THY Yönetim Kurulu ve icra komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat ile Denver uçuşunda sohbet ediyoruz. Yanında THY’nin doluluk oranındaki başarısı ve açılan yeni hatların kârlılığında büyük katkısı olan THY Ticari Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Olmuştur var.
İşte TK 201 İstanbul-Denver uçuşunda Prof.Dr. Ahmet Bolat ile sohbetimizden satır başları:
‘EN ÖNEMLİ YERDEYİZ’
-Kişi başı 80 bin dolardan fazla geliri var Denver’ın. Amerika’nın üçüncü büyük hub noktası. Bu sene 84 milyon yolcu bekleniyor havalimanında. İstanbul havalimanına benzer bir performansı var, bizim de bu bölgede uçabileceğimiz en önemli nokta.
-Şu anda tüm dünyada olduğu gibi bizde de uçak eksikliği var. Özellikle geniş gövdede teslimler gecikiyor. Boeing’den gelmesi gereken 787’lerimiz var. Hem kendi satın aldığımız hem de kiraladığımız uçaklar bunlar. Bunların da altı ay gecikeceğini söyledi Boeing.
-Uçak üreticilerinin önemli sıkıntısı ‘supply chain’ dediğimiz tedarik zinciri. Bir uçak 3 milyona yakın parçadan oluşuyor. Şimdi bunların bazıları hakikaten kritik. Bir örnek gerekirse motor üreticileri sıkıştırılmış malzemeden bir dişli çark üretiyor. Bunu bir Güney Amerika ülkesinde ürettiriyor ve 8-10 sene sonra çatlaklar oluşmaya başlıyor. Olmaması gereken yerlerde çatlaklar var. Bu sefer adam bütün motorlara bakmaya başlıyor, uçak uçarken sıkıntı çıkmasın diye motorları geri çağırma yapıyor. Bu durum operasyonları ciddi aksatıyor..
İkinci el iş jeti pazarında büyük bir dengesizlik yaşanıyor. Fabrikaların zamanında ve istenen sayıda iş jeti teslim edememeleri alıcıları ikinci el uçaklara yöneltti. İkinci el uçak pazarında önce fiyatlar arttı ama sonra bir dalgalanma dönemine girildi. Şimdilerde ise fiyatlar aşağı gelmeye başladı. Ancak ikinci elde satıştaki uçakların çoğu sorunlu. Alıcıların iyi araştırması ve doğru ekspertiz raporu hazırlayan ciddi kuruluşlarla çalışması gerekiyor. Yoksa alınan uçağın son sahibi olmak dışında bitmez tükenmez sorunlarla boğuşmak durumunda kalınabilir.
DÜŞÜŞ SERT OLDU
İş jetlerinde ikinci el piyasasının dengelenmesi bekleniyordu ama kimse bu kadar sert düşüş tahmin etmiyordu. Özellikle 15-35 milyon dolar arasında satılan ikinci el iş jetlerinin fiyatlarındaki düşüşler beklenenden de sert oldu. Ancak pazarın hızlı büyümesi nedeniyle taleplerde azalma görülmedi. Fiyatları 6-10 milyon dolar aralığındaki kullanılmış ve 2018 civarı imal edilmiş uçaklar iyi pazarlıklarla çok daha ucuza alınabiliyor.
Talep artışı devam edince de ikinci elde iyi uçak kalmadı. İyi uçaktan kasıt; imalat yılı yakın geçmiş, uçuş saati düşük, indi-kalktı sayısı menzili ile doğru orantılı uçaklar. Bunlar pazarda azaldı. Yeni uçak bulamayanların ikinci ele hücum etmesi sonucu kısa sürede ikinci el uçakların iyileri hemen satıldı. Geri kalanlar için fiyatlar düşmesine rağmen pazar henüz yeterli canlılığa ulaşamadı.
Pazardaki son fiyatlar nasıl mı? İşte 2014-2018 yılları arasında imal edilmiş, şimdilerde ikinci hatta üçüncü dördünce el olarak satışa çıkan uçakların fiyatlarından örnekler...
-Falcon 7X: 2018 yılında 51 milyon dolar olan uçağın 2010 modeli bugün 16-19 milyon dolar cıvarında.
-Falcon 2000LXS:
Yıllardır izlerim. Çelebi Havacılık öyle fazla ortalarda görünmez. Ama hangi havalimanına giderseniz Çelebi yazısını mutlaka hizmetler zincirinin bir yerinde görürsünüz.
