Düşünsenize kırmızı çaprazlı yasak levhasında fotoğraf makinası, sigara filan değil kalaşnikof. İçerde seni neyin beklediğini hafzalana bırakırlar. Dün akşamda binlerce siyah deri ceketli kadınlı erkekli aksiyon filminden fırlamış vulgar tipler maç boyu savaş marşları haykırarak ortamı gerdiler. Seyircimizi maça almadılar ama sahadaki ‘Mustafa Kemal’in Askerleri’ tahriklere pabuç bırakmadı. İki genç Fransız yıldız Leo Westermann, Joffrey Lauvergne (12.3 ortalamayla lig ribaund kralı) ile iyice Horoz takım olmuş Partizan. Koçları, DUSKO VUJOSEVIC de çok iyi bildiğimiz atılmak dahil her türlü numarasını yaptı.
Şampiyon gibi..Bizim Bogdanovic onlarınki gibi Bogdan çıkmayıp, Hırvat oluşundan yapılan anti tezahürata rağmen, yüzde 66’lık üçlük isabetle 26 altın sayı atınca evsahibinin direnci kırıldı. Bo McCalebb, Emir ve gecenin adamı Kenan Sipahi takımı çok güzel yönetirlerken maestro koç Obradovic bir başka kriz yönetimi dersi daha verdi.
Öte yandan Galatasaray iyi sıyırdı. Polonya Zielona Gora deplasmanında akıllı seçimle uzunlarından ve içerden oynayan Cimbom onlardan toplam 46 sayı bulunca sancılı döneminde önemli bir galibiyet aldı. 21 sayısıyla Ersin Dağlı sahanın yıldızı olurken maçın suskun adamı Carlos Arroyo gene yaptı yapacağını ve takımını maçın sonunda sakin limana ulaştırdı. Türk takımları zorlu haftayı üçte üçle tamamlarken ‘Bu lig bizimdir’ dediler.
Ben yaz başında ‘Milli takımın başına getirelim’ diye haybeye tepinmedim; şimdiye çoktan yeniden DEVLEŞMİŞ, madalyayı kapıp Olimpiyat ve Dünya Şampiyonas’ına katılmıştık. Yetenekli çoluk çocuklarımız Kenan, Melih, Metecan’ı sihirli değneğiyle altına dönüştürüyor. Zaten yıldızlar Bogdanovic, Kleiza vb.ler elinde mücevher oluyor, başkalaşıyorlar. Zoric 2. baharını yaşıyor. Obradovic, ‘Close, but no cigar’ diyor.’ ‘Mükemmel’i ararken ‘iyi’ile yetinmiyor. Her topun önemini yaşıyor, oyuncularına yaşatıyor. Yok yok erken güzelleme yapmıyorum. 11’de 11’lik marifeti konuşmuyorum. İltifata tabi olan Fenerbahçe’deki BAŞKALAŞIM. Kanaryaseverler merak etmesin; Obradovic şımaracak, gevşeyecek, ucuz adam değildir. Görmediniz mi? Aliağa, Cimbom’a yaptığını yapmaya çalışırken nasıl vites attırdı takıma. Hazır Barcelona da Nanterre’e yenilmişken zirveye ‘İmparatorluk yürüyüşü’ne devam. Bu hafta Partizan’a dikkat! Eski gücünde olmasa da Belgrad’da Partizan, Partizan’dır. Medical Park’tı, Liv Hospital’a dönüşümüyle sakatlar takımı oldu çıktı Cimbom. Şaka gibi... Biri rehabilitasyondan çıkıyor, beşi birden sakatlanıyor. Jawai’nin sakatlığına denk gelerek kontratı boşa çıkan Mensah Bonsu’nun transferi ‘hoş’ ama: Maç kazanamazsan ‘boş’ oluyor. Malaga travmasını kenara koyup geçen hafta Siena’yı yenerek ilk galibiyetini alan Stelmet Zielona Gora deplasmanına konsantre olmak gerek. Zaten fazla dakika vermediği Markoishvili’nin yerini doldurmak için Malik Hairston’ı transfer etmek pek aklıma yatmadı ya neyse... Doktorlara, Ataman’dan çok daha fazla iş düşüyor.
