×
Kazanan daima haklıdır. Ergin Ataman’ın Arroyo’yu Olimpiyakos maçı için (hasta oluşu pek inandırıcı gelmedi) dinlendirişine tabelaya bakıp ‘özgüven’ derken şayet ona çokta ihtiyaç duyulan son dakikalar alehte gelişse ve maçı Cimbom kaybetse; ‘şımarıklık’ diyecektik.‘ Kısaltılmış yorganına göre ayağını uzatmış Kartal, sınırlı kapasiteli kadrosuyla, kök söktürdü G.Saray’a. 19’ar sayı atan Erceg ve (Flash) Gordon’la Cimbom’un çok dingin ve güzel oynadığı maçta Kartal geri adım atmadı. Muratcan 14, Lofton 15 ve Perkins 20 sayıyla mücadeleyi sonuna kadar inatla sürdüler. Kafa kafaya giden, top kayıpları ve hatalar maçından, Aslan’ı Ender ve çifte standartlı hakemlerce yaratılan veya çalınmayan fauller, dipsiz kuyudan çıkardı.
Onun arabası var
NASIL olsa özel adamlarım Bogdanovic, Emir, McCalebb gelir traşı tamamlarlar; oyunun pasını Kenan ve Melih’li ‘yumuşak gençlik aşısıyla’ alayım klasiğiyle maça başlayınca Efes; Savanovic, Planinic, Lucas, Semih ve Cedi beşiyle maçın momentumunu ele geçirdi. Girdi çıktıyla ritm bozana kadar Mahmuti duruma hakimdi. Ortada, bir sizden bir bizden giden maçın ortasına ‘havlu attı’ Mahmuti. Savanovic, Planinic, Semih buz kesip atamaz oldular. 1-3-1 alan savunması ve ‘yeniden Doğuş dört kişilik hücum edememe formatıyla ’teslim bayrağını çekince, Kanarya Efes’e kabus yaşattı.
Ligimizin ‘olağan başarılıları’ üç büyüklerimizi Avrupa arenasına çıkartıyoruz bayramda... Hafta sonunda da iki önemli kapışma var ligde... Bayramda en bulutlu havayı Anadolu Efes soluyacak. Evinde Emporio Armani Milan ile sıcak temas sağladıktan hemen sonra hafta sonu F.Bahçe Ülker’den bir başka tokat yeme olasılığı fazla...
Küçülen hedefleriyle ‘ezilme moduna’ bakalım nasıl alışacaklar? Daralan bütçe mazeretiyle kurbanlık koyun formatı hiç yakışmadı. Efes’te kırmızı alarm durumu var. Kupada üzülen, Efes’le moral depolayan G.Saray, Siena’da ilk Avrupa galibiyetiyle tanışırsa, hafta sonu favorisi olduğu Beşiktaş karşısında mutluluğunu taçlandırır.
Gençlere harçlık!
Cumhurbaşkanlığı Kupası başarısı sonrası geçen haftayı pas geçen F.Bahçe, deplasmanda B.Kiev’den galibiyet çıkartabilir... ‘Annemizin ligine’ döndüğünde G.Saray gibi ‘hoşluk yılı’ yaşamaya karlı Efes’in pestilini çıkartır görünümde... Obradovic, Kenan ve Melih gibi gençlerine bayram harçlığı niyetine oyun süresi verirse daha renkli Kanarya izleriz.
Ataman L’italiano için Siena deplasmanlarının ayrı yeri vardır. Eski gücünde ve havasında olmasa da ‘Siena’ deyip geçmeyelim. İtalya Süper Kupası’nı aldılar. Efes’in rakibi Milano yenilirken onlar ligde ilk maçlarını kazandılar. Dönüşte Beşiktaş maçında ‘evde tek başına’ kalacaktır Cimbom... Beşiktaş zorlasa da henüz kora kor maç kazanacak kıvamda gözükmüyor.
Planinic, Vasiliadis, Hopson, Deniz Kılıçlı vb. kimselerin talip dahi olmadığı, sıradan transferler yap; Çok severim kendisini, okuldaşlık yapar (KALİD), toz kondurmazdım ama artık şartlar itirafa zorluyor... Menajer Engin Özerhun ve koç Oktay Mahmuti’nin yıllara sari ‘Topyekun imha planları’ bu yıl kesin başarıya ulaşacak.