Hiçbir şirketle kavga etmezler. Ticaretin bütün nezaket kurallarını uygularlar. Sessizdirler. Yıllarca çok büyük işler yaptıkları halde duyurmak için çaba bile harcamadılar. Daha yeni kurumsal iletişim bölümünü kurdular. Kavgaları gürültüleri yoktur. Rakiplerine bulaşmazlar. Başkalarını alkışlamayı bilirler. Talihsizliğe uğradıklarında bile seslerini sınırlı yükseltirler. Hayalleri çoktur, dünyanın dört bir yanına ulaşır ama onlar risk alsalar da tecrübe ile sınırlarını çizdikleri düzeni korurlar.
Dünyada 3 kıtada 6 ülkede 60’dan fazla istasyonda, yer hizmetleri, kargo işleri yapan Çelebi Havacılık Türkiye’deki ana üssünün dışında Hindistan, Macaristan, Almanya, Tanzanya ve son olarak da Endonezya’da büyüdü. Endonezya’da yer hizmetleri veren Prathita Titiannusantara (PTN) şirketinin tamamını satın aldı. Endonezya’daki 26 havalimanında yer hizmetlerine başladı.
DENGE HALİ HÂKİM
Canan ve Can Çelebioğlu’nun büyüttüğü bu şirket 2013 yılında önce yüzde 50 hissesini, sonra yüzde 15’ini daha finans-yatırım dünyasının saygın kuruluşlarından Actera Gruba sattılar. Ama ilginç bir şey oldu. İşin yönetiminde yüzde 50-50 kararı aldılar. Yani her iki tarafta farklı mali yapıya rağmen aynı söz hakkına sahipler. Kavga gürültü olmuyor. Actera grup bu iki deneyimli patronla uzlaşı içinde sistemi dikkatlice büyütüyorlar.
Canan Çelebioğlu Holding’in başında ama kardeşi Can Çelebioğlu da işin bir başka kısmının başında. Onlarda denge var. Can bey özellikle tekniğe merakı, fuar fuar gezmeleri ile Çelebi Grubu’nun ekipmanlarının her zaman modern zamanlara ayak uydurmasını da sağlıyor. Eşi Pelin hanımla gitmediği fuar ve firma kalmamış neredeyse. Canan Çelebioğlu’nun oğlu Ali Ateş Tokgöz Los Angeles’da farklı bir eğitim almış ama şimdi şirketin çeşitli kademelerinde patron çocuğu olarak değil, bir çalışan olarak görev yapıyor ve sistemi öğreniyor.
TAM 30 penceresi var. Yetmemiş bir de tavana pencere konulmuş. Gökyüzünde daha yüksekleri görmek için. İçi ışıkla dolu. Her şartta gözleriniz dışarının ışığına alışıyor. Üstelik bir de gözü var ki. İnsan gözünden çok çok üstün. FalconEye, yani ‘şahin gözü’ denen sistem. 100 feet, yani 33 metre yüksekliğe kadar pisti görüyor. Ortalık sisten göz gözü görmese bile...
Dünyanın kendi sınıfında ekstra en geniş gövdeli iş jeti. İçindeki sessizlik rekor seviyede, bütün uçakları geride bırakıyor. Modern zamanların bütün donanımına sahip. Hatta biraz da geleceğin teknolojisini taşıyor. Adı Falcon 6X. Anadan doğma bir Şahin. Fransız Dassault firmasının imalatı. Şu meşhur savaş uçakları Mirage ve Rafale’ı da yapan fabrika. Fransa’nın Bordo kentinde imal ediliyor sonra green olarak (yani dış boyasız, sadece korozyon kaplaması ile) Amerika’da Arkansas’taki Little Rock’a uçuyor. Orada içi yapılıyor ve müşteriye teslim ediliyor.
Soldan Sağa Falcon Satış liderleri Emillien Etienne, Renaud Coatre, Alian Soylu, Kabin sorumlusu Caterine Avriol,, pilotlar Jean Pascal Lenesre, Bruno Ferry.
TEK DEPOYLA DOKUZ SAAT UÇABİLİYOR
- 12-16 kişilik bir uçak. Deposunu bir doldurduğunuzda 9 saat havada kalabiliyor. İstanbul’dan New York ve çok daha ötesine ya da Sao Paulo’dan Londra’ya, Paris’ten Johannesburg’a direkt uçabiliyor. Okyanuslar üzerinde fink atabiliyor. Sürati saatte 1.000 kilometrenin üzerinde.
