Silahşörler kralın adamlarıydı bizimkiler başkanın.Onlar birbirleri için vardılar.Bizimkiler Turgay Demirel için varlar.Onların akıl hocaları Dartanyan'dı. Bizimkilerin Turgay beyin, kasiyer kayınbiraderi, Hüsnü Karagözoğlu.Onlar krallarını korumak kollamak,ona kazandırmak uğruna çoğu zaman meşru yollar dışına çıkarlardı. Bizimkiler HERZAMAN. Benzerlikler sürer gider. Onların hikâyesi tarihidir. Bizimkilerin hikâyesi yirmi beş yıldır bayıyor.
İhtiras tramvayında eşbaşkanlık
Hidayet Turkoğlu’nu devreye sokmak için Basketbol Federasyonunda CEO'luk ihdas ettiler. Osmanlı Lalapaşalığının günümüz uygulaması. Eşbaşkanlık yani. Direk başkana bağlanmak, payandalarını kaybetmemek için,saflarını sıklaştırdılar.Lakin ULEB'in FIBA'nın çatısı altında tek lig kurması uygunsuz bulundu ve 'başka kapıya' denmesi üzerine kasa tamtakır. Ülkeye uluslararası turnuva getirmek,saha başarısızlıklarını parayla kapama WILDCARD paralarından başka bölüşecek şey kalmadı.Yakında ülke Kulüpler Birliği de kurulursa iflas bayrağını çekerler. Keyiflerince kullanacakları gelir muslukları kapandığında Abbas’lar bağlasan durmazlar. BASKETBOLUMUZU O ZAMAN GERI KAZANIRIZ.
Sevsinler haspam beğenmemiş
Yırtık iç çamaşırından fırlar gibi gene atlamış ortaya Ergin Ataman. Adeta Atlaman oldu. “Futboldan sonra Avrupa’nın en popüler ve en çok takip edilen basketbolun Şampiyonlar Ligi’nde, tamamen farklı, sadece bazı kulüplere endekslenmiş bir Euroleague’in kabul edilmesi mümkün değil. Her ne kadar kuvvetli lig olsa da FIBA ve Euroleague’in uzlaşarak başarıya, fair-play ruhu içinde maddi güce endeksli bir Şampiyonlar Ligi düzenlemesini bekliyorum. Bu kararı tanımadığımı belirtiyorum” demiş. Milli takım koçluğu 2017’ye kadar uzasın diye Turgay beye yandaşlık yapıyor. Bey kardeşim, tüfek icat oldu mertlik bozuldu misali:92 Barselona olimpiyatlarında profesyonel sporcular,dolayısıyla NBA oyuncularının Olimpiyatlara alınmasıyla amatörlüğün cenaze namazı kılındı.Sen hala bize sportif ruh ölecek masalları anlatıyorsun.
Hakim karakterleri olan sert savunma ve görece iyi kısalarıyla karşı tarafı fazla top kaybına sürükleyen Khimki’ye kendi silahlarıyla yanıt verdi Kanarya.
9-0lık ezici baskıyla girdiler maça.
Rice-Dixon şut düelloları ile Paul Davis-Ekpe Udoh pota altı kapışmaları sahanın iki tarafında oyunun kaderini çizmeye başladı.
Allah’tan Fenerbahçe erken rotasyon hamlesiyle pota altına Vesely, Kalinic ve Datome’yi sokarak maçı kopartmadılar.
Önce Milli maçları yıl içine alarak tüm Avrupa Liglerini allak bullak etme projesini ortaya attılar. Sonra da amatör, olimpik basketbolun üst kurumu FIBA'nın iştah kabartan getirisine göz dikti. Avrupa Kulüpler Birliği (ULEB) onca yıldır Avrupa ve ülke kulüplerini bağımsız ticari yapıya kavuşturdu.Futbolda ki ‘Şampiyonlar Ligi’ ve ‘UEFA Kupası’ karşılığı olan ‘Euroleague’ ve ‘Eurocup’ın her ikisi de ULEB'de... Elinde hiçbir kupası kalmadığından ekonomik iflasın eşiğine gelen FIBA Avrupa Başkanı olan Turgay Demirel’in bizde alıştığı kulüplerin sırtından geçinme düzenini tesis edip kasaya ortak olmak istiyor.
DERENİN TAŞIYLA DERENİN KUŞUNU VURACAKLAR
Euroleague CEO’su Jordi Bertomeu ‘FIBA’nın Şampiyonlar Ligi’ projesiyle ilgili olarak ilk açıklamasında “FIBA çok arzu ediyorsa biz 16 yıldır buradayız onlar bize katılsın. Önümüzdeki günlerde biz de projemizi açıklayacağız. Biz 16 yıldır bu ligi önemli yerlere getirdik ve daha yapacağımız çok iş var. FIBA’nın bahsettiği takım sayısı ile ilgili çalışmalarımız var. Ancak vaat edilen (30 milyon Euro) rakamlar bize gerçekçi gelmiyor. Kulüpler ise Euroleague forması altında devam etmek istediklerini söylediler FIBA organizasyona katılmak isterse bizimle aynı gemi içinde yer alabilirler.’ diyerek kibarca BAŞKA KAPIYA dedi.