Bu değişmez ikili; Dünyanın parasını harcayıp, hedeflerinin (Euroleague’de Final 4, Türkiye’de şampiyonluk) uzağında kaldıkları yıllardan sonra, beklentileri düşük tutarak, kendi kapasitelerine denk düşecek ‘Vasatlığa’ getirmişler takımı... Euroleague zirvesinden geçtim, uzun yıllar sonra belki de, ilk kez, ligde ilk dördün dışında kalacaklar.
Özerhun sağ, Mahmuti selamet!
ANADOLU Efes’in başı önünde ezikliği sahaya yansıdı. Kupa darbelisi Cimbom, 18’de 9’luk üçlük yağmuru ile daha ilk yarıdan rakibi felç etti. Ataman oyuncu değiştirmeleri yapmasa 45 sayı neredeyse ikiye katlanacaktı. Mahmuti arayışlar içinde gezinirken hücumda ne yapmak istediği anlaşılamadan ancak 27 rastlantı sayısı üretebildi.
Arroyo’nun son yarısı inanılmazdı. 16 kendi attı yıldızlaşan Erceg’e 19 attırdı maestro... Efes’i rezalet farktan skorbord arızası kurtardı. Oyuncular soğuyunca fark makul boyuta indirgendi. Cenk, Gordon, Furkan, Ender, Sinan... Hemen bütün oynayanlar gecenin yıldızları olurken Cimbom, haftaya başlayacak Euroleague için moral depoladı.
Koç gibi koç ikili maça adam gibi beşleriyle başlayıp aksayan düzenlerinin gerektirdiği değiştirmeleri yaptı. Basketbol dersi gibi; koçluğun kenarda tepinmekten ibaret olmadığını gösterdiler. İki takım da maçın başında kontrollü oyunu tercih ederken daha hazır gözüken Cimbom doğru şut seçimleri ve hücum ribauntları hakimiyetiyle ilk yarıyı önde kapadı. İki koç da santranç hamlesi benzeri savunma değişiklikleriyle momentumu elden kaçırmamaya dikkat etti. Kanarya adına Emir kaptığı top kadar kaptırınca ve Bogdanovic erken üç faulleyince 2. yarıya 37-33 ile G.Saray avantajlı girdi. Bu yarının adamı Gordon olurken ikinci yarıda çıldıracağını bilemezdik.
Ortaya karışık
İş harala güralaya dökülüp sokak basketboluna dönüşünce son dakikaya kadar dinginliğini koruyanın kazanacağı belli oldu. Kanarya adına bu dakikalarda Zoric, işi kotardı. 18’de 3, yüzde 16 üçlük atabildiği akşamda yıllardır yeni Kukoc olacağını söyleyip durduğum Emir Kanarya’yı dipsiz kuyudan çıkardı. Ataman, Ender’in zıvanadan çıktığı dakikalarda Sinan’ı kullanıp maçı çevirebilirdi. Obradovic az daha Bogdanovic’siz başlamanın bedelini ağır ödeyecekti. Cimbom’da Arroyo ikinci kemana geçip sazı Gordon’a bırakınca alabileceği maçı verdi G.Saray. Maçın beklenti kıranları; Kanarya’da Melih, Cimbom’da Cenk oldu. Beklenti üstü performanslarda Vidmar, Kenan ve Zoric’ten gelirken Kleiza ve Jawai ise ‘eh işte’ dedirtti.
Yanlış anlamayın, lafım bu yılki koç ve oyuncu değişiklikleri için değil. Attan inenlerin de aynı atla devam edenlerin de kendi içinde mantıkları vardır muhakkak. Hani kulağımızın bir kıvrımında küpe kıvamında kalsın, gelen gideni aratmasın.
Dört büyüklerimizden Fenerbahçe, Beşiktaş koç ve takımı sil baştan yapılandırdılar. Anadolu Efes ve Galatasaray başarılı buldukları koçlarını tutup takım çekirdeğine takviyeler yaptılar. Sponsor değiştirmeye benzemez kadro yenilemek. İşlerin oturması zaman alır ve skorboarda yansır.