TÜRBÜLANSTAN FAZLA ETKİLENMİYOR
- Yüksekten, çok yüksekten uçuyor. Yolcu uçaklarının uçuş tavanından neredeyse 11 bin feet daha yüksekten gidiyor. Yolcu uçakları 40-41 bin feet’e kadar çıkarken 6X, 51 bin feet uçuş tavanına sahip. Yani 17 bin metre. Yükseklerde turbülanslardan fazla etkilenmiyor. Bir de türbülans savıcı olarak Flaperon kullanılıyor. Hava trafiğine takılmıyor. Basıp gidiyor. İçindeki bol oksijen uçanları kısa bir iç hat uçuşundaki kadar bile yormuyor.
HER gün binlerce insanın gelip geçtiği, Türkiye’nin ikinci büyük havalimanı Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (ISG), iyice sıkışmaya başladı. THY’nin alt markası olmaktan çıkıp düşük maliyetli taşıyıcı haline gelen Ajet’in ana üssünü Ankara yerine Sabiha Gökçen’e alması ile havalimanı yoğunluğu artarak çekilmez hale geldi.
Yeni yapılan ikinci pistin uçuşları rahatlatma hedefi ise gerçekleşemedi. Yeni pistin 2024 başında, ILS (Instrument Landing System) diye bilinen aletli yaklaşma sistemi hâlâ verimli çalıştırılamıyor. Sistemde sapmalara neden olan altı nokta daha ortaya çıktı. Mania (engel) oluşturan yakındaki cami minarelerinin ve kubbenin kotunun düşürülmesi yetmedi. Çevrede geniş çaplı bir kamulaştırma yapılması gerekiyor. Ayrıca pistin gece iniş kalkışları için ışıklandırmasının olmaması da verimliliğini yüzde 50’den fazla düşürüyor. Pist çevresinde hâlâ bitirilmemiş yollar var.
2’NCİ TERMİNAL MESELESİ
Havalimanına nefes aldıracak, yolcuların hareketini kolaylaştıracak 2’nci terminalin inşaatı başlamadı. Malezyalılar terminali devletin yapmasını istiyor. Ama 2’nci pisti yapan Türkiye, buna karşılık terminali Malezyalı şirketin yapmasını öneriyor. Malezyalı şirketin terminal yapımına karşılık işletme süresinin uzatılması için yaptığı öneri ise hâlâ ortada. İşletmeye yüzde 50 ortak olduğu açıklanan IC Holding Çeçen grubunun terminal inşaatı konusunda tercihi ise bilinmiyor.
ANA SORUNLAR
Pist ve terminal gibi çok büyük sorunların dışında Sabiha Gökçen operasyonlarının sıkışmasına neden olan diğer başlıklar şöyle:
- Havalimanı nizamiye girişi dar, uzun araç kuyrukları oluşuyor. Yolcular uçuşlarını kaçırıyor.
İRAN Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, İran Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan ve iki üst düzey görevlinin ölümüne neden olan helikopter kasasıyla ilgili siyasi ve teknik birçok şey söyleniyor. Çok farklı senaryolardan bahsediliyor. Bunlar elbette tartışılır, uzun süre de tartışılacak.
Biz olayın teknik boyutunu inceledik. Bu açıdan bakıldığında sanıldığı kadar karmaşık bir durum ortada yok. Hadi gelin nedenlerini sıralayalım...
ESKİ OLMASININ ÖNEMİ YOK
- İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve ülkenin dış politikasının zirvesindeki isimleri taşıyan BELL markanın 212 modeli helikopter uzun yıllardır kullanılıyor. Helikopterin eski olmasının bir önemi yok. Ama ambargolardan dolayı sahte parçalar kullanılmış bir helikopter olduğunu ifade ediyorlar. Böyle olsa bile uzun yıllardır çalışan, faal bir makine. Yani yatan bir araç değil.
- Bugün hâlâ çok yıllar önce imal edilmiş B-52 bombardıman uçakları bile kullanılıyor. Yani eskiliğin bir önemi yok.
- Kaza sanıldığı kadar karmaşık görünmüyor aslında. Azerbaycan’dan kalkışta havanın iyi olması, birçok helikopter pilotunun içine düştüğü yanılgı, büyük ihtimalle kazanın ana nedenlerinden biri olabilir. Çünkü bugünler ve gelecekteki 15-20 gün zaten yoğun sis çöken zamanlar olarak biliniyor.