Ef(p)es doğrusu
GEÇEN hafta Top16’ya gitme şansı en yüksek olan takımımız ‘Anadolu Efes’i sormayın daha iyi. Bu yıl başka bir şey yaşıyorlar demiştim. Malum olmuş meğerse. Bamberg’e deplasmanda 16 sayı öne geçip bu avantajı bir çırpıda heba etttiler. Genel menajer Özerhun ‘son saniyede yaşadıkları anlaşmazlık’ nedeniyle maçı kaybettiklerini söylüyor. Bence bu yıl yaşadıkları bütünüyle ANLAŞMAZLIK...
2002-07-09 Euroleague finallerinde Panathinaikos ile Messina takımlarını yenip şampiyon oldu. Bir başka koçlar kapışması ‘kim 1 kim 2’ maçında bu kez Messina’yı iddaalı CSKA’da yakalayıp evirip çevirip bir çeltik daha attı. Yanlış anlaşılmasın CSKA kötü oynamasının sebebi Kanarya’da giren çıkan herkesin kararlılığıdır. Milos Teodosic, Nenad Krstic, Sahs Kaun, Viktor Khryapa, Vitaly Fridzon. CSKA asları ne sakat ne de yorgunlar. Hangi birini sayayım; Bo Mc Calebb, Emir Preldzic ve Kenan Sipahi değişe değişe Kanarya’yı 1 numarandan başarıya taşıdılar. Bojan Bogdanovic tek kelimeyle ‘as usual sniper’. Kleiza az ve öz atarken Nemanja Bjelica geldiğinden beri en güzel gecesini yaşadı ve yaşattı.
CSKA bunu unutamazZoric ağır görevde başarılı, Vidmar ise boyalının kralıydı. Mitzov ve Hines’ları da olmasa CSKA varlığını hissedemeyecektik sahada. Baştan bastıran Kanarya sadece üçüncü çeyrekte bocalar gibi olduysa da Obradovic fırçasıyla toparlanarak CSKA’ya göz açtırmadan 26 sayılık göz korkutan farkla evlerine yolladılar.
Malaga’da ise Galatasaray perişan oldu maalesef. Jawai, Markosvili, Furkan, Cenk ve Ender’den beş yapsan fena mı olur? İşte bunlar Cimbom’un sakatlar beşiydi. Kalan sağları ise bir sayı önde bitirdikleri ilk yarıdan sonra, İstanbul’daki CSKA durumuna düşmekten takviye Mensah Bonsu bile kurtaramadı.
Üç takımımız zirveyi kovalıyor. İYİ Kİ VAR.
Yenerbahçe (isim hakkı bana aittir izinsiz iktibas edilemez) Barcelona’yı devirdi CSKA’yı bekliyor. G.Saray, Olimpiakos’u elinden kaçırdı, Aliağa travması yaşadı, Unicaja Malaga’ya ‘yeneriz inşallah’ maçına gidecek. Yaşadıkları ev galibiyet ve yenilgisinin nedeni koç davranış farkı. Kazanan ‘tatlı’ sert kaybeden ise ’tatsız’ gergin. Obradovic dilediği ilk, devam ve son beşleri yapıyor kimse surat as(a)mıyor. Ataman abuk bir yerde alarak Arroyo’yu maç boyu küstürüyor. Saygı sağlamak ‘karne’ kadar ‘karakter’le ilgili konu. Yaşam koçuyla zayıflayan (!) Ergin Ataman’ın bir de davranış koçu tutması gerekiyor. Zejlko sahanın ortasına kadar giriyor hakemlere batmıyor. Ataman yerinden kalkıyor tüyleri diken diken oluyor.
Aradaki ‘gıcık faktörü’şu: Ataman en son söylenecek lafı en başta söylüyor. Turgay Bey’e giydiriyor sonra ‘milli koçluk’, ’hakemlerden tarafsız muamele’ bekliyor. Yağma yok! Parkenin Turgay Bey’in babasının malı olduğu gerçeğini aklından çıkarmayacaksın. Aliağa yenilgisi Ataman’ın yarasını dağladı. Tam manasıyla dağılmanın tek sebebi Jawai’nin yokluğu olamaz. Daha önce oberjin devi mi vardı Cimbom’un? Bakalım takviye Bonsu hatırladığımız kıvamda bıraktığı yerden devam edebilecek mi?