MAHMUTİ TIPKISININ AYNISIBİR koç ki ‘Geleceğin takımını yapıyorum’ masalları anlatır ondan hayır gelmez. (Bknz: Bogdan Tanyevic) Başarıyı sürekli bir başka bahara bırakan hayal tacirlerine Oktay Mahmuti en güzel örnektir. ‘profesyonel’ parası alır ama ‘amatör’ hikayeler anlatır. Sürekli medyadan emeğine saygı bekler. Ona göre; Mesela Moussorgski’nin ‘Bir Sergiden Tablolar’ının içine eden piyanisti ‘emek verdiği için’ kimse eleştirmemeli.
Avrupa ayarında takımların yarını olmaz. Bu sezon, bu ay, bu hafta, bugün ne yapacaksın bize onu anlatacaksın. Daha doğrusu ‘hatice değil netice’ konuşacaksın. Kendi ifadesine göre; Cimbom’dayken ve geçen yıl görkemli Efes kadrosuyla hep talihsizlikler onu buldu (!) Kedi olalı fare tutma yılı bu Mahmuti’nin... Mundar ettiği yıldızlar listesini Planinic’le kabartmasın, ben ona da razıyım. Nietzsche ‘Bütün genellemeler yanlıştır, bu da dahil’ der ama gel de yapma... Efes bu yıl da ne uzar ne kısalır. Ortalardan şaşmaz son sekizi aşmaz...
ERGİN ATAMAN’IN ‘YAMANLIĞI’BAK Obradovic ne diyor; “Bana iki yıl tahammül edeceklerini sanmıyorum.” Doğrudur, ondan da marka referansını sahaya yansıtıp Fenerbahçe’ye Final 4 oynatmasını bekliyoruz. Maçlar ciddileştikçe, yıldızları oynamaya başladıkça gradosunu gösteriyor. Ezeli rekabet yanısıra ‘Milli koçumuz kim olmalı?’ yarışında da kapışacaklar Ataman’la...
O içerideyken G.Saray, farklı bir takım oluyor. Ender gelince, pırpırlık başlıyor. Ataman’ın ‘koş koş at’ basketbolu oynanıyor. ‘Gezi’ci üçlük bayii’ Cenk kapıyı açtı. Karşılıklı üçlük düellosu ilk yarıda denk ve heyecan verici basketbol seyretmemizi sağladı.
‘Çarşı’nın koçu’ Kandemir klasik bir Beşiktaş hazırlamış. Sınırlı kapasiteli kadroyla sloganları ‘Macera, fantazi yok. Güven var.’ Lofton gününde olsa, Iverson da erken faul sıkıntısına girmese, başabaş kora kor bir maç çıkarıp, sonuna kadar götürüp, istikrarın semeresini göreceklerdi.
Sonunu getiremedi
İKİNCİ devrede sazı alan Arroyo attı, attırdı. Beşiktaş fırsat toplarını harcarken Cimbom’un hafif sertleşmesi momentumu onlara döndürdü. 45-45 girilen son çeyrekte şans toplarını lehine kullanan taraf Galatasaray oldu.
Ender de üçlükleriyle katkı koyar-ken, Domercant’in sahada kalışı az daha maçı Kartal’a döndürüyordu. Jawai de dolaşıyor ama Furkan ve Erceg topladıkları ribauntlarla Cim-bom’un pota altı can simidi olacaklarını gösterdiler. Kartal’ın Perkins’i hareketlilik getiriyor takıma. Çaylak Gökhan da smaçlarıyla Kartal’ı uçurmaya çalıştı ama Arroyo müsaade etmedi.
Yıla en iddialı yapılanmayla giriş yapacak takım Fenerbahçe Ülker... Avrupa’nın en büyük koçunu getirdiler. Zeljko Obradovic ustaya layık güçlü kadro kurdular. Zeljko kimileri gibi ‘Geleceğin takımını kuracağım’ safsataları anlatmayan, bugünü konuşan ‘Harbi’ koç... Onun için büyük zaten... Sekiz oyuncusu yokken oynadığı son hazırlık turnuvasında 18 yaş altı çocuklarla 18 yaş üstünde neler yapacağının ipuçlarını verdi.
Son Avrupa Şampiyonası’nın bir gün muhteşem, diğer gün vasat altı görünüm sergileyen adamı Linas Kleiza en göz alan transferleri... NBA kariyerinde sakatlıklardan başını alamadı. Uzun süreler ara verdi. Bu yıl ne yapacak büyük merak konusu... Onunla birlikte ‘Avrupa’nın ilk beş’ine giren Bojan Bogdanovic, sarı lacivertlilerin bu yılki en büyük kozu olacak. Sonunda onu çok iyi değerlendirebilecek bir koçun eline düştüğünden NBA’den vazgeçti. İlk beşe giren iki oyuncusuyla şampiyonluksever koçuyla Kanarya’nın ligi yiyip yutup, Euroleague’de en azından son dörde kalması gerek...
