Salona grup 1.cisi gelen F.Bahçe, baştan oyuna hızlı girerek, Lavender’in özel gayretiyle (10’da 9 saha içi isabeti) 9 sayılık bir üstünlükle geçti. Aslan’ın kozu Nevriye’nin 5de 0’la sayısız geçtiği ilk yarıda Galatasaray’ı oyunda tutup odaya makul bir şekilde gitmelerini sağlayan oyuncular Işıl, Kizer ve Loyd oldu.
NEVRiYE’SiZ OLMAZ
2. yarıda Galatasaray rakibini zorlayacak çözümleri Keizer’la üretmeye çalışırken; Levander başarıda devamlılığını sürdürdü. Ev sahibi belki de arayı kapayacaktı; ama gecenin en cool kadını Quigley kritik sayılarıyla müsaade etmedi: 52-47. Fenerbahçe’nin önde girdiği son çeyrekte Galatasaray bir yandan içeri dalışlarla sayı kovalarken, öte yandan sertleştirdiği savunmasıyla Kanarya’yı panikletip acele atışlara zorladı. Bu gayretleriyle çok top kaptılar ama kıymetini bilemediler.
Atamayana atarlar kuralını akıllı uygulayan Fenerbahçe, sakin kalmayı başararak Coleman ve Birsel’in sayılarıyla farkı koruyarak Galatasaray’ı grup dördüncülüğüne, Ekitenburg’la eşleşmeye mahkûm ederek turnuvanın ilerisi için çok maç kazandılar.
Maç başına verimlilik katsayısı (108.8 ), sayısı (89.4), üçlük isabeti (43.6%), ribaund (38), bloklanan şutlar (4.25)’le ligin kralı namağlup Fenerbahçe kabzaya bir çeltik daha attı.
Maç başında, iki tarafta dışarıdan atıp ısırarak, olmadıysa topladıkları rebountları sayıya çevirerek, bilek güreşi yaptılar.
Hatalar ve top kayıpları eşliğinde bir sizden bir bizden bütün gece sürdü.
SOKAN KAZANIR GECESİ
F.Bahçe’nin kolay incinebilir yumuşak noktası savunması.
Hele gözlerini sayı atma hırsı bürüdüğünde iyice kırılganlaşıyorlar.
Evinde yenilmeyen Kanarya karşısında deplasmanların efendisi Cedevita, ancak baştan vurursam kazanırım, gözü pek anlayışıyla maça kararlı girdi.
Hickman’ın geri dönüşünü zevkle izlediğimiz ilk çeyrekte, Vesely’nin sakatlığından dolayı bildik enerjik performansını veremediği maç da, Udoh ve Antic adeta devleşerek coşturdular Kanarya’yı.
Kutluay-Mahmuti ortak yapımı ucuz romana(!) kendini kaptıran evlat, baba ocağını yanlış kullanılan paraya boğarak bacaları tıkadı.
Avrupa’ya veda eşiğine dayanan Daçka son anlarda ki canhıraş gayretlerine rağmen evinde bir türlü oluşturamadığı takım ruhunu F.Bahçe’ye teslim etti.
F.Bahçe güven veren basketbolunu baştan sona sergileyerek, ’geldim, gördüm, yendim’ yaparken, ev sahibi camiaya bir başka katlanması zor bir kahır gecesi daha yaşattı.
GEREKTİĞİ KADAR
İçerde savunma zafiyetleri yaşayıp, bir devrede 55 sayı yeme rekorları kırarak, kıl payı iki galibiyetle hüsranları zor atlatan, THY Euroleague’de bu sezon evinde maç kaybetmeyen Fenerbahçe en sonunda Lokomotiv Kuban’ı da çarptı.
Maç kazanma eşiğinin 75 sayıdan az yemek olduğunu bilmesi gereken usta koç Obradovic avuç avuç oyuncu değiştirme aymazlığını üstünden henüz atamamış.
