasyonuyla Galatasaray 11 sayılık fark yaptıktan papucun pahalı olduğunu farkeden Serkan Erdoğan ve Simmons üçlükleriyle (9’da 5 yüzde 55 isabet) geri adım atmayan Banvit, Aslanı yakaladı ve odaya 42-40 ile gidildi. İlk yarıda Ndong’un sakatlanması ve Macvan’ın kafasının yarılması Cimbom’un hendikaplarını artırdı.

Kabusun adı Markoishvilli

BANVİT üçüncü çeyrek telaşına erken girdi. Nasıl girmesin ki, daha ne olduklarını anlamadan, Cimbom’un Gürcü yıldızı Markoishvilli peşpeşe dört üçlükle, yaralı kaşıyla gözü arasından farkı 17 sayıya çıkarıverdi. Aslanın her akşam başka bir bitirici adam yaratma formatına Furkan da (15 sayı 8 ribaunt) müthiş zamanlama ile tamamlama yaparak katılınca Banvit tüm sahada kalma çabasına rağmen oyuna küstü. Son çeyrekte Ataman heyecan olsun diye Arroyo’suz Gordon’la tek guard oynadıysada Banvit kafayı kaldırdığında gelen Cimbom sayıları skoru dengede tuttu. Peşpeşe 26. galibiyet, seride 2-0. Banvit’in bundan sonraki beş maçın dördünü kazanması gerekiyor ki ortada bu ışık pek gözükmüyor. Buradan bakınca Galatasaray her akşam Banvit’i üzer gibi gözüküyor.


 

Yazının Devamını Oku