Son 4’ten altı kurtarmaz
PARMAĞINDAN yeniden ameliyat olan Oğuz Savaş’ın yokluğuda Hırvat pivot Luka Zoric’in işi çok zor olacak. 18 yaşındaki Ayberk Olmaz ve Metecan Birsen’in kurtlar sofrasında kırk fırın ekmek yemeleri lazım... 5 numarayı Vidmar’la doldurularak kafaya oynanır mı? Onu zaman gösterecek ama; Henüz pota altında ‘Vay anasını sayın seyirciler’ dedirtecek durum yok... Versatil forvet Nemanja Bjelica da çok iyi transfer... İçeride dışarıda oynayabiliyor.
4 numarada İlkan Karaman da devleşebilir. Kanarya’nın asal sıkıntısı 1 numarada... Obradovic’in alışık olduğu sağlam, her akşam aynı performansı verecek, saha içi lideri olacak oyun kurucusu yok. Bo McCalebb, Emir Preldzic, kalırsa Barış Ermiş, pişerse Kenan Sipahi, sıra gelirse Berk Uğurlu hiçbiri bu manada 4x4’lük değil... Koçun Diamantidis’i yok sizin anlayacağınız. Marifet kimdeymiş göreceğiz bakalım. Yıllardır Obradovic gelsin diye çok yakardım. Kaderi benzemez, Bogdan koç gibi utandırmazsa çok sevinirim.
İspanya’daki 2014 Dünya Şampiyonası için kıtaya verilecek 2 wildcard’ı satın alabilme olasılığımızda yok. Yunanistan ve Rusya dünya klasmanında üzerimizde olduklarından onlar alacaklar. TRGY’ın çevirebileceği fecirde vaatte kalmadı. Sakın ola gene kandırmasın. Başbakan’ı Arjantin’e kadar ‘aldık efendim’ yanlış/yalan bilgilendirmesiyle yoranların oyununa düşülmesin. TRGY sayesinde Olimpiyat ve Dünya Şampiyonaları’nda (evimizde ki hariç) yoktuk; bu altın vuruşuyla artık külliyen yokuz. Yanlışların adamı Turgay Demirel basketbol için son kullanım tarihini doldurmuştur. Bundan sonraki kullanımlar şifa değil bünyeye zarar verir. Cezalı tarifeden bileti kesilerek gönderilmelidir.
Maça devam debilmek için; tıpkı panyası patlayan potaya yapıldığı gibi içerden yenisini getirip takmak lazım. Yamulan potayı doğrultmak için en az dört seneye ihtiyacımız var. Basketbolu geçim kaynağı yapmış Demirel’in umurunda değil. Karışanı görüşeni de olmayınca keyfine bakıyor. Kime havale edeceğimi şaşırdım. Allah sahibine bağışlasın da kayıtsızda kalamam. ’Böyle başa böyle traş’ diyecek halimde yok herhalde. Devran dönene kadar ‘unutmayıp unutturmamaya’ çalışacağım. Kırk yıllık dostuma yapılan bu aymazlığa Fransız kalamam..
Kim demiş ‘Fransız’ diye?
Horoz’lanarak Parker kalemle ‘Şampiyon’ yazan, Avrupa’nın zirvesine yerleşen ‘tek adam’lık Fransa parke literatüründen ‘Fransız kalmak’ jargonunu sildi attı. Konunun gabisi olmak anlamında artık rahatlıkla ‘Turgay mısın birader?’ sorgusunu kullanabiliriz.
Milli basketbolu bitirmek her ‘KUL’a nasip olmaz. Voleybolun başarılı başkanını değiştirerek ‘Filenin Sultanları’ efsanesini sonlandıran bakamıyanımız, basketbolun tükenmiş BAŞKUL’unu değiştir(e)meyerek tarihe harıl harıl kara sayfalar yazıyor. Eloğlu dolmakalem bizim hattat divit kullanıyor. Yoksa‘AB’ye almıyorlar, olimpiyat vermiyorlar ’biz de sahalardan çekiliriz’ şeklinde gizli ajandamız var da biz farkında mı değiliz?