Tüm NBA yıldızlarını toplayıp gelmiş İtalyanlara, oyuna gerektiğinde ağırlığını koyan NBA yıldızımız Ersan İlyasova’nın sayıları ve tam saha baskılı alan savunmamızla şaşkınlık dakikaları yaşatarak başladık.
O’nun 9 sayıyla bıraktığı yerden skoru Cedi Osman sürdürünce ilk çeyreği 26-13 önde geçtik.
Gerçek oyun kurucumuz olmaması dezavantajımızı aleyhimize kullanarak yaptıkları baskıyla karşı atak yaptı İtalyanlar.
Allah’tan baştan şaşırttık takip eden üç çeyreği kaybettik ama altın galibiyeti kuyudan çıkardık.
Erdenay, Milli Takım yönetimini yüzüne gözüne bulaştırdı. Fenerbahçe Başkanı’nın ayağına kapanarak, lütfedip Milli Takım koçunu affetmesini sağladı!.. Fenerbahçe, ay yıldızlı takıma oyuncu verdi ve sözüm ona kriz aşıldı. Grubumuzda, Dünya İkincisi Sırbistan, Avrupa Şampiyonu İspanya, ev sahibi Almanya ile uzun yıllar sonra ilk kez bu kadar iştahlı İtalya’dan oluşan 4 dişli takım bizi beklerken, Ataman ayağı çukurda gitti Berlin’e. Ataman, kendi kaşındı aslında.
AYNI TAS, AYNI HAMAM
GEÇEN sene Zafer Bayramı’nda “Böyle yürümez Ergin demiş” ve “Göster kendini Ataman” başlığı atmıştım. Bu vakitte ’şut girsin duası’ mekruhtur. ’Şuta köle olmaktansa boyalı alanın efendisi olmalısın dostum” demiştim. Bir bayram daha geçti ve biz bu defa Zafer’in çok daha uzağındayız. Ataman hala bıraktığım yerde ‘olmayacak duaya amin’ diyerek üçlük şut isabetine bel bağlamış vaziyette. Üstelik Melih dışında keskin nişancısı da yok. Kıl aldırmadan burnunun dikine gitti. Ataman devekuşu misali kafasını kuma gömdü.
BAŞIMIZA İCAT ÇIKARDI
Birlikte Ömer Aşık’ın bu yaz dinlenmesine karar vermişler. Enes Kanter desen siyaseten kadro dışı.
Grubumuzda Dünya 2. Sırbistan, Avrupa Şampiyonu İspanya, ev sahibi Almanya ile uzun yıllar sonra ilk kez bu kadar iştahlı İtalya’dan oluşan 4 dişli takım olduğunu gören Turgay Bey tayfası komployu kurmuş.
16 dışı kalmanın ilmiğini zaten nefret ettikleri Ataman'ın boğazına geçirip ipini çekiyorlar. Aziz Yıldırım’ın zamanlaması harika. Sporumuzun büyük karar ve ayar vericisi Aziz insan; 'Ataman hem kulüp hem milli takım koçu olamaz" demiş.
Tanyevic yaparken iyi Ataman’a gelince kötü. Nasıl hesap bu?
An itibariyle Melih Mahmutoğlu eline bakan takımımız 'Milli Kabus'una uyanmak üzere.
'Denedim, baktım, gördüm artık turnuvanın gerektirdiği basketbolu oynayacağız' diyen Ataman'a reçeteyi veriyorum; Ayakları sürekli boyalı alan çizgisine değecek şekilde Semih, Oğuz, Furkan, Barış'dan herhangi ikisi 5 ve 4 oynarlar. Ersan, Cedi, küçük Furkan ve Birkan 3 olurlar. Melih ile Dixon 2 ve Sinan ile Kartal da oyun kurucu 1 numara oynarlar.
Yani, üç uzun hep içerde formatı. İdeal beşi de söyleyeyim: Semih, Oğuz, Ersan, Melih ve Sinan.
Bu şekilde içerde güçlüsün, dış isabetin de alası var. Nafile top kaybederiz deme böyle hangi topu kazandın ki?
Milli takımın ‘gençleştirme’ operasyonuna rağmen alarm veriyor.
Üç 'E'sizlik (Enes, Ender ve Emir) şimdiden EEE! dedirtiyor. Oyun kurucu da Sinan, Kenan, Kartal, Doğuş ve özellikle Dixon topun kıymetini bilemiyorlar.
İyi görünen Semih yanında Enes ve 3 numarada Ersan'lı takım muhteşem olurdu. Ataman’ın yanlış seçimi Berlin’den dönecek gibi gözüküyor.
Kaunas’da “transition / hızlı geçiş hücumunun Avrupa efendisi” Litvanya’nın basketbolunu oynayıp maça koş koş havası verince baştan kaybettik maçı. Daha sonra ‘hareketli pas ve bol katlı marka hücumlarına’ mahkûm olup iki asından yoksun ev sahibine moral verdiğimiz maçta kırılgan savunmamız S.O.S verdi.
Komşu çok iyi bir kadroyu yan yana getirmiş. Bakalım onlar, yaşlı ve deneyimli yıldızlar topluluğundan takım yaratmayı başarabilecekler mi?
Yoksa Ataman, ‘yıldızsız ve deneyimsiz genç takım yapma’ icadını hayata geçerebilecek mi? Bu icat Avrupa Şampiyonası'nda semere verecek mi?
Melih’in doğru zamanda ki isabeti ve Semih’in bütün maça yaydığı olumlu katkısı geceyi lehimize çevirdi. Geceyi kurtardık ama çıkarımları faydaya dönüştürelim.
Bormio'da gazeteci kardeşlerim çanak tutmuş, Ergin kâseleri nabza göre hazırladığı şerbetlerle doldurmuş. Bogdan Tanyevic'i hiç aratmayan, mazeret kılıfları dolu laflar.
Tevil yoluna gittiğinden söyledikleri bir hayli abuk sabuk olmuş; önceliği her zaman hedef turnuva imiş ama bu sefer genç, tecrübesiz ve yan yana hiç oynamamışlardan oluşan gelecek 10 yılın takımını kurmuş! Enes ile hiç tanışmamış ama takıma gelmesi için çok uğraşmış. Berlin'de saha avantajı Almanlar'da değil gurbetçilerden dolayı bizdeymiş. Tıpkı Tanyevic gibi hazırlık maçlarını kazanmak için oynamazmış.
Malum o da 'yenilgilerden ders alır' ama tüm bu istikşafı döneme rağmen, 'kaybetmeyi kanıksamış takımla' hedef turnuvada sınıfta kalırdı.
Eksiklerimiz varmış. Favori değilmişiz. Takımda hiç yıldız oyuncu yokmuş fakat turnuvalarda yıldızlar değil iyi takımlar şampiyon olurmuş.
Malum zor gruptayız. Ya onaltı dışında kalır ya da madalyaya yürürüz.
Tav tav oldu, sav sav oldu elimizde tek NBA yıldızı Ersan İlyasova kaldı.
Yıldızımız Enes Kanter açıklamasında “Bir şey söylerken bunun yarınını da düşünmek, konuştuğuna dikkat etmek gerekir” yorumunu yapmış ama “Bir ülke için oynamak gurur ve onur verici” diyerek kendisi pek dikkat etmemiş.
Ay yıldızı vurgulamayarak biraz Fransız kalmış ama hiç yoktan iyidir.