O günü iyi hatırlıyorum. Sani Şener’i 1998 yılında Atatürk Havalimanı şantiyesinin YİD projesinin inşaat dönemimde tanıdım. Yeşilköy Havalimanı yorgun terminalinin önünde bir basın toplantısı vardı. Ben de katıldım. Ünlü Mimar Hayati Tabanlıoğlu’nun yaptığı terminal iç hatlar olacak, dış hatlar ise yepyeni bir terminale kavuşacaktı. İnşaat ve hizmete açılış süresi 22 ay olarak belirlenmişti. Üstelik işi yapacak olan TAV işletmeyi de yapacaktı. Bu bir ilkti. O zaman TAV üç ayaklı bir ortaklıktı. Tepe, Akfen ve Vien. Vien yolun başlarında çekildi. Diğer ikisi işin liderliğini Sani Şener’e bıraktılar, hızla yapıma geçtiler.
Şener, bu projeyi gece gündüz çalışıp gerçekten 22 ay gibi bir sürede bitiren ekibin başında idi. Kendisine işletmede kalıp kalmayacağını sorduğumda, “Ben mühendisim, bu iş bitince başka şantiyelere geçerim” demişti. Ancak iş öyle olmadı, inşaat bitince Atatürk Havalimanı işletmesinin başına geçti. Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nden (DHMİ) emekli olan tecrübeli isimleri yanına alarak güçlü bir kadro kurdu. Yıllar içinde TAV’ın değeri 2 milyar dolara varan 30 bin kişinin çalıştığı bir şirketler topluluğuna dönmesine öncülük etti.
İŞTE BÜYÜME YOLCULUĞU
“İyi bir proje yönetimi bir projeyi zamanında, istenilen kalitede ve istenilen bütçe içinde bitirmektir” diyen Sani bey, “Ancak artık bunlar yeterli olmuyor! Bütün bunları sağladıktan sonra o projeyi başka coğrafyalarda da devam ettirmek de gerekiyor” diyor. Sani Şener, Atatürk Havalimanı’nda bir konteyner içinde 4 kişi ile başladığı büyümeyi satır başları ile şöyle anlatıyor:
ÇOK değil, birkaç yıl önceydi... THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat, hedeflerinin Amerikalı yolcuyu Türkiye’ye çekmek olduğunu, bunun için bir kampanya başlattıkları söyledi. O günlerde bu biraz uzak gibi görünüyordu. Çünkü Amerikalıların seyahat anlayışları farklıydı. Uzaklara gitmekten çok, yakın ülkelerde zaman geçirmeyi hedefliyorlardı. Ama Türkiye’nin tarihi zenginliği Göbeklitepe’den başlayarak sürekli onlara anlatıldı. Hat açılışı yapılan Amerika kentlerindeki galalar dışında da geniş çaplı kampanyalar düzenlendi. Elbette deniz ve güneş için de vurgular yapıldı. Yeni oteller, iyi yemek ve sağlık turizmi bunlara eklendi. Türkiye şimdi de yeni açılacak Denver hattında anlatılacak.
Ve sonuç; 2024 yılı ilk üç ayında THY’nin Amerika için sunduğu kapasite, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15.80 artış gösterdi. 2024 yılı ilk üç ayında taşınan yolcu sayısı da, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.97 oranında artarak beklenen ivmeyi yakaladı. Uçakların doluluk oranı da yüzde 83’ü geçti. Amerika Birleşik Devletleri’ne 2024 yaz tarifesinde haftalık 141 uçuş düzenlenecek. Denver uçuşlarıyla birlikte bu sayı 145’e çıkacak. Sonunda Ahmet Bolat’ın ‘Türkiye’de konaklamayı tercih eden Amerikalı yolcu’ hayali gerçeğe yolculuk yapmaya başladı.
THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat
İŞTE ABD UÇUŞLARININ AKIŞI
- Türk Hava Yolları ABD’de 13 noktaya uçuş yapıyor.
- Boston, New York, Newark, Washington D.C., Atlanta, Miami, Chicago, Detroit, Houston, Dallas, Seattle, San Francisco ve Los Angeles). 14’üncü nokta olarak Denver uçuşlarına Haziran 2024’te başlayacak.