Eşkinat sahibine göre kişner
Fenerbahçe ve Galatasaray sevenlerine ’HER ŞEY (Ç) OK GÜZEL OLACAK’ cümlesindeki ‘(Ç) KILIĞINA GİRMİŞ (B)’yi kenar yönetim hatalarıyla buldurmazsa: Bu ikili Eurolegue’de dört dörtlük (Final 4) iş yapabilir.Farklı bittiğine bakmayın Fenerbahçe yerli Beşiktaş derbisinden ‘kıldan sıyırdı’. Hatasız kul olmaz. Obradovic maç seçen Kleiza’yı Vidmar’a tercih ederek yaptığı hatayı ağır ödeyecekti. Anadolu Efes’i soracak olursanız.. Sormayın daha iyi. Bu yıl başka bir şey yaşıyorlar. Bu hafta deplasmana Brose Baskets Bamberg’e gidiyorlar. Galibiyet sayılarını üçleyebilirler. Çok dengeli dağılmış gruplarda iyi bir sıradan TOP 16’ya gitme şansı en yüksek olan takımımız Anadolu Efes. Hepsine rastgele..
Rakip becerisi yüksek yıldızlar topluluğu F.Bahçe olunca görece bireysel oyuncu kapasitesi sınırlılığı ’sistem basketbolu’ oynamaya zorladı Kartal’ı. Bunda da 34-34 berabere biten ilk yarıda çok başarılı oldular. Yabancı oyuncu sınırlaması nedeniyle Vidmar dışarda kaldığından F.Bahçe pota altını Zoric’e emanet etti. Zoric maçı kurtaran oyuncu oldu. Beşiktaş savunma değişiklikleri ve üçlüklerle momentumu elinde tuttu. Perkins Kartal’ı tek başına omuzladı. Maça gelmemiş Muratcan ve en kötü gecesini yaşayan Lofton biraz yardımcı olabilselerdi koç Kandemir bir ilk yaşatacaktı takımına.
Kartal bitince..
15 sayısıyla Buckman da pota altından ekmeğini taştan çıkaran bir başka Beşiktaşlı’ydı McCalebb’in 3. çeyrekte gayretleriyle 11 sayı fark koydular araya. Son çeyrekteki rehavetleri, top kayıplar Beşiktaş’ı oyuna ortak ederek, her hücumda serbest atış çizgisine getirdi. Uzunu kalmayan Kandemir’in içerden dalışlarla zorlama akıllı taktiğiyle, o ana kadar yüzde 61’le faul atan Kartal ikide bire düşmese F.Bahçe’ye ilk yenilgiyi tattıracak, Obradovic de Vidmar yerine Kleiza’yı seçtiği için kafasını taşa vuracaktı.
‘Gençlerle maçın pasını alma daha sonra esas oğlanlarla dengeyi oturtma’ akıllı kendi patenti taktiği Kiev maçının aynısıydı. Koçun büyüklüğü de bu kararlılık ve devamlılığından geliyor. Sürpriz yapmıyor. Oyuncusu da, karşı tarafta neyi ne zaman yapacağını biliyor ve buna saygı duyuyor.
Kenan ve Melih’le başlayıp Bo McCalebb, Kleiza ve Zoric banktan gelenlerle işi bitirmek buna denir. ‘Şıkşık eden nalça iş bitiren kalçadır’ parkede ifadesi böyle olur. Bu üçlü birlikte kenardan gelip 44 sayı ürettiler. Kanarya topun kıymetini bilerek kaybetmeden çok dengeli hücum etti. Ve Barcelona gibi güçlü bir takımı afallattı.
Barça kontrolünü yitirdi
Yüzde 62’lik, 8’de 5 üçlük ve yüzde 52, 23’te 12’lik ikilik atış isabetiyle çok iyi dağıtılmış iç dış dengesiyle hücum dengesi kurdu Fenerbahçe... Kazanımın sırrı da buydu. Kleiza’nın kendini aşan 22 sayı 5 ribauntluk muhteşem performansı da eklenince odaya 46-36 önde gittiler. Meşhur kaos üçüncü çeyreği Fenerbahçe’ye yaramadı. Kaçan fırsatlar maçı 46-44’e getirdiği noktada McCalebb pilotajında 10-0’lık seriyle sıyrılma beceresi gösteren Kanarya son çeyreğe Allah’tan 14 sayı farkla girdi.