Sadece ‘Deplasmanda birbirlerini beş senedir yenmiyorlar zaten’le anlatmak Galatasaray’ın çok güzel, istekli ve güzel basketboluna haksızlık olur.
Deplasman stresini atabilmek için, akıllı seçimle,pota altından yüklenerek maça başlayan Fenerbahçe’ye ev sahibi koş koş sonu isabetli üçlüklerle reaksiyon verdi.
Karşılıklı hata ve top kayıpları yoğun 16-16 kafa kafaya geçilen ilk çeyrekte ortalık yangın yerine erken döndü.
Kimse maçı kıracak hamleyi yapamadı.
Büyük başarının hesabı çok net; son şampiyon Real Madrid, Ülker Arena baskısını üzerinde fena halde hissedip, 27 üçlük savurup ancak 6 tane sokunca, güçlü kadro filan hepsi hikaye oldu.
Kanaryamızda çeperden sadece 10 uzak atış kullanıp 4.ünü sokarak çok akıllı oynadı.
Başta fazla hücum reboundu (11) verdik ama rakip inanılmaz üçlük kaçırınca ilk takadımız misafiri iyice sersemletti.
Buradan vurup gidecektik ama sonuna kadar oyunu kolay bırakmadılar. Pota altını sağlam tuttuk.
'Ben sana vurulmuşum' diyen cefakâr taraftarını bu yıl üzmeye erken başladı. Malum 'Yapacaklarına teminat olarak yaptıklarını verdi' Obradovic.
Başkalarına yaşattığı şampiyonlukların kredisini tüketiyor, cepten yiyor. Dokuz yeni oyuncuyu istikrarlı, 'kazanan takıma' bir türlü dönüştüremiyor. Her maça farklı formasyon ve beşle başlama bıktırdı usandırdı.
Kıymeti kendinden menkul İtalyan manejer arkadaşıyla birlikte gönderdikleri keskin nişancılar Goudelock ve Nemanja Bjelica’nın yerini dolduramıyor.
Grubun görece zayıf Fransız takımından 21 fark yemek güzel olmadı. Gerçi grubunda herkes birbirini yendiğinden belki sonunda bu maçın hiç kıymeti harbiyesi olmayacak ama bu hafta oynanacak Madrid maçı da ateşten gömlek.
Strasbourg’un fazlasıyla üç sayılık atış denemesinden sayı bulmaları krizini “en iyi savunma hücumdur” diyerek rakibin boyalı alanına yüklenerek gidermeye çalıştı ama nafile. İlk kaotik telaş dalgası geçtikten sonra oyuna denge getirdiysek de ev sahibi sürdürülür etkinlikle baştan sona yeni transferleri Travis,veteranlar Beaubois ve Collins sayılarıyla kök söktürdü Kanarya’ya.
Daçka vitesi boşa aldı
Final 4 kovalıyorsak bu geceyi derhal unutmalıyız. Kurşun döktürme dışında teknik çözümler üretmek gerek.
Darüşşafaka Doğus da gruptan çıkma adına kazanmak zorunda olduğu maçta Almanların (freak city/korku) şehri dedikleri Brose Arena’da Bamberg’e karşı beş başlayan Oğuz’un başlatıp Semih’in sürdürdüğü peş peşe hatalı yürüyüş ve top kayıplarıyla (15) oluşan casting yanlışıyla baştan sakalı kaptırdı. Çorap söküğü elden kaçtı maç. Guard’ları Zizis ve Wanamaker trouble maker/baş ağrısı oldular. Temsilcimiz hemen her şeyi yanlış yaptı.
Zorlansa da maç sonunda gereğini yapıp rakiplerini ipe diziyor.
İki takım tarihinin İstanbul’daki, ilk ve tek Koraç Kupası’nı kazandığı 1996’dan beri gelen,11. yenilgisini tattırdı Armani Milano’ya.. Milano maça nerdeyse beş güçlü uzunlu başlayıp hücum momentumunu hep elde tuttu. Bizse üç naif kısalı beşlerle oynadık. Üstelik savunmada sürekli adam değiştirme yanlışına düştük.
Heurtel kesin dörtel
İTALYAN devine karşı Dunston kenarda kalınca zorlandık. Allah’tan, dış atış isabetimizin yerindeydi de “EL Milano Kasırgası”na tutulmadık. Diebler, Saric, Heurtel ve Furkan İstanbul havası gibi yağmur olup 12’de 9 üçlük yağdırdılar. Diebler her türlü atış başarısıyla Efes’i sırtladı.Tüm taktiklerin bittiği son çeyrek kora koruna 69-63 önde girdik. Giren çıkan tempoyu düşürmedi. Heurtel’e ayrı parantez açmak lazım; attı attırdı, oynadığı süreler farklı armonisi oluyor takımın.