Kemik beşini, erken rotasyonla kurcalayınca savunma sertliğini bir türlü oturtamadı.
Malum koçun başarısı oyunun karar anlarında en verimli işleyen beşini sahada tutabilmektir.
Maçı seyretmeden bende, ev sahibinin salonun coşkusuyla zaman zaman parlayacak saldırısının Fenerbahçe gücü karşısında saman alevine dönüp söneceğini biliyordum.
Nitekim Koç Obradovic, Pionir Arena cehennemine; Vesely, Datome, Dixon, Bogdanovic, Udoh ilk beşiyle tüm imkanlarını seferber ederek başlayınca kafalarını kaldıramadılar.
Rakibe bambaşka bir hava katan yeni transferleri bizim mahallenin çocuğu (!) Tarence Kinsey girip Kızılyıldız hücumunu toparlayınca geri dönme rüzgârı yakalar gibi oldularsa da sertleşen savunması eşliğinde F.Bahçe özgüvenini şık bloklarla pekiştirdi.
BLOKLAR GECESİ
Güvendikleri dağ, genelde çift haneli sayılarda oynayan, Zirbes pota altında ağırlık koyamayınca, Sloukas’ın olmadığı gecede sakatlığını tam atlatamamış Hickman peş peşe hatalar yapmasına rağmen, Vesely’nin ‘ayıp olmuyor mu’ bloklarıyla süslü savunmalarla momentumu kaptırmadan odaya gittik.
Kızılyıldız kenarının en büyük hatası Fenerbahçe’yle sete set oynamaya çabalaması oldu.
Pana ilk sayısını ancak 5.26’da bulabildi. Saçlarını parkede ağartmış Diamantidis’in pilotajında dirilerek, sahada kalmaya çalıştı konuklarımız. farkı kendilerine göre makul hale getirip oyuna ortak oldular.
2. yarıda Vesely-Udoh yan yana oynamaya başlayınca Kanarya’nın farkını yaratan hızlı oyunu gaz kesti. Temposunu kaybeden F.Bahçe motivasyonunuda yitiriyor. Oyun, tarzına uygun, sete sete kalınca Pana etkili olmaya başladı. 34’lik Antonis Fotsis de kritik yerde attığını sokarak 56-56 ile beraberliği sağladı. Enerji trafosu Vesely 4 faullü dışarıda olunca rebountlarda zorlandık. Faul hakıkımız erken dolunca Raduljica çizgiye gelmeye başladı. Komşunun tam saha alan sahasına geçip ceza kesmek varken kontrolü tercih edince inisiyatif onlara geçti. Neyse ki Dixon yaşlı rakip kısalara oyunu sokağa dökerek üstünlük sağlayıp birkaç kritik sayıyla hücumda ki düğümü çözen oyuncu olurken Antic geceyi taçlandırdı.
SARIC İPTEN ALDI
İstanbul’un soğuk havası etkisiyle maça donuk ve pasif başlayan Anadolu Efes, Kızılyıldız’a sakalı baştan kaptırınca az daha maçı da veriyordu. Ama Saric’in ekstra gayreti ve emsalsiz son sayısı maçın kaderini belirlerken derin bir ohh çektik.
78 yabancı oyuncu transferi yaparak bu sene bir başka rekora imza attı ligimiz.
5+1 demek sınırlama yok demek.
Kenara BENCH, teknik kadroya STAFF deniyor, pivotlar içine basmıyor CENTER’lar alley-oop yapıyor ve parkenin resmi dili İngilizce.
Basketbolun federasyon Başkanı var gibi ama esas CEO'su var.
Altyapılarda alınan madalyalar ani olarak evde rafları süslerken yetişen/devşirilen çocuklar 18 geldiği zaman 3. sınıf bir yabancı oyuncunun standman/dublörü oluyor (bkz. Kenan Sipahi, Berk Uğurlu vb.)
12 DEV ADAM ÇÖP ADAM OLDU