İki takım da tam dört dakika sayı atamadan demirleri dövdü. Final 4 olağan adayı Barcelona erken pes etmenin, son dakikalarda yanlış şut seçimleri yapmanın bedelini İstanbul’dan gerisin geriye giderek ödedi.
MAÇIN İYİSİ
Müthiş bir performans sergileyen Linas Kleiza.
MAÇIN KÖTÜSÜ
Dikkat edin dediğim iki yeni adamı Brent Petway ve Matt Lojeski’den 26 sayı bulan Olimpiakos’a yapmayacağın tek şey varsa oda dışardan hücum etmeye çalışmaktı. Ataman ısrarla onu yaptı. Boyalı alanı hiç kullanmadan, maça Furkan/Jawai gibi pivotlar olmadan beş dışarda başladı. Gordon’un bitirici dalışlarını hiç kullanmadı Galatasaray. Cenk’in olmadığı akşamda ele bakmak, ya girerse oynamak çok yanlıştı. 7 de 0 üçlük performansı ile sakalı baştan Olimpiakos’a eliyle teslim etti Cimbom koçu.
Kendim ettim kendim buldum
Arroyo’suz, yani dümencisiz ilk yarı 42-30 Komşu’nun oldu. Onlar Vassilis Spanoulis (her zaman ki gibi 18 sayısı da cabası) şefliğinde hücum ve savunma standartlarını evlerinde gibi konuştururken Aslan, şaşkın ördek gibiydi. Arroyo esas rolüne soyunup atıp attırmaya başlayınca kaçan Komşu’yu içerde 22 sayı 5 ribauntla devleşen Jawai ile yakalar gibi olduysak da Olimpiakos ‘son çeyreklerin takımı’ olma şöhretine layık bir dinginlikle arayı kapatmadı. Salonu dolduran muhteşem taraftar ‘Biz ne zaman maç kazanacağız?’ sorusu kafalarında bir başka gecenin karanlığına dağıldılar.
Hem ligde hem Avrupa’da zorlu rakipleri yendiler. Bu hafta da çok zorlu konukları var; Barcelona ve Olympiakos... Malaga’yı Pire’de sıkı bir maç sonrası aşan Olympiakos, Galatasaray için İstanbul’a geliyor.
300 bin dolarlık Matthew Lojeski ile Harlem Top Cambazları’ndan devşirilme Brent Petway’le transferi 12’den vurmuşlar. Petway’i keyifle izlerken bir sakata uğramayalım. Bizimkiler avuç dolusu para harcıyorlar, onlarsa şampiyon oluyor. Bu işteki garabet yıllardır çözülemedi. Arada buharlaşan paralar var. Olympiakos sonrası Malaga deplasmanına gidecek Cimbom önemli bir virajda...
Kanarya vitese taktıKoç takım uyumu giderek artan Fenerbahçe, grubunun zorlu takımı Barcelona’yı burda yenmeyi kovalayacaktır. Partizan’a karşı evlerinde zorlandılar ama Katalanların çok güçlü kadroları var. Daha sonra CSKA’yı evinde ağırlayacak Fenerbahçe Ülker için ev galibiyetleri grupta yer belirleme bakımından çok önemli. Ev maçlarını kazanmak Euroleague’in altın kuralıdır. İki maç arasında Beşiktaş’la oynayacak Kanarya’yı zorlu maraton bekliyor.
‘Kartal ruhu’ lazımArmani’yi yenerken olumlu gelişmeler gösterir gibi olan Anadolu Efes farklı Fenerbahçe yenilgisiyle ‘Oktay Mahmuti etkisi’nden sıyrılamadığını gösterdi. Strasbourg deplasmanında umarım kendilerini toparlarlar.
Beşiktaş’ta ise Ahmet Kandemir ve cengaverleri için; Lige konsantre olarak alttan zorlayacak Karşıyaka, Banvit gibi takımların üst kabuğu delmemesini sağlamak ‘doğru hedef’ olarak gözüküyor. Ülkemizin Partizanı’nın keyifli ve hırslı basketbolu çok güzel. ‘Kartal ruhu’ her eve/takıma lazım.